Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/231 E. 2022/887 K. 13.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/231 Esas – 2022/887
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/231 Esas
KARAR NO : 2022/887

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 29/05/2020
KARAR TARİHİ : 13/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 13/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı işçinin davacı kurum ile davalı firma arasında imzalanan kalifiye yardımcı personel alımı işine dair sözleşme kapsamında, Kurumun … … Kanal Koordinatörlüğü ve … Haber Kanal Koordinatörlüğü bünyesinde en son davalı firma işçisi olarak Alt Yazı Operatörü olarak çalışmakta iken 17.02.2017 tarihinde sözleşmesinin feshedildiğini, bu nedenle dava dışı işçinin işe iade, boşta geçen süre ve işe başlatmama tazminatı talepli dava açtığını, dava dışı işçi tarafından Ankara …İş Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası sonunda davanın kabulüne dair verilen … Karar sayılı ve 08.10.2019 tarihli kararın Yargıtay 22. HD’nin … K. sayılı kararı ile onandığını, Ankara …İş Mahkemesinin … E., … K. sayılı kararında hüküm altına alınan 4 aylık ücret ve diğer haklar alacağı için davacı kurum ve davalı … Kurumsal Hizm. İnş. Oto San. Tic. Ltd. Şti. aleyhine Ankara …İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, icra dosyasına davacı kurum tarafından 06.01.2020 tarihinde 12.029,13-TL ödeme yapıldığını, aynı kararla hüküm altına alınan vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin tahsili için Ankara …İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinde 03.01.2020 tarihinde 3.726,53-TL yatırıldığını, 6098 sayılı TBK 61, 62. mad. hükümleri ve davalı şirket ile imzalanan sözleşme uyarınca kurum tarafından dava dışı işçiye ödenen …755,66-TL’nin dava dışı işçiyi çalıştıran davalı firmadan rücuen tahsili gerektiğini, davacı kurum ile davalı şirket arasında imzalanan sözleşmenin 37.17 mad., Yüklenicinin işin görülmesi sırasında ve/veya işin görülmesi nedeniyle istihdam ettiği kişiler ile yaşayacağı hukuki ihtilaflar (işten çıkarma, işten ayrılma, istihdam edilenin haklı nedenle sözleşmeyi feshi vb.) yürürlükteki mevzuat hükümleri nedeniyle Kurumumuzun da sorumlu tutulacağı tüm zararlarda (Kıdem, ihbar tazminatı, manevi tazminat, işe iade gibi vb.) kurumun sorumlu olmayacağını, kurumun yukarıda belirtilen nedenlerle herhangi bir ödeme yapmak zorunluluğunda kalması durumunda yapılan bu ödemeyi başkaca bir ihbar ve/veya ihtara gerek olmadan, tamamen, nakden ve defaten Kuruma ödeyeceğini kabul ve taahhüt ettiği, kurumları tarafından herhangi bir ödeme yapılması halinde hisse oranlarına bakılmaksızın tamamının yükleniciden tahsil edileceği şeklinde hükme yer verildiğini belirtilerek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla, dava dışı işçiye ödenen …755,66-TL’nin 12.029,13-TL’sine 06.01.2020 tarihinden, 3.726,53-TL’sine ise 03.01.2020 tarihinden itibaren hesaplanacak avans faizi ile birlikte davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle, davalı şirketin ihale usulü ile çalıştığını, dava dışı işçilerin işe alınma ve işten çıkarılma işlemlerinin üst işveren tarafından gerçekleştirildiğini, davalı şirketin üst işverenin emir ve talimatları ile bağlı olduğunu, davalı şirketin işçilerin işe alınması ve işten çıkarılması hususundaki üst işveren talimatlarına uymak zorunda olduğunu, dava dışı işçi tarafından açılan davada da işverenin talimatları ile hareket edildiği, dava dışı işçinin belirli süreli iş akdi ile çalıştırıldığını, sözleşmenin bitimi ile iş akdinin sona erdiğini, taleplerin zamanaşımına uğradığını, davalı şirketin alacaktan sorumlu tutulabilmesi için dava dışı işçinin çalıştığı sürenin sonundan itibaren 2 yıllık sürenin geçmemiş olması gerektiğini, 6552 sayılı Kanun ile 4857 sayılı Kanunun 112. Mad. yapılan değişiklikle işçilik alacaklarının ödenmesine ilişkin bütün sorululuğun kamu kurum ve kuruluşlarına yüklendiğini, davalı şirkete bir sorumluluk yükletilecek ise bu sorumluluğun alt işveren olarak bulunduğu dönemle sınırlı olduğunu, Yargıtay 13. HD. … E. sayılı kararının da bu yönde olduğu belirtilerek davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava hizmet alım sözleşmesine dayalı rüceun tazminat istemine ilişkin olup Ankara …Asliye Hukuk Mah.’nin … Esas sayılı dosyasından verilen görevsizlik kararına istinaden mahkememiz esasına kaydedilmiştir.
