Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/755 E. 2023/128 K. 01.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/755 Esas – 2023/128
T.C.

13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/755 Esas
KARAR NO : 2023/128

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/05/2018
KARAR TARİHİ : 01/03/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 14/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;

DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili … ile karşı taraf … İnşaat San. Tic. Ltd. Şti. arasında 13.02.2018 tarihinde bir protokol imzalandığını, bu protokol davalının işyeri merkezi olan ve … adresinde imzalandığını, davalının merkezi bu adreste bulunduğundan iş bu protokolün imzalanması ile sözleşmenin ifa yerinin … olarak belirlendiğini, bu protokolün imzalanmasında müvekkili …’ı … temsil ettiğini, söz konusu protokolün sunulduğunu, bu protokole göre protokol ekinde fiyatlandırması yapılan ürünlerin müvekkile teslim edileceğini, ürünlerin toplam değerinin en fazla 200.000 TL’yi bulmasının protokolde belirlendiğini, protokolde belirtilen ve ekinde fiyatlandırması yapılan ürünlerin müvekkile teslim süreci açısından taraflar arasında bir cari hesap açıldığını, müvekkili fiyatlandırması yapılan ürünlerin kendisine teslim edilmesi için bahse konu protokolü yaptığını, bu protokolde belirtilen ürünlerin bedellerinin teminat altına almak için de bir takım teminatlar verdiğini, söz konusu bu teminatlardan birincisi … İli … İlçesi … Mahallesi …. Ada … Parsel Nolu arsa üzerine kayıtlı bağımsız bölümün ipotek olarak verilmesi olduğunu, müvekkilinin protokol nedeniyle tapuya gidip imza attığını, fakat sonradan ipoteğin … İnş. San. Tic. Ltd. Şti.’ne teminat olarak değil, … İnşaat San. Tic. Ltd. Şti.’nin borcu nedeniyle … Boya ve …. A.Ş.’ne teminat olarak verdiğini fark ettiklerini, esasında müvekkili iradesinin … Boya ve …. A.Ş.’ne ipotek vermek değil, … İnş. San. Tic. Ltd. Şti.’ne teslim edilmesi gereken ürün bedelleri karşılığında ipotek vermek olduğunu, müvekkilin iradesi bu yönde olmasına rağmen kendisi okumadan imzaladığı belgeler nedeniyle … İnş. San. Tic. Ltd. Şti.’nin … Boya ve …. A.Ş.’ne olan borçları nedeniyle ipotek verdiğini çok sonra anladığını, iş bu dava hem ipotek hususu konusunda yanılsama hem de senetler hususunu izah ettiğini, söz konusu ipotekte teminat olarak verilen daire esasen davalı yandan alınacak ürünlerin bedellerine karşılık olarak verilmek istendiğini, ancak yanılma sonucu … firmasının … firmasına olan borçlarını teminat altına aldığını, bunun yanında bir de ürünlerin müvekkiline tesliminin gerçekleşmemesi durumunun söz konusu olduğunu, müvekkilinin oldukça mağdur edildiğini, Zira … firmasının … firmasına çokça borcu olduğunun taraflarınca öğrenilmesinin ardından ürünlerin taraflarına teslim edilmediğinden bahisle … firmasına başvurduklarında taraflarına ipotek fek edilemeyeceğini zira … firmasından alacaklarını alamadıklarını beyan etmeleri neticesinde yapılan bu ipotek işlemiyle, müvekkilin aldatıltığını ve safi iyi niyetinden yararlanılarak kendisinin telafisi imkansız zararlara düçar edildiğinin anlaşıldığını, bu nedenle bu konudaki zararlarının tespiti ile karşı taraftan tahsilini talep ettiklerini, diğer bir teminatın ise muhtelif tarihli senetlerin … firmasına teslimi olduğunu, söz konusu senetlerin bedelinin 485.000 TL’yi bulduğunu, bu senetlerin tarihleri ve ayrıntılı bilgilerinin sunulduğunu, söz konusu bu senetlerin iki adedi ödendiğini, ödenen toplam miktarın 40.000 TL olduğunu, söz konusu bu senetlerin vadesinin 30.06.2018 ve 30.05.2018 tarihleri olduğunu, müvekkilinin uhdesine düşen tüm yükümlülükleri yerine getirmiş olmasına rağmen kendisine söz konusu protokolde belirtilen ürünlerin teslim edilmemesi nedeniyle karşı tarafa herhangi bir borçlarının tezahür etmediğini, müvekkilinin uhdesine düşen teminatları vermiş olmasına rağmen ve hatta teslim ettiği senetlerin bir kısmını ödemiş olmasına rağmen kendisine mal teslim edilmeyerek aşırı mağduriyete düçar bıraktığını, bu durumda borçlarının olmadığının tespiti ile ödedikleri paraların taraflarına iadesini talep ettiklerini belirterek müvekkiline sözleşme konusu ürünlerin teslim edilmediği nedeni ile borçlarının olmadığının tespitine ve yargılama süresince tedbir kararı talepleri olduğunu, özellikle ödeme belgesi sunulan 20.000 TL ve 20.000 TL bedelli ve 30.05.2018 ve 30.06.2018 vade tarihli iki senet hakkında tedbir kararı tesisi ile müvekkilinin mağduriyetine engel olunmasını ve bu senetlerin karşı taraftan alınarak taraflarına verilmesini ve aynı senetlerin iptaline karar verilmesini ayrıca bu ödemeden 40.000 TL ‘nin karşı taraftan alınarak taraflarına verilmesini, karşı tarafa teslim ve yukarıda izah edilen senetlere ve müşteri senetlerine ilişkin tedbir kararı alınmasını ve bu senetlerin taraflarına teslimini ve iptalini talep ettiklerini, ödenen müşteri senetleri ile müşteri kredi kartlarından çekilen bedellerin tespiti ile bu bedellerin karşı taraftan alınarak taraflarına teslimini talep ettiklerini, karşı tarafa teslim edilen ve … senedi niteliği taşımayan senetlerin üzerlerinin doldurularak … senedi niteliğine haiz hale getirilme ihtimali söz konusu olduğundan bu belgeler konusunda tedbir kararı verilmesini, esasen müvekkilince … firması ile aralarındaki alacak borç ilişkisini teminat altına almak maksadıyla imza altına alınması istenen ipoteğin yanılma ile … firmasının … firmasına olan borçlarını teminat altına alacak şekilde düzenlendiğini ve bu konuda zararlarının tespiti ile bu zararlarının karşı taraftan alınarak taraflarına teslimini talep ve dava etmiştir.

