Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/634 E. 2023/312 K. 03.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.

13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/634 Esas
KARAR NO : 2023/312

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … –
VEKİLLERİ : Av. … – …
Av. … – ….
DAVALILAR : 1- … – … …
2- … – …
VEKİLLERİ : Av. … – …
Av. … –

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/03/2015
KARAR TARİHİ : 03/05/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 04/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;

DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket ile müvekkili şirket arasında 25.05.2011 tarihinde 5 yıl süreli akaryakıt bayilik sözleşmesinin akdedildiği ve bu sözleşme akabinde davalı müvekkili şirketin bayisi sıfatı ile ürün satım hakkına haiz olduğu için yıllık satış taahhüdü verdiğini, diğer davalı …’un ise sözleşme ekinde imzaladığı kefaletname ile davalı şirket lehine kefalet limiti dahilinde müştereken ve müteselsilen kefil olduğunu, söz konusu bayilik sözleşmesi gereğince üzerine tüm sorumlulukları eksiksiz yerine getiren müvekkili şirketin, davalının istasyonuna ariyet sözleşmesi ile teslim edilen kurumsal kimlik giydirme ve otomasyon kurulumu için toplam 11.738 USD+KDV tutarında masraf ile yatırım yaptığını, müvekkili şirket tarafından …. Noterliği vasıtasıyla keşide edilen 24.02.2014 tarih ve … yevmiye numaralı ve 01.11.2013 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnameler ile “Taahhütname ile taahhüt edilen yıllık mal alım miktarının gerçekleştirilmediği, yıllık taahhüdün ihtarnamenin tebliğinden itibaren 7 gün içinde kapatılması ve imza ile bağlı olduğu belirlenen taahhütlere uyulması gerektiği, aksi halde sözleşmeden ve kanundan doğan tüm yasal yollara başvurulacağı ihtar edildiği, akabinde müvekkili şirket ile 2015 tarihinde yürürlüğe gireceği kararlaştırılan yeni bir akaryakıt bayilik sözleşmesi akdedildiğini, müvekkili şirketin davalı yanın talebi üzerine akdedilen ve 201 yılında yürürlüğe gireceği kararlaştırılan bayilik sözleşmesinin nizasız ve fasılasız devam edeceğine güvenerek … kain gayrimenkul üzerine müvekkili şirket lehine tesis edilen ipoteğin fekkini gerçekleştirdiğini, ancak davalı yanın 30.01.2014 tarih ve … yev. nolu fesih ihtarnamesi ile akaryakıt bayilik sözleşmesinin haksız ve gerekçesiz feshi kötü niyetini açıkça ortaya koyduğunu, müvekkili şirketin yapılan bayilik sözleşmesi gereğince üzerine düşen tüm sorumlulukları eksiksiz yerine getirdiğini, davalı şirketin ise sözleşme ve alım taahhütnamesinin imzalandığı tarihten dava tarihine kadar üzerine düşen yükümlülüğü eksik ifa etmiş eksik mal alımı ve akaryakıt bayilik sözleşmesinin haksız feshi ile bizzat imzalamış olduğu bayilik sözleşmesi ve taahhütname gereği müvekkili şirketin kar kaybına sebep olduğunu, ayrıca müvekkili şirketin cezai şart alacağının doğduğunu, gerek kar mahrumiyetine ilişkin gerekse cezai şarta ilişkin kesin ve net meblağ, yargılama sırasında yapılacak bilirkişi incelemesi neticesinde ortaya çıkacağını belirterek, ariyet sözleşmesinden doğan alacak ve sair talep hakları ile dava tarihinden sonraki ileriye dönük ve fazlaya ilişkin her türlü yasal hakları saklı kalmak, tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile dahi yanlışlıklar müstesna olmak üzere, bayilik sözleşmesi ve satış taahhüdüne istinaden şimdilik, kar mahrumiyetinden kaynaklı zararın 5.000,00 TL’si ile cezai şartın 5.000,00 TL’si olmak üzere toplamda 10.000,00 TL’nin, davalılardan … ‘un kefalet limiti de gözetilerek müştereken ve müteselsilen, …. Noterliği tarafından keşide edilmiş olan … yevmiye nolu, 24.02.2014 tarihli ihtarnamenin mutahata tebliğ tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte tazminine, yargılama masrafları ve ücreti vekaletin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dava dilekçesinde göstermiş olduğu delillerin dilekçe ekinde sunulmadığını, söz konusu eksikliğin tamamlatılmasını, aksi takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiğini, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 107 ve 109 maddelerine göre, davacının cezai şart ve kar mahrumeyiti yönünden talebinin kısmi dava yasağına aykırılık teşkil ettiğini, davacı tarafın göndermiş olduğu ihtarnamelerde müvekkili şirketin toplamda 218.353 USD cezai şart ve alacağı olduğunu iddia ettiğini, taraflar arasında imzalanan 25.05.2011 tarihli taahhütnameden de anlaşıldığı üzere cezai şart tutarı 100.000 USD olarak maktu bir şekilde belirlendiğini, bununla birlikte davacı tarafın, taraflar arasındaki alım-satım şartları doğrultusunda kar mahrumiyetini de hesaplayabildiğinden 01.11.2013 tarihli ihtarnamesinde 43.659,50 USD 24.02.2014 tarihli ihtarnamesinde 118.353 USD kar kaybının olduğunu iddia ettiğini, sonuç olarak hem cezai şart hem de kar mahrumiyeti tutarı, taraflar arasında imzalanan taahhütnameye göre maktu olarak belirlendiğini, müvekkili şirket ile davacı şirket arasındaki 25.05.2011 tarihinde akaryakıt bayilik sözleşmesi imzalandığını, iş bu sözleşmeler gereğince sözleşme süresince müvekkili şirket münhasıran davacı şirkete ait akaryakıt ürünlerini sattığını, müvekkili şirket ile davacı şirket arasında akaryakıt bayilik sözleşmesi devam ederken, davacı şirket tarafından …. Noterliğinin 01.11.2013 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname gönderildiğini, ihtarnamede, müvekkili şirketin faaliyet gösterdiği istasyona kurumsal kimlik malzeme ve ekipmanlarının kurulumu yönünde çalışma yapıldığını ve bunların bedelinin ödenmesi gerektiğini ayrıca eksik alım sebebiyle akaryakıt bayilik sözleşmesinin başladığı tarihten itibaren cezai şart ödenmesinin talep ve ihtar edildiğini, müvekkili şirketin söz konusu ihtarnameye, kurumsal kimlik çalışmalarının …’nun … sayılı kararı gereğince dağıtım şirketlerinin yükümlülüğünde olması sebebiyle bedelinin bayilerden talep edilemeyeceğini bildirerek yanıt verdiğini, davacı tarafın müvekkili ile akaryakıt bayilik sözleşmesinin devam edeceği düşüncesi ile müvekkile ait taşınmazdaki ipotek şerhini kaldırdığını, müvekkilinin ise kötü niyetli davranarak ipoteğin kaldırılmasından sonra akaryakıt bayilik sözleşmesini feshettiğini belirttiğini, dilekçe ekinde sunulan …. Sayılı 14.07.2014 tarihli kararından da görüleceği üzere davacı şirketin, ipoteğin davanın açılmasından sonra kaldırdığını, ipoteğin kaldırılması üzerine davanın konusuz kalması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığna karar verildiğini, tüm bu nedenlerle yersiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

