Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/722 E. 2022/388 K. 10.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/722 Esas – 2022/388
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/722 Esas
KARAR NO : 2022/388

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 08/12/2021
KARAR TARİHİ : 10/05/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin tacir olmadığını, herhangi bir ticari faaliyette bulunmadığını, davalı şirketin müvekkilinin talimatı olmadığı halde kendisine ait kredi kartları üzerinden düzenli çekimler yaptığını, yapılan tahsilatların karşılıksız olduğunu, davalının müvekkilinin zararını karşılaması gerektiğini, bu amaçla davalı aleyhine Ankara …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden alacağın tahsili istemi ile ilamsız icra takibi başlatıldığını borçlu tarafından iş bu icra takibine süresi içinde itiraz edildiğini, davalı şirketin takibe haksız ve kötü niyetle itiraz ettiğini bildirerek, itirazın iptalini, takibin devamını ve davalının asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
Davalı vekilinin mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı vekilinin davacının tacir olmadığını ve herhangi bir ticari faaliyet yürütmediğini ifade ettiğini, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, davacının dava dışı … ile ortaklığının olduğunu, ödemelerin davacı tarafından yapılacağı, malların ise dava dışı … tarafından teslim alınacağı yönünde anlaşma yapıldığı, malların da teslim edildiği, bu nedenle davanın esas incelemesi neticesinde reddine karar verilmesini, %20 kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Mahkemenin görevli olması Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) 114/1-c maddeye göre dava şartıdır. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce re’sen incelenir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olmalı ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır. 6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır.
Tüm bu açıklamalardan sonra somut olaya gelince; dava, davalı şirketin davacının talimatı olmadığı halde kendisine ait kredi kartları üzerinden düzenli çekimler yaptığı, yapılan tahsilatların karşılıksız olduğu iddiasıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptaline ilişkin olup TTK’nın 4. maddesinde bu nitelikteki davaların mutlak ticari dava niteliğinde olduğuna ilişkin bir hüküm bulunmamaktadır. O halde tarafların tacir olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir. Davalının tacir niteliğini haiz olduğuna şüphe bulunmamakta ise de mahkememizce davacı yönünden tacir araştırması yapılmış olup Ankara Ticaret Odası’nın 17/12/2021 tarihli, Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 24/12/2021 tarihli yazılarından davacının tacir niteliğini haiz olduğuna veya gelirinin tacir düzeyinde olduğuna dair bir kayda rastlanılmamıştır. Mevcut hukuki durum karşısında, davalının iddiası bakımından davacının adi ortaklık ortaklarından olup olmamasının davacının tacir sıfatının varlığı ile eldeki davada görev hususunun belirlenmesi bakımından sonuca etkili olmadığı, adi ortaklıkların yada adi ortaklık ortaklarının doğrudan tacir sıfatını haiz olduğuna dair bir düzenleme bulunmayıp her durumda tacir araştırması (TTK md. 12) yapılması gerektiği (Benzer yönde: Ankara BAM 13. HD.’nin 01/07/2020 tarih ve 2020/733 Esas, 2020/693 Karar sayılı ilamı), yapılan tacir araştırmasında da davacının tacir sıfatını haiz olmadığının anlaşıldığı, neticeten; davanın mutlak ticari nitelikte bulunmamasına ve davanın her iki tarafının da tacir sıfatını haiz olmadığından nispi ticari davanın varlığından bahsedilmesine de olanak bulunmamasına göre uyuşmazlığın genel hükümler çerçevesinde asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava dilekçesinin HMK 114/1-c, 115/2 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı yokluğundan usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava dilekçesinin HMK 114/1-c,115/2 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı yokluğundan usulden reddine,
2-HMK 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal 2 haftalık sürede talep edilmesi halinde dosyanın görevli ANKARA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-HMK 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
4-Süresinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek yargılama giderlerinin hüküm altına alınmasına,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 10/05/2022