Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/157 E. 2022/735 K. 21.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/157 Esas – 2022/735
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/157 Esas
KARAR NO : 2022/735

DAVA : Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/03/2022
KARAR TARİHİ : 21/10/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 10/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ile davalı şirketler arasında 04.03.2021 tarihinde Çelik Karkas sözleşmesi imzalandığını, Her ne kadar sözleşmede … İnşaat Emlak Makina ve İş Makinaları İml. İth. İhr. San. Tic. Ltd. Şti.’nin kaşe ve imzası bulunsa da sözleşme başlığında her iki davalının da bilgilerinin yer aldığını, şirketler arasında organik bağ bulunduğunu, hem sözleşme başlığında, hem şirket adreslerinin birebir aynı olmasından hem de şirket müdürlerinin ve ortaklarının akraba olmasından ve özellikle nakliye irsaliyeli fatura ve iş teslim tutanağındaki kaşe ve imzaların davalı … Çelik Prefabrik İnş. Mak. İml. İth. İhr. San. Tic. Ltd. Şti.’ne ait olmasından bu husus açıkça ortaya çıktığını, Bu sözleşme uyarınca davalı tarafların sözleşmenin imzalanması ve peşinatın ödenmesine müteakip 10 iş günü içerisinde çelik panel çizimlerini tamamlayıp, imalata başlayacaklarını taahhüt ettiklerini, davacı tarafından söz konusu 100.000,00 tl tutarındaki peşinat 09.03.2021 tarihinde ödendiğini, sözleşme bedeli olarak belirlenen toplam tutardan eksik kalan 88.000,00 TL tutarındaki bedel için; 101 numaralı, 210301 sözleşme nolu, 15.07.2021 tarihli ve 88.000,00 TL bedelli senet verildiğini ve davacının söz konusu senedi ödeyerek teslim aldığını, davacı tarafından dayanak sözleşmeye uyulmasına rağmen, davalı şirketler tarafından 04.03.2021 tarihli sözleşmenin maddelerine (yapıların/işlerin yapılmaması ve teslim edilmemesi nedeniyle) uyulmaması nedeniyle 31/12/2021 tarihinde sakarya 7. noterliğinden ihtarname gönderilmiş ve taahhüt edilen işlerin yapılmaması sebebiyle sözleşmenin haklı nedenle fesih edildiğinin ihtar edildiğini, davalı tarafından söz konusu teslim edilmeyen yapıların yapı ruhsatları alınamadığını, tesisin açılışı yapılamadığını ve açılış için olmazsa olmaz olan unsurlar resmen davalı şirketlerce engellendiğini belirterek davanın kabulü ile Şimdilik 20.000,00 TL fazla ödeme alacağının ödenen tarihten itibaren ticari temerrüt faiziyle birlikte, 20.000,00 TL kazanç kaybı zararının ticari temerrüt faiziyle birlikte, 10.000,00 TL yarım kalan işin başka firmaya yaptırılmasından doğan zararın ticari temerrüt faiziyle birlikte olmak üzere toplamda şimdilik 50.000,00 TL’nin ticari temerrüt faizleri ile birlikte davalılardan müteselsilen ve müştereken tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının fesih temelli tazminat davası açmasında hukuki yarar bulunmadığı hem de huzurdaki davanın ve davacı iradesinin arabuluculuk yönünden şartları oluşmadığını, dolayısıyla davanın usulden reddi gerektiğini, davacı taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacı taleplerinin yasaya aykırı olduğunu, dönme, geriye etkili şekilde tek taraflı bozucu yenilik doğuran bir hak olduğunu, karşı tarafa ulaşmasıyla birlikte hüküm doğurmaya başladığını, iş bu görülen davada davacının talebine konu kazanç kaybı zararı ve yarım kalan işin başkasına yaptırılmasından doğmuş zararlar olduğunu, gecikmeye davacının sebebiyet verdiğini ve sözleşmeden haksız şekilde döndüğünü, davacı tarafından üstlenilen yükümlülükler gereğince yerine getirilmediğini, bu noktada tek taraflı davalılara kusur atfedilemeceğini. Davalılarca projelerin hazır edilememesinin nedenin, davacının bunlara vakitlice onay vermemesinden kaynaklandığını, davacı tarafından tüm ödemelerin yapıldığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını, nama ifa müspet zarar kalemi olduğunu, dönme nedeniyle davalılardan istemeyeceğini aksi bir an için düşünülse dahi, TBK 473 gereği, davacının davalılara nama ifa öncesi eksiklikleri giderleri için makul süre vermesi ve bunlar giderilmezse davalılar namına ifa yaptırılacağı yönünde davalılara ihtarname göndermesi yasal bir zorunluluk olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE;
Dava eser sözleşmesinden kaynaklananmaktadır.
Davacı hakkında resen yapılan tacir araştırmasında; Sakarya Vergi Dairesi Hendek Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından vergi kaydına rastlanmadığı, Sakarya Ticaret Sicil Müdürlüğü yazı cevabında davacının dava dışı … İnternational Tur. Sey. Ve Dış Tic Ltd Şti ortağı ve yetkilisi olduğu, Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası yazı cevabında davacının ….Tur. Ve Sey. Hiz Ltd Şti yetkilisi olduğu anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK’nın 1/(1) maddesinde “Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir.” hükmü düzenlenmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 114/(1)-c maddesine göre, görev hususu dava şartlarından olup aynı kanunun 115. maddesine göre dava şartlarının mevcut olup olmadığının mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılması ve gözetilmesi gerekmektedir.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin, tarafların her ikisinin birden ticari işletmesi ile ilgili olması yada tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunun veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir.
Diğer taraftan 6102 sayılı TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri içinde ticari iş sayılması davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, 6102 sayılı TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar dışında, ticari davayı ticari iş esasına göre değil ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 Sayılı Kanununun 2. maddesi ile değişik 6102 Sayılı TTK ‘nın 5. maddesi uyarınca ticari davalar Asliye Ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleriyle diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunununda ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 6335 Sayılı kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil görev ilişkisidir.
Eldeki dava dosyasının incelenmesinde; taraflar arasındaki ilişkinin eser sözleşmesi ilişkinden kaynaklanmış olup TTK 4. Maddede sayılan mutlak ticari davalardan olmadığı, davacının vergi kaydının bulunmadığı ve şahsen de ticaret odası kaydının olmadığı anlaşılmıştır. Her ne kadar davacının şirket ortağı olduğuna dair yazı cevapları gelmiş ise de, Türk Ticaret Kanunu tacir kavramını gerçek kişiler ve tüzel kişilerde ayrı ayrı ele almış, gerçek kişilerde tacir sıfatının kazanılması bir ticari işletmenin mevcut olması, bir ticari işletmenin işletilmesi ve ticari işletmenin kısmen de olsa o kişi adına işletilmesi unsurlarına bağlanmıştır. Tüzel kişi tacir kavramının kapsamı ise TTK’nın 16/1. maddesinde düzenlenmiştir, iş bu davada ise davacı iş sahibi konumunda olduğu sözleşme nedeniyle dava açmış olup ortağı ve yetkilisi olduğu şirketler davanın tarafı bulunmamaktadır. Bu nedenle mahkememizin görevsizliğine, HMK 2. madde gereğince talep halinde genel görevli asliye hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniye dava dilekçesinin HMK 114/1-c,115/2 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı yokluğundan usulden reddine,
2-HMK 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal 2 haftalık sürede talep edilmesi halinde dosyanın görevli ANKARA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-HMK 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
4-Süresinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek yargılama giderlerinin hüküm altına alınmasına,
Dair e-duruşma sistemi üzerinden davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 21/10/2022