Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/610 E. 2022/137 K. 22.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA …ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/610 Esas – 2022/137
T.C.
ANKARA
…ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/610 Esas
KARAR NO : 2022/137
DAVA : İtirazın iptali
DAVA TARİHİ : 24/01/2018
KARAR TARİHİ : 22/02/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 06/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile … Turizm Taşımacılık İnşaat Tem. Teks. ve Emlak San. Tic. Ltd. Şti arasında genel kredi sözleşmesinin imzalandığını, … …’nın bu sözleşmede müşterek ve müteselsil kefıl sıfatı ile kefil olduğunu, dava dışı asıl borçluya teminat mektuplarının kullandırıldığını, çeklerin karşılıksız çıktığını ve kanuni karşılıklarının ödenmek durumunda kalındığını, muaccel olan tüm risklerin ödenmesi için Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası kapsamında şirket ile müşterek ve müteselsil kefiller aleyhine takip yapıldığını, davalı bu kefilin borca haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini bildirmiş, açıklanan nedenlerle itirazının iptaline, takibin devamına, alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalıya dava dilekçesi usulüne uygun tebliğ edilmiş ise de, davalı yasal süre içerisinde davaya cevap vermemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, genel kredi sözleşmesi kapsamında kullanım ve geri ödemelerin yapılmamasından kaynaklı davalı müşterek ve müteselsil kefile yöneltilen alacağın tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptaline ilişkindir.
Ankara …İcra müdürlüğünün … sayılı takip dosyasının yapılan incelemesinde; 16/06/2016 tarihinde yapılan ilamsız icra takibinde davacı banka tarafından davalılar … Turizm…. Ltd. Şti., … Yapı Emlak…. Ltd. Şti., … İnşaat … Ltd.Şti , … ve davalı … … aleyhine 80.085,00 TL teminat mektubu depo talebi, 605,00 TL işlemiş gecikme faizi, 1.635,00 TL komisyon bedeli, 18.705,00 TL masraf ve 11.700,00 TL çek kanuni karşılığı olarak tazmin edilen miktar olmak üzere toplam 112.730,00 TL’nin tahsilinin talep edildiği, ödeme emrinin davalı borçluya 04/08/2017 tarihinde tebliğini takiben davalı borçlunun 11/08/2017 tarihinde borcun tamamına itiraz ettiği ve takibin bu aşamada davalı yönünden durdurulduğu görülmüştür.
Davada uyuşmazlığın, dava dışı şirkete kullandırılan genel kredinin hitam olup olmadığı, borç var ise müşterek ve müteselsil kefaletten sorumluluğun bulunup bulunmadığı ve var ise davalıdan talep edilip edilemeyeceği, depo veya borç miktarının takip tarihi itibariyle belirlenmesi, diğer takip dosyaları ve tahsilatların var ise karşılaştırılması, özetle, davacının davalıdan davaya dayanak takipte ne miktar talep edebileceği hususunun araştırılması noktasında olup yasal 1 yıllık süre içerisinde açılan itirazın iptaline dair işbu davanın esasının incelenmesine geçilmiştir.
Düzenlenen genel kredi sözleşmesi ve çek zorunlu karşılıklarına ilişkin yapılan ödemeler tutarı ve yine deposu talep edilen teminat mektuplarındaki riskin gerçekleşmesine dair dekont ve ödemeler banka tarafından sunulmuş, bir bölümü getirtilmiş ve dosyaya eklenmiştir.
Genel kredi sözleşmesindeki kefalet olgusu araştırılmış, bu yönden davalı isticvap edilmiştir. Yanlar arasında genel kredi sözleşmesinin düzenlendiği ve kefalet hükümlerinin geçerli bulunduğu konusunda uyuşmazlık olmadığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce konusunda uzman bir bankacı bilirkişiye dosya tevdii edilmiş, bilirkişiye banka kayıt ve belgeleri üzerinde inceleme ve araştırma yetkisi verilerek rapor alınmış, dosyaya eklenmiştir.
