Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/260 E. 2023/563 K. 20.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/555 Esas – 2023/621
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
ESAS NO : 2022/555 Esas
KARAR NO : 2023/621

HAKİM : ….
KATİP : ….

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 1- …
VEKİLİ : Av. …
DAVALILAR : 2- …
3- …
4- …
5- …

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 11/08/2022
KARAR TARİHİ : 04/10/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 06/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı kurumun KHK hükümlerine tabi iktisadi devlet teşekkülü olduğunu, dava dışı işçi …’in davacı idareye başvurarak kıdem tazminatı ödenmesini talep etiiğini ve kurumun incelemesi sonucu işçinin kıdem tazminatına hak kazandığının değerlendirildiğini, 04/11/2022 tarihinde kurum tarafından dava dışı işçiye 24.925,66 TL ödeme yapıldığını, … içtihatları uyarınca kamu kurumunun alt işverenlerinin iç ilişkide kıdem tazminatından sorumlulukların bulunduğunu, yükleniciler ve davacı idare arasında akdedilen sözleşmeler ve bu sözlemlerin eki olan idari ve teknik şartnameler uyarınca yüklenicilerin işçilik alacaklarından ve kıdem tazminatından sorumluluğu olduğunun tereddüte yer bırakmayacak şekilde anlaşıldığının değerlendirildiğinin, dava dışı işçiye ödenen kıdem tazminatından yüklenici … Petrol Ltd.Şti’nin sorumluluk tutarı olan 7.700,17 TL ödemeyi kuruma yaptığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalılar nezdinde yüklenici işçisi olarak çalışan …’e yapılan 24.925,66-TL işçilik hak ve ücret ödemesinin 17.225,49-TL”sinin ödeme tarihi olan 04/01/2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan rücuen tahsilini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; zaman aşımı def’isinde bulunduklarını, dava dışı …’e ödenen kıdem tazminatından davalının sorumlu tutulamayacağını, davalı şirketin dahili bulunmadan sona eren işçi-işveren ilişkisi nedeni ile davalı şirketin sorumlu tutulamayacağını, davacı kurum tarafından dava dışı işçinin kıdem tazminatı talebinin hangi sebeple olumlu değerlendirildiğinin ve iş ilişkisinin neden sona erdiği gibi konularda davacının herhangi bir açıklama yapmadığını, davalı şirketin haricinde gerçekleşen sürecin sonunda yapılan ödemeden davalının sorumlu tutulamayacağını, kabul anlamına gelmemekle birlikte dava dışı işçinin davalı şirket nezdinde çalışmış olması durumunda ise dava dışı işçiye hak edişlerin eksiksiz olarak ödendiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte dava dışı işçiye ödenen tazminattan davalı şirketin sorumlu olduğu düşünülse dahi davalı şirketten bu tazminatın tamamının istenmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, TBK 167 uyarınca müteselsil borçluluk halinde müteselsil borçlular arasında yarı yarıya sorumluluğun kabul edildiğini ve davacının sadece kendi payından fazla ödediği tutarlar için rücu hakkının olabileceğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte davalı şirketin sadece dava dışı işçinin davalı şirket nezdinde çalıştığı süre ve dava dışı işçinin devir anındaki ücret seviyesi ile sorumlu olabileceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Diğer davalılar usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap vermemeşilerdir.
GEREKÇE:
Dava, asıl işveren tarafından dava dışı işçiye ödenen kıdem tazminatının davalı alt işverenlerden rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Taraflar arasında yapılan hizmet alım sözleşmeleri, şartnameler, ödeme belgeleri, müzekkere cevapları ile ilgili tüm evraklar celp edilmiştir.
Dava dışı işçi …’in … kayıtlarına göre, 15/04/2012-03/11/2020 tarihleri arasında toplam 31154 gün davacı kurum ile aralarında hizmet sözleşmeleri bulunan davalı şirketler yanında çalışmış olduğu, davacının dava dışı işçiye 04/01/2021 tarihinde toplam 24.925,66-TL kıdem tazminatı ödemesi yapıldığı, dava dışı … firmasının kendi dönemine isabet eden 7.700,17-TLyı davacıya ödediği tespit edilmiştir.
Dosyamız arasında yapılan hizmet alım sözleşmelerinin mahkememize sunulduğu görülmüştür.
Mahkememizce işçilik alacaklarından anlayan bir bilirkişiden rapor aldırılmıştır.
06/06/2023 tarihli nitelikli hesap uzmanı …’dan aldırılan bilirkişi raporunda özetle; “…’nın 07/09/2020 tarihli “Bilirkişilerin Uyacağı Rehber İlkeler ve Bilirkişi Raporlarında Bulunması Gereken Standartlar” gereğince bilirkişilere tevdi edilen görev dosya kapsamında ilgili kanun maddeleri, güncel tarihli … Kararları çerçevesinde incelenmiş, bölüm 3.5’de açıklanan hesaplama kriterleri çerçevesinde hesaplamalar seçenekli olarak yapılarak tablolar haline getirildiğini, yine rehber ilkeler “Bilirkişi, raporunda kesinlikle değerlendirmelerde bulunmamalı, somut olayı tüm açıklığı ile raporunda anlattıktan sonra olayın yorumunu ve takdirini hakime bırakmalıdır” ilkesi gereğince somut olay açıklanmış, davacı kurum tarafından ödenen işçilik alacaklarının davalı yüklenici alt işverenlere rücu edilip edilemeyeceği, edilecek ise ne oranda olması gerektiği, hangi tarihten itibaren faiz işletilmesi gerektiği hukuki yorum ve nihai kararı hakimliğe ait olmak üzere, … İnş. Ltd.Şt’nin 1.104,25-TLdan, … Elk…Ltd. Şt’nin 7.049,60-TL’dan, … İnş…Ltd.Şt.’nin 2.920,66-TL’dan, …..Ltd.Şt.’nin 2.920,66-TL’dan, … ve … İş Ortaklığının 3.328,76-TL’dan sorumlu oldukları hesaplanan kıdem tazminatlarının yüklenicilere rücu edebileceğini değerlendirmiş ve rapor etmiştir.

