Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/593 E. 2023/506 K. 11.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/593 Esas – 2023/506
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/593 Esas
KARAR NO : 2023/506

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/09/2022
KARAR TARİHİ : 11/07/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 19/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket tarrafından 27/07/2021 tarihinde dava dışı … … ile 10-11-12 Eylül 2021 tarihinde yapılması planan “…” için “…” tanzim edildiğini, davalı yanca üstlenilen işin ifası adına da davalı şirketin müvekkili şirket ile 27/07/2021 tarihinde “… …” tanzim edildiğini, sözleşme konusu işlerin müvekkili tarafından eksiksiz yerine getirildiğini, bu nedenle sözleşmede belirtilen bedelin tahsili amacıyla müvekkili şirketin de 16/11/2021 tarihinde 319.000,00 +KDV bedelli fatura tanzim ettiğini, ancak faturaya davalı şirketçe haksız olarak itiraz edildiğini, itiraz üzerine müvekkili şirketçe davalı yan aleyhine …. Esas sayılı dosyası ile takibe başlatıldığını, davalı şirketin yetki ve borca itiraz ettiğini, bu nedenle dosyanın gönderildiği …. esas sayılı dosyasından takibe devam edildiğini, davalının icra takibine itirazının haklı yanının olmadığını belirterek, davanın kabulü ile, itirazın iptaline, takibin devamına, alacağın likit ve belirlenebilir olması sebebiyle asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şirket ile … arasında, 27/07/2021 tarihinde “…” (10-11-12 Eylül 2021) “…” imzalandığını, verilecek hizmete ilişkin ayrıntılı şartların ise Ana Sözleşme ekinde yer alan Teknik Şartname ile düzenlendiğini, aynı tarihte Ana Sözleşmenin işvereni olan … talebi ile davacı şirket ile aynı tarihte …-…” şeklindeli alt sözleşmenin imzalandığını, alt sözleşmenin amacının … makam olur yazısı ile … yapılması olduğunu, sözleşme imzalandıktan sonra davalı şirket tarafından Ana Sözleşme doğrultusunda gerekli çalışmaların başlatıldığını ve etkinliğin tek geliri olacak sponsorluk görüşmelerinin gerçekleştirildiğini, sponsorluk bedelinin yatırılacağı banka hesabının, davalı şirket adına 30/07/2021 tarihinde açıldığını, ayrıca davacı şirkete 06/08/2021 tarihinde peşin ödeme olarak 20.000,00TL ödeme yapıldığını, 10-11-12 Eylül’de yapılacak olan e-kongre için sponsorluk görüşmeleri yapıldığını, sponsor olarak cevap dilekçesinde sayılan kurumların sponsor olmalarının temin edildiğini, ayrıca e-kongre içeriği ve tanıtım materyallerinin hazırlandığını, ana sözleşme ve alt sözleşme doğrultusunda teşekkül eden…’nda davalı şirket yetkilisi …’in yer aldığını, … tarafından … olarak davacı şirket, hastane ve davalı şirket arasındaki yazışma ve iletişimin sağlanması amacıyla … adresi alınarak davacı şirket ilgililerine gönderildiğini, ancak henüz işlerin başında yazışmalara ilişkin mail adresinin şifrelerinin davalı elinde olmasının istenmediğini ve … temsilcisi olan … tarafından yazışmalar için … adresinin kullanılacağının ilgililere bildirildiğini, kongrenin düzenlenmesine ilişkin tüm yazışmaların bu mail adresinden yapıldığını, ancak davacı şirketin alt sözleşme gereği yerine getirmesi gereken işleri zamanında yerine getirmediğini, bu işleri de davalının gerçekleştirdiğini, ancak Ana Sözleşme gereği 10-11-12 Eylül 2021 tarihlerinde yapılması gereken e-kongrenin davalı şirketin hiçbir dahli ve onayı olmaksızın, davacı şirketin doğrudan hastaneyle irtibatı neticesinde önce makam oluru dahi alınmadan doğrudan başhekim imzası ile 17-18-19 Eylül 2021 tarihine, ardından da makam oluru ile 5-6-7 Kasım 2021 tarihine alındığını, davalının onayı olmadan tüm işlerin davacı şirket ile hastane arasında yapılmaya başlandığını ve özellikle de e-kongrenin iki kez üst üste ve keyfi olarak ertelenmesinin, kongrenin tek geliri olan ve davalı şirket tarafından sağlanan sponsorlukları sıkıntıya soktuğunu, sponsorların kongreye olan güvenlerini kaybettiklerini ve sponsorluktan çekildiklerini, bunun üzerine davalı şirket tarafından kendilerinin süreç dışına çıkarıldıklarını, e-kongre tarihinin onay olmaksızın değiştirildiği, afişlerde davalı şirket yerine başka bir şirketin bilgilerine yer verilerek davalı şirketin itibarının zedelendiği bildirilerek, sözleşmenin feshedileceği hastane yönetimine ve davacı şirkete önce sözlü olarak bildirildiğini, o tarihe kadar yapılan tüm sponsorluk ödemelerinin 22/10/2021 tarihinden itibaren ödemeyi yapanlara iade edilmeye başlandığını, 03/11/2021 tarihinde de iade işlemlerinin tamamlandığını, ardından ilgili hesabın kapatıldığını ve durumun davacı şirkete ve hastaneye yazışma mail adresi üzerinden 03/11/2022 tarihinde bildirildiğini, sözleşmenin bu nedenler ile feshedildiğini, bu tarihten sonra davalı ve hastanenin e-kongreye ilişkin işlemlere devam ettiğini, ancak mail şifrelerini değiştirerek davalı şirketin maillere erişimini kapadıklarını, düzenleme kurulundan davalı şirket yetkilisinin çıkarıldığını, davacı şirket tarafından doğrudan sponsorluk arayışına girildiğini ve fiili olarak da davacı şirket tarafından feshin kabul edildiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin davacının ve Ana Sözleşmenin tarafı olan hastanenin davalı şirketi devre dışı bırakmaya yönelik sürekli çabaları, kusurlu ve kötüniyetli davranışları nedeni ile 03/11/2021 tarihinde feshedildiğini, fesih bildirimine davacı şirketin davranışlarının yol açtığını, davalının hiçbir kusurunun bulunmadığını, davacı şirket tarafından e-kongreye ilişkin hiçbir gönderinin yapılmadığını, hiçbir materyalin davacının onayına sunulmadığını, davalı şirketçe de hiçbir kabulün yapılmadığını, dolayısı ile feshin davacı ve hastane tarafından açıkça kabul edildiğini, feshedilmiş bir sözleşme bedelinin fatura edilemeyeceğini, nihayetinde gerçekleşen e-kongrenin artık davalı ile ilgisi olmayan, davacı şirket ile davalı şirket arasında sözleşme kapsamından çıktığını, davanın yanlarında yer almak üzere … ihbar edilmesini talep ettiklerini, fesih sonrası sözleşme bedeli faturasının tahsilinin talep edilemeyeceğini, ancak fesih tazminatının hukuki tartışmasının yapılacağını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Taraflarca dayanılan tüm deliller toplanmış, taraflar arasındaki sözleşme ve ekleri, dekontlar, davaya dayanak …. sayılı takip dosyası sureti, tarafların BA/BS formları, bankacılık kayıtları, asıl işverenden davaya konu işe dair kayıtlar celp edilmiş, bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Mali müşavir ve nitelikli hesaplamalar uzmanı bilirkişi tarafından düzenlenen 14/04/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “dava dosyasında davalının, davacı ve dava dışı idareye gönderdiği 01/11/2023 tarihli fesih yazısının bulunduğu, fesih yazısında davalının, davanın tarafları arasında yapılan hizmet sözleşmesinin 03/11/2021 tarihi itibari ile fesh olduğunu kesin ifadeler ile açıkladığı, ancak davacının fesih iradesinin kendilerine ulaşmadığını iddia ettiği, dava dosyasında davalı tarafından sunulan e-postada ise fesih iradesinin davalıya elektronik posta ile gönderildiğinin görüldüğü, elektronik posta ile gönderilen fesih iradesinin davacıya ulaşıp ulaşmadığının tespiti ve nihai takdirinin mahkemeye ait olduğu, fesih iradesinin davacıya ulaştığı kabul edildiği takdirde, feshin bozucu yenilik doğuran haklar arasında sayıldığı, fesih hakkının bozucu yenilik doğuran bir hak olduğu için fesih bildiriminin karşı tarafa ulaşması ile birlikte sonuçlarını meydana getirdiği ve geri alınamadığı, davalının fesih iradesinin davacı tarafa ulaşması ile birlikte taraflar arasındaki sözleşme hükümlerinin sona erdiği, sözleşmenin 8. maddesinde yer alan sözleşme bedelinin ödenmesi ile ilgili hükmün de fesih ile birlikte sona ereceği, feshin bozucu yenilik doğuran hak olması karşısında, sözleşmenin ayakta olup olmadığının takdirinin mahkemeye ait olduğu, sözleşmenin ayakta olduğunun kabulü halinde mahkeme tarafından sözleşme hükümlerinin ayakta olduğu ve davacının sözleşmenin 8. maddesi uyarınca bedele hak kazandığının kabulü halinde davacının davalıdan 319.000,00TL+KDV tutarında ödemeye hak kazanacağı, … itirazın iptali davasına konu …. E. Sayılı dosyasına göre, taleple bağlı kalınarak hesaplamanın sözleşme bedeli olan 319.000,00TL üzerinden yapıldığı, davacıya 06/08/2021 tarihinde yapılan 20.000,00TL ödemeye ilişkin banka dekontu mahsup edildiğinde takip tarihi olan 05/04/2022 tarihi itibari ile davacının davalıdan alacağının (319.000,00TL-20.000,00TL) =299.000,00TL olarak hesaplandığı” yönünde kanaat bildirilmiştir.
Dava, taraflar arasındaki davalı yüklenici tarafından üstlenilen kongreye dair teknik danışmanlık hizmet sözleşmesinden kaynaklanan davacı taşeronun iş bedeli alacağına dair fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı, kayıt ve belgeler ile alınan bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; somut olayda, davalı yüklenici ile davacı taşeron arasında davalının yüklenimi altındaki “…” kapsamında, davacının davalıya karşı bu kongreye ilişkin olarak e-kongre yazılım alt yapısı ile teknik danışmanlık hizmeti verilmesi işlerini üstlendiği, 27/07/2021 tarihli “…”nin imzalandığı, bu sözleşme kapsamında 10-12/09/2021 tarihinde yapılması öngörülen kongrenin, dava dışı iş sahibinin talebi ile en son 05-07/11/2021 tarihine ertelendiği ve nihayet 05-07/11/2021 tarihleri arasında yapılarak tamamlandığı konusunda niza bulunmamaktadır. Dolayısıyla sözleşme konusu kongrenin yapılmış olmasına göre kural olarak davacı taşeronun yüklendiği işleri tamamladığının ve iş bedeline hak kazandığının kabulü gerekmektedir. Ancak davalı yüklenici tarafından kongrenin yapılacağı 05-07/11/2021 tarihinden önce 03/11/2021 tarihinde sözleşmenin, davacının akde aykırı davrandığı, müvekkilinin kongre sürecinin dışına çıkarıldığı, kongre tarihinin müvekkilinin onayı olmaksızın değiştirildiği, kongre afişinde müvekkili şirket dışında bir şirketin ismine yer verilerek itibarının zedelendiği gibi hususlar gerekçe gösterilerek feshedildiği bildirilmiş, söz konusu fesih bildirimi ise davacı tarafından kabul edilmemiştir. Bu bağlamda mahkememizce yapılan incelemede, davalı tarafından dayanılan fesih bildiriminin, TTK’nın 18/3. hükmünde öngörülen şekilde yapılmadığı gibi taraflar arasındaki sözleşmenin 1. maddesinde öngörülen adreslere de yapılmayıp şekle uygun olmadığı, bunun yanında davacının akde aykırı davrandığını iddia ederken davalı tarafından iddia olunan aykırılıklara dair 03/11/2021 tarihinden önce davacıya herhangi bir ihtar, uyarı vb. gönderildiğinin iddia ve ispat olunmadığı gibi davalının 20.000,00 TL tutalı ödeme dışında sözleşmenin 8. maddesinde öngörülen iş bedeline dair öncelikli edimini yerine getirmediği anlaşıldığından TBK’nın 97. maddesi hükmünce edimin ifasını da kural olarak isteyemeyeceği, buna rağmen yukarıda da belirtildiği gibi sözleşme konusu işin tamamlandığı ve kongrenin icra edildiği, ayrıca davacı tarafından kongre hazırlıklarının yapılıp kongrenin dava dışı iş sahibi tarafından ileri bir tarihe ertelenmesinden sonra belirlenen 05/11/2021 kongre başlangıç tarihinden 2 gün önce davalı tarafından akdin feshedildiğinin iddia olunmasının da TMK md. 2 gereğince kabul edilebilir olmadığı, her durumda fesih halinde dahi davacı taşeronun tamamladığı işlerin bedeline hak kazanacağının tabii olduğu sonuç ve kanaatine varılmış olup son tahlilde davalının taraflar arasındaki sözleşmeyi haklı nedenle feshettiğini kanıtlayamadığı ve davacının sözleşme konusu işleri tamamlayarak iş bedeline hak kazandığı anlaşıldığından, davanın kısmen kabulü ile, davalının …. sayılı takibe itirazının, davalı tarafından yapıldığı kanıtlanan ödemelerin de düşülmesi suretiyle, 299.000,00 TL asıl alacak yönünden iptaline, takibin bu miktar üzerinden takip tarihinden itibaren avans faizi işletmek üzere devamına karar vermek gerekmiştir. Bu bağlamda davalının takibe itirazının haklı olmadığı ve davaya konu takibe ilişkin alacağın da likit olduğu değerlendirilerek, hükmolunan alacağın %20’si olan 59.800,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine; reddolunan kısım yönünden takibin haklı olmadığı sabit ise de davacının kötüniyetinin varlığı kanıtlanamadığından davalının kötüniyet tazminatı isteminin reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile; Davalının …. sayılı takibe itirazının 299.000,00 TL asıl alacak yönünden iptali ile takibin bu miktar üzerinden takip tarihinden itibaren avans faizi işletmek üzere devamına,
2-Hükmolunan alacağın %20’si olan 59.800,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Koşulları oluşmayan kötü niyet tazminatının reddine,
4-Alınması gereken 20.424,69 TL harçtan peşin alınan 3.534,54 TL’nin mahsubu ile bakiye 16.890,15 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından başlangıçta yatırılan 80,70 TL başvurma harcı ve 3.534,54 TL peşin harç olmak üzere toplam 3.615,24 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 200,50 TL tebligat ve müzekkere gideri, 3.500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.700,50 TL olan yargılama giderinden davanın kabul ve red oranlarına göre 3.468,49 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereği …. tarafından karşılanan ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk Ücret Tarifesinde belirtilen arabuluculuk ücreti karşılığı olan 1.560,00 TL arabulucu ücretinin kabul ve red oranına göre 1.462,19 TL’sinin davalıdan, 97,81 TL’sinin de davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar yönünden karar tarihindeki AAÜT uyarınca 44.860,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar yönünden karar tarihindeki AAÜT uyarınca 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Davalı tarafından sarfedilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
11-Sarfedilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran taraflara iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile …. Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.
11/07/2023

Katip ….
E-imzalı

Hakim ….
E-imzalı