Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/274 E. 2023/448 K. 14.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/274 Esas
KARAR NO : 2023/448

DAVA : Ticari Ünvanın Korunması
DAVA TARİHİ : 14/04/2022
KARAR TARİHİ : 14/06/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 14/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Ünvanın Korunması davasının yapılan açık yargılaması sonunda;

DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin inşaat, enerji, akaryakıt dağıtımı, sigortacılık vb. alanlarda ülke çapında faaliyet gösteren, faaliyette bulunduğu sektörde Türk ekonomisine katkı sağlamak vizyonu içerisinde bir çok büyük projeye imza atmış ve yine ülke çapında devam eden bir çok projesi bulunan bir şirketler grubu olduğunu, müvekkili firmanın, bu projelerin gerçekleştirilmesi için ihtiyaç halinde işlerin bir bölümünü alt yüklenici yaygın kullanımı ile taşeron firmalara devrettiğini, taşeron firmalar, kendi bünyelerinde ve sorumluluğunda bulunan malzeme ve insan gücü (işçi) ile devraldığı işi proje kapsamında yürüttüğünü, 2020 yılının Mart ayından bu yana müvekkil şirket aleyhine sosyal medya ve haber sitelerinde işçilere yemekte ekmek arası ıspanak yedirdiler, iş yerinde hijyen koşulları yok, dört kişi aynı masada yemek yiyor gibi içerikte haberler yapılmaya başlandığını, bu haberlerin kaynağı, müvekkil firmanın yüklenicisi olduğu inşaat projesinde firma bünyesinde çalışan … isimli işçinin şantiyede işçilerin kullandığı alanlar olduğunu iddia ederek paylaştığı tuvalet, banyo, yemekhane görüntüleri ile aynı kişinin basında yer alan yemekte ekmek arası ıspanak verildiği şeklindeki açıklamaları olduğunu, davalıya ait … internes sitesinde Emekçiye ekmek arası ıspanak dağıtan şirketten … gıda bağışı şeklinde, içeriğinde sağlıksız bir görünümde olan tuvalet ve yemekhane görüntülerinin olduğu sözde haber yayınlandığını, yayınlanan bu sözde haberin müvekkilinin kişilik haklarına saldırı teşkil ettiğini, haberlerde yer alan görüntülerin hangi tarihte nerede çekildiği, kime ait olduğu belli olmadığından haber içeriğinin gerçeği yansıtmadığı, kabul etmemekle birlikte söz konusu mekanların müvekkilinin ihalesini üstlendiği şantiyeye ait olduğu düşünülse dahi, müvekkilinin bu şantiyelerde bir alakası olmadığını, taşeron firmaların sorumluluğunda olduğundan yine müvekkilinin sorumlu tutulmasının mümkün olmayacağını, haber içeriği ile alakalı olmayan başlık atılarak müvekkil şirketin yıpratıldığını, başvuruya konu yayınların aradan geçen zaman gözönüne alındığında halen yayında kalmasında kamu yararı bulunmadığını, davalı tarafından yayınlanan sözde haber başlığı ile içeriğinin alakasız olması, bu başlıkların salt müvekkil yıpratma ve olumsuz algı yaratma amacını taşıdığı, bu suretle müvekkilinin kişilik haklarının ağır bir şekilde ihlal edildiğinin sabit olduğunu belirterek öncelikle saldırın durdurulmasını ve ilgili kurumlara müzekkere yazılmasını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşuluyla davalarının kabulü ile kişilik haklarına saldırının durdurulmasına, bir daha böyle bir saldırıda bulunulmamasına, verilen kararın icrası ve ifası için ilgili kurumlara kararın gönderilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP:
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan işbu davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, davalı müvekkillerin haber paylaşımları basın özgürlüğü kapsamında olduğunu, yine haber paylaşımında haber kaynakları gösterildiğini, birçok basın kuruluşu tarafından haberin doğruluğu teyid edilerek paylaşıldığını, davacı dava dilekçesinde haberin kaynağının işçilerinin olduğunu beyan ederek haberin doğruluğunun ve dayanağının bulunduğunu ikrar ettiğini, iddia edilen işçinin gerçek çalışma koşullarını beyan etmesi haber niteliği taşıdığını, bu anlamda davacının asıl işveren ya da taşeron olmasının bir hukuki değeri olmadığını, çalışma alanlarının taşeron firma ya da asıl işveren sorumluluğu yönünde bir sorumluluk ayrımı bölümü bulunmadığını, her iki statüde de işçilerin çalışma koşulları önem arzettiğini, mahkemece haber detayları incelendiğinde haberin kısa ve öz nitelikte olduğu, farklı bir medya kuruluşundan alıntılandığını, haberin özünde salt davacıya yönelik bir unvan ya da itibar sarsma çabası bulunmadığının ortaya çıkacağını, kaldı ki davacının ekonomik büyüklüğü ya da yaptığı işler davalı müvekkillerin ilgi alanını oluşturmadığını, tüm bu hususlara rağmen davacının tekzip talebi bulunmadığını, davacının haberin doğru olmadığına ilişkin delil ve belgeri davalılara sunması halinde davalı müvekkiller haberi re’sen kaldıracaklarını, ancak davacının belge ve delilleri olmadığı gibi davacı çalışma koşullarına ilişkin görüntüleri paylaşan işçilerin çıkış işlemlerini başlattığını, dava dilekçesinin tarafımıza geç teslim edilmesi nedeniyle ıslah hakkımızı saklı tuttuklarını, ilerleyen celselerde konuya ilişkin ek cevap dilekçesi ile davacı işçilerinin tanık olarak bildireceklerini, haberin doğru ve alıntı olduğuna ilişkin ekran görüntülerini ibraz edeceklerini belirterek davanın reddini istemiştir.

GEREKÇE:
Dava; TTK 55-56 maddeleri uyarınca kişisel hakların ihlali nedeniyle haber ve görüntülerin durdurulması talebine ilişkindir.
Davacı vekili; ülke çapında faaliyet gösteren şirketler grubu olduklarını, 2020 Mart ayından bu yana sosyal medya ve haber sitelerinde “ işçilere yemekte ekmek arası ıspanak yedirdiler” ,” iş yerinde hijyen koşulları yok, 4 kişi aynı masada yemek yiyor “ vb. içerikte haberler yapılmaya başlandığını,bunların kaynağının taşeron firma bünyesinde çalışan … isimli işçinin “ şantiyede işçilerin kullandığı alanlar “ olduğunu iddia ederek paylaştığı tuvalet, banyo, yemekhane görüntüleri ile aynı kişinin basında yer alan yemekte ekmek arası ıspanak verildiği açıklamalarının olduğunu, davalıya ait … internet sitesinde Emekçiye ekmek arası ıspanak dağıtan şirketten … gıda bağışı şeklinde , içeriğinde sağlıksız tuvalet ve yemekhane görüntülerinin olduğu sözde haber yayınlandığını, bunun kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğunu ileri sürerek saldırıların durdurulması için eldeki davayı açmıştır. Davalı vekili, haberin birçok basın kuruluşu tarafından doğruluğu teyid edilerek paylaşıldığını, davalının tekzip hakkının olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir. Dava konusu habere ilişkin site ve dökümanlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, davacıya ait iş yerinde yaşanan olaya ilişkin önceki yapılan haberlere atıfta bulunulduğu, haberde teknik anlamda kaynak, atıf ve diğer etik kurallara aykırılığın olmadığı, haberin güncel ve görünür gerçekliğe uygun olduğu, toplumun bilgi edinme, basının haber verme hakkı kapsamında kaldığı, haberlere yönelik toplumsal ilginin bulunduğu, olayın gazetecilik tekniği gereği okuyucunun ilgisini çekecek nitelikte verilen başlık ile aktarıldığı, haber içeriğinin doğru olduğu, ve atılan başlığın ayrıntı niteliğinde kaldığı, demokratik toplum tarafından meşru sayılabilecek nitelikte, basın özgürlüğüne getirilmesi gereken bir sınırlamanın gerekli olmadığı, davacının kişilik haklarına saldırının bulunmadığına ilişkin görüş bildirildiği görülmüştür. Mahkemece hükme yeterli olduğu kabul edilen bilirkişi raporu doğrultusunda haberlerin başka bir internet sitesi kaynak gösterilerek yayınlandığı, haber içeriğinde başka bir gazete yazarının köşe yazısına atıfta bulunulduğu da gözetilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:
Davanın reddine,
Alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL harcın düşümü ile eksik kalan 99,20 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yatırılan başvurma harcının üzerinde bırakılmasına,
Davalı taraf kendisini vekille temsil ettiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince belirlenen 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan masraf olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Talep halinde artan avansın iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu usulen tefhim kılındı. 14/06/2023

Katip …

Hakim …