Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/756 E. 2023/127 K. 01.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.

13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ … 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARARIDIR

ESAS NO : 2022/480 Esas
KARAR NO : 2023/135

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVA : Şirket feshi
DAVA TARİHİ : 05/07/2022
KARAR TARİHİ : 02/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan şirket feshi davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının 2000 yılında davacı şirketin yönetim kurul başkanı ile evlendiğini ve aynı yıl davalı şirketin %21 hissesini satın alarak ortağı olduğunu, 2009 yılında davacının boşandığının bu tarihten sonra hiçbir genel kurul toplantısına çağırılmadığını, şirket işleri hakkinde kendisine bilgi verilmediğini, davacının şirket ortaklığından hiçbir gelir sağlamadığını, davacının payını devretmek istediğini belirtmiş ise de bu teklife yanaşılmadığını belirterek şirketin fesih ve tasviyesini bu talebin makul bulunmadığı takdirde davacı payının karar en yakın tarihteki değerinin tespit edilerek davalıdan tahsili sureti ile ortaklıktan çıkmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın yönetimde bulunduğu süreçte bir çok usulsüz işlem yaptığının tespit edildiğini, davacının 17/05/2006 tarihli toplantıda yönetim kurulu başkanı olarak seçilmesine rağmen tek başına imza yetkisi bulunmadığını, 18/09/2008 tarihine kadar yönetim kurulu başkanı seçildiğini, ancak imza yetkisinin … ile birlikte kullanabilmekte olduğunu, davacının tek başına imza yetkisi olmamasına rağmen davalı şirket adına bir çok evraka tek başına imza attığını davalı şirketi borç altına soktuğunu, davacının genel kurul toplantılarına çağırılmadığını, şirket işleri hakkında bilgi verilmediği, iddialarının asılsız olduğunu, genel kurul toplantı çağırısının … gazetesinde yayınlandığını, davacının davalı şirkete borcunun bulunduğunu, … … Müdürlüğünün 2019/2888 esas sayılı dosyanın halen açık olduğunu, davacının fesih talebinin borçlarından kurtulmaya çalışmasından kaynaklandığını, davacının diplomasının kullanıldığının iddiasının asılsız olduğunu, kusuru ile zarar doğmasına sebep veren ortağın haklı sebeple şirketin feshi talebinin hukuka aykırılık teşkil ettiğini, fesih davası için uygun şartların bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Taraf delilleri toplanmış, … … Müdürlüğünden davalı şirketin sicil özeti ile sicil dosyasından bir örnek temin edilmiş, … … Müdürlüğünün 2019/2888 esas sayılı takip dosyası … … Başkanlığının cevabı yazıları …cevabı yazısı, … … 2020/313 Esas sayılı dosya örneği getirtilerek dosya kapsamına alınmış, mahkememizce tayin edilen bilirkişi heyeti tarafından yapılan inceleme sonucu düzenlenen raporda özetle ” davacının bilgi edinme hakkının ihlal edildiği iddiasında ise de yazışmalardan inceleme için davacıya izin verildiği ve çağrı yapıldığının anlaşıldığı genel kurul toplantı davetlerinin de ilan edilmiş olduğu, şirket mali kayıtlarında kaydi değerler üzerinden yapılan hesaplamalarda borca batık olmadığının tespit edildiğini likidite oranlarının genel kabul görmüş oranların çok altında olduğu geçmiş dönemler karının 188.693,02 TL olup kar dağıtımı yapılmadığının tespit edildiğini, somut olayda davacı ile şirket arasında mevcut olan şirket mamelekini etkileyen yargıya intikal etmiş ihtilaflar gözetildiğinde haklı nedenin varlığı sonucuna varılamadığı, çıkarılma düşünülecek ise ayrılık akçesinin hesaplanması gerekeceği, ” ifade edilmiştir.
Dava; davalı … İnşaat ve Teknik Hizmetler Müşavirliği A.Ş’nin ortağı tarafından açılan şirketin haklı nedenle fesih ve tasfiyesi terditli olarak çıkma payı karşılığında davacının şirket ortaklığından çıkarılması talebine ilişkindir.
Anonim şirketin sona erme sebeplerini düzenleyen 6102 sayılı TTK’nun 529 maddesinden sonra özel haller başlığı altında 531. maddesinde “Haklı sebeplerin varlığında, sermayenin en az onda birini ve halka açık şirketlerde yirmide birini temsil eden payların sahipleri, şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden şirketin feshine karar verilmesini isteyebilirler. Mahkeme, fesih yerine, davacı pay sahiplerine, paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin ödenip davacı pay sahiplerinin şirketten çıkarılmalarına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme karar verebilir” düzenlemesi bulunmaktadır.
Davacının davalı … İnşaat ve Teknik Hizmetler Müşavirliği A.Ş’de %21 oranında pay sahibi olduğu anlaşılmakla davacı ortağın davalı şirketteki sermaye payının TTK 531. maddenin 1. cümlesinde öngörülen şirket sermayesinin onda birini aştığından dava yolu ile şirketin fesih ve tasfiyesini talep hakkının bulunduğu anlaşılmıştır.
TTK 531. maddesi kapsamında haklı sebep kavramı doktrinde “hukuki ilişkinin sürdürülmesini çekilmez hale getiren ve yenilik doğuran bir bildirim veya dava ile hukuki ilişkiyi sona erdirmek veya değiştirmek yetkisinin kullanılmasını adil gösteren hukuki olgudur” şeklinde tanımlanmış olup pay sahipleri bakımından ortaklığın devamını objektif olarak çekilmez hale getiren sebeplerin varlığı şirketin feshini talep hakkı verecektir.
Somut uyuşmazlıkta davacı yan şirket işleri hakkında kendisine bilgi verilmediğini genel kurul toplantısına çağırılmadığını belirterek şirketin feshine karar verilmesi talebinde bulunmuş ise de davacı ortağın TTK 437. maddeside ön görülen prosedüre uygun olarak bilgi alma ve inceleme hakkını kullanmak istediğine dair bir iddia ve ispat vasıtası sunmadığı, genel kurul toplantılarına davet ilanlarının yapılmış olduğu, her ne kadar kar dağıtımı yapılmamış ise de yapılan bilirkişi incelemesinde davalı şirketin likidite oranlarının genel kabul görmüş oranların çok altında olduğu ve net çalışma sermayesinin bulunmadığı tespit edildiğinden davalı şirket yönünden haklı sebep olarak nitelendirilebilecek şekildi iyi niyet kurallarına aykırı olarak uzunca bir süre kar dağıtılmaması koşulunun gerçekleşmediği sonuç ve kanaatine varılmış, bu oluşa göre TTK 531. maddesinde ön görülen haklı sebebin kanıtlanamadığı bu kapsamda davalı şirketin feshi talebi yerinde olmadığı gibi davacının terditli talebi olan ortaklık payının ödenmesi karşılığında ortaklıktan çıkmasına karar verilmesi talebine yönelik ise TTK 531. maddesi gereğince ortaklıktan çıkma talebinin değerlendirilebilmesi için öncelikle davacının haklı sebebin varlığını kanıtlaması gerektiğinden ve sunulan deliller çerçevesinde haklı sebebin varlığı kanıtlanamamış olmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL’nin mahsubu ile bakiye 99,2‬‬0 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden 9.200,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5Davalı tarafından sarfedilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Sarfedilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,

Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile … Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.

02/03/2023
Gerekçeli kararın yazıldığı tarih: 10.03.2023

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …