Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/819 E. 2023/95 K. 17.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARARIDIR

ESAS NO : 2022/819 Esas
KARAR NO : 2023/95

DAVA : İtirazın İptali (Satış Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/12/2022
KARAR TARİHİ : 17/02/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 02/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Satış Sözleşmesinden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı aleyhine, davacı şirket lehine Ankara 11. İcra Dairesi 2022/13728 esas sayılı takip başlatıldığını, Takibe konu faturalar 30/05/2022 tarih 989,80 TL tutarlı, 26/05/2022 tarih 16.182,22 TL tutarlı, 11/06/2022 tarih 6.928,60 TL tutarlı faturalar olduğunu, Öyle ki davalı taraf davacı şirketten ürün satın aldığını bunun sonucunda işbu faturalar düzenlendiğini ve düzenlenen faturalar davalı tarafından imzalanmış faturalar olduğunu, Türk Ticaret Kanunu 21/2 maddesine göre faturayı teslim alan kişinin 8 gün içerisinde faturaya itiraz edebileceği düzenlendiğini, süresi içinde fatura içeriğine itiraz etmeyen taraf fatura içeriğini kabul etmiş sayılacağını, ayrıca Türk Ticaret Kanunu’nun 21/2.maddesi uyarınca tebliğe rağmen faturayı süresinde itiraz ve iade etmeyerek, ticari defterlerine borç kaydeden tacir, fatura münderecatını aynen kabul etmiş ve faturayı gönderen davacı şirket faturaya dayalı bu alacağının varlığını Türk Ticaret Kanunu’nun 84. Ve 85. Madde hükümleri uyarınca ispatlamış olduğunu, ayrıca, söz konusu fatura davacı şirket tarafından davalı adına düzenlenmiş olduğundan mezkur fatura kapsamında sorumluluk davalıya ait olduğu izahtan vareste olduğunu belirterek itirazın iptaline, alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı davacıdan kesinlikle ürün satın almadığını, herhangi bir fatura da imzalamadığını, davacının iddia ettiği imzalar davalıya ait olmadığını, … isimli bir şahsa ait olduğunu, Bu şahıs ise davalı adına mal almaya yetkisi olmayan, davalının temsilcisi veya sigortalı çalışanı dahi olmayan bir şahıs olduğunu, davalının tacir olmadığını, … hakkında her türlü hukuki yola başvurulduğunu, … isimli şahsın davalı adına bastırdığı kaşe ile mallar satın aldığını, ayrıca sahte imza ile senetler imzaladığını, Kısa vadede satın aldığı malları paraya çevirdikten sonra ise ortadan kaybolduğunu, Şahıs hakkında savcılık nezdinde gerekli şikayet yapıldığını, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı 2022/206746 soruşturma sayılı dosya ile soruşturma devam ettiğini, davlı adına imzaladığı sahte senetler ile ilgili olarak başlatılan Ankara 23. İcra Müdürlüğü 2022/12855 sayılı dosyası ve Ankara 11. İcra Müdürlüğü 2022/13770 sayılı dosyalarında imzalara itiraz edildiğini, dosyaların derdest olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE;
Dava satış sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptaline yöneliktir.
Ankara Ticaret Odası cevabında davacının tacir kaydına rastlanmadığı, Cumhuriyet Vergi Dairesi Müdürlüğü cevabında, mükellefiyetin 07.09.2022 tarihi ile terk olduğu ve aktif olduğu dönemde işletme hesabına göre defter tuttuğunun bildirildiği, Ankara Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği cevabında esnaf ve sanatkar kaydının olduğuna dair yanıt verildiği anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK’nın 1/(1) maddesinde “Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir.” hükmü düzenlenmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 114/(1)-c maddesine göre, görev hususu dava şartlarından olup aynı kanunun 115. maddesine göre dava şartlarının mevcut olup olmadığının mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılması ve gözetilmesi gerekmektedir.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin, tarafların her ikisinin birden ticari işletmesi ile ilgili olması yada tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunun veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir.
Diğer taraftan 6102 sayılı TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri içinde ticari iş sayılması davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, 6102 sayılı TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar dışında, ticari davayı ticari iş esasına göre değil ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 Sayılı Kanununun 2. maddesi ile değişik 6102 Sayılı TTK ‘nın 5. maddesi uyarınca ticari davalar Asliye Ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleriyle diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunununda ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 6335 Sayılı kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil görev ilişkisidir.
Eldeki dava dosyasının incelenmesinde; mahkememizce gelen yazı cevaplarından anlaşılacağı üzere, davacının esnaf kaydının bulunduğu, vergi dairesi cevabında ise dava tarihi öncesinde davacının terk olduğu aktif olduğu dönemde ise işletme hesabına göre defter tuttuğu anlaşılmıştır. Bu suretle davanın TTK 4. Maddede sayılan mutlak ticari davalardan olmadığı, davacının aktif olduğu dönemde dahi işletme esasına göre defter tuttuğu, ticaret odası kaydını mevcut bulunmadığı, işin mahiyeti gereğince ticari işletme boyutunda da olmadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle mahkememizin görevsizliğine, HMK 2. madde gereğince talep halinde genel görevli asliye hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniye dava dilekçesinin HMK 114/1-c,115/2 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı yokluğundan usulden reddine,
2-HMK 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal 2 haftalık sürede talep edilmesi halinde dosyanın görevli ANKARA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-HMK 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
4-Süresinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek yargılama giderlerinin hüküm altına alınmasına,
Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 17/02/2023

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.