CEVAP:
Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen davaya cevap vermemiştir.

GEREKÇE:
Dava; protokol gereği teminat olarak verildiği ileri sürülen senetler ile müşteri senetleri ve kredi kartından çekilen bedeller ile yanıltılarak alındığı ileri sürülen ipotek için borçlu olmadığının tespiti ile ödenen iki adet senedin , kredi kartı bedelinin iadesi talebine ilişkin olup, verilen kesin mehile rağmen iki adet çek bedeli haricindeki taleplerle ilgili harç tamamlanmamış olduğundan , eldeki dava harcı yatırılmış olan iki adet çekten borçlu olmadığının tespiti olarak değerlendirilmiştir.
Davacı vekili, davalı ile yapılan 13.2.2018 tarihli protokol gereği; protokol ekinde fiyatlandırması yapılan toplam 200.000,00 TL değerindeki ürünlerin tesliminin kararlaştırıldığını, teminat için bir takım senetler ve teminatlar verildiğini,teminat olarak verilmesi kararlaştırılan ipoteğin tapuda davalı yerine yanıltılarak davalının borcuna karşılık başka bir şirkete verildiğinin bilahare fark edildiğini,toplam miktarı 485.000,00 TL yi bulan senetlerin davalıya teslim edildiğini, 20.000,00 TL şerlik iki adet senet bedelinin ödetildiğini, ayrıca davalıya 52.000,00 TL lik müşteri senetleri ile müşteri kredi kartlarından 9.76,00 TL çekim yapıldığını ileri sürerek ürünlerin teslim edilmemesi nedeniyle borçlu olmadığının tespitine,ödenen iki adet senedin karşı taraftan alınarak davacıya teslimine,borçlu olmadığının tespitine, ayrıca yapılan ödemelerin tespiti ile borçlu olmadığının tespitine, ipoteğin yanılma suretiyle alındığı ileri sürülerek zararın tespiti ile tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davacı vekiline talebini somutlaştırması ve eksik harcı yatırması için kesin mehil verilmiş ancak davalı tarafça 20.000,00 TL lik iki adet senedin tahsil edildiği, diğerlerinin doldurularak … sen edi haline getirilmesi söz konusu olacağından öncelikle mahkemece bunun tespiti ile 445.000,00 TL nin harçlandırılmasına ilişkin karardan dönülmesi talep edilmiş olup, HMK 119/1-d,e,f,g,ğ ve HMK 120. Maddesi uyarınca yasa gereği tarafların iddiayı ve talebi açıklama ve davayı hazırlama ilkesi olup mahkemece resen araştırma yapılamayacağı gibi davada verilen senetler ile teminatların hesaplanabilir nitelikte belli miktarları içerdiğinden eldeki davanın HMK 107. Maddesi kapsamında da değerlendirilemeyeceği, hukuk mahkemelerinin resen araştırma yetkisinin bulunmadığı , tarafların iddia ve savunmaları ile bağlı olduğu gözetilerek talebin 20.000,00 TL lik iki senede hasredildiği değerlendirilerek; harcı yatırılan iki adet senet ile ilgili borçlu olmadığının tespitine ilişkin olarak dava görülmüştür. Davalı tarafça cevap dilekçesinin verilmediği görülmüştür. Davaya dayanak yapılan 13.2 2018 tarihli Protokol ve ekleri, ipotek resmi senedi celp edilmiş ; davalı şirket yetkilisi isticvap edilmiştir. 13.2.2018 tarihli protokolde … ın …’ e olan şahsi borcunun teminatı olarak tapu bilgileri verilen taşınmazın … adına … ve … AŞ lehine 1. Dereceden 200.000,00 TL ipotek konulması,evrakları …’ ı temsilen … ‘ın imzalaması, 200.000,00 TL bakiye karşılığında mantolama mlzemesi verilmesi, 200.000,00 TL tutarında miktar tamamlanıncaya kadar fiyatların sabit kalması,ekde vade ve miktarı belirlenen 10 adet senedin imzalanması,1.000,00 TL altında olmamak kaydıyla müşteri senetlerinin alınması,müşteri kredi kartlarından tahsilatın yapılarak ana borçtan düşülmesi,iki adet senedin tahsil edilememesi durumunda diğer senetlerin muaccel olması ve ipotek konulan konutun devir hakkının alınması,alacak borç bakiyesi kalmadığında talep tarihinden 45 gün sonrasında ipoteğin fekkinin kararlaştırıldığı, imzayı … ile … a vekaleten … ‘ın attığı, ancak davacının Protokolü kabul etmesi nedeniyle vekalet ile ilgili uyuşmazlığın olmadığı görülmüştür. Davalı … İnşaat sanayi ve Ticaret Ltd Şti yetkili temsilcisi … ‘in isticvabına karar verilmiş, protokoldeki imza kabul edilmiş,daire teminatı ve 200.000,00 TL senetler karşılığı mal satımında anlaşıldığını,arada protokolde belirtildiği şekilde şahsi borç ilişkisinin olmadığı,fatura sonradan üzenlendiği için gayrı resmi gözükmesi nedeni ile şahsi borcun teminatı olarak yazıldığı,davacıya 434.000,00 TL lik malzeme teslim edildiği,toplam 85.000,00 TL lik ödeme yapıldığı,ipoteğin yanıltılarak alınmasının söz konusu olmadığı,boya aldıkları dava dışı … Firmasına ipotek verilmesi için anlaşıldığı,20.000,00 TL lik iki adet senedin erken ödendiği, bunu kabul ettiği, bu ödemenin de 85.000,00 TL lik ödeme içinde kaldığı beyan edilmiş, teslim edilen malzemeye ilişkin fatura ve bir kısmı imzalı şipariş formlarını dosyaya sunduğu görülmüş, davacı vekilince süresinde verilmediğinden savunmanın genişletilmesi yasağına girdiği ileri sürülerek delil olarak sunulması kabul edilmemiştir. Her ne kadar süresinde ileri sürülmeyen delillerin sunumu mümkün değil ise de borcu söndüren delillerin sunumu her zaman mümkündür. Eldeki davada ; taraflar arasında malzeme alımına ilişkin protokolün düzenlendiği, davalı şirket yetkilisi … ‘in protokolün şirketi temsilen yapıldığını kabulü karşısında protokolde ve tapudaki resmi İpotek Senedinde açıkça yazılı olduğu gibi ipoteğin dava dışı … şirketine verilmesinin kararlaştırılmış olduğu, yanıltmanın söz konusu olmadığı gibi, bu talebe ilişkin istemin de harçlandırılmadığı, diğer yandan dosyaya sunulan teslim formları ile davacıya dava konusu 40.000,00 TL nin çok üzerinde malzeme teslim edilmiş olduğunun anlaşıldığı, dava konusu 30.5.2018 ve 30.6.2018 tarihli senetlerin tahsilat makbuzları ve davalı kabulü ile ödendiği , bunun karşılıksız olmadığı, tahsilatı yapılmış bu senetler için iade talebi bulunmakta ise de; senetlerin davalıda olduğuna dair bir kabulün olmadığı, senet bedelleri ödendiğinde senetlerin de alınmasının karine olduğu, bu senetlerle ilgili bir takibin bulunmadığı gözetilerek ödeme makbuzları gereği hukuki yarar olmadığından senetlerin iadesi yönünde hüküm kurulamayacağı gözetilerek ,davacının diğer iddia ve taleplerini harçlandırmadığından bu konuda araştırma yapılmaksızın karar verilmiş, davacının temyizi sonucu mahkeme kararı …. Hukuk Dairesinin 14.10.2022 gün 2020-62 esas, 2022/1328 sayılı kararı ile “ hüküm fıkrasında HMK 297/2 maddesi uyarınca gerekçeye ait sözlere yer verildiği ve kamu düzenine aykırılık teşkil ettiği gerekçesi ile işin esasına girilmeksizin kaldırılarak gönderilmiştir. HMK 