Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/417 E. 2022/505 K. 15.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/417 Esas – 2022/505
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/417 Esas
KARAR NO : 2022/505

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Menfi Tespit)
DAVA TARİHİ : 27/08/2018
KARAR TARİHİ : 15/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 29.06.2022

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Menfi Tespit) davasında mahkememizce verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine istinaf davasını inceleyen Ankara Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin 2019/827 Esas, 2022/827 Karar sayılı ilamı sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Ankara …İcra Müdürlüğü tarafından gönderilen 08.08.2018 tarih … esas sayılı Üçüncü Haciz İhbarnamesi, 09.08.2018 tarihinde davacıya tebliğ edildiğini, 22.02.2018 tarih … esas sayılı Birinci Haciz İhbarnamesinin 27.02.2018 tarihinde davacıya tebliğ edildiğini, …’nın borçlu olarak yer almadığı borçlu olarak …Yapı Proje İnşaat Taahhüt Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin belirtildiği ve ilgililer adına Genel Müdürlük birimleri ve Şubeler nezdinde yapılan sorgulama sonucunda 28.02.2018 tarihinde 7000HCZ1800181569 referans numarası ile cevap verildiğini, 1. haciz ihbarnamesine süresi içerisinde itiraz eden üçüncü kişiye 2. haciz ihbarnamesi, ikinci haciz ihbarnamesine süresi içerisinde itiraz eden 3. kişiye de 3. haciz ihbarnamesi (ödeme bildirimi) gönderilemeyeceğini, mevcut olayda yukarda izah edildiği üzere operasyon merkezine tebliğ edilen 1. haciz ihbarnamesine süresi içerisinde cevap verildiğini, 2. haciz ihbarnamesi ise Genel Müdürlüğüklerine tebliğ edilmediğni, ancak buna rağmen icra müdürlüğünce talebe binaen 3. haciz ihbarnamesi (ödeme bildirimi) gönderildiğinin anlaşıldığını belirterek öncelikle tedbiren takibin durdurulmasına, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla başta 2004 Sy İİK’nun 89 uncu maddesi olmak üzere usul ve yasalar gereği takip alacaklısının (davalının) davacı bankadan talep edebileceği bir hakkın olmadığı tespit edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi tebliğ edilmiş cevap verilmediği anlaşılmıştır.

DELİLLER VE GEREKÇE;
Dava İİK 89/3. Maddesi gereğince menfi tespit talebine yöneliktir.
Mahkememizce verilen 31.12.2018 tarihli hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine istinaf davasını inceleyen Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi’nin 2019/827 Esas, 2022/827 Karar sayılı ilamı ile;
“…6102 sayılı TTK’nın 4. maddesinde, bu hükümde sayılan mutlak ticari davaların yanısıra “Her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır.” hükmü ile nispi ticari davaya ilişkin de düzenleme yapılmış olup, buna göre tarafların her ikisinin de tacir olması ve uyuşmazlık konusu işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olması gerekir.
İİK’nın 89/3. maddesinin, üçüncü cümlesi, “..İkinci ihbarnameye süresi içinde itiraz etmeyen ve zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemeyen veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmeyen üçüncü şahsa onbeş gün içinde parayı icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı teslim etmesi yahut bu süre içinde menfi tespit davası açması, aksi takdirde zimmetinde sayılan borcu ödemeye veya yedinde sayılan malı teslime zorlanacağı bildirilir. Bu bildirimi alan üçüncü şahıs, icra takibinin yapıldığı veya yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde süresi içinde menfi tespit davası açtığına dair belgeyi bildirimin yapıldığı tarihten itibaren yirmi gün içinde ilgili icra dairesine teslim ettiği takdirde, hakkında yürütülen cebri icra işlemleri menfi tespit davası sonunda verilen kararın kesinleşmesine kadar durur…” hükmünü içermektedir. Bu hükümde belirtilen mahkemenin hangi mahkeme olduğu konusunda bir açıklık bulunmamakla birlikte İİK’nın 235/1. maddesindeki gibi kayıt kabul ve 154/3. maddesindeki gibi iflas davaları için Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu yolundaki açık bir düzenleme bulunmadığından bu mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun kabulü gerekir. Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 12.04.2016 tarih ve 3568 E., 6425 K. ve 17.12.2015 tarih ve 7065 E., 17162 K., sayılı ilamları da bu yöndedir.
Somut olayda, taraflar arasında doğrudan bir ticari ilişki bulunmadığı gibi uyuşmazlık davalı alacaklı tarafından başlatılan icra takibinde, borçluya borçlu olduğu gerekçesiyle çıkarılan haciz ihbarnamelerine itiraz edilmemesi nedeniyle yedinde sayılan borçtan dolayı borçlu olmadığının tespiti istenmektedir.
01.10.2011 tarihinden sonra açılan menfi tespit davaları için görevli mahkeme, HMK’nın 2. maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesidir. (Prof. Dr. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Ankara 2013, sh:476)
6100 sayılı HMK’nın 1. maddesindeki göreve ilişkin kuralların kamu düzenine ilişkin olduğu hükmü ile HMK’nın 353/(1)-a.3 maddesinin mahkemenin görevli olmamasının mutlak kararın kaldırılması nedeni olduğuna ilişkin hükmü karşısında, görev hususu somut olayda olduğu gibi, açıkça istinaf istemine konu edilmese dahi istinaf mahkemesince re’sen gözetilmelidir.
Bu durumda İlk derece Mahkemesince, İİK’nın 89/3. maddesine dayalı olarak açılan davada, Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, HMK’nın 114/(1)-c ve 115/(2). maddeleri uyarınca mahkemenin görevine ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, uyuşmazlığın esası incelenerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Buna göre dairemizce, HMK’nın 353/(1)-a.3. maddesi uyarınca, HMK’nin 114(1).c ve 115/2. maddeleri uyarınca görev yönünden usulden red kararı verilmesi ve HMK’nin 20. maddesinde belirtilen görevsizlik veya yetkisizlik kararı üzerine yapılacak işlemlerin yerine getirilmesi için esası incelenmeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir…” şeklindeki ilam ile mahkememiz hükmü kaldırılmakla dosya iade edilmiştir.
Bu suretle taraflar arasında doğrudan bir ticari ilişkinin mevcut olmadığı, davalı tarafından başlatılan takibe, borçluya çıkarılan haciz ihbarnameleri gereğince borçlu olunmadığının tespitinin ancak genel yetkili asliye hukuk mahkemesinde tartışılabileceği anlaşılmakla mahkememizce dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniye dava dilekçesinin HMK 114/1-c,115/2 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı yokluğundan usulden reddine,
2-HMK 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal 2 haftalık sürede talep edilmesi halinde dosyanın görevli ANKARA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-HMK 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
4-Süresinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek yargılama giderlerinin hüküm altına alınmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme ile karar verildi. 15/06/2022