Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/678 E. 2023/92 K. 17.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARARIDIR

ESAS NO : 2022/678 Esas
KARAR NO : 2023/92

DAVA : Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/10/2022
KARAR TARİHİ : 17/02/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 03/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı yüklenici şirket ile Sınırlı Sorumlu … Sitesi Konut Yapı Kooperatif arasırıda, mülkiyeti Sınırlı Sorumlu … Sitesi Konut Yapı Kooperatifine ait … ada 2 parselde inşaat yapmak üzere anlaşılmış ve nihai kullanıcıları olarak Bâşkent 3 Sitesi B Blok sakinleri ikamet etmeye başladığını, Ancak gelen şikâyet üzerine 24 Ekim 2021 taühihde yapılan genel kurul 1 no.lu dairenin nem ve su sızıntısı probleminden dolayı kabarıklıkların olduğu ve bu problemin çözülmesi için bir heyet kurulmasına karar verilmiştir. Bu süreçte yönetim olarak birçok usta ve yalıtım firmasıyla görüşüldüğünü, görüşmelerden sonra binanın 2 köşesine kuyu açılmasını tavsiye ettiklerini, Açılan kuyularda su toplandığını Muhtemel arızanın ikinci sebebi olarak su deposundan kaçak olabileceği düşünüldüğünü, Bunun üzerine yönetim Haziran 2022 ayı içerisinde deponun yalıtımını yaptırdığını, Buna rağmen binanın içerisine gelen su miktarında bir değişiklik olmadığını, Yaşanan sıkıntıların sebebinin anlaşılabilmesi ve kesin olarak giderilebilmesi için, 28 Temmuz 2022 ayı içerisinde ikamet ettikleri daireleri müteahhit sıfatıyla yaptığı öğrenilen … İnşaat ile yönetici yardımcısı görüştüğünü, Firma yetkilileri 03 Ağustos 2022 tarihinde. gelip açılan çukura baktıklarını, çukurun bina arka çıkış kapsının tamamı boyunca açılmasının problemin tespiti için iyi olacağını bildirdiklerini, 18 Ağustos 2022 tarihinde açılan bölgede 50 cm’lik bölüm tamamen topraktan temizlenmiş ve herhangi bir yalıtım olmayan yerde binanın temelini teşkil eden ve hayati önem arz eden ve beton içine gömülmüş olan kısımda döşenen demir uçlarının açık olduğu, herhangi bir yere bağlanmadığı, açık olan yerdeki demirlerin korozyona maruz kaldığı, renk değiştirip paslandığı görüldüğünü, Oysa inşaat tekniği açısından binanın üzerine oturduğu temel, kolon, kiriş ve duvarlardaki demirlerin sağlamlık ve insan hayatı için tehlike arz etmemesi yönünden birbirine bağlanmış olması gerektiğini, bu tehlikeli durumun daha da tehlikeli olmaması ve biran once gerekli tedbirlerin alınması mümkün ise tamirat ve tadilat yapılabilmesi açısından ileride delillerin kaybolma ihtimaline binaen Ankara 5. Sulh Hukuk Mahkemesının 2022/264 D. İş sayısına kayden mahallinde delil tespiti yapıldığını belirterek davacının B blok temel perde betonunda mevcut ayıplı imalatın giderilmesi için gerekli su izolasyonun yapılmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu imalatlar, davalı firma ile dava dışı kooperatif arasında yapılan sözleşmeye dayalı olarak yapılmış olup, bahsi geçen sözleşmede, davacı tarafın herhangi bir sıfatı bulunmadığını, Davacı tarafa yönelik olarak davalı firmanın herhangi bir taahhüdü ve sorumluluğu olmadığı gibi, kendileri davaya konu taşınmazları kimden ve hangi taahhüt ile satın almışlar ise, o satıcıya karşı dava açmaları gerektiğini, Bu hali ile dava yanlış kişiye yönlendirildiğini, Davacı tarafın iddiaları, dayandıkları hukuki gerekçeler bir arada değerlendirildiğinde taleplerinin zamanaşımına uğramış olduğunu, davanın zamanaşımı sebebi ile de reddi gerektiğini, Dava dışı kooperatif ile yine dava dışı …-Tan Adi Ortaklığı arasında imzalanan sözleşme hakediş usulü olup; inşaat sözleşmesinin tüm hükümleri, aynen yerine getirildiğini, Bu kapsamda davaya konu edilen yalıtım işlemi de, davacıların selefi Kooperatif tarafından sürme yalıtım olarak istenmiş olup, müvekkil firma da bu talimata uygun şekilde imalatını yapmış ve karşılığında da, sürme yalıtım bedelini tahsil ettiğini, Dava dilekçesinde belirtilen şekilde bir yalıtım davalıya talimatlandırılmamış ve böyle bir bedel de davalıya ödenmediğini, davalı verilen talimat sürme yalıtım yapması şeklinde olup, kendisine ödenen bedel de sürme yalıtım bedeli olduğunu, davalının bedeli ödenmeyen ve her hangi bir şekilde sorumluluğunda olmayan bir imalatın yapılmaması iddiası ile davalıdan bir talepte bulunulamayacağını, davacı tarafın iddiaları ile de açıkça anlaşılacağı üzere, davaya konu rutubet/su sızması iddiasının, bina dışından değil, bina içerisinden kaynaklı olduğunu dolayısı ile, olayın sebebinin, bina yalıtımı ile doğrudan bir ilgisi de olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE;
Dava eser sözleşmesinden kaynaklanan ücretsiz onarım isteme talebine yöneliktir.
Davacı davasında, dava dışı SS … Yapı Kooperatifi ile davalı yüklenicinin, mülkiyeti kooperatife ait olan … ada 2 parselde inşaat yapmak üzere anlaştıklarını, davacı site yönetiminin ise nihai kullanıcı olduğunu, site içerisindeki 1 nolu dairenin nem ve su sızıntısı probleminin olmasından dolayı site içerisinde yer alan deponun yalıtımını yaptıklarını, sorunun gitmemesi üzerine yapılan çalışmalarda binanın temelini teşkil eden ve hayati önem arz eden beton içine gömülmüş olan kısımda döşenen demir uçlarının açık olduğu, herhangi bir yere bağlanmadığı ve tehlikeli bir duruma sebebiyet verdiğini beyanla temel betonu üzerindeki perde betonu yüzeyine yağmur ve kar sularının sızmasını önleyecek şekilde gereken su geçirimsizlik çalışmalarının davalı tarafından yapılmasını talep etmiş, davalı cevabında ise, davacının taraf ehliyetinin olmadığını, davacının sözleşmenin tarafı da olmadığını, alacağın zamanaşımına uğradığını, eserin eksiksiz ve ayıpsız olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Ankara Ticaret Sicil Odası yazı cevabında, SS … Sitesi Konut Yapı Kooperatifinin davadan sonra 29.12.2022 tarihinde terkin edildiğini, ayrıca kooperatifin nevi değişikliğine ilişkin herhangi bir bilgi ya da belgeye rastlanmadığını bildirilmiştir.
Dava dışı SS … Sitesi Konut Yapı Kooperatifi ile davalı yüklenici arasında 09.11.2000 tarihinde Ankara İli Yenimahalle İlçesi Çayyolu Mevkisi … parsel, … ada 2 parselde yer alan taşınmaz üzerinde yapımı gerçekleştirilecek olan konutlardan blokların temel kazıları vs işlerin anahtar teslimine ilişkin 100.000.000 TL götürü bedelli sözleşme akdedildiği anlaşılmıştır.
Dava dışı Kooperatif ile davalı yüklenici arasında düzenlendiği tarihte yürürlükte bulunan 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 355. vd. (6098 sayılı TBK’nın 470. vd.) maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi akdedildiği ihtilafsızdır. Nispilik ilkesi uyarınca sözleşmeler ancak akitleri hakkında hak ve borç doğurur. Sözleşmeden kaynaklanan subjektif hakkı dava etme yetkisi de kural olarak o hakkın sahibine, yani sözleşmenin taraflarına aittir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 10.03.2022 tarih, 2021/(17) 4-282 Esas, 2022/299 Karar sayılı ilamı “…Bir davada taraf olarak gösterilen kişilerin gerçekten o dava ile ilgili olup olmadıkları hususu ise taraf sıfatı ile ilgilidir. Sıfat, dava hakkı ile taraflar arasındaki ilişkiyi ifade etmektedir. Taraf ehliyeti, dava ehliyeti ve davayı takip yetkisi, davanın taraflarının kişilikleriyle ilgili olduğu hâlde taraf sıfatı bir usul hukuku sorunu olmayıp, dava konusu subjektif hakkın özüne ilişkin maddi bir hukuk sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır. Kural olarak, bir davada davacı olma sıfatı (aktif husumet) o hakkın sahibine, davalı sıfatı (pasif husumet) ise; o hakka uymakla yükümlü bulunan kişiye (borçlu) aittir. Davanın tarafları o davada gerçekten taraf sıfatına sahip ise mahkeme davanın esası hakkında inceleme yaparak karar verir ( Kuru, Baki: Medeni Usul Hukuku El Kitabı, Ankara 2020, C.I, s. 331 vd.). 23. Görülmektedir ki, mahkemenin davanın esası hakkında bir karar verebilmesi için, bu kişilerin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatlarına sahip olmaları gerekir. Bir davada taraf olarak gösterilen kişiler, taraf ve dava ehliyetine ve davayı takip yetkisine sahip olsalar bile, taraflardan birinin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatı yoksa, davanın esası hakkında bir karar verilemeyeceğinden, dava sıfat yokluğundan (husumetten) reddedilir. Taraf sıfatı, bir dava şartı, dolayısıyla bir usul hukuku sorunu değildir. Sıfat, dava konusu sübjektif hakkın özüne ilişkin bir maddi hukuk sorunudur. Taraf sıfatının yokluğu, davada taraf olarak gözüken kişiler arasında dava konusu hakkın doğumuna engel olduğu için def’i değil, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülmesi mümkün ve mahkemece de kendiliğinden nazara alınması zorunlu bir olgudur. Aynı ilkeler Hukuk Genel Kurulunun 27.01.2016 tarihli ve 2014/13-684 E., 2016/106 K.; 11.11.2020 tarihli ve 2017/13-663 E., 2020/873 K.; 04.11.2021 tarihli ve 2018/1-941 E., 2021/1342 K. sayılı kararlarında da benimsenmiştir…” şeklindedir.
Tüm dosya kapsamının bir bütün halinde incelenmesinde; eldeki dava dosyasında davacı tarafından dava dışı iş sahibi Kooperatif ile yüklenici arasındaki eser sözleşmesi ilişkisine ve tarafı olmadığı bir sözleşmeye dayalı olarak talepte bulunulduğu anlaşılmıştır. Yüksek Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 2018/5464 Esas, 2019/1422 Karar sayılı ilamında “…Bilindiği gibi sözleşmenin devri, sözleşmeyi devralan ile devreden ve sözleşmede kalan taraf arasında yapılan ve devredenin bu sözleşmeden doğan taraf olmas sıfatı ile birlikte bütün hak ve borçlarının devralana geçiren bir anlaşmadır (TBK’nın 205/1. maddesi). Sözleşmeyi devralan ilen devreden arasında yapılan ve sözleşmede kalan diğer tarafça önceden verilen izne dayanan veya sonradan onaylanan anlaşma da sözleşmenin devri hükümlerine tabidir (TBK’nın 205/2. maddesi). Sözleşmenin devrinde taraflardan biri aynı kalmakta, diğer taraf ise tümüyle sözleşmeden çıkmakta, sözleşmeden doğan hak ve borçlar da tümüyle devralana geçmekte, muaccel hale gelen ve ifa edilmemiş edimleri de kapsayan bütünsel bir değişim meydana gelmektedir. Bu değişim hem geçmişe hemde geleceğe etkili olan külli bir değişimdir. Diğer bir ifadeyle, sözleşmenin devri halinde devralan asıl sözleşmenin tarafı konumuna geçer ve asıl sözleşmenin tüm hükümleri kendisini bağlayıcı hale gelir. Sözleşmenin devrinin geçerliliği devredilen sözleşmenin şekline bağlıdır (TBK’nın 205/3. Maddesi)…” şeklinde olup davacı tarafından da vacı tarafından da sözleşmeden kaynaklanan alacakların temlik edildiği ya da sözleşmenin dava dışı Kooperatif tarafından kendisine devredildiğine dair bir iddiada da bulunulmamış olup keza sözleşmeninde ifa ile son bulduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenler ile davacının aktif dava ehliyeti olmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilecek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 170,78 TL’nin mahsubu ile bakiye 9,12 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereği Adalet Bakanlığı tarafından karşılanan ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk Ücret Tarifesinde belirtilen arabuluculuk ücreti karşılığı olan 3.120,00 TL arabulucu ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT uyarınca 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-Sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 17/02/2023

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.