Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/681 E. 2022/389 K. 10.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/681 Esas – 2022/389
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/681 Esas
KARAR NO : 2022/389

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ : 24/11/2021
KARAR TARİHİ : 10/05/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 22/05/2019 tarihinde bir dolandırıcılık hadisesine maruz kaldığını, davalı bankanın hesapta dolandırıcıların alamadığı 20.000,00 TL paraya bloke uygulandığını, banka halihazırda olay sırasında koyduğu blokeyi kaldırmadığını, blokenin kaldırılması amacıyla … yevmiye numaralı ihtarname gönderildiğini, müvekkilinin alacağına kavuşması amacıyla Ankara .. İcra Müdürlüğünün .. numaralı takip dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı bankanın kötü niyetle haksız şekilde takibe itiraz etmesi üzerine söz konusu takibin durdurulduğunu, bildirerek davalı bankanın haksız itirazı ile durdurulan takibe devam edilmesini mahkememizden talep ve dava ettiği görülmüştür.
Davalı vekilinin mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davada görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğunu, görev yönünden itirazda bulunulduğunu, eldeki dava ile bağlantılı Ankara Bölge Adliye Dairesinin 2021/906 Esas sayılı dosyasının istinaf sonucunun bekletici mesele yapılması gerektiğini bildirerek, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddini talep ettiği görülmüştür.
Dava; internet bankacılığı yoluyla banka hesabından izni ve rızası dışında para çekilmesi nedeniyle uğranılan zararın tazmini amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3/k. maddesine göre; “Tüketici: ticari ve mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek ve tüzel kişiyi” ifade eder. Tüketici işlemi ise Kanunun m. 3/l. bendinde tanımlanmıştır. Buna göre; “Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari ve mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık, vb. sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi” kapsar. Tüketici işleminden kaynaklanan uyuşmazlığın veya sözleşmenin TTK’nun 4 ve 5. madde hükümleri kapsamında kalan kanunda özel olarak düzenlenen ve ticari dava sayılan bir sözleşmeden kaynaklanmasının herhangi bir önemi yoktur. Aynı kanunun 49. maddesine göre; “Finansal hizmetler, her türlü banka hizmeti, kredi, sigorta, bireysel emeklilik, yatırım ve ödeme ile ilgili hizmetleri ifade eder. Finansal hizmetlere ilişkin mesafeli sözleşme, finansal hizmetlerin uzaktan pazarlanmasına yönelik olarak oluşturulmuş bir sistem çerçevesinde, sağlayıcı ile tüketici arasında uzaktan iletişim araçlarının kullanılması suretiyle kurulan sözleşmelerdir.” Kanunun 83/2. maddesine göre; “Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer konularda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez”. Kanunun 73/1. maddesinde ise; “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda Tüketici Mahkemeleri görevlidir” düzenlemesi yer almaktadır. Göreve ilişkin kurallar kamu düzeninden olduğundan yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilir.
Somut olayda davacının bankada bulunan mevduat hesabından internet bankacılığı yoluyla bilgisi ve rızası dışında eft yapılmasını ileri sürmesi karşısında yapılan işlem bankacılık işlemi niteliğindedir. Davacı ise tacir sıfatına haiz değildir. Bu durumda davacı tüketici, yapılan bankacılık işlemi ise tüketici işlemi niteliğindedir.
Hal böyle olunca, dava konusu bankacılık işleminin tüketici işlemi olduğu, davacının tacir sıfatının bulunmadığı, davaya bakma görevinin tüketici mahkemesine ait olduğu gözetilerek göreve ilişkin dava şartı gerçekleşmediğinden davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir (Emsal: Ankara BAM 21. HD.’nin 10/02/2022 tarih ve 2021/906 E., 2022/124 K. sayılı ilamı).
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava dilekçesinin HMK 114/1-c,115/2 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı yokluğundan usulden reddine,
2-HMK 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal 2 haftalık sürede talep edilmesi halinde dosyanın görevli ANKARA NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-HMK 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
4-Süresinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek yargılama giderlerinin hüküm altına alınmasına,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 10/05/2022