Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/278 E. 2022/581 K. 01.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/278 Esas
KARAR NO : 2022/581

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 16/04/2022
KARAR TARİHİ : 01/07/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 18/07/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket görevlilerince davalının ticari işletmesi olan adresindeki elektrik sayacında yapılan kontrol sonucu davalının usulsüz/ kaçak tüketimde bulunduğunun tespit edildiğini, bunun üzerine davalı borçluya Ankara …İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyası ile kaçak elektrik tüketim borcundan dolayı icra takibine girişilmiş olup borçlu tarafından yasal süresi içinde borcun tamamına itirazda bulunulduğunu, sonrasında Arabuluculuk yoluna başvurulduğunu gerçekleşen görüşmeler neticesinde herhangi bir anlaşma sağlanamadığını belirterek itirazın iptaline, %20 den az olmamak üzere borçlunun icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;
Ankara ….İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine süresi içerisinde itiraz ettiklerini, borçlu aleyhine hükmedilen icra inkar tazminatının temel amacı, borçlu olduğu miktarı bilebilecek durumda olan borçluların ödeme emrine itirazlarını engelleyerek ilamsız icranın etkinliğini sağlamak olduğnuu, Oysa burada davacı tarafından tespit edildiği iddia edilen ve tutarı da yine tamamen davacı tarafından tek taraflı ve farazi olarak belirlenen bir borç nedeniyle takip başlatıldığını, davalının borcun tutarını tam olarak belirleyebilmesi söz konusu olmadığını, kaçak elektrik kullanımı söz konusu olsa dahi fahiş miktarda tahakkuk söz konusu olup icra takibine konu edilen tutar gerçeği yansıtmadığını, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunun 29.12.2005 tarihli toplantısında ; 1 Ocak 2006 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından uygulanacak “Kaçak ve Usulsuz Elektrik Enerjisi Kullanılması Durumunda Yapılacak İşlemlere İlişkin Usul ve Esaslar” hakkında kararlar alındığını Bu kararlar ışığında, tanık imzası bulunmayan tüm tutanaklar sadece ilgili “Dağıtım Şirketi“nin iddialarını yansıttığını bu nedenle bu tür tutanaklar şaibeli ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, ayrıca elektrik sayaçları ve dağıtım dolapları her zaman ulaşılabilecek şekilde ve bina dışında bir yerde olmak zorunda olduğunu, Bu nedenle her isteyenin bu dolaplara ulaşabileceği ve abonenin bilgisi dışında mühür ve sayaçlara müdahale edebileceği gerçeği de orta olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE;
Dava haksız fiilden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali talebine yöneliktir.
Davalının tacir olup olmadığına yönelik olarak mahkememizce resen yapılan araştırmada, Kahramankazan Vergi Dairesi Müdürlüğü yazı cevabında gerçek usulde vergi mükellefi olduğu, Ankara Ticaret Odası Ticaret Sicil Müdürlüğü yazı cevabında dava dışı kooperatif ortaklığı bulunduğu, Ankara Esnaf ve Sanatkarlar Odası Birliği yazı cevabında davacının esnaf kaydının olduğuna dair yanıt verildiği görülmüştür.
6100 sayılı HMK’nın 1/(1) maddesinde “Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir.” hükmü düzenlenmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 114/(1)-c maddesine göre, görev hususu dava şartlarından olup aynı kanunun 115. maddesine göre dava şartlarının mevcut olup olmadığının mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılması ve gözetilmesi gerekmektedir.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin, tarafların her ikisinin birden ticari işletmesi ile ilgili olması yada tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunun veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir.
Diğer taraftan 6102 sayılı TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri içinde ticari iş sayılması davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, 6102 sayılı TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar dışında, ticari davayı ticari iş esasına göre değil ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 Sayılı Kanununun 2. maddesi ile değişik 6102 Sayılı TTK ‘nın 5. maddesi uyarınca ticari davalar Asliye Ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleriyle diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunununda ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 6335 Sayılı kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil görev ilişkisidir.
Eldeki davada, davanın usulsüz/kaçak elektirik kullanım bedeli için başlatılan takibe itirazın iptaline ilişkin olduğu, alacak talebinin haksız fiilden kaynaklandığı, bu tür alacaklara Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda asliye ticaret mahkemesince bakılacağı yönünde düzenleme bulunmadığı, davalı hakkında yapılan araştırmada davalının ticari hacminin esnaf işletmesi seviyesinde olup ticari işletme seviyesinde olmadığı, uyuşmazlıkta asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu anlaşılmakla, dava dilekçesinin dava şartı yokluğundan usulden reddi ile aşağıdaki gibi karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniye dava dilekçesinin HMK 114/1-c,115/2 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı yokluğundan usulden reddine,
2-HMK 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal 2 haftalık sürede talep edilmesi halinde dosyanın görevli ANKARA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-HMK 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
4-Süresinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek yargılama giderlerinin hüküm altına alınmasına,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 01/07/2022

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.