Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/682 Esas
KARAR NO : 2023/28
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/03/2021
KARAR TARİHİ : 17/01/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 03/02/2023
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında Dağıtım Sistem Kullanım Anlaşması imzalandığını, dava tarihi itibariyle müvekkili şirketin üreterek dağıtım sistemine verdiği her kWh elektrik enerjisine karşılık 21,1497 kuruş sistem kullanım/dağıtım bedeli alındığını, buna karşın aynı hizmeti alan diğer üreticilerden sadece 2,7220 kuruş alındığını, 2016 yılı sonuna kadar üreticiler arasında lisanslı-lisanssız ayrımı yapılmaksızın tüm üreticilerden (1 Ekim – 31 Aralık 2016 dönemi için) 0,7596 kuruş alındığını, ancak 1 Ocak 2017 itibarıyla herhangi bir teknik veya hukuki sebep olmaksızın üreticiler arasında ayrıma gidilerek lisanssız üreticilerden daha fazla sistem kullanım/dağıtım bedeli alınmaya başlandığını, davacıdan ürettiği her bir kWh elektrik enerjisi başına neredeyse 10 kat oranında artırım yapılmak suretiyle sistem kullanım/dağıtım bedeli alındığını, bu durumun hukuka aykırı olduğunu, elektrik piyasasında tarifeler yoluyla tahsil edilen bedellerin genel hukuk kurallarına göre yargılamaya tabi tutulması ve bu surette işbu uyuşmazlık konusu olayın 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu yanında özellikle TBK 20 vd (genel işlem koşulları), TTK 55/f (haksız rekabet) ve TMK 2 (dürüstlük kuralı) yönlerinden yargılamaya konu yapılması gerektiğini ileri sürerek, belirsiz alacak davalarının kabulüne, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, müvekkilinden fazladan tahsil edilen sistem kullanım/dağıtım bedelleri yanında bunlara işletilen KDV’lerle birlikte oluşan toplam tutar için şimdilik 1.000,00 TL’nin en yüksek mevduat faizi oranı veya avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Elektrik Piyasası Kanunu’nun geçici 20. maddesine göre kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17. madde hükümlerinin uygulanacağını, EPK’nun 17. maddesinin 4. fıkrasının ise, “İlgili faaliyete ilişkin tüm maliyet ve hizmet bedellerini içeren Kurul onaylı tarifelerin hüküm ve şartları, bu tarifelere tabi olan tüm gerçek ve tüzel kişileri bağlar. Bir gerçek veya tüzel kişinin tabi olduğu tarifede öngörülen ödemelerden herhangi birini yapmaması hâlinde, söz konusu hizmetin durdurulabilmesini de içeren usul ve esaslar Kurum tarafından çıkarılan yönetmelikle düzenlenir.” hükmünü amir olduğunu, görüleceği üzere dağıtım şirketlerinin lisanslı ve lisanssız elektrik üreticilerine uyguladığı tarifelerin Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından belirlendiğini, Dağıtım Sistem Kullanım Anlaşmasının sözleşme konusu işin yürütülmesine ilişkin esasların yanında mali hükümlerin, karşılıklı edimlerin de EPDK tarafından belirlendiği sözleşme olduğunu, dolayısıyla bu sözleşmenin müvekkili şirket tarafından da değiştirilmesinin mümkün olmadığını, davacı tarafın alacak talebinin temelinin EPDK’nın düzenleyici işlemi olan kararları ve bu kararların eki tarifeler olduğu dikkate alındığında davanın idari yargıda görülmesi gerektiğini, davaya konu alacağın zaman aşımına uğradığını, davacı tarafın yıllık dağıtım bedeli olarak 400.568,35 TL tahsil edildiğini belirterek belirsiz alacak davası açtığını, alacak miktarının belirlenebildiği, faturaya konu edilen ve tacir olan davacı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olması gereken dağıtım bedelleri için kısmi veya tam alacak davası açılması gerektiğini, lisanssız elektrik santrali üreticilerinin sisteme getirecekleri yükün ancak sistem kullanım bedelinin farklılaşması ile giderilebilecek boyutta bir yüklenme olduğunu, kendi ihtiyacı için elektrik üreten bir kişinin fazlasını sisteme sunduğu zaman dağıtım sistemine getireceği yük dikkate alınarak mevzuat düzenleyici tarafından farklı sistem kullanım bedeli düzenlendiğini, dağıtım bedellerinin belirlendiği tarifeler iptal davasına konu edilmediği gibi, güncel ve yürürlükte olduklarını, bu sebeple EPDK’nun düzenleyici işlemine dayalı olarak belirlenen dağıtım bedellerinin fazla tahsil edildiği ya da iadesi gerektiğinin