Bilirkişi asıl raporunda özetle, davacı bankanın teminat mektubu tazmininden komisyon ve masraf tutarından oluşan alacağına mevcut sözleşme uyarınca çek kanuni karşılıklarının ödenmesinden kaynaklı olduğu iddia edilse de gerçekte tazmin edilen teminat mektubu bedeli olan 11.700,00 TL, 1.635,00 TL komisyon, 18.429,33 TL masraf olmak üzere toplam 31.764,33 TL asıl alacak , 605,00 TL işlemiş faiz toplamı kadar alacaktan takip tarihi itibariyle sorumlu olacağının hesaplandığı ve dava tarihinden itibaren asıl alacağın %20,50 oranında faiz ve faizin %5’i oranında bsmv ile sorumlu bulunduğu açıklanmış ise bu rapora davacı yanın itiraz ettiği ve bir adet teminat mektubunun da nakte çevrildiğini açıklamakla ek rapor alınmasına karar verilmesi gerekmiştir.
12/06/2020 tarihli ek bilirkişi raporunda özetle; dava dışı asıl borçluya davacı bankanın toplam tutarı 88.495,32 TL olan 4 adet teminat mektubu düzenlediği, bunlardan 38.397,66 TL’lik mektubun ödenerek yargılama sırasında tazmin edildiği ve yine diğer muaccel konumdaki alacaklar toplamının asıl raporda bildirilen miktarlarda olduğu hususları açıklanmıştır.
Mahkememizce verilen 06/10/2020 tarih ve 2018/59 Esas, 2020/439 Karar sayılı kararda özetle; bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle davacının davaya dayanak takip talebinde, çek kanuni karşılıklarının ödenmesinden kaynaklı talep gibi açıklansa da 11.700,00 TL’lik tazmin edilmiş teminat mektubu bedellerinin muaccel alacak kapsamında bulunduğu, takipte alacak olarak bildirildiği ve talep edildiği, bundan ayrı yapılan masraf tutarının ve işleyen komisyon bedeli dahil toplam 31.764,33 TL’nin davacı banka tarafından davalıdan faiziyle birlikte talep edilebileceği, depo talebi kapsamında davalı kefilin tazmin edilen teminat mektubu bedeli kadarını davacı banka hesabına depo etmesinin dava tarihinden sonra alacak kapsamında yerinde görülerek takip talebindeki davacının isteğine bağlı kalındığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalının takibe itirazının 31.764,33 TL asıl alacak ve 605,00 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 32.369,33 TL yönünden iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %20,50 oranında temerrüt faizi ve faizin %5’i oranında BSMV işletilmesine, riski gerçekleşen depo talebi isteğinden 38.397,66 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, kabul edilen alacağın %20’si oranında hesaplanan 6.473,86 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalının tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Mahkememiz kararına karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi’nin 23/09/2021 tarih ve 2021/7 Esas, 2021/1047 sayılı ilamında; “Dava; genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. 6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede; 6100 sayılı HMK’nın 297 ve 298. maddeleri uyarınca mahkeme kararları, asgari olarak iki tarafın iddia ve savunmalarının özetlerini, incelenen maddi ve hukuki olayın özünü, mahkemeyi sonuca götüren gerekçelerin neler olduğu hususlarına itibar etmelidir. Anayasanın 141/III. maddesi hükmü de mahkeme kararlarının gerekçeli olması gerektiğini düzenlemektedir. Dolayısıyla gerekçe, bir hükmün olmazsa olmaz unsurudur. Taraflar, ancak kararlara konulması gereken gerekçeler sayesinde hükmün hangi maddi ve hukuki nedene dayandırıldığını anlayabilirler. Ayrıca, karar aleyhine yasa yollarına başvurulduğunda da inceleme sırasında gerekçe sayesinde kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığı denetlenebilir. Diğer bir anlatımla, kanun yolu incelemesi kararın somut olaya uygun gerekçe taşıması halinde mümkün olabilir. Dava konusu icra takip talebinde toplam 32.645,00 TL nakit alacağın ödenmesi, 80.085,00 TL gayri nakit alacağın depo edilmesi talep edilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilerek 31.764,33 TL asıl alacak, 605,00 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 32.369,33 TL’ye yönelik itirazın iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, riski gerçekleşen depo talebi isteğinden 38.397,66 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Mahkeme hüküm kısmında fazlaya ilişkin nakit ve gayri nakit alacağın reddedildiği belirtilmiş ise de, karar gerekçesinde nakde dönüşen teminat mektubu bedeli dışında kalan bakiye 41.687,34 TL gayri nakit alacağın depo edilmesi talebinden davalı kefilin hangi gerekçelerle sorumlu olmadığı hususu açıklanmamıştır. Bir başka anlatımla reddedilen gayri nakit alacak yönünden mahkeme kararı gerekçesizdir. Öte yandan 6100 sayılı HMK’nun 297/2. maddesi “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” düzenlemesini içermektedir. Davacı yan dava dilekçesinde nakdi ve gayrı nakdi alacağa yönelik başlatılan icra takibine davalının haksız itirazının iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Bir başka anlatımla davacının dava dilekçesinde icra takibi dışında, nakde dönüşen gayri nakti alacağın ayrıca tahsil edilmesi yönünde bir talebi bulunmamaktadır. Mahkemece ise, takip tarihinden sonra nakde dönüşen 38.397,66 TL gayrinakit alacak yönünden davalının sorumlu olduğu belirtilerek 38.397,66 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Bu durum itirazın iptali kararının sonucu olan takip dolasıyla gayri nakit alacağın tazmin edilmesi halinde tahsil kararından ayrı bağımsız bir tahsil kararı niteliğini taşımakla HMK’nun 26. maddesi uyarınca talep aşımı niteliğinde olduğu gibi infazda tereddüt yaratacak nitelikte olduğundan re’sen gözetmek gerekmiştir. Tüm bu nedenlerle davacı vekilinin diğer istinaf itirazları incelenmeksizin istinaf başvurusunun kamu düzenine aykırılık gözetilerek kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve taktiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. KARAR:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kamu düzenine aykırılık gözetilerek 6100 Sayılı HMK’nın 353/(1)-a.6 maddesi gereğince KABULÜNE, sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 2-Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/10/2020 tarih ve …. Karar sayılı kararının kamu düzenine aykırılık gözetilerek KALDIRILMASINA, …” denilmek suretiyle mahkememizce verilen kararın kaldırılması üzerine dosya yeniden ele alınmıştır.
Mahkememizce yeniden yapılan inceleme neticesinde; tüm dosya kapsamı, gerekçeli ve denetime elverişli olduğu değerlendirilen bilirkişi raporları birlikte değerlendirilerek, usuli kazanılmış haklar gözetilerek ve taleple bağlı kalınmak suretiyle; davacı tarafından icra takibine konu edilen nakdi alacak istemi yönünden, tazmin edilen teminat mektubu bedeli olan 11.700,00 TL, 1.635,00 TL komisyon, 18.429,33 TL masraf alacağı olmak üzere toplam 31.764,33 TL asıl alacak, 605,00 TL işlemiş faiz toplamı kadar davacının davalıdan alacaklı olduğu, davacı tarafından icra takibinde olduğu gibi tazmin edilen teminat mektup bedeli, komisyon ve masraf alacağından oluşan ve mahkememizce 31.764,33 TL kadar olduğu belirlenen asıl alacak kısmı bakımından takip tarihinden itibaren yıllık %20,50 oranında gecikme faizi talep edilmesinin taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine uygun olduğu değerlendirilerek, takibin 31.764,33 TL asıl alacak, 605,00 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 32.369,33 TL üzerinden aynı koşullarda devamına karar vermek gerekmiştir. Davacı tarafından icra takibinde talep edilen gayrinakdi alacak yönünden konuya bakıldığında ise; davalı kefilin kefalet imzasının bulunduğu davaya konu genel kredi sözleşmesinin gerek kefaletin hükümlerini düzenleyen 20.1 vd. maddelerinde gerekse diğer maddelerinde kefilin gayrinakdi krediden sorumlu olduğuna dair açık bir hükmün yer