Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/262 E. 2022/441 K. 30.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/262 Esas – 2022/441
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/262 Esas
KARAR NO : 2022/441

DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/04/2022
KARAR TARİHİ : 30/05/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; 06/06/2021 tarihinde apartman rögarının geri tepmesi sonucu kot konumunda bulunan konutu su bastığını, konutta yapılan incelemede ebeveyn banyo giderinden tepen suların yatak odasının ve çocuk odasının parkelerinin şişerek hasar aldığını, halıların pis sudan kaynaklı olarak kirlendiğini, kirlenen halıların temizletilmesi, konutun genel temizliği ile hasarın giderilebileceği anlaşılmış ve onarımlar adına piyasa rayiç bedelleri üzerinden 2.200,00 TL takdir edilerek davalı şirketin sigortalısı … ile mutabık kalındığını, takiben sigorta şirketi tarafından davacı apartman yönetimine rücu edilmek istendiği, bu nedenle de Ankara …İcra Müd. … sayılı icra takibinin başlatıldığını, ancak sorumlunun davacı apartman yönetimi değil bina müteahhidi üzerinde olduğunu bildirerek, davacı aleyhine açılan icra takibinin tedbiren durdurulmasına, davacının Ankara …İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı takip dosyasında borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Davaya dayanak olan Ankara …İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasının bir örneği celp edilmiş olup incelenmesinde; davalı sigorta şirketi tarafından davacı aleyhine 09/12/2021 tarihinde ve “06/06/2021 tarihinde bina rögarından kaynaklı olarak su sirayet eden … numaralı dairede meydana gelen zararlara binaen ödenen tutarın, bina yönetiminin bakım onarım yükümlülüğü gereği rücusudur” açıklamasıyla 2.200,00TL asıl alacak, 28,21 -TL diğer faiz, 2.228,21-TL toplam alacak üzerinden icra takibi başlatıldığı anlaşılmıştır.
TTK’nın 1472. maddesinde düzenlenen halefiyet, yasal, sınırlı ve cüz’î halefiyet niteliğindedir. Bu maddeden doğan halefiyet hakkına istinaden açılan veya açılacak olan dava, esas itibariyle sigortalının, kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. TTK’nın 1472. maddesi uyarınca sigortacı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve dava, tazmin ettiği bedel nisbetinde sigortacıya intikal eder. Bu şekilde sigortalısının haklarına halef olan sigorta şirketinin, ödediği tazminat miktarınca hukuken sigortalı yerine geçerek açtığı rücu davası, aslında bir tazminat davası olup, bu niteliği itibariyle aynı zamanda şahsi nitelikte bir eda davasıdır. Burada sigortacı, sigorta ettiren yerine geçtiği için şahsi ve rücûu ödediği bedelle sınırlı olduğundan dolayı da cüz’i haleftir. Sigortacının, sigortalıya ödediği tazminat oranında sigortalının yerine geçeceği ve onun kanuni halefi olacağı, ilke olarak 31.03.1954 gün ve 1953/18 Esas – 1954/11 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtilmiştir. 17.01.1972 tarih ve 1970/2 Esas, 1972/1 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da, sigortacının, zarara sebebiyet veren aleyhinde açtığı rücû davasının, kanundan doğan halefiyete dayandığı ve halef olanın, halefiyet yolu ile nasıl bir hak iktisap etmiş ise, o hakka sahip olacağı vurgulanmış; velhasıl sigorta ettirenin ne hakkı varsa bunların, şartları gerçekleşince sigortacıya geçeceği; sigortacının, sigorta ettirenin bütün def’ilerini üçüncü şahsa karşı ileri sürebileceği ve Borçlar Kanununun 44. maddesine (TBK’nın 52. maddesinde) de dayanabileceği; tabiatıyla sigorta ettirenin olayda dava hakkı yoksa, sigortacıya da bu yönde bir hakkın intikal etmeyeceği açıklanmıştır.
Somut olayda uyuşmazlık; 6102 sayılı TTK’nın 1472. maddesi uyarınca sigorta şirketi tarafından ana yapıda bağımsız bölüm maliki olan sigortalısına ortak kullanım binaya ait rögar tesisatından kaynaklı su basması sebebiyle ödenen tazminatın apartman yönetiminden rücuan tahsili amacıyla başaltılan icra takibi dolayısıyla menfi tespit isteminden ibarettir. Bu durumda görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davacı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyetinin dikkate alınacağı kuşkusuzdur.
Davalı sigorta şirketi davaya dayanak icra takibini sigortalısına halefen açmış olup, ana yapıdaki bağımsız bölüm maliki ve apartman yönetimiyle ve ortak alana ilişkin uyuşmazlıkta Kat Mülkiyeti Kanunu hükümlerinin uygulanması gerektiği açıktır (Emsal: Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2015/19234E.-2016/4083K sayılı ilamı vb).
Hal böyle olunca davanın Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur (Emsal: Ankara BAM 13. HD.’nin 15/09/2021 tarih ve 1164/1019 sayılı ilamı).
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava dilekçesinin HMK 114/1-c,115/2 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı yokluğundan usulden reddine,
2-HMK 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal 2 haftalık sürede talep edilmesi halinde dosyanın görevli ANKARA NÖBETÇİ SULH HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-HMK 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
4-Süresinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek yargılama giderlerinin hüküm altına alınmasına,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 30/05/2022