Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/773 E. 2022/311 K. 12.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/773 Esas
KARAR NO : 2022/311

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/12/2021
KARAR TARİHİ : 12/04/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 06/05/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin davalı şirketin isteği üzerine 26.01.2010 tarihinde Libya Tripoli Kuzey Parkı’nın proje hizmetleri için bir teklif sunduğunu, davalı şirket sunulan teklifi 26/01/2010 tarihinde onayladığını, fiyatın da uygun olduğunu teyit ederek taraflar arasında aynı gün sözleşmenin kurulduğunu, sözleşme bedelinin 118.000 Euro+KDV olduğunu (ek işler , revizyon) ve müvekkil şirketin sözleşmede taahhüt edilen proje hizmetlerini, iş artışı ve revize proje hizmetleri ile birlikte eksiksiz olarak tamamlamış olduğunu, projeye ilişkin toplantılar ve benzeri işlemler de dahil olmak üzere davalı şirkete 2014 yılının ortasına kadar hizmet verildiğini, proje hizmetlerinin tamamlanarak çeşitli tarihlerde teslim edildiğini, davalı tarafından kabul edilerek teslim alındığını, teslimlerin tutanakla ve sözleşmenin 3. maddesine göre elektronik olarak yapıldığını, ancak davalı şirketin sözleşmede taahhüt ettikleri yükümlülüklerini yerine getirmediğini, müvekkili şirketle mutabık kalınan bedeli yıllarca ödemediğini, davalı şirkete fazlasıyla süre verilmiş olsa da yalnızca kısmi ödeme yapıldığını, proje hizmetleri bedelinin sözleşmede açıkça 118.000 EURO + KDV olarak kararlaştırılmış olmasına rağmen yalnızca 93.900 EURO+KDV ve 5.580-TL ödendiğini, davalı şirket tarafından gönderilen Üsküdar 5. Noterliği’nin 07/12/2016 tarih ve 21128 sayılı ihtarnamesinde de açıkça kabul edildiğini, davalı şirketin davacı şirkete olan bakiye 21.240 EURO + KDV sözleşme gereği, revizyon ve ek işler bedeli ve 4.878,17 EURO işlemiş faiz borcu nedeniyle 30.12.2019 tarihinde Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasıyla ilamsız icra takibi başlatıldığını, sözleşmede yer aldığı üzere sözleşme konusu projede birtakım revizyonlar ve ek işler yapıldığını ve revizyon bedeli ek sözleşme ile düzenlenerek ek ücrete tabi olduğu için bunlara ilişkin alacak konusunun farklı olması nedeniyle Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile işbu dosyanın konusu olan takibin başlatıldığını, ödeme emrinin davalıya 04.02.2020 tarihinde tebliğ edilmiş olup davalı tarafından süresinde itiraz edilmediğini, ancak daha sonra gecikmiş itiraz dilekçesi ile öğrenme tarihini 03.03.2020 olarak kabul edilmesini talep ederek şikayet talebinde bulunduğunu, davalı şirketin müvekkili şirkete olan bakiye 24.100 EURO + KDV sözleşme bedeli ve 4.033,21 EURO işlemiş faiz borcu nedeniyle de 30.12.2019 tarihinde Ankara …İcra Müdürlüğü’nün …E. sayılı dosyasıyla ilamsız icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin davalıya 28.01.2020 tarihinde tebliğ edilmiş olduğunu, borçlu vekili tarafından dosyaya sunulan 03/02/2020 tarihli dilekçe ile borca itiraz edildiğini ve takibin durdurulmasına karar verildiğini, takiben Ankara …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile itirazın iptali talebiyle dava açıldığını, davanın halen derdest olduğunu, davalı şirketin davaya konu borca haksız olarak itiraz ettiğini, borcun varlığının davalı tarafından hazırlanan ihtarname ile de ikrar edildiğini, ihtarnamede yer alan borcun kalmadığına veya fazla ödendiğine dair asılsız iddiaların hiçbir şekilde kanıtlanamadığını, icra dosyasına sunulan borca itiraz dilekçesinde de yer almadığını bildirerek, Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyaya borçlu tarafından yapılan borca itirazın iptaline, takibin devamına, haksız borca itiraz nedeniyle davalının takip miktarının en az %20’si kadar icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Davalı vekilinin mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; Davanın, itirazın iptali davası için öngörülen 1 yıllık süreden sonra açıldığını, davanın ancak genel hükümlere göre bir alacak davası olarak açılabileceğini, davanın reddinin gerektiğini, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin 2010 yılında ve sözlü olarak kurulduğunu, sözü edilen yazılı sözleşmenin hiçbir zaman imzalanmadığını ve uygulanmadığını, müvekkilin davaya konu bir borcunun olmadığını, var sayılsa dahi zamanaşımına uğradığını, davacının yaptığı proje işlerinin bir eser sözleşmesinin konusu olduğunun tartışmasız olduğundan 5 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiğini, müvekkilin borç ikrarının olmadığını, aksine borcunun bulunmadığını, alacaklı olduğunu beyan ettiği, bu durumda davanın yine zamanaşımından reddedilmesi gerektiğini, ticari defter ve kayıtlar incelendiğinde de görüleceği üzere ödenen 5.580 TL’nin bir borç ödemesi olmayıp 15.12.2014 tarihli fatura kapsamındaki borçtan kalan katma değer vergisi olduğunu, kaldı ki bu ödeme revizyon veya ek işler bedeli olmayıp ana işe ilişkin olduğunu, davacı alacağını revizyon ve ek işler bedeli olarak bildirmişse de bu güne kadar ki bütün taleplerinin ana işlere ilişkin olduğunu ve Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas numaralı dosyasında talep ve dava ettiğini, hiçbir zaman ek işler ve revizyon ücreti talep edilmediğini, çünkü böyle bir borcun doğmadığını ve olmadığını, yapılan işlerin faturasının kesildiğini, ödemelerinin yapıldığını, revizyon ve ek işlerden bir alacak doğsa idi davacının bunun faturasını kesmesi ve talep etmesinin gerektiğini, davacının iddiasını ispatlaması gerektiğini, sözü edilen teslimlerin yapılmadığını, bir takım cetvellerin sunulmasının bu cetvellerde görülen projelerin revize ve ek işler projesi olduğunu göstermeyeceğini, davacı alacağına 15.04.2014 tarihini esas alarak faiz işletmiş ise de müvekkilinin bu tarihte temerrüde düşürülmediğini, faizin icra takibinden itibaren işletilebileceğini, talep edilen faiz oranları ile bulunan miktarların da yanlış olduğunu bildirerek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkememize açılan iş bu dava ile Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı davasının aralarında hukuki ve fiili bağlantı bulunduğu, birisi hakkında verilecek kararın diğerini etkileyeceği, öte yandan delillerin birlikte değerlendirilmesinin HMK 30 maddesi uyarınca usul ekonomisinede uygun düşeceği kanaatine varıldığından HMK 166/1 maddesi uyarınca mahkememizde açılan davanın Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesinde daha önce açılmış olan dava ile birleştirilmesine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- HMK.’nın 166/1 maddesi gereğince Mahkememizin iş bu dava dosyası ile Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dava dosyası arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğundan bu dava dosyasının Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dava dosyası ile BİRLEŞTİRİLMESİNE,
2- Yargılamanın Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası üzerinden yürütülmesine,
3- Esasın bu şekilde kapatılmasına
4- HMK 166/4 maddesi uyarınca birleştirme kararının derhal Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasına bildirilmesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı birleşen davada esas hakkında verilecek karar ile birlikte istinaf başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.12/04/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