Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/405 E. 2022/476 K. 07.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/405 Esas – 2022/476
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/405 Esas
KARAR NO : 2022/476

DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/01/2022
KARAR TARİHİ : 01/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 27/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı alacaklının, müvekkil … aleyhine Ankara …İcra Müdürlüğü’ nün … E. Sayılı dosyası üzerinden başlattığı takip ile aslen hakkı olmadığı bir alacağı, kötü niyetle ve müvekkili zarara uğratmak kastıyla tahsil ettiğini, davalı alacaklının kötü niyetli olarak başlattığı ve haksız biçimde tahsil etmeye çalıştığı icra takibine konu kambiyo senedindeki imzanın müvekkile ait olup olmadığının tespit edilmesi ve devamında tahsil edilen miktarın istirdadı için iş bu davayı açmak gerektiğini, davalı alacaklı, müvekkil aleyhine, aslen hak kazanmış olmadığı sözde alacağı için kötü niyetle 29.01.2019 tarihinde icra takibi başlattıını, taraflarınca haksız ve dayanaksız olarak tanzim olunan ödeme emrine, süresi içerisinde Ankara …İcra Hukuk Mahkemesine yapılan … Esas sayılı dosya no ile itiraz edilmişse de itirazlarının davacı tarafın davayı takip etmemesi sebebiyle 11/03/2021 tarihinde dosya işlemden kaldırılmış olup aradan üç aylık süre geçmiş olmasına rağmen dosya yenilenmediğinden HMK nun 150/5 ve 320/4 maddesi gereğince 11/06/2021 tarihinden itibaren davanın açılmamış sayılmasın karar verilerek kaldırıldığını, bu sebeple müvekkil dosya borcunu 07.07.2021 tarihinde davalı tarafın bildirdiği … İban numaralı hesabına haricen haciz tehdidi altında ödediğini, davalı, davacı müvekkilden sözde alacağını bu yolla haricen tahsil ettiğini, her ne kadar itirazımız yukarıda izah edilen sebeple kaldırılmış olsa dahi dava dosyasına sunulan 02.03.2021 bilirkişi raporu ile senet üzerindeki imzanın davacı müvekkile ait olmadığı tespit edildiğini, bu bilirkişi raporu ile atılan imzanın müvekkile ait olmaması tespitiyle haricen tahsil edilen miktarın haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşıldığını, dilekçeleri ekinde sunacakları belgeler ve imzaya itirazımızda da belirttiğimiz üzere icra dosyasına konu borç, unsurlarını taşımadığından borç niteliği kazanmadığını, bu sözde borcun tahsili yasaya ve usule aykırı olduğunu, var olduğu iddia edilen borç haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğu gibi, hem asıl alacağın hem de işletilen sözde faiz ve faiz oranı borç ilişkilerine aykırı olduğunu, müvekkilin bahsi geçen şekilde bir borcu bulunmadığı halde ödemiş olduğu miktar ile davalı alacaklının haksız kazanç elde ettiği açık olduğunu, bu durumun tespit edilerek müvekkilinin haksız yere uğradığı zararın giderilebilmesi için mahkemede iş bu istirdat davasının ikame edilmesi zorunluluğu tarafımıza hasıl olduğunu belirterek müvekkili …’nın davalı borçlu bulunmadığının tespitine, müvekkilinin borçlu olmadığı halde cebri icra tehdidi altında haricen tahsil edilen 19.000,00 TL’nin ödeme tarihi olan 07.07.2021 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile davalıdan istirdadına, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalı alacaklının %40 kötüniyet tazminatına mahkum hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikli olarak davanın esasına girilmeden dava şartı yokluğundan reddi gerektiğini, huzurda görülen dava kambiyo senedinden kaynaklandığını, bu nedenle mutlak ticari dava niteliği taşıdığını, huzurda görülen dava belli bir miktar paranın ödenmesine ilişkin olması ve ticari nitelikte olması nedeniyle arabulucuya başvurulması dava şartı olduğunu, ancak