ileri sürülemeyeceğini, davacı tarafın sistem kullanım bedeli ile ilgili faturalara yasal süre olan 8 gün için itiraz etmeyerek fatura içeriğini kabul ettiğini savunarak, davanın öncelikle usulden, aksi halde kısmi veya tam davaya dönüştürülerek harç eksikliğinin giderilmemesi halinde yine usulden reddine ve sonuç olarak esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava fazla tahsil edildiği iddia edilen sistem kullanım/dağıtım bedelinin tahsili talebine ilişkin olup Mahkememizin 29/06/2011 tarih ve 193/393 sayılı ilamının kaldırılmasına dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. HD’nin 17/11/2021 tarih ve 1863/1723 sayılı ilamı çerçevesinde uyuşmazlığın niteliğine göre adli yargıda çözümlenmesi gerektiğinden davalı yanın idari yargının görevli olduğuna ilişkin yargı yolu itirazının reddine ve keza uyuşmazlık yanlar arasındaki dağıtım sistem kullanım anlaşmasından kaynaklanmış olmakla dava 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açılmış olduğundan davalı yanın zamanaşımı def’inin reddine karar verilmiş her iki yan tacir olduğundan yanlar arasında imzalanan lisanssız elektrik üreticileri için dağıtım sistem kullanım anlaşması hükümlerinin genel işlem şartı niteliğinde olduğuna ilişkin davacı iddiası yerinde görülmemiştir.
Taraf delilleri toplanmış, tüm dosya kapsamı üzerinde nitelikli hesaplamalar uzmanı, elektrik mühendisi ile mali müşavir bilirkişilerden oluşan heyet tarafından yapılan inceleme sonucu düzenlenen 12/08/2022 tarihli raporda özetle; “Taraflar arasında akdedilen Lisanssız Elektrik Üreticileri İçin Dağıtım Sistem Kullanım Anlaşması’nda dağıtm sistem kullanım birim fiyatı ile ilgili bir düzenleme bulunmadığı ve anlaşma ile mevzuatın ve mevzuat değişikliklerinin geçerli kılındığı, lisanslı ve lisanssız elektrik üreticilerinin teknik olarak dağıtım sistemini kullanmalarında birbirlerine göre bir farklılık bulunmadığı ve lisansız üreticilerin dağıtım sistemine ilave maliyet ve külfet oluşturmadığı, yasal mevzuat gereğince lisansız elektrik üreticilerine uygulanacak dağıtım sistem kullanım tarifelerinin düzenleyici kurum olan EPDK kurul kararları ile yürürlüğe konan dönem tarifeleri ile belirlendiği, davalı … Elektrik A.Ş’nin EPDK kurul kararlarına ve tarifelere uymak zorunda olduğu, 6719 sayılı yasa ile değişik 6446 sayılı yasanın geçici 20. Maddesine göre EPDK kararlarının geçerli ve bağlayıcı olduğu, davalı … Elektrik A.Ş’nin tarafından EPDK kurul kararları ile yürürlüğe konan dönem tarifelerinde yer alan dağıtım sistem kullanım tarifelerini davacılara doğru şekilde uyguladığı ve faturaların fazladan bir bedel içermediği, 6446 sayılı yasanın değişik geçici 20. Maddesi ile EPDK’nın lisanssız elektrik üreticileri için uygulamaya koyduğu tarifelerin dayanağı kurul kararlarının halen yürürlükte olduğu, davalı … Elektrik A.Ş’nin EPDK kurul kararı ile uygulamaya konulan dönem tarife tablolarında yer alan lisansız üreticiler için geçerli birim fiyatları doğru şekilde alarak faturaları düzenlemiş olmasına bağlı olarak, davacı şirketin davalı … Elektrik A.Ş’den uyuşmazlığa konu taleplere ilişkin bir alacağının bulunmadığı, davaya konu lisanssız güneş enerjisi üretim tesisi için 31/12/2017 tarihinden önce geçici kabul alan tesisler için uygulanan “üreticiler için veriş yönünde tek terimli dağıtım tarifesinin” uygulandığı ve lisanslı elektrik üreticilerine göre 431.216,89 TL daha fazla dağıtım sistemi kullanım bedeli alındığı” yönünde, bu rapora yönelik beyan ve itirazların değerlendirilmesi bakımından düzenlenen 11/11/2023 tarihli ek raporda özetle; “davacı …Ş’nin ve davalı … Elektrik Dağıtım A.Ş’nin 2019,2020 ve 2021 yılına ait ticari defterlerinde davacı şirketten herhangi bir alacağının bulunmadığı, davalı tarafından davacı ve davalının herhangi bir alacağının bulunmadığı, davalı tarafından davacı … Şirketine 1.186,253,62 TL fatura düzenlenmiş olup, davacı tarafından da tamamının ödendiği görüldüğü, davacı ve davalının itirazlarının hukuki nitelikte bulunması sebebi ile takdirin mahkemeye ait olduğu, davacıya ait faturaların davalı şirketten celbi ile faturalar üzerinden terditli hesaplama yapılabileceği” yönünde kanaat bildirilmiştir.
