Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/92 E. 2022/310 K. 12.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/92 Esas
KARAR NO : 2022/310

DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/02/2021
KARAR TARİHİ : 12/04/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 25/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekilinin mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; davacı tarafından müvekkili aleyhine Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası üzerinden kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını, kesinleşen icra takibi nedeniyle cebri icra tehdidi altında bulunan müvekkilinin borcu olmadığı halde 24.000,00 Euro tutarındaki takibe konu senede ilişkin olarak mükerrer ödeme yapmak durumu kaldığını, ancak davalı tarafından müvekkili şirket hesabına 24/10/2017 tarihinde borç bedel adı altında 23.867,44 Euro gönderildiğini, akabinde 22/05/2018 tarihinde müvekkili şirket hesabından davalının banka hesabına “borç iadesi” açıklaması ile 24.000,00 Euro gönderildiğini, müvekkilinin Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden başlatılan 2 ayrı senede dayalı 374.000 Euro tutarlı takip konusu dosya borcunu 12/02/2020 tarihinde davalı tarafın hesabına banka kanalı ile ödediğini, ancak müvekkili şirket hesapları ve ticari defterleri kontrol edildiğinde 24.000,00 Euro miktarlı borcun ödendiğinin anlaşıldığını, müvekkilinin diğer 350.000 Euro’luk borç yönünden itirazının bulunmadığını, istirdat davasının yasal koşulları olan borç olmayan bir paranın ödenmesi, paranın icra takibi sırasında ödenmesi, paranın cebri icra tehdidi altında ödenmesi ve davanın ödenmeden sonra bir yıl içinde açılmış olması şartları mevcut olduğundan, 24.000,00 Euro’nun ödeme tarihi olan 12/02/2020 tarihinden itibaren işleyecek TBB-mevduat Euro (kamu banka) değişen oranlarda faizi ile birlikte istirdatına, 22.763,04 TL’nin ödeme tarihi olan 14/02/2020 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte istirdatına, davalı aleyhinde %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği anlaşılmıştır.
CEVAP: Davalı vekilinin mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; Ankara …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında takibe dayanak nakden yazılı iki adet senet olduğunu, senetlerin düzenleme tarihinin ise 28/11/2019 olduğunu, davacının dava dilekçesinde belirttiği üzere 22/05/2018 tarihinde 24.000,00 Euro gönderdiğini, senedin düzenleme tarihinden önce yapılan ödemelerin takibe konu senet ile bir ilgisinin bulunmadığını, davacının da rızaen ödeme yaptığını, davanın haksız ve kötü niyetli olduğunu bildirerek, davanın reddi ile, açılan kötü niyetli dava nedeniyle davaya konu bedelin %20’sinden az olmamak üzere davacı aleyhine kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Taraflarca dayanılan tüm deliller toplanmış, davaya dayanak Ankara …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası celp edilmiş, davalı bakımından tacir araştırması yaptırılmış, dosya kapsamı bakımından bilirkişi raporu alınmıştır.
Davanın dayanağı olan Ankara …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının yapılan incelemesinde özetle; davacının davalı aleyhine 350.000,00 Euro senet alacağı, 35,96 Euro işlemiş faiz, 24.000,00 Euro senet alacağı, 2.47 Euro işlemiş faiz açıklamasıyla 13/12/2019 tarihinde kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip başlattığı, takibin dayanağı olan bonoların yapılan incelemesinde; ilk senedin tanzim tarihinin 28/11/2019 olduğu, 350.000,00 Euro miktarlı olup vade tarihinin 10/12/2019 olduğu, keşidecisinin davacı, hamilinin davalı olduğu, ikinci senedin tanzim tarihinin 28/11/2019 olduğu, 24.000,00 Euro miktarlı olup vade tarihinin 10/12/2019 olduğu, keşidecisinin davacı, hamilinin davalı olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce davalı bakımından yapılan tacir araştırması neticesinde davalının tacir niteliğini haiz olmadığı görülmüştür.
