Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/695 E. 2023/102 K. 22.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/695 Esas – 2023/102
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/695 Esas
KARAR NO : 2023/102

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/03/2019
KARAR TARİHİ : 22/02/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 27/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;

DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili olduğu kurumu ile şirket arasındaki sözleşmenin akdedilmiş olduğunu, söz konusu sözleşmeye istinaden, kurumumuzda şirket elemanı olarak program bazlı çalışırken … tarafından, 13/08/2016 tarihli sözleşmenin feshine dair işlemin haksız fesih olarak tespiti ile işe iadesi ve bu işleme bağlı tazminat talepleri ile, gerek kurumumuz ve gerekse işveren davalı şirket aleyhine Ankara 19.İş Mahkemesinin 2016/657 Esasına kayden dava açıldığını, söz konusu dava sonucu verilen K.2017/441 sayılı “davanın kabulüne” dair karar ve aleyhine istinaf yoluna gidildiğini, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin E.2017/4217–K.2018/297 sayılı kararı ile, istinaf taleblerinin esastan reddedildiğini, Bu kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 22. Hukuk Dairesi E.2018/9334-K.2018/18189 sayılı ilamı ile kararın Bozulduğunu, Davalı şirket işçisi …’a davalı işveren şirketçe ödenmesi gereken söz konusu ödemenin, kurumumuzca yapılmak zorunda kalınması nedeniyle, bahse konu meblağın işveren şirket tahsilini teminen işbu davanın açılma zorunluluğunun hasıl olduğunu belirterek davanın kabulüyle yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinden bırakılmasını talep etmiştir.

CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın haksız ve dayanaksız olduğunu ve reddedilmesi gerektiğini, 6252 sayılı yasa ile değişik 4857 sayılı İŞ KANUNU’nun 112. Maddesinin, işçi alacaklarının ödenmesine yönelik bütün sorumluluğu ilgili kamu kurum ve kuruluşan yüklediğini, diğer yandan, davacının tazminat ödediği işçiye ödenen tazminatlardan müvekkilin sorumlu tutulabilmesi için, müvekkilin işçiyi çalıştırdığı sürenin sonundan itibaren 2 yıl süre ile sorumluluğunun mümkün olduğunu ve dolayısı ile davacı yanın taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davalı müvekkilinin bir taarrufunun bulunmadığı ancak sosyal güvenlik hukuku açısından işçiyle şeklen bir ilişki kurulduğunun tartışmasız olduğu, dolayısıyla talep edilen tazminattan müvekkilinin sorumlu olmadığını, müvekkil şirketinin, davacı tarafından ödenen yargılama giderlerinden de sorumlu tutulmayacağını, bütün kayıtların davacı kurumun uhdesinde olduğunu, ihale yapan, personelin mesai saat, ücret ve yıllık izinleri belirleyen davacı idare olduğunu, bu itibarla davacı kurumun dava açılmasına mahal bırakmadan işçilerin tüm yasal haklarını ödemesi gerekirken dava açılmasına sebebiyet vermesinin kendi kusuru olduğunu, bu maliyete de kendisinin katlanmak durumunda olduğunu belirterek davanın reddiyle yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinden bırakılmasını talep etmiştir.

GEREKÇE:
Dava, ödenen işçi alacağının rücuen tahsili talebine ilişkindir.
Davacı vekili, davalılarla imzalanan Hizmet Alım sözleşmesi ve şartnameleri gereği dava dışı işçi … tarafından açılan ve kesinleşen Ankara 19. İş Mahkemesi 2016/657 sayılı dosyası sonrası 17.1 2019 tarihinde 23.188,18 TL ödeme yaptıklarını, sözleşmelerin 37.4 maddesi uyarınca sorumluluğun davalıda olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmıştır. Davalı vekili; İş kanunu 112. maddesi uyarınca sorumluluğun ihaleyi yapan kurum ve kuruluşta olduğunu, taleplerin zamanaşımına uğradığını ve yargılama giderlerinden sorumluluklarının olmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir. Ödeme tarihi itibari ile zamanaşımının dolmadığı görülmüştür. Taraflar arasındaki sözleşme ve şartnameler, Ankara 19. İş Mahkemesi 2016/657 sayılı kesinleşmiş karar sureti celp edilmiş, Ankara 27. Asliye Hukuk Mahkemesi 2019/189 sayılı kararı uyarınca tarafların yarı yarıya sorumlu olduğu kabul edilerek kurulan hüküm tarafların istinafı sonucu karar görev nedeniyle kaldırılarak mahkememize gönderilmiştir. … ‘ın hizmet dosyası da celp edilmiş; bilirkişiden rapor alınmış, bilirkişi tarafından davalının sorumluluğunun akitten, davacının sorumluluğunun yasadan kaynaklandığı,Yargıtay tarafından dava dışı işçinin davacı işçisi kabul edildiğine ilişkin kesin kararın bulunduğu, Sözleşme 37.4 maddesi uyarınca yüklenicinin sorumluluğu ileri sürülmüş ise de ;maddede kurumla ilgisi olmamasına rağmen ödeme yapılırsa ibaresinin olduğu, buna göre tarafların müşterek sorumlu olduğu, ancak iç ilişkide bu hususu bilerek kabul ettikleri ve sözleşmenin tarafları bağlayacağı kabul edilerse talep edilen miktarın istenebileceğine ilişkin görüş bildirilmiştir. Sözleşme 37.4 maddesinde yüklenicinin sorumluluğunun şartsız olarak açıkça kararlaştırılmış olduğu gözetilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:
Davanın kabulüne, 23.188,88 TL’nin 17.01.2019 tarihinden avans faizi ile davalıdan tahsiline,
Alınması gereken 1.584,03 TL harçtan peşin alınan 450,40 TL harcın düşümü ile eksik kalan 1.133,63 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yatırılan toplam 671,70 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı taraf kendisini vekille temsil ettiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince belirlenen 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan toplam 2.082,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Talep halinde artan avansın iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu usulen tefhim kılındı. 22/02/2023