Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/383 E. 2022/748 K. 25.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/383 Esas
KARAR NO : 2022/748

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/05/2022
KARAR TARİHİ : 25/10/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 27/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 09/02/2021-06/05/2021 tarihleri arasındaki cari hesap ekstresi alacağının tahsili amacıyla Ankara …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile davalı borçlu aleyhine icra takibi başlatıldığını, borçlunun 12/08/2021 tarihinde borca itirazı üzerine takibinin durduğunu, davalı itirazının kötü niyetli ve haksız bir itiraz olduğunu bildirerek itirazın iptali ile takibin devamına, davacının, %20’den az olmamak şartıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
CEVAP: Davalı vekilinin mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; icra takibinin yetkili olan Erzincan’da açılmadığından bu davanın görülmesinin usulen mümkün olmadığını, yetkili yerde açılmayan davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkilinin davacı yana borcunun bulunmadığını, davacının müvekkilinin iş makinelerinin tamirini üstlendiğini ancak hizmeti yerine getirmediğini, müvekkilinin bu faturadan önce aldığı hizmetlerin bedelini ödediğini, davacının hizmeti verdiğini ispatla mükellef olduğunu bildirerek davanın reddine, davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nın 5/1.maddesi uyarınca, ticari davalara bakmak görevi, Asliye Ticaret Mahkemesine aittir. Ticari davalar, mutlak ve nispi ticari davalar olarak ikiye ayrılmaktadır. Nispi ticari davalar, TTK’nın 4/1.maddesinin ilk cümlesinde tarif edilmiş olup, her iki tarafın da “Ticari işletmesiyle ilgili hususlardan kaynaklanan” hukuk davalarıdır. Mutlak ticari davalar ise tarafların tacir olup olmadıklarına ve uyuşmazlığın tarafların ticari işletmeleri ile ilgili bulunup bulunmadığına bakılmaksızın yasa gereği ticari dava sayılan uyuşmazlıklardır. TTK’nın 4/1-a ve devamı bentlerinde yazılan uyuşmazlıklar ile diğer kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen uyuşmazlıklar, mutlak ticari davalardır.
Somut olayda; davacı vekili, taraflar arasındaki 09/02/2021-06/05/2021 tarihleri arasında düzenlenen cari hesap ekstresi nedeniyle ödenmeyen alacağının tahsili amacıyla davalı hakkında icra takibi başlattıklarını, davalının haksız itirazı üzerine icra takibinin durdurulduğunu belirtip, itirazın iptaline ve icra inkar tazminatının davalıdan alınmasına karar verilmesini istemiş olup iddia ve savunmanın ileri sürülüş şekli itibariyle uyuşmazlığın, eser sözleşmesi niteliğindeki makine tamirinden kaynaklandığı anlaşılmıştır.
Dosya kapsamından, davacı gerçek kişi olduğu, Vergi Dairesi Müdürlüğünün 14/06/2022 tarihli yazılarında davalının işletme esasına göre defter tutmakla yükümlü olduğunun bildirildiği, vergi dairesince davalının gerçek usulde vergilendirilmiş, faal olduğu dönemde işletme hesabına göre defter tutuğu bildirildiğinden, davacı bilanço esasına göre defter tutmadığı için kendisini doğrudan tacir kabul etmek mümkün olmadığı, ayrıca dosyaya getirtilen gelir vergisi beyannameleri incelendiğinde, davacının alış satış miktarının tacir sayılmasını gerektiren miktarı aşmaması nedeni ile davacının tacir sayılmasının mümkün olmadığı sonucuna varılmıştır. Bu nedenle, davalı şirketin tacir olduğu, ticari ilişkinin karşı tarafı olan gerçek kişi davacının tacir sayılmasının mümkün olmadığı, uyuşmazlığın TTK da düzenlenen bir konudan kaynaklanmadığı gibi özel bir düzenleme ile uyuşmazlığın ticaret mahkemelerinin görev alanında bulunduğu belirtilmediği için davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle; mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava dilekçesinin HMK 114/1-c, 115/2 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı yokluğundan usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir. (Emsal: Ankara BAM 13. HD.’nin 20/02/2020 tarih ve 308/236 sayılı, Ankara BAM 22. HD., 04/11/2021 tarih ve 2021/1776 K. sayılı ilamları).
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava dilekçesinin HMK 114/1-c,115/2 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı yokluğundan usulden reddine,
2-HMK 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal 2 haftalık sürede talep edilmesi halinde dosyanın görevli ANKARA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-HMK 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
4-Süresinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek yargılama giderlerinin hüküm altına alınmasına,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.25/10/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