almadığı, emsal nitelikteki Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12.03.2020 tarihli ve 2017/11-36 Esas-2020/290 Karar sayılı ilamında belirtilen ilkeler de gözetilerek, gayrinakdi kredi nedeniyle asıl borçlunun yükümlülüklerinin kefilin kendi hakkında da uygulanacağını genel bir ifade ile kabul etmesinin, kefili teminat mektubu veya çek bedelini depo etme yükümlülüğü altına soktuğunu iddia etmenin, kanun koyucunun kefili koruma amacı ile çelişeceği, zira kefaletin kendisi tıpkı depo gibi bir teminat olduğundan ve kefil açıkça teminat mektubu veya çek bedelini ayrı bir garanti sözleşmesi ile garanti etmedikçe kefilin iradesinin dar olarak yorumlanmasının uygun olacağı, bu durumda davalının müteselsil kefil olarak imzaladığı sözleşmede açıkça teminat mektubunu veya çek bedelini depo etme yükümlülüğü bulunmadığından depo talebinden davalı kefilin sorumlu olmadığının kabulü gerektiği sonucuna varılarak, davacının gayri nakdi alacağın depo edilmesi talebine dair itirazın iptali isteminin reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Davacının icra inkar tazminatı istemine gelince; itirazın iptâli davasında İcra İflas Kanunu’nun 67/II maddesi hükmünce borçlunun icra inkâr tazminatı ile sorumlu tutulabilmesi için alacağın likit ve borçlunun itirazının da haksız olması gerekir. Mevcut hukuki durum karşısında davalının takibe itirazının haklı olmadığı sabit olup takibe konu alacak ve ferilerin genel kredi sözleşmesinden kaynaklandığından likit (bilinebilir, belirlenebilir) nitelikte olması sebebiyle (Emsal: Y. 19 HD., 28/01/2019 tarih, 2012-13774/1542 sayılı kararı) davacı lehine hükmolunan asıl alacağın %20’si olan 6.473,86-TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesi; davalının kötü niyet tazminatı istemine gelince, davacının davaya konu icra takibinde kötü niyetli olduğunun ispatlanamadığı gözetilerek davalının kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmış olup son tahlilde aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın kısmen kabulü ile;
1-Davalının Ankara …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takibe itirazın 31.764,33 TL asıl alacak, 605,00 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 32.369,33 TL üzerinden iptali ile takibin bu miktar üzerinden aynı koşullarda devamına, fazlaya dair istemin reddine,
2-Davacının gayri nakdi alacağın depo edilmesi talebine dair itirazın iptali isteminin reddine,
3-Kabul edilen alacağın % 20’si oranında hesaplanan 6.473,86 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalının kötü niyet tazminatı isteminin reddine,
5-Nakit alacak yönünden alınması gereken 2.211,14 TL harçtan peşin alınan 1.925,15 TL’nin mahsubu ile bakiye 285,99‬ TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-Gayri nakit alacak yönünden alınması gereken 80,70 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
7-Nakit alacak yönünden davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT’ne göre 5.100,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Nakit alacak yönünden davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT’ne göre 275,67 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Gayrinakit alacak yönünden davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT’ne göre 5.100,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,

10-Davacı tarafça istinaftan önce yapılan 1.942,20 TL yargılama gideri ile daha sonra davacı tarafından yapılan, 11 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 1.953,2‬ TL yargılama giderinden kabul ve red oranlarına göre 560,84 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına,
11-Davalı tarafından sarfedilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
12-Sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,

Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 22/02/2022