353/1. Maddesinde İstinaf aşamasında davanın esası incelenmeksizin kaldırılacak kararlar maddeler halinde sayılmış olup bunlar arasında hükme gerekçe yazılması bulunmamaktadır. Diğer yandan HMK 355. Maddesinde “ incelemede kamu düzenine aykırılık bulunması halinde istinaf dilekçesindeki sebeplerden ayrı olarak resen gözetileceği” belirtilmiştir. …. Hukuk Dairesi tarafından “hükme gerekçe yazımının kamu düzenine aykırılığı” gerekçe gösterilerek mahkememiz kararları esas yönünden inceleme yapılmaksızın kaldırılmaya başlanmıştır. Oysa “ Kamu Düzeni” demek “Toplumdaki düzenin korunması sosyal , siyasi ve ekonomik düzenin kamu yararına şekillendirilmesi ve bireylerin güvenli bir şekilde bir arada yaşamaları için konulmuş kurallar ve alınmış tedbirler anlamına gelmekte olup,kamu düzeni için toplumun bir arada dirlik , güvenlik ve düzen içinde yaşamasını sağlayacak tedbirlerin alınmasının söz konusu olacağı açıktır. Gerekçeli karar yazımı vakit aldığından tarafların hükmün gerekçesini anlamaları için birkaç cümle ile Hükme gerekçe yazımı senelerdir … tarafından önerilen ve taktir gören ve bugüne kadar kamu düzenine aykırılık ile ilgili … ve diğer daireler tarafından tekit dahi edilmeyen ve hükmün ne olduğunun açıkça anlaşılmasına ve esasen hükmün neden verildiğine ilişkin açıklama içermesi amacı ile yazılmasına , hükmün açık,şüphe ve tereddüt uyandırabileck nitelikte bulunmamasına rağmen; salt … Hukuk Dairesince mahkememizce verilen kararların HMK 297 maddesine aykırılık gerekçesi ile esasa girilmeksizin kaldırılmasının , ayrıca tercihan tekit edilebilecek usule ilişkin bir durumun kamu düzenine aykırı ve denetime elverişli bir kararın bulunmadığı sonucunu ne şekilde doğurduğunun mahkememizce anlaşılamamış olması da gözönüne alınarak , yapılan uygulamanın yargılamanın uzamasına sebebiyet verdiği gibi kaldırmaya esas alınacak nitelikte gerekçe ile hüküm arasında bir çelişkinin bulunmadığı,kamu düzenine aykırılık olması durumunda … ve diğer dairelerce de bunun gözetilmesi gerekeceği değerlendirilerek ; istinaf kararları kesin olduğundan ve yasa gereği uyma yükümlülüğü bulunduğundan ; İstinaf mahkemesince esasa girilmeksizin karar yazım usulünden kaldırılmış olduğundan yeniden değerlendirme yapılmaksızın aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:
Davanın reddine,
Alınması gereken 179,90 TL harcın peşin yatırılan 683,10 TL harçtan düşümü ile fazla kalan 503,20 TL harcın davacıya iadesine,
Davacı tarafından yatırılan başvurma harcının üzerinde bırakılmasına,
6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereği … tarafından karşılanan ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk Ücret Tarifesinde belirtilen iki taraf için iki saatlik ücret tutarı karşılığı olan 1.320,00-TL arabulucu ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davalı taraf kendisini vekille temsil ettiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince belirlenen 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan masraf olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Talep halinde artan avansın iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu usulen tefhim kılındı. 01/03/2023

Katip …

Hakim …