Mahkememizce bilirkişi raporunda yapılan hesaplamalar hükme alınmış olup, denetime elverişli raporu doğrultusunda hüküm kurma yoluna gidilmiştir.
Dava konusu olayda da, davacı ile davalılar arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi mevcut olup, davacı asıl (üst) işveren, davalı (alt) işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak İş Kanunu’ndan kaynaklanan yükümlülükler nedeniyle, davalı (alt) işverenle birlikte müteselsilen sorumlu olacağı, burada Kanundan kaynaklanan bir teselsül hali söz konusu olup, asıl ve alt işverenler, dış ilişki itibariyle (dava dışı işçiye karşı) müseselsilen sorumlu olacakları anlaşılmıştır.
İç ilişkide (alacaklıya karşı müteselsilen sorumlu olan borçlular arasındaki ilişkide ise, bu husustaki nihai sorumluluğun hangi tarafa ait olduğu konusunda taraflar kendi aralarında sözleşme yapabilirler. Borcun mahiyetinden hilafı istidlal olunmadıkça, müteselsil borçlulardan her biri alacaklıya yapılan tediyeden birbirine müsavi birer hisseyi üzerlerine almaya mecburdur. Hissesinden fazla tediyede bulunan, fazla ödeme ile diğerlerine rücu hakkını kazanır.
Müteselsilen sorumlu olan borçlular arasındaki iç ilişkide, bu konudaki sorumluluğun tamamen borçlulardan birine ait olacağı yönünde bir sözleşme yapılmış ise, tarafların serbest iradeleri ile düzenlemiş oldukları sözleşme hükümleri kendilerini bağlayacağından, dış ilişkide kanundan doğan teselsül gereğince borcu ödemiş olan müteselsil borçlunun, ödediği miktarın iç ilişkide borcun nihai yükümlüsü olan borçludan rücuen tahsilini talep edebileceği kabul edilmelidir. … ‘nin 28.01.2014 tarih ve …. ; 25.02.2014 tarih ve …. ., sayılı ilamları ile …. nin 23.06.2014 tarih ve …. .; 13.11.2014 tarih ve … ; 30.10.2014 tarih ve …. ; 26.10.2015 tarih ve … sayılı ilamları da bu yöndedir.
Somut olayda taraflar arasında imzalanan sözleşmeler incelendiğinde, her ne kadar açıkça kıdem tazminatından dolayı yüklenicilere bir sorumluluk yükleneceği belirtilmese de, davalılardan … şirketi, … şirketi ve … ve … İş Ortaklığı ile aralarındaki sözleşmelerin eki niteliğindeki İdari Şartnamelerin 36.3.maddesinde “yüklenici çalıştıracağı işçilerin ücretlerini ve … primlerini mevzuatlar çerçevesinde öder” denildiği, … İnşaat şirketi ile yapılan sözleşmenin eki niteliğindeki İdari Şartnameninin 4.1.2.maddesinde ise, “sözleşmenin bu madde kapsamında her türlü işçilik alacaklarından yüklenici sorumlu olup buna, yüklenici işçilerine 4857 sayılı İş Kanununun 112. Maddesine, 6552 sayılı kanunun 8.maddesine ile eklenen ek fıkra kapsamında ödenen kıdem tazminatı da dahildir” denildiği, yalnızca davalılardan … Elektrik şirketi ile davacı arasındaki sözleşmede bu konuda hüküm bulunamamış ise de bu davalının da … Kararları gereği sorumlu olduğu anlaşılmaktadır.
