Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/60 E. 2022/940 K. 22.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/60 Esas – 2022/940
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARARIDIR

ESAS NO : 2022/60 Esas
KARAR NO : 2022/940

DAVA : Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/12/2019
DAVA : İtirazın iptali
DAVA TARİHİ : 16/03/2020
KARAR TARİHİ : 22/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının davalı şirketin Yaşamkent şubesi acentelik görevini 24.08.2015 tarihli acentelik sözleşmesi uyarınca fesih ihbar tarihine kadar yürüttüğünü, bu süreçte davacının üzerine düşen tüm yükümlülükleri eksiksiz yerine getirdiğini, aylık 10.000,00 TL ciro ile teslim alınan acenteliğin aylık cirosu 70.000,00 TL ciroya ulaştırdığını ve geniş bir müşteri çevresi kazandırıldığını, fesih ihtarına konu olay tam açıklığa kavuşturulmadan yapılan feshin haksız ve mesnetsiz olduğu, her ne kadar şube hakkında şikayetler olduğu belirtilmiş ise de iş yükü çok ağır olan bir takım şikayetlerinin olmasının olağan olduğunu, feshe konu edilen 10.07.2019 tarihli olayda hiç bir adli kayıt veya emniyet şikayeti dahi bulunmadığını, sadece telefonla genel müdürlüğe yapılan şikayetin bahane edildiğini, uyarı yapılmaksızın tek taraflı fesih yoluna gidildiğini, davacının karşı tarafa 10 yıllık isim bedeli ödediğini, 4. yılda yapılan haksız fesih nedeniyle ödenen 50.000,00 TL isim bedelinin kalan 6 yıl için davacıya iadesi gerektiğini, davacının yoksun kaldığı gelir ve diğer yapılan ödemelerden yoksun kalacak olması nedeniyle maddi zararları nedeniyle sözleşme başlangıcında teminat olarak gösterdiği gayrimenkullerde bulunan ipoteklerin fek edilmesi, senetlerin iadesi, haksız fesih nedeniyle yaşamış olduğu ticari ve kişisel öz varlığında uğradığı psikolojik yıpranma nedeniyle manevi zararlarının da tazmini gerektiğini belirterek şimdilik isim bedeli bakımından 1.000,00 TL, denkleştirme tazminatı bakımından 1.000,00TL, gayrimenkuller üzerindeki ipoteklerin fekki ve senetlerin iadesi haksız fesih nedeniyle 100.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Acentelik sözleşmesinin 40. maddesi uyarınca davalı ticari defter ve kayıtlarının kesin delil niteliğine haiz olduğunu, acentenin davacı tarafından işletilmesine yönelik 24.08.2015 tarihli acentelik sözleşmesi aynı tarihli ek protokol, aynı tarihli cari hesap sözleşmesi, 01.01.2019 tarihli cari hesap sözleşmesine ilişkin ek protokol ve alt kira sözleşmesindeki yükümlülükleri aykırı hareket etmiş olması nedeniyle davalı lehine haklı nedenle fesih sebebi doğmakta olduğundan acentelik sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini, davalı şirketin çağrı merkezine ulaşan bir şikayette 10.07.2019 tarihinde davacının iki müşteri ile sözlü tartışma yaşandığı, müşterilere fiziksel müdahalede bulunulduğu ve hatta araçlarına zarar verilmeye çalışıldığının bildirildiğini, şikayet üzerine birim kamera kayıtlarının incelenmesinde durumun sabit olduğunun tespit edildiğini, davacının fiilinin acentelik sözleşmesi ve eklerine aykırı olup gerek müşteriler, gerek resmi kurumlar nezdinde davalı şirketin kurumsal kimlik ve ticari itibarının zedeleyici nitelikte olduğunu, davalı lehine acentelik sözleşmesinin haklı nedenle fesih hakkı doğurduğunu, acentelik sözleşmesinin 5. maddesi uyarınca taraflar arasında güven ilişkisini zedeleyecek her türlü eylem ve işlemin davalı şirket lehine haklı nedenle fesih hakkı doğurmakta olduğunu, davacının tüm hakedişlerinin sözleşme hükümlerine uygun olarak zamanda ödendiğini, davacıya hiç bir borçlarının bulunmadığını, davacının davalı şirkete borçlu durumda olduğunu, sözleşme hükümleri uyarınca acentenin davalı şirkete karşı yükümlülükleri devam ettiğinden ipoteğin terkini talebinin haksız olduğunu, sözleşme gereği sözleşme bitiminden itibaren 2 yıl süre ile rekabet etmeme taahhüdü süresinin henüz dolmadığını, davacının sorumluluğunda olan riskler bakımından acenteliğe bağlı iş davalarından kaynaklanan talepler ve benzeri nedeniyle acente sorumluluğunun olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA; Birleşen İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin … davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının davalı şirketin Yaşamkent şubesi acentelik görevini 24.08.2015 tarihli acentelik sözleşmesi uyarınca fesih ihbar tarihine kadar yürüttüğünü, sözleşmenin feshedilmesi ile birlikte fesihten önce doğmuş bulunan davacının hakediş ,prim, komisyon bedeli sözleşmenin imzalanmasında acenteliğin açılması ve işletilmesi için gerekli olan malzemeler için ödenen demir baş bedeli, stok malzeme bedeli ve davacının acenteliği yürüttüğü sırada çalışanlardan Murat Dernekçi’nin gelen kargolardan yaptığı telefon hırsızlığına ilişkin ceza davası ile kesinleşen kararı uyarınca müşterinin zararı giderilmiş olmasına rağmen davalı tarafından davacıya geri ödemesi yapılmayan telefon bedelleri bulunduğunu, takibe konu tüm bedellerin fesih haklıda olsa hasızda olsa davacıya ödenmesi gerektiğini belirterek Ankara… İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takibe davalının itirazının iptaline, takiben devamına ve %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
BİRLEŞEN DAVAYA CEVAP: Birleşen davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Acentelik sözleşmesinin 40. maddesi uyarınca davalı ticari defter ve kayıtlarının kesin delil niteliğine haiz olduğunu, davalının davacı tarafa herhangi bir borcu bulunmadığını, acentenin davacı tarafından işletilmesine yönelik 24.08.2015 tarihli acentelik sözleşmesi aynı tarihli ek protokol, aynı tarihli cari hesap sözleşmesi, 01.01.2019 tarihli cari hesap sözleşmesine ilişkin ek protokol ve alt kira sözleşmesindeki yükümlülükleri aykırı hareket etmiş olması nedeniyle davalı lehine haklı nedenle fesih sebebi doğmakta olduğundan acentelik sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini, davalı şirketin çağrı merkezine ulaşan bir şikayette 10.07.2019 tarihinde davacının iki müşteri ile sözlü tartışma yaşandığı, müşterilere fiziksel müdahalede bulunulduğu ve hatta araçlarına zarar verilmeye çalışıldığının bildirildiğini, şikayet üzerine birim kamera kayıtlarının incelenmesinde durumun sabit olduğunun tespit edildiğini, davacının fiilinin acentelik sözleşmesi ve eklerine aykırı olup gerek müşteriler, gerek resmi kurumlar nezdinde davalı şirketin kurumsal kimlik ve ticari itibarının zedeleyici nitelikte olduğunu, davalı lehine acentelik sözleşmesinin haklı nedenle fesih hakkı doğurduğunu, acentelik sözleşmesinin 5. maddesi uyarınca taraflar arasında güven ilişkisini zedeleyecek her türlü eylem ve işlemin davalı şirket lehine haklı nedenle fesih hakkı doğurmakta olduğunu, davacının tüm hakedişlerinin sözleşme hükümlerine uygun olarak zamanda ödendiğini, davacıya hiç bir borçlarının bulunmadığını, davacının davalı şirkete borçlu durumda olduğunu, sözleşme hükümleri uyarınca acentenin davalı şirkete karşı yükümlülükleri devam ettiğinden ipoteğin terkini talebinin haksız olduğunu, sözleşme gereği sözleşme bitiminden itibaren 2 yıl süre ile rekabet etmeme taahhüdü süresinin henüz dolmadığını belirterek davanın reddini ve %20 kötü niyet tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstanbul …. Asliye Ticaret Mahkemesine açılan işbu dava ile birleşen davanın HMK 12, 114/1-ç ve 115 maddeleri gereğince yetkisizlik nedeniyle usulden reddine karar verildiği, kararın istinaf edilmeksizin kesinleşmesi üzerine dosyanın mahkememize tevzii olunduğu anlaşılmıştır.
Deliller toplanmış, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosya örneğinin celbi ile incelenmesinde alacaklı … tarafından borçlu … Kargo Yurtiçi ve Yurtdışı Taşımacılık A.Ş hakkında prim, Kasım 2018 hakediş farkı, Haziran 2019, Temmuz 2019 acentelik komisyon bedelleri, demirbaş bedeli, stok malzeme bedeli, telefon bedeli ile faiz alacakları olmak üzere toplam 114.689,00 TL alacak talebi ile ilamsız takip başlatıldığı, borçlunun itirazı üzerine takibin durmuş olduğu anlaşılmıştır.
Davanın açıldığı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilerek dosyanın tevdii edildiği mali müşavir ve ticaret hukuku öğretim üyesi bilirkişiler tarafından düzenlenen 06.04.2021 tarihli rapor ve mahkememizce talimatla alınan 06.06.2022 tarihli raporda özetle; ” davacıya hitaben davalı tarafından keşide edilip 22.07.2019 tarihinde tebliğ edilen ihtarname ile 24.08.20156 tarihli acentelik sözleşmesi aynı tarihli ek protokol ve aynı tarihli ek protokol niteliğindeki cari hesap sözleşmesinin davalı tarafından tek taraflı olarak feshedilmiş olduğu, sözleşmenin davalı tarafından sözleşmenin 5. maddesinde belirtilen hükümlere dayanılarak tek taraflı feshedildiği, davalının sözleşmenin feshine ilişkin sunduğu delillerin (tutanaklar ve kamera kayıtları) acentelik sözleşmesi kapsamında değerlendirilmesi sonucunda davacı acentenin kusurlu olduğu yönünden kanaat hasıl olduğunu, bu durumda davacı acentenin denkleştirme talep hakkının düşmüş olacağını sözleşme çerçevesinde acentelik teminat olarak alınan davalı şirketin uhdesinde bulunan 150.000,00 TL tutarındaki gayri menkul ipoteğin sözleşmenin sona ermesi ile fekki gerektiği ancak sözleşmenin sona erdiği tarih itibari ile acentelik faaliyetlerinden kaynaklanan davalı şirkete herhangi bir borcunun bulunmaması gerektiği, 50.000,00 TL bedelli teminat senedinin de sözleşmeye bağlı başkaca bir sorumluluğun kalmaması sonucunda davacıya iadesi gerekeceği, acentelik sözleşmesinin 37. maddesi ve ek protokolün 9.2 maddesindeki düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde davacının isim hakkına ilişkin talebinin yerinde olmadığı davalı şirketin sistem kayıtlarında davacı acentenin 7.096,58 TL tutarında alacaklı olduğu, birleşen davada 28.12.2008 – 24.07.2009 prim tutarı 1.632,80 TL’nin ödenmiş olduğu, Kasım 2018 hakedişinin 279,21 TL, Temmuz 2019 ve Haziran 2019 acentelik komisyon bedelinin 46.191,60 TL fatura düzenlenme kaydıyla stok malzeme bedelinin 1.141,90 TL ,Ankara Batı 4. Asliye Ceza Mahkemesi kararı ile kesinleşen dava dışı Murat Dernekçi tarafından çalınan telefon bedeli 1.400,00 TL olduğu, davacının 2015 yılında 19.000,00 TL’ye almış olduğu demir baş bedelinin taraf ile mutabık kalınan tutarda fatura düzenlemesi halinde alacağının olabileceği” ifade edilmiştir.
Davacı vekilinin 06.08.2021 tarihli dilekçesinde teminat senedinin kendilerine verilmediği davalı elinde olduğu beyan edilmekle davalı vekiline yanlar arasındaki acentelik sözleşmesi kapsamında davacıdan teminat senedi alınmış ise dilekçe ekinde okunaklı bir örneği ibraz etmek üzere birden fazla süre verilmiş son kez 30.06.2022 tarihli duruşmada verilen kesin sürede davalı vekilince teminat senedi alındığına ilişkin bir beyan sunulmadığı gibi senet örneği de ibraz edilmemiş olduğundan yanlar arasındaki acentelik sözleşmesi kapsamında davalı tarafından davacıdan teminat senedi alınmasına ilişkin bir sözleşme hükmü bulunmadığı gibi bu kapsamda teminat senedi düzenlenerek davalıya verildiği iddiasınında dosya kapsamı uyarınca kanıtlanamamış olduğu anlaşılmakla asıl davada davacının senet iadesi talebinin hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı ile davalı arasında 24.08.2015 tarihli acentelik sözleşmesi, acentelik sözleşmesi ek protokolü, cari hesap sözleşmesi ve alt kira sözleşmesi imzalandığı sözleşme ve eklerinin davalı tarafından keşide edilen tarihsiz ihtarname ile çağrı merkezine ulaşan bir şikayette 10.07.2019 tarihinde iki müşteri ile sözlü tartışma ve sonrasında müşterilere fiziksel müdahalede bulunulduğu, birim kamera kayıtlarının incelenmesinde durumun sabit olduğu tespit edilerek acentelik sözleşmesinin 5. maddesi uyarınca güven ilişkisini zedeleyecek her türlü eylem ve işlemin davalı şirket lehine haklı nedenle fesih hakkını doğurduğu, ayrıca yapılan inceleme ve tespitlerde en sık müşteri şikayeti alan birim olduğu, tüm uyarılara rağmen herhangi bir düzelme sağlanmadığı belirtilerek acentelik sözleşmesi ve eklerinin feshedildiği, fesih ihtarının 24.07.2019 tarihinde davacıya tebliğ edilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Toplanan deliller ve yapılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporlar kapsamında fesih ihtarında ileri sürelen müşteri şikayeti kapsamında 10.07.2019 tarihinde davacı acentede iki müşteri ile sözlü tartışma sonrasında müşterilere fiziksel müdahalede bulunulması ve müşteri araçlarına zarar verilmeye çalışmasına ilişkin şikayetin tutanak ve kamera kayıtları ile değerlendirilmesi sonucunda acentenin kusuru nedeniyle gerçekleşen fesih işleminin acentelik sözleşmesinin 5. maddesi hükümlerine göre haklı nedene dayandığı mahkememizce kabul edilmiştir.
Davacı yan, asıl davada isim hakkı bedelinin tahsili talebinde bulunmuş ise de acentelik sözleşmesi davalı tarafından haklı nedenle feshedilmiş olduğundan acentelik sözleşmesinin 37. maddesi ve sözleşme eki protokolün 9.2 maddesi hükümlerine göre davacı acentenin isim hakkı bedeli (yatırım katkı payı) talebinin yerinde olmadığı, asıl davada talep edilen denkleştirme talebi yönünden ise acentenin kusuru sebebiyle davalı tarafından haklı nedenle sözleşme feshedilmiş olmakla TTK 122/3 maddesi uyarınca denkleştirme talebine ilişkin olumsuz koşulun oluşması nedeniyle davacının denkleştirme talebinde bulunamayacağı sonucuna varılmıştır.
Asıl davada davacı yan, davacıya ait Büyükesat Mah. 26694 ada 2 parsel 41 nolu bağımsız bölüm üzerinde davalı lehine tesis edilen 150.000,00 TL bedelli teminat ipoteğinin fekkine karar verilmesi talebinde bulunmuş ise de acentelik sözleşmesinin 36. maddesinde sözleşme ilişkisi bitimini izleyen 2 yıl içinde acentenin sır saklama yükümlülüğü bulunduğu, yükümlülüğe aykırı davranılması halinde 50.000,00 USD cezai şart ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği düzenlenmiş olup fesih tarihinden itibaren dava tarihine kadar 2 yıllık süre dolmadığından ipoteğin teminat fonksiyonunun devam etmekte olduğu, yine acentelik sözleşmesinin 5. maddesinin 3. fıkrasında … Kargo tarafından sözleşmenin feshi halinde acentenin 36.maddede yer alan cezai şarttan da mesul olacağı öngörülmüş olduğundan dava tarihi itibariyle ipoteğin fekki talebinin yerinde olmadığı mahkememizce kabul edilmiştir.
Asıl davada davacı yan manevi tazminat talebinde bulunmuş ise de acentelik sözleşmesinin davalı tarafından haklı nedenle feshedilmiş olması karşısında tüm dosya kapsamına göre davacı tarafça kişilik haklarının hukuka aykırı haksız saldırıya uğradığı iddiasının kanıtlanamadığı kanaati ile davacının yerinde görülmeyen manevi tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Yanlar arasındaki acentelik sözleşmesinin 43. maddesi delil anlaşması niteliğinde olduğundan davalı yanın ticari defter kayıt ve belgeleri incelenmek suretiyle düzenlenen bilirkişi heyeti raporunda birleşen davaya esas ilamsız takibe konu 1.632,88 TL 28.12.2018 – 24.07.2019 dönemi prim tutarlarının davacı yana ödenmiş olduğundan bu talebin yerinde olmadığı, davacıya ödendiğine ilişkin bir kayıt bulunmayan 279,21 TL Kasım 2018 hakediş farkı 25.696,00 TL Temmuz 2019 acentelik komisyon bedeli, 20.495,60 TL Haziran 2019 acentelik komisyon bedeli (defterlerde Haziran, Temmuz 2019 komisyon bedeli birlikte değerlendirilerek toplam 46.190,60 TL) yönünden davacı alacağının varlığı kanıtlanmış olmakla her bir tutara ilişkin davacının 24.09.2019 tarihli ihtarnamesi tebliğ edildiği 26.09.2019 tarihine verilen 2 iş günlük sürenin ilavesi ile belirlenen 01.01.2019 temerrüt tarihinden 29.12.2019 takip tarihine kadar avans faizi işletilmek suretiyle belirlenen işlemiş faiz tutarları ile birlikte birleşen davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Birleşen davada davacı yan demirbaş ve stok malzeme bedeli talebinde bulunmuş ise de acentelik sözleşmesinin 7. maddesi uyarınca bu talebin yerinde olmadığı yine Ankara Batı …. Asliye Ceza Mahkemesinin …esas sayılı kararına istinaden acente çalışanının gelen kargolardan yaptığı telefon hırsızlığına ilişkin müşteri zararının giderimi kapsamında telefon bedeli talep edilmiş ise de davacı acente çalışanının haksız fiilinden kaynaklanan zararın giderimine ilişkin üçüncü kişilere yapılan ödemelerden davacının sorumlu olacağına dair bir sözleşme hükmü bulunmadığı gibi bu yönde bir ispat vasıtası da sunulmadığından takibe konu bu talebinde yerinde olmadığı sonuç ve kanaatine varılarak birleşen davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-a)Asıl davada davacının isim hakkı bedeli, denkleştirme tazminatı, ipotek fekki talepleri ile manevi tazminat talebinin reddine,
b)Asıl davada davacının senet iadesi talebinin hukuki yarar yokluğundan HMK 114/1-h ve 115/2 maddeleri uyarınca usulden reddine,
2-a)Birleşen davanın kısmen kabulü ile İstanbul 8. İcra Müdürlüğünün 2019/46690 esas sayılı takibe davalı itirazının 279,21 TL Kasım 2018 hakediş farkı, 12,24 TL işlemiş faizi, 25.696,00 TL Temmuz 2019 acentelik komisyon alacağı, 1.126,93 TL işlemiş faizi, 20.495,60 TL Haziran 2019 acentelik komisyon alacağı, 898,86 TL işlemiş faizi olmak üzere toplam 48.508,84 TL üzerinden iptali ile takip tarihinden itibaren asıl alacak kalemlerine %21,25 oranını geçmemek üzere değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle takibin devamına,
b)Birleşen davada davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine,
c)Birleşen davada %20 icra inkar tazminatı olan 9.701,76 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Asıl davada maddi tazminat ve ipotek fekki talebi yönünden alınması gereken 80,70 TL harç ile manevi tazminat talebi yönünden alınması gereken 80,70 TL harcın peşin alınan 1.741,91 TL ve tamamlama harcı 8.338,72 TL’den mahsubu ile bakiye 9.919,23‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde asıl davada davacıya iadesine,
4-Asıl davada 6325 sayılı yasanın 18/A maddesi ve Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi gereğince belirlenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin asıl davada davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Asıl davada maddi tazminat ve ipotek fekki yönünden davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden 23.800,00 TL ücreti vekaletin asıl davada davacıdan alınarak asıl davada davalıya verilmesine,
6-Asıl davada manevi tazminat yönünden davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden 9.200,00 TL ücreti vekaletin asıl davada davacıdan alınarak asıl davada davalıya verilmesine,
7-Asıl davada davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Asıl davada davalı tarafından sarfedilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
9-Birleşen davada alınması gereken 3.313,63 TL harçtan peşin alınan 1.836,94 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.476,69 TL harcın birleşen davada davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
10-Birleşen davada davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden 9.200,00 TL ücreti vekaletin birleşen davada davalıdan alınarak birleşen davada davacıya verilmesine,
11-Birleşen davada davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden 11.068,84 TL ücreti vekaletin birleşen davada davacıdan alınarak birleşen davada davalıya verilmesine,
12-Birleşen davada davacı tarafından sarfedilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
13-Birleşen davada davalı tarafından sarfedilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
14-Sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,

Dair asıl ve birleşen davada davacı vekilinin ve asıl ve birleşen davada davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.
22.12.2022
Gerekçeli kararın yazıldığı tarih: 10.01.2023