Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/690 E. 2022/710 K. 14.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/690 Esas – 2022/710
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/690 Esas
KARAR NO : 2022/710

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/11/2021
KARAR TARİHİ : 14/10/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 01/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 14 Ağustos 2021 günü, saat 10:20 sıralarında, davalı şirkete sigortalı aracın davalı sürücüsü
… yönetimindeki … plakalı araç ile Ankara İli, Yenimahalle İlçesi,
Başkent Bulvarı üzerinde, …-1 Sitesi önlerindeki yaya geçidinde yolun sağından soluna doğru
geçiş yapmakta olan davacılar yakını müteveffa yaya …’a çarpması sonucu dava
konusu ölümlü ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, Maktul …, Şeker Fabrikasından işçi emeklisi olup, aylık emekli maaşı 4.200,00 TL civarında idi. Karayolları trafik kanunu uyarınca Sürücüler, görevli bir kişi veya ışıklı trafik işareti bulunmayan ancak trafik işareti veya levhalarıyla belirlenmiş kavşak giriş ve çıkışları ile yaya veya okul geçitlerine yaklaşırken yavaşlamak, varsa buralardan geçen veya geçmek üzere bulunan yayalara durarak ilk geçiş hakkını vermek zorundadırlar.” denildiğini, ancak … plakalı otomobil sürücüsü …, yaya geçidine gelirken hiçbir şekilde yavaşlamadığını, hızını azaltma yoluna dahi gitmediğini, Müteveffa …, aracın çok hızlı bir şekilde kendisine çarpmasından ötürü metrelerce takla atıp savrularak orada can verdiğini, kaza yerinde fren izi bile olmadığını, Sigorta şirketine 17/09/2021 tarihinde başvurularak kaza tarihi itibariyle limite kadar maddi tazminat istenildiğini, her ne kadar davalı Sigorta şirketi, müvekkile 01.11.2021 tarihinde 78.049,32 TL ödenmiş ise de, davacının gelir durumu oranına ve davalı sürücünün kusur durumuna göre ödenen bu miktar son derece yetersiz olduğunu belirterek şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen 210.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’den tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … cevap dilekçesinde özetle; kaza anında frenlemiş olduğunu, Müteveffaya çarpmasıyla merhum aracın kaportasına doğru tırmandı ve aracın durmasıyla kaporta üzerinden düştüğünü, Kaportadan düşmesi ile birlikte kafasını yere çarptığını, Otopsi tutanağında da görüleceği üzere merhumun kafa travması sebebiyle öldüğünün tutanak altına alındığını, Söz konusu kazada %100 kusurlu bulunmuş olmama rağmen, olayda savcılık soruşturması aşamasında yeniden bir kusur raporu alındığını, kusur oranıyla ilgili bir tespit yapılmadığını, söz konusu olaya tanıklık yapan şahit ifadesinde süratli olmadığını ve önüme kıran aracın varlığı doğrulatığını, Hal böyle olunca bütün tedbirleri almasına rağmen istemsiz bir şekilde böyle bir kazaya sebebiyet verdiğini, istenen tazminat miktarları afaki olduğunu, manevi tazminat açısından davacı vekilinin istemiş olduğu manevi tazminat rakamlarının çok yüksek olduğunu, aracının hem trafik sigortası hem de kaskosu bu hususu kapsadığını, Bu durumda manevi tazminat talebinin sadece kendisinden talep edilmesi ve iş bu davaya dahil edilmesi usulen hatalı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalıya usulüne uygun yapılan tebligata rağmen cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE;
Mahkememizce bilirkişiden alınan 13/04/2021 tarihli raporda özetle; “Kusur Yönünden;
Davalı şirkete sigortalı aracın davalı dışı sürücüsü …’in meydana
gelen olayda %100 (Yüzde Yüz) oranında kusurlu olduğu;
Davacılar yakını müteveffa yaya …’ın ise meydana gelen olayda kusursuz
olduğu,
Tazminat Yönünden;
… Sigorta Şirketi ödemesinin güncellenerek indiriminin sağlanmasından sonra
Davacı eş … …’ın destekten yoksun kalma zararı karşılığında talep edebileceği bakiye
tazminat tutarının 78.309,50 TL olduğu, Sayın Mahkeme tarafından tazminata hükmedilmesi durumunda davacı tarafın; davalı
sigorta şirketinin kısmi ödeme yaptığı tarihten 01.11.2021 (temerrüde düşme) itibaren yasal faiz
yürütülerek, diğer davalıdan kaza tarihinden itibaren yasal faiz yürütülerek tazminat talebinde
bulunabileceği,
Kaza tarihinde (2021 yılı) ZMSS poliçesi sakatlanma ve ölüm teminat limit tutarının
10.000,00 TL olduğu, bakiye limit tutarının ( 410.000,00 TL – 78.049,32 TL)= 331.950,68 TL
olduğu” şeklinde görüş bildirmiştir.
Dava trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ile manevi tazminatın tahsiline ilişkindir.
Davalı sigorta şirketinden poliçe ve hasar dosyası dosya içerisine celp edilmiş, kazaya karışan … plakalı aracın kaza tarihini kapsar şekilde 07.07.2021-2022 tarihleri arasında davalı sigorta şirketince karayolları motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi düzenlendiği ve kaza nedeniyle 78.049,32 TL ödeme yapıldığı anlaşılmıştır.
Davacıların murisi müteveffa …’ın vefatı sonrasında mirasçısı olarak geriye davacılar … …, … ve … …’ın kaldığı anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı bir bütün halinde değerlendirildiğinde; kaza tarihi olan 14.08.2021 günü davalı …’in sürücüsü olduğu ve diğer davalı … Sigorta AŞ tarafından zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı olan … plakalı aracın Ankara İli Yenimahalle İlçesi Başkent Bulvarı üzerinde seyir halinde iken yaya geçidi üzerinde geçiş yapmakta olan davacıların mirasçısı müteveffa …’a çarpması sonucunda ölümlü trafik kazasının meydana geldiği, olay tarihinde düzenlenen Kaza Tespit Tutanağı’nda ve Tutanak ile uyumlu olan mahkememizce alınan 13.04.2022 tarihli kusura ilişkin bilirkişi raporunda davalının meydana gelen kazada tam kusurlu olduğunun anlaşıldığı, kaza sonrasında ve dava öncesinde davalı sigorta şirketince davacılara kaza öncesinde 01.11.2021 tarihinde 78.049,32 TL ödeme yapıldığı anlaşılmıştır.
Destekten yoksun kalma tazminatı yönünden yapılan değerlendirmede; hükme esas alınan 13.04.2022 tarihli bilirkişi raporunda tazminat hesabının TRH 2010 yaşam tablosuna göre, %10 arttırım ve %10 iskonto yöntemine uygun olarak ve sigorta şirketince yapılan kısmi ödemenin güncellenmesi ile de 78.309,50 TL olduğu, davacılar … … ve … yönünden destek ihtiyaçlısı konumunda olmamaları nedeniyle bu davacılar yönünden davanın reddine, davacı … … yönünden davanın kabulüne karar verilmiş, faiz başlangıcı yönünden ise davalı … yönünden haksız fiil, sigorta şirketi yönünden ise kısmi ödeme tarihi esas alınarak yasal faiz üzerinden hüküm kurulmuştur.
Manevi tazminat yönünden ise; Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi’nin …..Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; “…6098 sayılı TBK.nın 56. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yargıtay’ın 22.6.1966 tarih ve 1966/7 Esas 1966/7 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden, hâkim bu konuda takdir hakkını kullanırken, ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminatın tutarını belirleme görevi hâkimin takdirine bırakılmış ise de hâkim; Medeni Kanununun 4. maddesinde yer alan hakkaniyet ilkesi gözeterek, hukuk ve adalete uygun hak ve nesafet kurallarına göre uygun miktarda tazminat takdir etmesi gerekmektedir. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların değerlendirilmesi gerekir. Hakim manevi tazminata hükmederken; tarafların kusur durumu, kusur derecesi, ekonomik ve sosyal durumları, zarar ile olay arasındaki illiyet bağı, yaralanma halinde yaralanmanın kaza sonucu meydana gelmiş olması, maluliyet varsa oranı, iyileşme süresi, tedavi süresi ve tedavi süresince yapılan işlemler, varsa ameliyatlar, ölüm halinde kaza ile ölüm arasında illiyet bağının bulunması, olayın tarihi, olayın ağırlığı, olay tarihindeki paranın satın alma gücü, davacı sayısı gibi hususlar dikkate alınarak davacılar için zenginleşme, davalılar için yoksulluğa neden olmayacak şekilde belirlenmelidir….” şeklindedir.
Mahkememizce yapılan değerlendirmede olayın meydana geliş şekli davalının kazanın meydana gelmesindeki tam kusuru, kaza tarihindeki paranın satın alma gücü, davacıların … … müteveffanın eşi, diğer davacıların ise çocukları olması bu yönüyle yakınlık dereceleri, nazara alındığında davacı … … yönünden manevi tazminat talebinin tam kabulü, diğer davacı çocuklar yönünden ise kısmen kabulüne ve yine kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Manevi tazminat talebi yönünden davanın kısmen kabulü ile davacı … … yönünden 70.000,00 TL, davalı … … ve … yönünden 30.000,00 ar TL olmak üzere toplam 130.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 14/08/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalı …’den tahsili ile davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Destekten yoksun kalma tazminatı talebi yönünden davanın kısmen kabulü ile 78.309,50 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı … …’a ödenmesine, davalılardan … yönünden alacağa 14/08/2021 diğer davalı … Sigorta AŞ yönünden ise 01/11/2021 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına
Diğer davacılar yönünden destekten yoksun kalma tazminatı talebinin reddine,
3-Alınması gereken 14.229,62 TL harçtan 3.603,36 TL peşin harç, 1.338,00 TL ıslah harcının toplamı olan 4.941,36 TL’nin mahsubu ile bakiye 9.288,26 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereği Adalet Bakanlığı tarafından karşılanan ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk Ücret Tarifesinde belirtilen arabuluculuk ücreti karşılığı olan 1.320,00 TL arabulucu ücretinin kabul ve red oranına göre 1.069,20 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen, 250,80 TL’sinin de davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından başlangıçta yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 3.603,36 TL peşin harç, 1.338,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 5.000,66 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 339,50 TL tebligat ve müzekkere gideri, 2.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.339,50 TL’nin davanın kabul red oranına göre 1.895,00 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen maddi tazminat miktarı yönünden 12.592 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Manevi tazminat talebi yönünden 20.500,00 TL vekalet ücretinin davalı …’den tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar yönünden karar tarihindeki AAÜT uyarınca 14.400,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı …’e verilmesine,
9-Davalı tarafından sarfedilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
10-Sarfedilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıranlara iadesine,
Dair davacı vekili ve davalı … vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 14/10/2022