Taraflar arasında 12/04/2019 tarihli Lisanssız Elektrik Üreticileri İçin Dağıtım Sistem Kullanım Anlaşması imzalanmış olup sözleşme içeriğinde dağıtım sistem kullanım birim fiyatına ilişkin bir düzenleme yapılmaksızın ilgili mevzuatın ve mevzuat değişikliğinin tarafları bağlayacağının ifade edildiği anlaşılmıştır.
Davacı yan 01/01/2017 tarihinden itibaren lisanslı ve lisanssız üreticiler arasında ayrıma gidilerek lisanssız üreticilerden daha fazla sistem kullanım/dağıtım bedeli alınmasının haksız olduğu iddiasıyla fazla tahsil edilen bedelin iadesi talebinde bulunmuştur.
Lisanssız elektrik üreticilerine uygulanacak dağıtım sistem kullanım tarifelerinin düzenleyici kurum olan EPDK kurul kararları ile belirlenmekte olup 6719 yasa ile değişik 6449 sayılı yasanın geçici 20.maddesi ile 17/4 maddesi uyarınca EPDK kararlarının geçerli ve bağlayıcı olduğundan, davalı BEDAŞ’ın EPDK kurul kararları ile belirlenen tarifelere uymak zorunda olduğu, yapılan bilirkişi incelemesinde davalı BEDAŞ tarafından EPDK tarafından belirlenen dönem tarifelerinde yer alan dağıtım sistem kullanım tarifelerini uygun şekilde davacıdan dağıtım bedellerini tahakkuk ve tahsil ettiği, fazladan tahsil edilen bir tutarın bulunmadığı anlaşılmıştır.
Bilirkişilerce dağıtım ve iletim hattının kullanımı yönünden lisanslı ve lisanssız elektrik üreticileri arasında bir maliyet farklılığı oluşmadığı lisanssız üretimin dağıtım ve iletim sistemine farklı bir maliyet getirmediği ifade edilmiş ise de dava dışı bir sistem kullanıcısı tarafından EPDK hakkında açılan ilgili kurul kararlarının lisanssız üreticiler ile ilgili kısmının iptali talepli Danıştay 13. Dairenin 2018/880 esas 2020/2228 karar sayılı 23/09/2020 tarihli ilamında “6446 sayılı kanunun 14.maddesinin 1.fıkrasının b bendi kapsamındaki lisanssız üreticilere uygulanan dağıtım sisteminin kullanımına ilişkin bedellerin üretim tesislerinin sistem üzerinde oluşturdukları ek maliyetler dikkate alınarak farklılaştırılmasında ve söz konusu farklılaşmaya istinaden dağıtım bedelinin belirlendiği üreticiler için veriş yönünde tek terimli dağıtım tarifesine yönelik dava konusu kurul kararlarında hukuka aykırılık bulunmamaktadır” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olduğu, kaldı ki dava konusu uyuşmazlık yönünden Elektrik Piyasası Kanununun 17.maddesinin 4.fıkrası kapsamında ilgili faaliyete ilişkin tüm maliyet ve hizmet bedellerini içeren kurul onaylı tarifelerin hüküm ve şartlarının bu tarifelere tabi olan tüm gerçek ve tüzel kişileri bağlayacağı hüküm altına alındığından davacının tabi olduğu tarifeye göre davalı BEDAŞ tarafından düzenlenmiş olan dağıtım sistemi kullanımı fatura bedellerini ödemekle yükümlü olduğu sonuç ve kanaatine varılmakla yerinde görülmeyen davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Alınması gereken 179,90 TL harcın peşin alınan toplam 59,30 TL harçtan mahsubu ile 120,60 harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-6325 sayılı yasanın 18/A maddesi ve Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi gereğince 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince belirlenen 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6- Talep halinde davacının ve davalının artan avansının iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.17/01/2023
Katip …
¸
Hakim …
¸