Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/411 E. 2023/164 K. 14.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/411 Esas – 2023/164
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/411 Esas
KARAR NO : 2023/164

HAKİM : …
KATİP :…

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/06/2022
KARAR TARİHİ : 14/03/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 12/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ile müvekkili arasındaki ticari iş ilişkisi çerçevesinde düzenlenen faturalara konu borcun yaklaşık 3 yıl önce davalıca ödenmesi gerekirken bugüne kadar herhangi bir ödeme yapılmadığını, bu nedenle … Dairesinin 2022/5930 esas sayılı dosyasıyla açık faturalara dayalı olarak bakiye 28.000,00 TL asıl alacak ve 5.111,00 TL işlenmiş faiz toplamının tahsili amacıyla genel haciz yoluyla takip yapılmış ise de davalının borca itiraz ederek takibi durdurduğunu, davalının haksız ve dayanaksız itirazı neticesinde de müvekkilinin zarara uğradığını belirterek davalının icra takibine itirazının iptaline, takibin devamına, davalının takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
CEVAP: Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; zamanaşımı itirazında bulunduklarını, itirazın iptali davasının süresinde açılmadığını, davacının faturalara konu mal ve hizmeti verdiğini ispat etmesi gerektiğini, davacının icra inkar tazminatı talebinde haklı olmadığını, taraflar arasında faturaların ödenmesi, ödeneceği tarih, vade konularında bir anlaşma bulunmadığını belirterek davanın reddini, davalının %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Mahkememizce taraflarca dayanılan deliller dosyaya kazandırılmış, davanın dayanağı olan … Müdürlüğünün 2022/5930 sayılı takip dosyası celp edilmiş, dosya mahkememizce mali müşavir bilirkişiye tevdi edilerek taraflarca sunulan ticari defter ve kayıtlar ile tüm dosya kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Davalı vekilince zamanaşımı itirazında bulunulmuş ise de davaya konu alacağın TBK’nın 146. maddesi kapsamında 10 yıllık zamanaşımına tabii olduğu ve dava tarihine göre zamanaşımının dolmadığı anlaşılmakla davalının zamanaşımı itirazının reddi gerekmiştir.
Davaya konu … Müdürlüğü’nün 2022/5930 sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine fatura alacağı dolayısıyla işlemiş faizlerle birlikte toplam 33.164,40 TL için 19/08/2021 tarihinde icra takibi başlatıldığı, takibin ise davalının itirazı üzerine durduğu ve süresinde eldeki itirazın iptali davasının açıldığı görülmüştür.
Mahkememizce dosyanın tevdi edildiği mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen bila tarih bilirkişi raporunda özetle; tarafların ticari defterlerinin usulüne uygun tutulup açılış ve kapanış tasdikinin zamanında yapılmış olduğu anlaşılmakla TTK’nın 64 vd. maddelerine göre kanuni şartları taşıdığı, davacı şirket yasal defterlerinde davalı şirketten 17.600,00 TL tahsilat/ödeme yapıldığı kayıtlı iken, davalı şirket defterlerinde 20.128,18 TL ödeme yapıldığının kayıtlı olduğu, taraf defterlerindeki uyumsuzluğun, davacı şirket yasal defterlerinde 31/12/2020 tarih ve … no.lu yevmiye maddesinde kayıtlı olan 4.226,70 TL’lik ödeme kaydı ile davalı şirket yasal defterlerimde 09/12/2020 tarih ve … nolu yevmiye maddesinde “…” açıklaması ile davalı grup şirketi tarafından davalı şirket adına davacı şirkete yapılan 10.000,00 TL’lik ödemeden kaynaklandığı, davacı şirket defterindeki 4.226,70 TL tutarındaki ödeme davalı ödemesi olarak kabul edilse de davalı şirketin defter kayıtlarında yer alan 10.000,00 TL’lik ödemenin kabulünün mahkemenin takdirinde olduğu, 10.000,00 TL’lik ödemenin kabul edilmemesi halinde davacı şirketin davalı şirketten 27.298,92 TL alacaklı olduğu, kabul edilmesi halinde 17.298,92 TL alacaklı olduğu yönünde görüş bildirmiştir. Bilirkişi raporu usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edilmiş; taraflarca bilirkişi raporuna süresinde itirazlarda bulunulmuş ise de yapılan itirazların mahkememizce resen değerlendirilebileceği kanaatine varılarak yeniden bilirkişi raporu alınmasına gerek duyulmamıştır.
Tüm dosya kapsamı, kayıt ve belgeler ile usul ve yasaya uygun olarak alınan denetlenebilir bilirkişi raporu birlikte değerlendirilerek; taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmamakla beraber kesilen faturalar üzerinden yürütülen mal satımına dayalı bir ticari ilişkinin bulunduğu konusunda niza bulunmadığı, yine takibe konu faturaların her iki tarafın da ticari defterlerinde kayıtlı olup bu yönden tarafların ticari defter kayıtlarının bir biri ile uyumlu olduğu ve bu bağlamda aksinin davalı tarafından usulüne uygun delillerle ispat olunmadığı da nazara alınarak faturalara konu malın davalıya teslim edildiğinin kabulünün gerektiği yönünde mahkememizde kanaat oluşmuştur. Ancak davalı tarafından davacıya yapılan ödemeler konusunda tarafların defter kayıtlarının bir biri ile uyumlu olmadığı görülmüştür. Somut olarak; davalının ticari defterlerinde yer alan dava dışı grup şirketi … Tic. ve San. A.Ş. tarafından yapılan 10.000,00 TL’lik ödeme, davalı tarafından kendi borcundan düşülmüş ise de davacı tarafından ilgili şirketin kendi borcundan düşülmüştür. Davacı ile … Tic. ve San. A.