Alınan bilirkişi raporunda özetle; sahibi lehine delil özelliğini haiz davacı şirket yasal defter kayıt ve belgeleri üzerinde yapılan incelemelerde; davalı tarafından davacı şirkete 374.000,00 Euro borç verildiğini, karşılığında davacı şirket tarafından 398.000,00 TL ödeme yapıldığının tespit edildiği, davacı şirket tarafından davalıya 24.000,00 Euro fazla ödeme yapıldığının hesaplandığı yönünde kanaat bildirilmiştir.
Davaya konu icra takibinin ve uyuşmazlığın dayanağını, her biri 28/11/2019 tanzim tarihli, 350.000,00 Euro ve 24.000,00 Euro miktarlı senetler oluşturmakta olup davalı tarafından yapılan ödemeler ile ilgili uyuşmazlık bulunmamakta ise de davacı tarafından senetlerin kısmi ödemeler yapıldıktan sonra düzenlendiği, davacıya mükerrer olarak 24.000,00 Euro fazla ödeme yapıldığı iddia edilmekte, davacı tarafından ise fazla ödeme yapılmadığı savunulmaktadır. Senetlerin tanzim tarihi 28/11/2019 olmasına karşılık, davacı tarafından önceden yapıldığı belirtilen 24.000,00 Euro miktarlı ödeme, davacının kayıtlarına göre 01/06/2018 tarihini taşımaktadır. Ödemenin tarihi dikkate alındığında ödenmiş bir borç için senet düzenlenmesinin söz konusu olamayacağı, bir senedin düzenlenmeden önceki bir tarihte ödenmiş olduğunun kabul edilemeyeceği (Emsal: Yargıtay 11. HD.’nin, 09/02/2021 tarih ve 2020-2968/992 sayılı ilamı, Ankara BAM 22. HD.’nin 19/09/2017 tarih ve 124/1195 sayılı ilamı), mevcut hukuki durum karşısında davaya konu takibe dayanak alacağın bonoya dayanması da nazara alındığında davacının yapılan ödemelerin bonoya dair olduğu iddiasını ancak yazılı delille ispat edebileceği, bu konuda tanık dinlenmesinin mümkün olmadığı, mahkememizce hatırlatılmış ise de davacının yemin deliline de dayanmadığı, yapılan tacir araştırması neticesinde davalının tacir niteliğini haiz olmadığı anlaşılmakla 6100 sayılı HMK’nın 222. maddesinde öngörülen koşulların eldeki davada oluşmadığı nazara alındığında davacının ticari defterlerinin kendi lehine delil oluşturması mümkün olmadığından bilirkişi raporunun hükme esas alınmasına olanak bulunmadığı da gözetilerek (Emsal: Yargıtay HGK’nın 13/12/2018 tarih ve 2017/11-2924 E., 2018/1935 sayılı ilamı), son tahlilde davacının mükerrer ödeme iddiasını ispat edemediği anlaşılmakla davanın reddi ile davacının eldeki davanın ikamesinde kötü niyetli olduğu savunulmuş ise de tüm dosya kapsamından davacının kötü niyetinin varlığına dair mahkememizde kanaat oluşmamış olup davalının buna bağlı taleplerinin, özellikle İİK’nın 72. maddesi gereğince şartlarının da oluşmadığı nazara alınarak kötü niyet tazminatı isteminin reddine (Emsal: Yargıtay 14. HD.’nin 11/01/2017 tarih ve 2016-8945/172 sayılı ilamı) dair son tahlilde aşağıdaki gibi hüküm kurulması gerekmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Alınması gereken 80,70 TL harcın peşin alınan toplam 3.091,64 TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 3.010,94‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT uyarınca 21.122,51 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6- 6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereği Adalet Bakanlığı tarafından karşılanan ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk Ücret Tarifesinde belirtilen iki taraf için iki saatlik ücret tutarı karşılığı olan 1.320,00-TL arabulucu ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
7-Sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 12/04/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