Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/567 E. 2022/282 K. 06.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2017/389 Esas – 2022/186
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/389 Esas
KARAR NO : 2022/186

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/05/2017
KARAR TARİHİ : 08/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacılardan müvekkil …’ın, davalı bankadan 22.01.2013 tarihinde 36 ay vadeli 25.000,00-TL bedelli kredi kullandığını, bu kredisini, 22.02.2013 tarihinde başlamak üzere 22.01.2016 tarihinde bitecek şekilde 36 ay taksit ile geri ödeme konusunda anlaştıklarını, diğer müvekkil … de bu 22.01.2013 tarihindeki …’ın çekmiş olduğu tüketici kredisi sözleşmesine kefil olarak imza attığını, sözleşme sırasında sözleşmenin teminatı olarak davalı bankanın müvekkillerden ayrıca bir de teminat bonosu aldığını, müvekkilinin kredi borcunu davalı bankaya ödediğini ve bu kredi borcu nedeniyle ilişkisini sonlandırdığını, bu nedenle teminat olarak verilen 21.01.2013 keşide tarihli 29.04.2016 ödeme tarihli 36.000,00-TL bedelli bononun bedelsiz hale geldiğini, davalı bankaca iade edilmesi gerekirken iade edilmediğini, davaya konu icra takibine konu ettiğini bildirerek, davalarının kabulü ile Ankara …İcra Müdürlüğü’nün …-E nolu icra dosyasından davalı bankaya borçlu olmadıklarının tespitini, kötü niyetli olarak bedelsiz kalmış senedi bilerek icraya koyan davalı bankanın asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, icra takibinin iptalini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP: Davacı borçluların borçlarına karşılık takibe konu 21/01/2013 düzenleme 29/04/2016 ödeme tarihli 36.000,00 TL’lik bonoyu imzalayarak müvekkil bankaya verdiğini, borcun ödenmemesi üzerine ödememe protestosu çekildiğini ve Ankara …İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takibe geçildiğini, davacı vekilinin bütün iddialarının asılsız olup gerçeği yansıtmadığını, icra takibine konu olan senedin kesinlikle teminat senedi olmadığını, senette mücerretlik ilkesi gereği dava konusu bonoya ilişkin teminat iddiasının kesinlikle kabul edilemeyeceğini, bildirerek davanın reddine, davacı aleyhine %20 tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava tüketici kredisinin teminatı olarak verildiği bildirilen bonoya dayalı menfi tespit isteminden ibarettir.
Yargılama devam ederken davaya konu alacağın davalı … Bankası A.Ş. tarafından temlik alan … … Yönetimi A.Ş.’ye temlik edildiği, temlike dair bilgi ve belgelerin dosyaya eklendiği, takiben temlik alan şirketin de … … Yönetimi A.Ş. ile birleştiği anlaşılmış olup yargılamaya bu şirket üzerinden devam olunmuştur.
Göreve dair kurallar kamu düzenine ilişkin olup 6100 HMK’nın m. 1 hükmü uyarınca mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir; m. 114(1)-c hükmüne göre de mahkemenin görevli olması bir dava şartıdır. Aynı Kanun’un m. 115 hükmüne göre ise, dava şartlarının mevcut olup olmadığı, taraflarca ileri sürülüp sürülmediğine bakılmaksızın yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden gözetilir. Bu nedenle, dava açılırken dayanılan hukuki ve maddi olguların göreve etkili olduğu durumda öncelikle hukuki nitelemenin yapılması ve sonucuna göre mahkemenin görevsiz olduğu kanısına varılırsa dava dilekçesinin usulden reddine karar verilmelidir.
28/11/2013 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan ve 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun (TKHK) …maddesinde kanunun kapsamı “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinin (l) bendinde ise tüketici işlemi “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan … bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesine göre; “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.”
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanun’un 83. maddesinde de taraflarından birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanun’un görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanun’un 83. maddesinde de taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanun’un görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir. Aynı yasanın 83. maddesi uyarınca, eğer taraflardan bir tanesi tüketici ise onun yaptığı işlemler ile ilgili olarak diğer yasalarda bir düzenleme varsa, buna rağmen bu işlemin tüketici işlemi olduğu ve bu yasanın görev ve yetkiye dair olan düzenlemesini engellemeyeceği belirtilmiştir.
Mahkememizce dosyanın uzman bankacı bilirkişiye tevdii sonrasında dosyaya sunulan 13/12/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı … …’e tüketici kredisi kullandırıldığı, takip dayanağı senedin teminat senedi olarak addedilebilmesi için buna ilişkin taraflar arasında yazılı bir anlaşma bulunmadığı, mahkemeye sunulan davacılardan … … ile banka arasında kefili davacılardan … … olan 21/01/2013 tarihli ve 90.000 TL miktarlı GKS kapsamında herhangi bir bononun düzenlendiğine veya teminat olarak alındığına ilişkin herhangi bir bilgiye rastlanmadığı, söz konusu 36.000 TL’lik bononun bedelsiz hale gelmediği yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.

Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacılar tarafından davalı bankadan alınan tüketici kredisinin ödenmesine rağmen teminatı olarak verilen senedin iade edilmeyerek icra takibine konulduğu gerekçesiyle menfi tespit isteminde bulunulmakla, temel ilişkinin ve davanın tüketici kredisine dayandırıldığı, dosya kapsamından davalı banka ile davacı … … arasında 21/01/2013 tarihinde 90.000,00-TL limitli Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığı, diğer davacı … …’nun aynı limitle bu sözleşmeye kefil olduğu, davacı banka tarafından alınan davaya konu 36.000,00-TL miktarlı bononun da 21/01/2013 düzenleme tarihli olduğu ve davacı … …’in asıl borçlu, diğer davalı … …’nun müteselsil kefil sıfatıyla imzalarının bulunduğu, alınan bilirkişi raporuna göre ise 22/01/2013 tarihinden itibaren davacı … …’na kullandırılan kredilerin tüketici kredisi niteliğini haiz olduğunun bildirildiği, davalı Banka’dan celp edilen hesap ekstrelerinde de tüketici kredisi tanımlamalarına yer verildiği anlaşılmış olmakla, özellikle davaya konu bononun tüketici kredisi ile ilişkilendirilip ilişkilendirilemeyeceği ile davalı bankanın davacılardan alacağının bulunup bulunmadığı hususlarına ilişkin delillerin tartışılması ile uyuşmazlığı çözmeye 6502 sayılı Kanun uyarınca tüketici mahkemelerinin görevli olduğu sonuç ve kanaatine varılmakla (Benzer yönde: İstanbul BAM 46. HD.’nin, 03/02/2022 tarih ve 2020-2854/162 sayılı ilamı), mahkememizin görevsizliğine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava dilekçesinin HMK 114/1-c, 115/2 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı yokluğundan usulden reddine,
2-HMK 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal 2 haftalık sürede talep edilmesi halinde dosyanın görevli ANKARA NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-HMK 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
4-Süresinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek yargılama giderlerinin hüküm altına alınmasına,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 08/03/2022