Ş. arasında da ayrı bir ticari ilişki bulunduğuna tereddüt bulunmamakta ise de, bu ödemeye ilişkin dosyaya mübrez 09/12/2020 tarihli banka dekontunun incelenmesinde ödemenin “…” açıklaması ile yapıldığı, davalı tarafından da buna paralel olarak ilgili ödemenin ticari defterlerine işlendiği görülmüştür. Davacı tarafından her ne kadar … Tic. ve San. A.Ş. tarafından yapılan ödemenin borcun iç üstlenilmesi mahiyetinde olduğu, bunun da ancak alacaklı müvekkilinin rızası ile söz konusu olabileceği, bu bağlamda müvekkili tarafından ilgili ödemenin davalının değil … Tic. ve San. A.Ş.’nin ödemesi olarak ticari defter kayıtlarına işlendiği savunulmuş ise de, mahkememizce … Tic. ve San. A.Ş. tarafından yapılan ödemenin borcun üstlenilmesinden ziyade ifasına ilişkin olduğu değerlendirilmiş, mahiyeti gereği üçüncü kişi tarafından da ifası mümkün olan davaya konu para borcunun davalı borçlu yerine üçüncü kişi konumundaki grup şirketi … Tic. ve San. A.Ş. tarafından da ifa edilebileceği ve alacaklı davacının ifayı kabule mecbur olduğu (TBK md. 83 vd., ayrıca …, Genel Hükümler, İstanbul 2011, s. 289 vd.), kaldı ki taraflar arasındaki ticari ilişkiye dair uygulamaya bakıldığında 04/11/2020 tarihinde yapılan 7.000,00 TL tutarlı ödemenin de adı geçen şirket tarafından davalı adına yapıldığı ve davacı tarafından da kabul edilerek ticari defterlerine işlendiği anlaşılmakla, uyuşmazlık konusu olan 10.000,00 TL’lik bu ödemenin davalının borcundan mahsup edilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak, bilirkişi raporundaki terditli hesaplamalardan davacının alacağının 17.298,92 TL kadar olduğuna yönelik tespitin hükme esas alınması uygun bulunmuş ve neticeten, davalının … Müdürlüğünün 2022/5930 sayılı takibe itirazının17.298,92 TL asıl alacak üzerinden iptali ile takibin asıl alacağa takip tarihinden itibaren %15 oranını geçmemek üzere değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle devamına karar vermek gerekmiştir. Davacı tarafından takipte işlemiş faiz de talep edilmiş ise de, 6098 sayılı TBK’nın 117. maddesi gereğince sözleşmeden doğan davalarda bir alacağa temerrüt faizi yürütülebilmesi için alacağın kararlaştırılan kesin vadede ödenmemiş ya da alacaklının usulüne uygun ihtarı ile borçlunun temerrüde düşürülmesi zorunludur. Somut olayda kararlaştırılan kesin vade olmadığı gibi davacı tarafından, takipten önce davalının TBK’nın 117. maddesi hükmüne uygun olarak miktar ve ödeme talebi içeren bir ihtarname ile temerrüde düşürüldüğünün iddia ve ispat olunmadığı, salt fatura tebliğinin de temerrüde neden olmayacağı gözetilerek (Emsal: … HD.’nin 10/07/2014 tarih ve 2013-6140/4870 sayılı ilamı), işlemiş faize yönelik davacı talebinin reddi gerekmiştir. Davacının icra inkar tazminatı istemine gelince; itirazın iptâli davasında İİK’nın 67/II maddesi hükmünce borçlunun icra inkâr tazminatı ile sorumlu tutulabilmesi için alacağın likit ve borçlunun itirazının da haksız olması gerekir. Mevcut hukuki durum karşısında davalının takibe itirazının haklı olmadığı ve takibe konu alacağın muayyen ve likit nitelikte bulunduğu değerlendirilmekle davacı lehine asıl alacağın %20’si üzerinden hesaplanan 3.460,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır. Davalının kötüniyet tazminatı istemi yönünden ise, İİK’nın 67/II maddesi hükmünce alacaklının kötüniyet tazminatı ile sorumlu tutulabilmesi için takibinde haksız olması yeterli olmayıp kötüniyetli olduğunun da ispat edilmesi gerekmektedir. Tüm dosya kapsamından, davacının kötü niyetinin varlığı, davalı tarafından kanıtlanamamış olup bu konuda mahkememizde de kanaat oluşmadığından davalının kötü niyet tazminatı isteminin reddi gerekmiş, son tahlilde aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; davalının … Müdürlüğünün 2022/5930 sayılı takibe itirazının 17.298,92 TL asıl alacak üzerinden iptali ile takibin asıl alacağa takip tarihinden itibaren %15 oranını geçmemek üzere değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle devamına,
2-Hükmolunan alacağın %20’si olan 3.460,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Koşulları oluşmayan kötü niyet tazminatının reddine,
4-Alınması gereken 1.181,68 TL harçtan peşin alınan 399,64 TL’nin mahsubu ile bakiye 782,04‬ TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından başlangıçta yatırılan 80,70 TL başvurma harcı ve 399,64 TL peşin harç olmak üzere toplam 480,34 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 73,5 TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.073,50 TL olan yargılama giderinden davanın kabul ve red oranlarına göre 560,85 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar yönünden karar tarihindeki AAÜT uyarınca 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar yönünden karar tarihindeki AAÜT uyarınca 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Davalı tarafından sarfedilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
11-Sarfedilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran taraflara iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.
14/03/2023

Katip …
¸

Hakim …
¸