Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/182 E. 2022/889 K. 13.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA …ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/182 Esas – 2022/889
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
…ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/182 Esas
KARAR NO : 2022/889

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/03/2022
KARAR TARİHİ : 13/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 13/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin dava dilekçesinden özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında Ankara Tunus Caddesindeki … Hospital Hastane binasının muhtelif yerlerindeki tamir, tadilat, boya ve sıva işlerinin yapılması konusunda sözlü anlaşma yapıldığını, müvekkili tarafından da söz konusu işlerin dava dışı …’e taşere edildiğini, onun tarafından da tüm işlerin ifa edildiğini, işin ifa edildiğine dair davalının teknik hizmetler müdürü … ile metraj hesabı yapılarak imza altına alındığını, işin teslimine dair ihtirazi kayıt konulmadığını, bugüne kadar da bir ihtarname gönderilmediğini, konuya dair whatsapp ekran görüntülerini sunduklarını, tanıklarının mevcut olduğunu, davalının düzenlenen faturalara süresinde itiraz etmediğini, ödeme yapmadığını, davalı aleyhine 10/11/2021 tarihinde Ankara …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatmışsalar da davalının itirazı üzerine durduğunu, itirazın kötü niyetli olduğunu belirterek, davalının Ankara …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına kötü niyetli itirazının iptaline ve takibin devamına, %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın aktif husumet yokluğu nedeni ile reddinin gerektiğini, davacı şirket ile davalı şirket arasında bir ticari ilişki olmadığı gibi ne yazılı ne de sözlü bir akdi ilişkinin olmadığını, düzenlenen faturaların tek taraflı olduğunu, müvekkili ile dava dışı … firması arasında alçı/boya işlerinin yapılması konusunda anlaşma sağlandığını, … firmasının aynı anda başka illerde bulunan müvekkili şirkete ait hastanelerde çalıştığı için halihazırda ekibi bulunmayıp taşeron kullanacaklarını beyan etmesi üzerine bir kısım boya işleri için dava dışı … ile anlaşıldığını, sonunda hakediş miktarı kadar fatura kesmesi gerektiği …’e iletilmiş ise de kendisine ait firması olmadığından başka firmalardan fatura kesmek isteğini, bunun da kabul edilmediğini, kaldı ki yapılan işlerde de eksiklikler olduğu bildirilmesine rağmen … tarafından giderilmediğini, …’ün şahıs olarak malzemesiz, işçilik olarak boya işlerini yaptığını, adı geçen şahsın davacı aracılığıyla gelmediğini, taraflar arasında hiçbir ilişki kurulmadığını, görüşme dahi yapılmadığını, faturaların kabulüne olanak bulunmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Taraflarca dayanılan tüm deliller toplanmış, davaya dayanak Ankara …İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyası sureti celp edilmiş, tarafların BA/BS formları getirtilmiş, mali müşavir bilirkişi aracılığıyla tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli alacağının tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı özetle, takibe dayanak faturalara konu mal ve hizmetin verilmesine rağmen bedelinin ödenmediğini iddia etmekle, davalı ise özetle, taraflar arasında akdi ilişkinin bulunmadığını, davacı tarafça işin yapılmadığını savunmaktadır.
Kanunda aksine bir düzenleme olmadıkça; taraflardan her birinin, hakkın dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü olması (TMK 6), diğer bir ifadeyle, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafın ispat yükü altında olması (HMK 190) nedeniyle teslim olgusundan lehine hak çıkaracak taraf olan davacı taraf; akdi ilişkinin varlığı ile teslim olgusunu kanıtlama yükümü altındadır.
6098 sayılı TBK’da eser sözleşmesi yönünden yazılı şekil veya diğer bir şekil koşulu öngörülmediğinden sözlü olarak dahi eser sözleşmesi yapılması mümkündür. Sözleşmenin kurulması bir şekle bağlı olmasa da sözleşmenin kurulduğunun ispatı bakımından ispat kurallarına uyulacaktır. Senetle ispat zorunluluğuna ilişkin HMK 200 vd. maddelerindeki düzenlemelerin sonucu olarak sözleşme ilişkisi kurulması hukuki işlem niteliğinde olduğundan kural olarak yazılı delille veya ikrar, yemin, ticari defterler gibi diğer kesin delillerle ispatlanması gerekir. Tanıkla sözleşme ilişkisinin ispatlanması için, miktar ve değerinin kanunda düzenlenen miktarı aşmaması, karşı tarafın açık muvafakatı veya tanık dinlenmesini mümkün kılan delik başlangıcı niteliğinde belge bulunması gerekir (Öztürk/Gözütok, Usul ve Esaslarıyla Eser Sözleşmesi Uygulaması, Ankara 2018, s. 823 vd.).