davacı tarafından dava şartı olan arabulucuya başvurulmadan dava ikame edildiğini, dava ikame edildikten sonra arabuluculuk dava şartını yerine getirilmesi mümkün olmadığını, bu nedenle dava şartı yokluğundan reddi gerektiğini, esasa yönelik olarak davacı taraf davaya konu bonoda yer alan imzanın kendisine ait olmadığını iddia ettiğini bununla ilgili ödeme emri kendisine tebliğ edildikten sonra yasal süre içerisinde Ankara …İcra Hukuk Mahkemesine … Esas numarası dosya ile dava ikame ettiğini ancak davayı takipsiz bıraktıklarını, yasal süre içerisinde davayı yenilemediği için davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, ihtilafa konu olan 05.07.2018 tanzim tarihli davacı tarafın keşideci, … Basım Yayın Dağ. Ltd. Şti.’nin lehtar olduğu senet müvekkili tarafından lehdardan olan alacağı nedeniyle lehtardan cirolanarak teslim alındığını, davacının keşidecisi olduğu senet yukarıda arz ettikleri nedenlerle müvekkili firma huzurunda imzalandığını, müvekkilinin alacaklı olduğu ve ticari ilişkisi bulunduğu … Basım Yayın Dağ. Ltd. Şti. tarafından davacıdan teslim alınan bir senet olduğunu, bu nedenle davayı … Basım Yayın Dağ. Ltd. Şti.’ne ve bu şirketin yetkilisi olan senet üzerinde de müvekkillerinde önceki ciranta olarak şirketi temsilen imza atan ….’e ihbar ettiklerini, senette yer alan imza davacıya ait değilse de bu durumun izahının davayı ihbar ettikleri şirket ve şirket yetkilisi tarafından yapılması gerektiğini, müvekkili firmanın davayı ihbar ettiklerini … Ltd. Şti.’nden 290.000 TL alacaklı olduğunu ve alacaklarını hali hazırda tahsil edemediğini, müvekkili de davayı ihbar ettiğinden firmanın mağduru olduğunu belirterek öncelikle dava şartı arabulucuya başvurulmadan dava ikame edilmesi nedeniyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine aksi durumunda ihbar ettikleri kişi ve kurumlara davanın ihbar edilesini ve davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.

GEREKÇE:
Dava, menfi tespit ve istirdat talebine ilişkin olup istirdat yönünden dava tefrik edilmiştir.
Davacı vekili, takibe konu senetteki imzanın kendilerine ait olmadığını, icra tehdidi altında parayı haricen ödemek zorunda kaldıklarını ileri sürerek borçlu olmadığının tespiti ile ödenen bedelin istirdatı için 2022/65 esasata talepte bulunmuştur. Davalı vekili arabuluculuğa başvuru şartının gerçekleşmediğini savunarak davanın reddini istemiştir. Menfi tespit davasında Arabuluculuğa başvuruda bulunma zorunluğu yok ise de ; davadan önce yapılan ödemenin istirdatı için Arabuluculuğa başvuru şartının olduğu , istirdat yönünden Arabuluculuk şartının yerine getirilmediği , TTK 5/a ve HMK 1. maddesi ile 6325 sayılı Arabuluculuk Kanunu 18/ a maddesi uyarınca dava açılmadan önce Zorunlu Arabuluculuğa gidilmemiş olması nedeniyle HMK 114/2 ve 115 maddeleri uyarınca istirdat yönünden dosya tefrik edilerek dava şartı yokluğundan aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:
Dava da 19.000 TL’nin istirdadına ilişkin davacının talebi olduğu gözetilerek dosyanın tefriki ile ayrı bir esasa kaydı yapılarak istirdat davasında arabuluculuğun zorunlu olduğu gözetilerek TTK 5/a ve HMK 114/2-115 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan istirdat davasının usulden reddine,
Alınması gereken 80,70 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davalı taraf kendisini vekille temsil ettiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince belirlenen 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yatırılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Talep halinde artan avansın iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu usulen tefhim kılındı. 07/06/2022