GEREKÇE:
Dava; sözleşmenin haksız feshi nedeniyle mahrum kalınan kar ile cezai şartın tahsili talebine ilişkindir.
Davacı vekili ;davalı şirket ile 25.5. 2011 tarihli 5 yıl süreli akaryakıt bayilik sözleşmesinin imzalandığını, diğer davalının müşterek ve müteselsil kefil olduğunu,1.11.2013 ve 24.2.2014 tarihli ihtarnameler ile taahhüt edilen yıllık mal alımı gerçekleştirilmediğinden taahhüde uyulması aksi taktitde yasal yollara başvurulacağının ihtar edilip ardından 2015 yılında yürülüğe girecek olan sözleşmenin imzalandığını, ancak davalı şirketin 30.1.2014 tarihinde sözleşmeyi haksız ve gerekçesiz olarak kötü niyetle fesh ettiğini, taahhütname gereği eksik sattığı mal için kar kaybının olduğu ve cezai şart alacağının doğduğu ileri sürülerek eldeki davayı açmıştır. Davalılar vekili; davacı ile bayilik sözleşmesidevam ederken 1.11.2013 tarihli ihtarnamenin gönderildiğini; kurumsal kimlik çalışmalarının … nın … sayılı kararı gereği dağıtım şirketlerinin yükümlülüğünde olduğunu,bedelinin bayilerden istenemeyeceğini, cezai şart talebinin TBK 179.maddesine aykırı olduğunu, davacının ifayı kabul etmiş olması nedeniyle cezai şart isteyemeyeceğini,ürün vermeye devam ettiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.Taraflar arasındaki uyuşmazlık, feshin haklı olup olmadığı ,kar mahrumiyeti ve cezai şart istenip istenemeyeceğinin tespitine ilişkindir. İlgili sözleşme,Taahhütname, ihtarnameler celp edilmiş, davacı defterleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemeleri sonucu alınan ilk raporda sözleşmenin haklı fesh edilmediği gerekçe gösterilerek hesaplamamların yapıldığı görülmüştür. İtirazlar üzerine yeni bir heyetten defterler ve dayanak faturalar incelenerek rapor alınmış, davalının 26.11.2013 tarihli ihtarla sözleşmeden 2.5 yıl sonra eksik alım ve cezai şart istenmesinin bayilik sözleşmesinin devamını engelleyen bir durum olduğu gerekçe gösterilerek 25.5.2011 tarihli akaryakıt sözleşmesinin fesh edildiği, bayinin fesh iradesini yani ihtarnamesinin düzenlendiği 26.11.2013 tarihinde sözleşmenin fesh edildiğini,25.5.2011 tarihli taahhütnamede eksik ürün alımı halinde eksik ton başına ödeme tarihindeki … döviz satış kuru üzerinden 50 USD karşılığı TL ve madeni yağ için 250 USD karşılığı TL kar mahrumiyeti ödenmesinin düzenlendiği, ancak davalının bilirkişi tarafından sözleşmeden sonra tespit edilen 1. ve 2.dönem için ihtirazi kayıt koymadan mal vermeye devam ettiği, fesih ile sona eren 3. dönemiçin kar mahrumiyeti talebinde bulunabileceği, cezai şart talebinin haksız feshe dayandırıldığı ancak sözleşmenin 13.maddesinde davacının haklı feshi halinde istenecek cezai şartın düzenlendiği,bayinin feshi ile ilgili bir düzenlemenin bulunmadığı, ayrıca davalıya gönderilen 1.11.2013 tarihli ihtarnamede ticari anlaşma ve çalışma koşullarının tek taraflı olarak değiştirileceği ibaresinin davalı bayi için belirsiz ve riskli bir durum yaratması nedeniyle feshin haklı olduğu, davalı… yönünden kefalet limitine kadar sorumluluğunun bulunduğu, davacının bedel arttırımı talebinin olduğu gözetilerek ihtimalli olarak düzenlenmiş olan son rapordaki davacının çekincesiz olarak mal satmaya devam etmesi nedeniyle yerleşmiş … uygulamaları da gözetilerek sadece fesih tarihi itibarı ile 3. döneme ilşkin kar mahrumiyetini isteyebileceği, cezai şart dayanağının sözleşmede yer almadığı gibi sözleşmenin haklı olarak fesh edildiği kanaati ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş;taraf vekillerinin istinafı üzerine mahkeme kararı … … sayılı ilamı ile ” Davalı feshinin haklı olmadığı, talep edilen kar mahrumiyetinin ifaya eklenen cezai şart mahiyetinde olduğu, feshin haklı olduğu kabul edilerek kar mahrumiyetine hükmedilmesinin karar gerekçesi ile çelişkili olduğuna dayanılarak kaldırılmış, bilirkişilerden yeniden rapor alınmıştır. Davacı vekili daha önceki ıslah talebi doğrultusunda karar verilmesi talebinde bulunmuştur. Kaldırma kararı doğrultusunda davalı feshinin haklı olmadığı kabul edilerek önceki kararda açıklandığı ve davacının bu konudaki talebi gözetilerek kar mahrumiyeti alacağının sözleşmenin sürdüğü dönem itibarı ile ve son dönem ile sınırlı olarak 21.573,23 TL olduğu ve kar mahrumiyetinden indirim yapılamayacağından bu miktar üzerinden karar verilmiştir.. Cezai şart alacağı yönünden inceleme yaptırılmış ise de ;Taahhütnamenin 1. maddesi uyarınca sözleşmenin devamı sırasında herhangibir hükmün iptali … nedeniyle cezai şart ödenmesi kararlaştırılmış olup sözleşme ayakta olmadığından bu maddeye dayanılarak talepte bulunulamayacağı, sözleşmenin 13. maddesi ise ; davacı … İn sözleşmeyi haklı nedenle feshi halinde cezai şart isteyebileceği kararlaştırılmış olup, haklı nedenle olmasa da feshin davalı tarafça yapıldığı bu maddeye dayanılarak da cezai şart istenemeyeceği gözetilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:
1-Kâr mahrumiyeti talebinin kabulü ile 21.573,23 TL’nin 06.03.2014 tarihinden avans faizi ile davalılardan kefil … için kefalet limitleri ile sınırlı olmak üzere müştereken ve müteselsilen tahsiline,
2-Cezai şarta yönelik talebin reddine,
Alınması gereken 1.473,66 TL harcın peşin alınan 2.157,94 TL harçtan düşümü ile fazla kalan 684,28 TL harcın davacıya iadesine,
Davacı tarafından yatırılan toplam 1.501,36 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı taraf kendisini vekille temsil ettiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince belirlenen 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı taraf kendisini vekille temsil ettiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince belirlenen 15.166,08 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan kabule göre hesaplanan 647,39 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı tarafından yapılan masraf olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Karar kesinleştiğinde artan avansın iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu usulen tefhim kılındı. 03/05/2023

Katip …

Hakim …