Taraf delilleri toplanmış, SGK kayıtları, ödeme dekontları, taraflar arasındaki sözleşme ve ekleri, Ankara …İş Mah.’nin … Esas sayılı dava dosyası ile Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … ve … Esas sayılı takip dosya suretleri celp edilmiş; davalı şirketin sorumluluk miktarının belirlenmesi yönünden görevsiz mahkemece alınan bilirkişi raporunun yanında mahkememizce de bilirkişiden rapor alınmış, tüm sorumluluğun davalı şirkette olduğunun kabulü halinde davalı şirketin toplam sorumluluk miktarının …755,66TL olduğu, 12.029,13TL için ödeme tarihinin 06/01/2020, 3.726,53TL için ödeme tarihinin 03/01/2020 olduğunu belirleyen mezkur bilirkişi raporu denetime elverişli, yerleşik Yargıtay içtihatlarında öngörülen ilkelere ve somut olaya uygun olduğu anlaşılmakla hükme esas alınmasına karar verilmiştir.
Davacı vekilince zamanaşımı itirazında bulunulmuş ise de eldeki davada taraflar arasındaki ilişki hukuki nitelikçe “hizmet temini (alım) sözleşmesi” olup; kendine has özellikleri olan bu sözleşme türü için zamanaşımı süresini düzenleyen ayrık bir hüküm de bulunmadığından, TBK’nın zamanaşımı ile ilgili genel hükmü olan 146. maddesi gereğince 10 yıllık zamanaşımı süresi uygulanması gerektiğinden (Emsal: Yargıtay 23. HD’nin 20/02/2017 tarih ve 2016-8129/479 sayılı ilamı) ve dava tarihi itibariyle zamanaşımı da dolmadığından zamanaşımı itirazının da reddine karar vermek gerekmiştir.
Hizmet alım sözleşmeleri; ihale şartları ile belirlenen işin sözleşmede kararlaştırılan bedel ile yapılmasının üstlenildiği sözleşmelerdir. Bu sözleşme türünde yüklenicinin edimi, hizmetin kendi işçisi ile yerine getirilmesi, işverenin edimi ise sözleşme bedelinin ödenmesidir. Sözleşme kapsamında yapılması gereken iş yüklenici işçisi tarafından yerine getirilecektir. İş aktinin yüklenici ile işçi arasında yapıldığı hususu ihtilaflı değildir. SGK kayıtları da bu hususu doğrulamaktadır. Hizmet alımı tip sözleşmelerinde işverenin, yüklenici tarafından çalıştırılan işçinin ücretinin ödenmesi, sosyal haklarının takibi gibi denetim dışında işçiye karşı bir sorumluluğu yoktur. İşveren ile yüklenicinin İş Kanunu’na göre işçiye karşı müteselsilen sorumlu olmasına rağmen rücu ilişkisinde taraflar arasında imzalanan sözleşmenin uygulanması sözleşme hukukunun en temel ilkelerindendir. İşçilik alacakları işveren tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması, aksine taraflar arasındaki sözleşmede sorumluluğun davalı yükleniciye ait olduğunun kararlaştırıldığı hususları nazara alındığında davacı işverenin işçiyi çalıştıran davalı yükleniciden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir. Bunun yanında rücuen tazminat talebi, başkasına ait bir borcu yerine getiren kişinin mal varlığında meydana gelen kaybı gidermeye yönelen tazminat niteliğinde olup, davacının mal varlığındaki eksilme ödeme tarihinde gerçekleştiğinden ve davaya konu alacağa esas Ankara …İş Mah.’nin … Esas sayılı dosyasında davalı da taraf olmakla zarardan haberdar olduğundan ödeme gününden itibaren her iki taraf da tacir olduğundan avans faizi talep edebilir (Emsal: Yargıtay 11. HD’nin 13/04/2016 tarih ve 2239/4044 sayılı ilamı). Bu nedenle davacının, dava konusu edilen ve hükme esas alınmasına karar verilen bilirkişi raporunda hesaplanan toplam …755,66TL’yi davalıdan talep edebileceği, ödeme tarihine göre 12.029,13 TL’yi 06/01/2020 ödeme tarihinden itibaren, 3.726,53 TL’yi 03/01/2020 ödeme tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan talep hakkı bulunduğu sonuç ve kanaatine varılmış olup açıklanan tüm bu gerekçelerle davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
(Davanın kabulüne dair kısa kararda 12.029,13TL’nin zuhulen 12.019,13TL olarak yazıldığı, davanın kabulüne karar verilmiş olması karşısında ve dosyadaki kayıt ve belgelere göre yapılan bu yanlışlığın açık yazım hatasına dayandığı anlaşılmakla 6100 sayılı HMK’nın 304. hükmü gereğince hüküm fıkrasında tespit edilen yazım yanlışının resen tashihine karar verilmiştir.)
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile; 12.029,13 TL’nin 06/01/2020 ödeme tarihinden itibaren, 3.726,53 TL’nin 03/01/2020 ödeme tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Alınması gereken 1.076,26 TL harçtan peşin alınan 269,07 TL harcın mahsubu ile bakiye 807,19 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından başlangıçta yatırılan 54,40 TL başvurma harcı, 269,07 TL peşin harcı olmak üzere toplam 323,47‬‬ TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 177,5 TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.650,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.827,5 TL olan yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar yönünden karar tarihindeki AAÜT uyarınca 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereği Adalet Bakanlığı tarafından karşılanan ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk Ücret Tarifesinde belirtilen arabuluculuk ücreti karşılığı olan 1560 TL arabulucu ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
7-Davalı tarafından sarfedilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Sarfedilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran taraflara iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.
13/12/2022