Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/733 E. 2023/120 K. 28.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/733 Esas – 2023/120
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.

13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/733 Esas
KARAR NO : 2023/120

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/11/2022
KARAR TARİHİ : 28/02/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/03/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 24/07/2017 tarihinde dava konusu taşınmazı davalı yüklenici firma … AŞ ‘den satın aldığını, 15/08/2022 tarihinde dava konusu bağımsız bölümle birlikte yaklaşık 20 bağımsız bölümde asma tavan çökmesi meydana geldiğini, davalının tavan çökmesi nedeniyle çöken tüm asma tavanların tamiratını üstlendiğini, ancak tavan çökmesi sonucu evin parkelerinin, duvar boyasının, mermer ve mobilyalarının hasar gördüğünü, bunların acilen tamirat ve tadilatının yaptırılmasını gerektiğinden davalıya başvurulmuş ise de sonuç alınamadığını, sunulan evrak ve dekontlarda görüleceği gibi müvekkilinin çeşitli ustlara, parke sistre mermer onarım, mobilya onarım, duvar boya tamirat ve tadilat kapsamında ödemeler yaptığını belirterek şimdilik 1.000,00 TL zararın, meydana geldiği tarihten itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacının şirket olarak satın aldığı dava konusu taşınmazı ticari olarak değil ikamet amaçlı kullandığını, mahkemenin görevli olmadığını, davaya konu olan bağımsız bölümün müvekkili şirket tarafından onaylı projesine ve mevzuata uygun olarak inşa edildiğini ve davacının da taşınmazı eksiksiz olarak teslim aldığını, taşınmazın bulunduğu bölge dahil … genelinde aşırı rüzgar ve yağış meydana geldiğinden yaşan afet dolayısıyla müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, zarar gören tavanın iyiniyetle giderildiğini, hasar gördüğü iddia olunan parke, duvar ve mobilyalar ile ilgili bir tespitin bulunmadığını, ustalardan alındığı bildirilen yazıların her zaman temininin mümkün olduğunu, davacının müvekkili ile ilgili olmayan deformasyonları dahi müvekkilinden tahsil etmeye çalıştığını, daha önce bu konuda bir talepte de bulunulmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, tacirler arasında gayrimenkul satış sözleşmesinden kaynaklanan ayıba dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı özetle, davalıdan satın aldığı gayrimenkulde üretim hatasından kaynaklı olarak oluşan tavan çökmesi nedeniyle parkelerin, duvar boyasının, mermer ve mobilyalarının hasar gördüğünü iddia ederek hasarın giderim bedelini talep etmiş, davalı ise özetle kusurunun bulunmadığını, hasarın varlığını kabul etmediklerini savunarak davanın reddini istemiştir.
Kanunda aksine özel bir düzenleme olmadıkça; taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü (TMK 6), diğer bir ifadeyle, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran taraf ispat yükü altında (HMK 190) olup, bu temel kuralların da sonucu olarak herkes iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Bu ilkeler ışığında, ayıbın ve ayıba dayalı maddi zararın varlığını ispat yükü, davacının üzerindedir.
Somut olayda; ayıbın varlığı ve niteliğinin belirlenmesi teknik incelemeyi ve bu nedenle bilirkişi raporunun alınmasını gerektirdiğinden davacının ayıbın varlığını, niteliğini ve bu ayıba dayalı zararın varlığını kanıtlama yükümlülüğü nedeniyle kendisine teslim edilen gayrimenkule ilişkin bilirkişi incelemesi yapılabilmesini mümkün kılacak şekilde davranmalıdır. Somut olarak, davacının gayrimenkulü dava sonuçlanana kadar ayıplı haliyle muhafaza etmesini beklemek mümkün değil ise de varlığı iddia olunan ayıplar davalı tarafından giderilmiyor ve davacı tarafından giderilecek ise, davacının ayıpların varlığına ilişkin delil tespiti yaptırması mümkündür. Ne var ki, davacı tarafından davadan önce yaptırılmış bir delil tespiti olmadığı gibi varlığı iddia olunan hasarın, davacı tarafından dava dışı üçüncü kişilere tamamlatıldığı savunulmuş, diğer bir ifadeyle işin ayıplı haliyle mevcut olmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda mahkememizce teknik inceleme yapılmasına da olanak bulunmamıştır. Davacı tarafından dava dilekçesinde tanık deliline dayanılmış ise de daha önce delil tespiti yaptırmayan davacının ayıbın varlığı ve niteliğinin belirlenmesinin teknik incelemeyi gerektirmesi nedeniyle dosya kapsamına göre iddianın tanık delili ile de ispatlanamayacağı sonuç ve kanaatine varılmıştır. (…’nin 08/04/2015 tarih ve 2013/15-1976 E., 2015/1184 K.; …/…, Usul ve Esaslarıyla Eser Sözleşmesi Uygulaması, … 2018, s. 828) Davacı tarafından dava dışı üçüncü kişilerden alınmış sair fatura ve belgeler sunulmuş ise de bunların başka işler için de alınmış belgeler olabileceği gibi her zaman temini de mümkün olduğundan tek başına itibar edilmesi uygun bulunmamıştır. Sonuç olarak tüm bu açıklanan nedenlerle; davacının haklılığı kanıtlanamayan davasının reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davanın reddine,
2-Alınması gereken 179,90 TL harcın peşin alınan 80,70 TL harçtan mahsubu ile 99,20 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince belirlenen 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereği … tarafından karşılanan ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk Ücret Tarifesinde belirtilen arabuluculuk ücreti karşılığı olan 1.320,00 TL arabulucu ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-Talep halinde davacının ve davalının artan avansının iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile … Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 28/02/2023
Katip …
¸

Hakim …
¸