22 Şubat 2019 tarihli 30694 sayılı Resmî Gazete’de yayınlanan, 7166 sayılı Sosyal Hizmetler Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 11’inci maddesi ile 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununun 112 nci maddesine beşinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir. Bahse konu maddeye göre “4734 sayılı Kanunun 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi uyarınca alt işverenler tarafından çalıştırılan işçilere, 11/9/2014 tarihinden sonra imzalanan ihale sözleşmeleri kapsamında, kamu kurum ve kuruluşlarına ait işyerlerinde 11/9/2014 tarihinden sonra geçen süreye ilişkin olarak kamu kurum ve kuruluşları tarafından yapılan kıdem tazminatı ödemeleri için sözleşmesinde kıdem tazminatı ödemesinden ötürü alt işverene rücu edileceğine dair açık bir hükme yer verilmemişse alt işverenlere rücu edilmez.” denilmektedir. Madde hükmü, Anayasa Mahkemesinin 2019/42 esas ve 2019/73 karar sayılı 19/09/2019 tarihli verilen kararı ile iptal edilmiş, karar 15/09/2019 tarihli ve 30919 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır.
Somut olayda, davacının rücuen alacak talep ettiği dönemdeki sözleşmeler ve eki niteliğindeki teknik ve idari şartnameler incelendiğinde kıdem tazminatına ilişkin ödemenin davalıların sorumluluğunda bulunduğu, dava dışı işçinin çalıştığı 15/04/2012-03/11/2020 tarihleri arasındaki dönem için 3115 gün üzerinden 24.936,66-TL’nın 7.700,17-TLsından dava dışı şirketler … dönemine ait olup kalan 17.323,93-TLdan tüm davalıların sorumlu oldukları döneme ilişkin miktarlardan rücuen sorumlu olması gerektiği, TBK’nın 146.maddesi gereğince davanın zamanaşımına uğradığı savunmasının yerinde olmadığı, talep gibi kabul edilen tutara ödeme tarihinden itibaren avans faiz işletileceği anlaşıldığından davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE
-1.082,81 TL’nin davalı …. LTd. Şti’nden
-7.020,60 TL’nin davalı …. Ltd. Şti’nden
-2.920,66 TL’nin davalı … İnşaat… Ltd Şti’nden
-2.900,66 TL’nin davalı …. Ltd. Şti’nden
-3.300,76 TL’nin davalılar … ve … iş ortaklığından müştereken ve müteselsilen ödeme tarihi olan 04/01/2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsili ile davacıya ödenmesine,
-Kabul edilen 17.225,49 TL üzerinden binde 68,31 oranında hesaplanan 1.176,67 TL karar ve ilam harcından 294,17 TL peşin harcın düşümü ile eksik kalan 882,50 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL başvuru harcı, 294,17 TL peşin harç, 23,00 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 397,87 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-Davacının karşıladığı 958,00 TL tebligat gideri, 1.200,00 TL bilirkişi ücreti, 1.640,00 TL arabuluculuk ücreti olmak üzere toplam 3.798,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-Davalının karşıladığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen 17.225,49 TL üzerinden takdir edilen 17.225,49 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-Karar kesinleştiğinde taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının talep halinde yatırana iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren kesin olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.04/10/2023

Katip ….
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı