Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/148 E. 2022/410 K. 13.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/148 Esas
KARAR NO : 2022/410

DAVA : Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
DAVA TARİHİ : 25/02/2022
KARAR TARİHİ : 13/05/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 30/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı şahıs … arasında ton fiyatı 1.850,00 USD üzerinden 11 Ton “Nargile Kömürü” satışı yapılması konusunda anlaşıldığını, ardından ilgili eşya, 06.07.2021 tarihli fatura uyarınca, davalı alıcıya teslim edildiğini, ancak teslimden sonra, davacı şirketin ilgili personelinin, sisteme “Amerikan Doları” cinsinden girilmesi gereken ürüne ait ton fiyatını, “Türk Lirası” cinsinden girdiğinin fark edildiğini, bu durum, 11 ton olarak anlaşılan satışın toplam bedelinin, gerçekte ton çarpı “1.850,00 USD” şeklinde bedelinin belirlenmesi gerekirken piyasa değerinin çok aşağısında bir değer olan ve para birimi karışıklığına sonucunda sehven ortaya çıkan ton çarpı “1.850,00 TL” şeklinde belirlenmesi sonucuna sebebiyet verdiğini, davalı şirketin haksız zararının ortaya çıkmasına neden olduğunu, bu durumun fark edilmesi üzerine, durum derhal davalı şahsa çeşitli iletişim yollarıyla bildirildiğini, ardından kalan farka ilişkin 09.08.2021 tarihli fatura, gerek davalı tarafından davacıya verilen ve 06.07.2021 tarihli faturada da yer alan, davalıya ait adrese gerekse de davalı şahsın ticaret sicilinde kayıtlı adresine gönderildiğini, ancak tarafımızca ilgili adreslere gönderilen faturaların ikisi de, ilgili adreslerde davalının tanınması sebebiyle, bila tebliğ iade edildiğini, bunun üzerine Ankara …İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyası üzerinden davalı aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, icra dairesi tarafından davacının fark faturaları gönderdiği adreslere; ödeme emri, takip dayanağı belge ve fark faturanın tebliği yapılmak istendiğini, ancak ilk tebligatlar da bila tebliğ iade olduğunu, bila tebliğ iade edilen tebligatların ardından, icra dairesi tarafından davalının mernis adresi tespit edilerek buraya tebligatların yapıldığını, her ne kadar davalı aleyhine ilamsız icra takibi başlatılmış olsa dahi, iş bu davanın hukuki yarar görülmesi sebebiyle, ilgili takipten bağımsız şekilde alacak davacının açıldığını, dava öncesi arabuluculuk görüşmelerinde anlaşma sağlanamadığını belirterek 11 ton nargile kömürü cinsi eşyanın iade edilmesi, iadesinin mümkün olmaması durumunda ürünün gerçek bedeli olan 17.997,73 USD’nin, fatura tarihinden itibaren uygulanacak en yüksek faiz oranıyla davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davalının tacir veya tacir sayılan kişilerden olmadığını, bu nedenle Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevsiz olup Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğunu, davacı şirketin yetkilisi ile pazarlık yürütüldüğünü. Taraflar, nakliye hariç 1 ton fiyatı 1.850.TL + KDV olmak üzere fiyatta anlaştıklarını, davacının 06.07.2021 tarihinde KDV dahil 24.013,00 TL bedelli fatura düzenlediğini, davacı ile yapılan anlaşma gereğince satış fiyatı belirlendiği için, davalı da söz konusu malzemeyi satmak için müşteri araştırmış ve henüz malzemeyi teslim almadan ve ödemesi yapılmadan önce, aynı malzemeyi nakliye hariç ve KDV dahil 24.662,00.TL’ye (KDV hariç 1 ton fiyatı 1.900.TL) Hatay’da faaliyet gösteren dava dışı … İnşaat Toptan Gıda. Hayv. Tar. Taş. Teks. İth. İhr. San. Tic. Ltd. Şti’ne sattığını, ikinci bir nakliye masrafı olmaması için … Ltd. Şti. temin etmiş olduğu nakliye aracını davacının deposuna gönderdiğini ve satışa konu malzeme doğrudan … Ltd. Şti.’ne teslim edildiğini, aynı gün davacı şirket yetkilisi ile davalı adına pazarlıkları yürüten … arasındaki whatsapp yazışmaları olduğunu, buna göre davacı şirket yetkilisi faturayı gönderdiğini belirterek banka hesabına ödemenin yapılmasını talep ettiğini, nitekim dava dışı … Ltd. Şti. aynı gün yani 06.07.2021 tarihinde davalı hesabına 24.662,00 TL ödeme yaptığını, davalınında ertesi gün yani 07.07.2021 tarihinde davacı şirkete ödeme yaptığını, davacı her ne kadar faturayı düzenlerken maddi hata yaptığını USD yerine TL olarak düzenlediğini iddia etmiş ise de, gerçek durum davacının iddiasından tamamen farklı olduğunu, taraflar satış gerçekleşmeden önce pazarlık sırasında defalarca telefonla görüştüklerini, hatta davacı şirket yetkilisinin 2 defa Ankara’ya geldiğini, ikinci gelişinde numune de getirdiğini pazarlıklar yapıldığını, davacının söz konusu kömürün/malzemenin tonunu 1.850.USD + KDV ile satmış olması halinde, müvekkilimin bu malzemeyi 1.900 TL + KDV ile satması hayatın olağan akışına taban tabana aykırı olduğunu, ayrıca davacı hesabına ödeme yapıldıktan sonra davalıyı arayarak teşekkür ettiğini, akabinde 08.07.2021, 09.07.2021 ve 30.07.2021 tarihlerinde gönderdiği mesajlarda elinde kumaş, otomotiv, kahve gibi malzemeler bulunduğunu davalının alıp almayacağını sorduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava taraflar arasındaki satım sözleşmesinden kaynaklanmaktadır.
Ankara Gelir İdaresi Başkanlığı’na yazılan yazı cevabında davalının 01.02.2018-21.09.2021 tarihleri arsında gerçek usulde vergi mükellefi olduğu, faliyetini terk ettiği en son beyannamesinde ise işletme hesabına göre defter tuttuğu, Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü yazı cevabında aktif firma kaydının olmadığı, yine Ankara Esnaf ve Sanatkarlar Odası Birliği yazı cevabında ise Esnaf ve Sanatkarlar Sicil Kaydına rastlanmadığı bildirilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 1/(1) maddesinde “Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir.” hükmü düzenlenmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 114/(1)-c maddesine göre, görev hususu dava şartlarından olup aynı kanunun 115. maddesine göre dava şartlarının mevcut olup olmadığının mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılması ve gözetilmesi gerekmektedir.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin, tarafların her ikisinin birden ticari işletmesi ile ilgili olması yada tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunun veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir.
Diğer taraftan 6102 sayılı TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri içinde ticari iş sayılması davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, 6102 sayılı TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar dışında, ticari davayı ticari iş esasına göre değil ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 Sayılı Kanununun 2. maddesi ile değişik 6102 Sayılı TTK ‘nın 5. maddesi uyarınca ticari davalar Asliye Ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleriyle diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunununda ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 6335 Sayılı kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil görev ilişkisidir.
Somut olayın incelenmesinde; taraflar arasındaki ihtilafın satım sözleşmesinden kaynaklandığı, davalı hakkında yapılan araştırmada 21.09.2021 tarihinde faaliyetini terk ettiği ve terk etmeden önce işletme hesabına göre defter tuttuğu, yine Ticaret Odası kaydının olmadığı ezcümle taraflar arasındaki ihtilaf nedeniyle mahkememizin görevli olmadığı anlaşıldığından, mahkememizin görevsizliğine, HMK 2. madde gereğince talep halinde genel görevli asliye hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniye dava dilekçesinin HMK 114/1-c,115/2 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı yokluğundan usulden reddine,
2-HMK 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal 2 haftalık sürede talep edilmesi halinde dosyanın görevli ANKARA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-HMK 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
4-Süresinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek yargılama giderlerinin hüküm altına alınmasına,
Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 13/05/2022

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.