Mahkememizce öncelikle tarafların ticari defter ve kayıtlarının incelenmesini teminen mali müşavir bilirkişiden rapor alınmış, düzenlenen bila tarihli raporda özetle; “davacı şirket tarafından davalı şirket adına 2021 yılında 2 adet ve toplam 118.516,24 TL TL tutarında e-arşiv faturası tanzim edildiği, bahse konu e-arşiv faturalarının davacı şirket yasal defter kayıtlarında yer aldığı görülmüş olup, bahse konu e-arşiv faturaları davalı şirket yasal defterlerinde kayıtlı olmadığı, taraf yasal defter kayıt ve belgeleri arasında ödeme/tahsilat vb. herhangi bir ödeme/tahsilat kaydına rastlanılmadığı, davalı şirketin e-fatura mükellefi olduğu, davacı şirket tarafından davalı şirket adına tanzim edilen e-arşiv faturalarının sadece davacı şirket tarafından 2021 hesap dönemi BS formunda ilgili vergi dairesine beyan edildiği, bahse konu faturaların davalı şirket tarafından vergi dairesine beyan edilmediği anlaşılmış olup, 25/01/2021 tarihli, 523 sıra nolu VUK tebliğ kapsamında e-belgelerin GİB tarafından otomatik olarak sisteme yüklendiğinin anlaşıldığı, taraflar arasında imzalanmış herhangi bir sözleşmeye veya keşide edilmiş bir ihtarname örneğine dosya içeriğinde rastlanılmadığı, taraflar arasındaki ilişkinin davacı şirket tarafından takibe konu edilen ancak davalı kabulünde olmayan e-arşiv faturaları ile sınırlı olduğunun anlaşılmış olduğu, davacı şirket tarafından takibe konu edilen “16/07/2021 tarih ve GİB2021000000013 numaralı 60.696,24 TL, 16/09/2021 tarih ve GİB2021000000020 numaralı 57.520,00 TL tutarlı fatura ve fatura içeriği mal/hizmetin” davalı şirkete usulüne uygun olarak teslimi kanıtlandığı takdirde davacı şirketin 12/11/2021 takip tarihinde davalı şirketten 118.516,24 TL alacaklı olacağı” yönünde kanaat bildirilmiş olup gerekçeli ve denetime elverişli bilirkişi raporunun hükme esas alınmasına karar verilmiştir.
Davacı tarafından tanık deliline dayanılmış ise de miktar itibariyle akdi ilişkinin tanıkla ispatına olanak bulunmayıp, davacı tarafından dayanılan ve dava dışı … tarafından davalı şirket teknik hizmetler müdürüne gönderilen whatsapp yazışmalarının yapılan incelenmesinde de HMK’nın 202/2. fıkrası anlamında içerik olarak davacının akdi ilişkinin varlığına dair iddiasını muhtemel gösterir mahiyette olmadığı gibi uyuşmazlık konusu fatura özelinde de tek taraflı olarak dava dışı … elinden çıkıp davalı şirket yetkilisinin katılımını içermediği anlaşılmıştır. Buna göre ilgili yazışmaların HMK’nın 202. maddesi anlamında delil başlangıcı olarak değerlendirilmesine olanak bulunmamış olup son tahlilde dosya kapsamına göre akdi ilişkinin tanık delili ile de kanıtlanamayacağı değerlendirilmiştir.
Davacı tarafından dava dilekçesinde açık bir şekilde yemin deliline de dayanılmamış olup tüm dosya kapsamı, kayıt ve belgeler ile alınan bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde, davacı tarafından akdi ilişkinin varlığının kanıtlanamadığı sonuç ve kanaatine varılarak davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL harcın peşin alınan toplam 1.431,39 TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 1.350,69‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-6325 sayılı yasanın 18/A maddesi ve Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi gereğince 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince belirlenen 18.777,44 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6- Talep halinde davacının ve davalının artan avansının iadesine,

Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 13/12/2022