Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/672 E. 2022/775 K. 08.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/672 Esas – 2022/775
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/672 Esas
KARAR NO : 2022/775

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 19/08/2021
KARAR TARİHİ : 08/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 02/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı kurumun bir kamu iktisadi teşebbüsü olduğunu, bina ve eklentilerinin güvenliğine dair işlerin ihale yöntemiyle özel güvenlik şirketlerinden satın alındığını, güvenlik hizmetinde ihale edilen her bir yüklenici firmanın ihale konusu hizmeti yürütmek üzere çalıştıracağı işçileri kendilerinin belirlediğini, söz konusu firmalarla yapılan sözleşmeler gereği işe alma ve işten çıkarma yetkileri ile bundan doğacak sorumluluğunun bu firmalara ait bulunduğunu, dava dışı … tarafından ikame edilen dava neticesinde 38.856,19 TL işçilik alacağının davacı kurum tarafından dava dışı işçiye ödendiğini, davacı kurum tarafından dava dışı güvenlik görevlisi tarafından davaya konu edilen ve dava sonucunda ödenen bedelin dava dışı güvenlik görevlisini hizmet alım sözleşmeleri kapsamında bünyesinde çalıştıran yüklenici firmalardan sorumlulukları oranında rücuen tahsilinin gerektiğini bildirerek, davacı kurum tarafından dava dışı …’ya mahkeme kararıyla ödenmek zorunda kalınan 38.856,19 TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren davalı şirketlerden imzaladıkları sözleşmeler gereği sözleşme faizleri ile birlikte, sözleşmede hüküm bulunmayan hallerde avans faizi ile sorumlulukları oranında tahsiline, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı taraflara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; İş Kanunu gereğince müteselsil sorumluluğun esas olduğunu, davacı tarafından yapılan ödemeye dair bildirimde bulunulmadığını, taraflar arasındaki sözleşmede asıl işverenin rücu edebileceğine dair bir hüküm olmadığını, ihale yapılırken de kıdem tazminatı vs. ödemesi yapılmadığını, davacının kusuruna dayanan davalarda rücu imkanının olmadığını, kusur incelemesi yapılmasının gerektiğini, talebin zamanaşımına uğradığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, hizmet alım sözleşmesinden kaynaklanan rücu alacağının tahsili istemine ilişkindir.
Taraf delilleri toplanmış, eldeki davaya konu alacağın dayanağı olan … 2. İş Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyası ve onunla bağlantılı … 3. İcra Dairesi’nin … sayılı takip dosyası sureti, ödeme dekontları, SGK kayıtları, taraflar arasındaki sözleşme ve ekleri dosyaya kazandırılmış; davalı şirketlerin sorumluluk miktarlarının belirlenmesi yönünden bilirkişiden rapor alınmıştır.
Bilirkişi tarafından düzenlenen bila tarihli raporda, “her davalı bakımından ayrı ayrı 19.428,10 TL olmak üzere toplam 38.856,19-TL’nin iadesinin talep edilebileceği, davacının faiz istemi ile ilgili olarak; … Ltd. Şti. için 17.051,21 TL’ye 10.09.2020 ödeme tarihinden, 1.991,89 TL’ye 07.09.2020 ödeme tarihinden, 385,00 TL’ye 26.10.2020 ödeme tarihinden, … Ltd. Şti için 17.051,21 TL’ye 10.09.2020 ödeme tarihinden, 1.991,89 TL’ye 07.09.2020 ödeme tarihinden, 385,00 TL’ye 26.10.2020 ödeme tarihinden itibaren faiz işletilebileceği” yönünde kanaat bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, kayıt ve belgeler ile dosya kapsamına ve yerleşik Yargıtay içtihatlarında öngörülen kıstaslara uygun, gerekçeli ve denetime elverişli olmakla hükme esas alınmasının mümkün olduğu değerlendirilen bilirkişi raporu birlikte değerlendirilerek; hizmet alım sözleşmelerinin, ihale şartları ile belirlenen işin sözleşmede kararlaştırılan bedel ile yapılmasının üstlenildiği sözleşmeler olduğu, bu sözleşme türünde yüklenicinin ediminin, hizmetin kendi işçisi ile yerine getirilmesi, işverenin edimi ise sözleşme bedelinin ödenmesi olduğu, sözleşme kapsamında yapılması gereken işin yüklenici işçisi tarafından yerine getirildiği, iş aktinin yüklenici ile işçi arasında yapıldığı hususunun ihtilaflı olmadığı ve SGK kayıtlarının da bu hususu doğruladığı, hizmet alımı tip sözleşmelerinde işverenin, yüklenici tarafından çalıştırılan işçinin ücretinin ödenmesi, sosyal haklarının takibi gibi denetim dışında işçiye karşı bir sorumluluğunun bulunmadığı, işveren ile yüklenicinin İş Kanunu’na göre işçiye karşı müteselsilen sorumlu olmasına rağmen rücu ilişkisinde taraflar arasında imzalanan sözleşmenin uygulanmasının sözleşme hukukunun en temel ilkelerinden olduğu, işçilik alacakları işveren tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması hususları nazara alındığında davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulünün gerektiği, kaldı ki taraflar arasında imzalanan Hizmet Alımına İlişkin Sözleşmelerin 8.2 maddesine göre de ihale dökümanları arasında çelişki veya farklılık olması halinde Hizmet İşleri Genel Şartnamesi hükümlerinin 1. sırada uygulanmasının gerektiğinin belirtildiği, Hizmet İşleri Genel Şartnamesine göre de yüklenicinin iş verdiği alt yüklenicilerin gündelikçi, haftalıkçı veya aylıkçı olarak işyerinde çalıştırdığı işçi, personel ve teknik elemanların tamamı da yüklenicinin elemanları hükmünde olup bunların ücretlerinin ödenmesinden doğrudan doğruya yüklenicinin sorumlu olacağının kararlaştırıldığı, yine sözleşmenin eki teknik şartnamenin 5. maddesi ile de işçilik alacaklarından sorumluluğun yüklenicide olduğunun açıkça kararlaştırıldığı, sözleşmede işçi hak ve alacakları nedeniyle açıkça yüklenicinin (alt işveren davalıların) sorumlu olacağı belirtilmiş olup, tarafların serbest iradeleri ile düzenlemiş oldukları sözleşme ve şartname hükümleri tarafları bağlayacağı (Emsal: Yargıtay 6 HD.’nin 11/10/2021 tarih ve 5092/747 sayılı ilamı), bu bağlamda davacı işverenin, hükme esas alınmasına karar verilen bilirkişi raporunda hesaplanan toplam 38.856,19 TL’nin tamamını, davacı işverene karşı adi ortaklık olarak sorumluluk altına giren davalılardan birlikte sorumlu oldukları döneme göre müştereken ve müteselsilen tahsilini talep edebileceği sonuç ve kanaatine varılmıştır. Bu arada, davalılar vekilince zamanaşımı itirazında bulunulmuş ise de, eldeki davada taraflar arasındaki ilişki hukuki nitelikçe “hizmet temini (alım) sözleşmesi” olup; kendine … özellikleri olan bu sözleşme türü için zamanaşımı süresini düzenleyen ayrık bir hüküm de bulunmadığından, TBK’nın zamanaşımı ile ilgili genel hükmü olan 146. maddesi gereğince 10 yıllık zamanaşımı süresi uygulanması gerektiğinden (Emsal: Yargıtay 23. HD’nin 20/02/2017 tarih ve 2016-8129/479 sayılı ilamı) ve dava tarihi itibariyle zamanaşımı da dolmadığından zamanaşımı itirazının da reddine karar vermek gerekmiştir. Temerrüt tarihi bakımından ise … 2. İş Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasından yapılan yargılamada davalıların da taraf olup zarardan haberdar oldukları nazara alınarak ödeme tarihlerinden itibaren avans faizi talep edilebileceği sonuç ve kanaatine varılmış olup somut olarak, 38.856,19 TL’nin 34.102,42-TL’sinin 10/09/2020 ödeme tarihinden, 3.983,78-TL’sinin 07/09/2020 ödeme tarihinden, 770,00-TL’sinin 26/10/2020 ödeme tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile 38.856,19-TL’nin; 34.102,42-TL’sinin 10/09/2020 ödeme tarihinden, 3.983,78-TL’sinin 07/09/2020 ödeme tarihinden, 770,00-TL’sinin 26/10/2020 ödeme tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Alınması gereken 2.654,26 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 2.594,96 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan 59,30 TL başvuru harcı, 663,57 TL peşin harç olmak üzere toplam 722,87‬ TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 279,50 TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.279,50 TL olan yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar yönünden karar tarihindeki AAÜT uyarınca 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
6-6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereği Adalet Bakanlığı tarafından karşılanan ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk Ücret Tarifesinde belirtilen arabuluculuk ücreti karşılığı olan 1.320,00 TL arabulucu ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Davalı tarafından sarfedilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 08/11/2022