Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/563 E. 2022/474 K. 07.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/563 Esas – 2022/474
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/563 Esas
KARAR NO : 2022/474

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/10/2021
KARAR TARİHİ : 07/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 29/07/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Ankara …İcra Müd.’nün … E.sayılı takip mesnedi 11.04.2018 tanzim, 30.12.2018 vade tarihli, 250.000,00.-TL bedelli sahtecilikle oluşturulan bononun ön yüzüne keşideci sıfatı ile müvekkil şirkete atfen atılı bulunan imzanın, müvekkil şirketin tek yetkilisi olan …’e ait olmadığını, davacı müvekkili şirketin davalılara, takibe konu bono nedeniyle ve/veya başkaca her hangi bir nedenle borcu bulunmadığını bildirerek; davacının dava konusu bono nedeniyle davalılara borçlu olunmadığının tespitine, Ankara …İcra Müd.’nün … E.sayılı takip mesnedi 11.04.2018 tanzim, 30.12.2018 vade tarihli, 250.000,00.-TL bononun iptaline, bu bono mesned kılınarak Ankara …İcra Müd.’nün … E.sayılı dosyası üzerinden başlatılan haksız, yersiz ve kötüniyetli icra takibinin de iptaline, davanın aşamalarında ödeme yapma zorunluluğunun doğması halinde yapılacak ödemeler nedeniyle istirdat talep haklarıyla işbu davanın istirdat davasına dönüştürülmesini talep haklarının saklı tutulmasına, gerektiğinde resen istirdat davasına dönüştürülmesine, müvekkili şirketi mağdur eden ve menfi tespit davası açmaya zorlayan davalıların açıkça haksız, kötüniyetli ve ağır kusurlu olduklarından, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile kötüniyetli davalıların İİK’nun 72/5 maddesi gereğince takip konusu alacağın en az %20’si oranında haksız takip tazminatı ödemeye mahkum edilmelerine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP: Davalılardan …İnşaat Taah. İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti. ile … Enerji İnş. Yapı Malz. Tarım Taah. Tic. Ltd. Şti. temsilcisi davalı … tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; davacının talep sonucunu açıklamasının gerektiğini, davacı ile davalılardan …Şirketi arasında 19/10/2020 tarihli sözleşmenin, sonrasında ise 27/04/2018 tarihli sözleşmenin imzalandığını, malzeme alımı gerçekleştiği için atılan imzanın tartışılmasının hukuken geçerli olmadığını, davalılardan …’nun malzeme tedarikçisi olduğunu, davacı ile davalının görüştüğünü bildirerek davanın reddini istemiş; 08/02/2020 ve 07/06/2020 tarihli duruşmalardaki beyanında ise bonodaki imzanın kendisine ait olduğunu, davacı tarafından verilen vekaletname kapsamında bono düzenleme yetkisinin bulunduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Diğer davalılara dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş ise de davalılar tarafından cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Taraflarca dayanılan tüm deliller toplanmış, davaya dayanak Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyası ile Ankara CBS’nin … sayılı soruşturma dosyası, Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyası, Ankara Batı 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … sayılı dosya suretleri celp edilerek dosya arasına alınmış, davaya konu edilen 250.000,00 TL miktarlı, 11/04/2018 tanzim tarihli, 30/12/2018 vade tarihli bononun onaylı örneği ilgili icra dairesinden getirtilmiş, davalı tarafından dayanılan Ankara 36. Noterliği’nin 26/03/2018 tarih ve 04118 yevmiye numaralı vekaletnamesinin onaylı örneği ilgili noterlikten celp edilerek dosya arasına alınmıştır.
Davaya konu edilen bononun incelenmesinde; 11/04/2018 tanzim, 30/12/2018 vade tarihli ve 250.000,00 TL miktarlı olduğu, keşidecisinin davacı şirket olduğu, davacı şirket adına atılan imzanın “vekaleten” şerhi ile davalı … tarafından atıldığı, bono hamilinin davalı …İnşaat Taah. İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti. olduğu, bonoda cirantaların sırasıyla davalılar … Grup Proje Danışmanlık Med. Kırt. Mob. Met. Elek. Oto. İnş. A.Ş., … Enerji İnş. Yapı Malz. Tarım Taah. Tic. Ltd. Şti. ve … olduğu anlaşılmıştır.
Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyasının yapılan incelemesinde özetle; davalı … tarafından davacı şirket ile davalılar …İnşaat Taah. İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti. olduğu, bonoda cirantaların sırasıyla davalılar … Grup Proje Danışmanlık Med. Kırt. Mob. Met. Elek. Oto. İnş. A.Ş., … Enerji İnş. Yapı Malz. Tarım Taah. Tic. Ltd. Şti. ve … aleyhine 11/04/2018 tanzim, 30/12/2018 vade tarihli ve 250.000,00 TL miktarlı bono dayanak gösterilmek suretiyle kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibi başlatıldığı, bilahare alacağın davalı Murat … Tekin tarafından temlik alındığı anlaşılmıştır.
Dava, davacı aleyhine icra takibine konu edilen kambiyo senedi dolayısıyla menfi tespit, takibin ve takibe konu bononun iptali istemlerine ilişkindir.
Davacı özetle, takibe konu edilen kambiyo senedini adına vekaleten imzalayan davalılardan …’in yetkili olmadığından bahisle menfi tespit isteminde bulunmuş, davalı … ise özetle, davaya konu bonodaki imzanın kendisine ait olduğunu, davacı tarafından kendisine verilen vekaletname kapsamında bono düzenleme yetkisinin bulunduğunu belirtilerek davanın reddini istemiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 502/1. maddesinde “Vekâlet sözleşmesi, vekilin vekâlet verenin bir işini görmeyi veya işlemini yapmayı üstlendiği sözleşmedir.” hükmü düzenlenmiştir. Anılan Kanun’un 504/3. maddesinde; “Vekil, özel olarak yetkili kılınmadıkça dava açamaz, sulh olamaz, hakeme başvuramaz, iflas, iflasın ertelenmesi ve konkordato talep edemez, kambiyo taahhüdünde bulunamaz, bağışlama yapamaz, kefil olamaz, taşınmazı devredemez ve bir hak ile sınırlandıramaz” hükmüne yer verilmiştir. Ticari vekilin kambiyo taahhüdü altına girmesi de, aynı Kanun’un 551. maddesinde özel yetkinin bulunması koşuluna bağlanmıştır. Diğer taraftan esnaf faaliyetlerini yürüten bir kişinin, 6098 sayılı TBK’nun 40. vd. maddeleri uyarınca, kendisine, temsilci tayini mümkün ise de temsilcinin, kambiyo taahhüdünde bulunması aynı kanunun 504/3. maddesi uyarınca, vekâlette, özel olarak yetkili kılınmasına bağlıdır (Emsal: Yargıtay 12. HD.’nin 13/02/2020 tarih ve 2019-621/1316 sayılı kararı). Vekilin vekil olunan adına bono düzenlemeye yetkili olduğunun kabulü için vekaletname içeriğinde genel bir ifadenin bulunması yeterli olmayıp açık bir şekilde bono düzenlemeye yetkili olduğunun belirtilmesi gerekmektedir (Emsal: Yargıtay 19. HD.’nin 24/07/2017 tarih ve 2016-2828/3396 sayılı kararı). Neticeten, bononun vekaleten ya da ticari mümessil sıfatıyla düzenlendiği ispat edilmediği sürece adına senet düzenlenenin sorumlu tutulması mümkün olmayacaktır (Emsal: Yargıtay 19. HD.’nin 22/09/2014 tarih ve 9415/13858 sayılı kararı). Takibe konu edilen bonoyu davacıya vekaleten imzalayan davalı … tarafından dayanılan Ankara 36. Noterliği’nin 26/03/2018 tarih ve 04118 yevmiye numaralı vekaletnamesinin incelenmesinde davacı adına, yukarıda belirtilen ilkelere uygun olarak bono düzenleme yetkisinin verilmediği sabittir. O halde; davaya konu bonoda davalı … tarafından atılan imzanın, sözü edilen vekaletnameye dayalı olarak davacıyı bağlamayacağı açık olup tüm dosya kapsamına göre davalı … tarafından davacı şirketin müdürü (TTK md. 623) veya ticari mümessili (TTK md. 631, TBK md. 547) olduğu da iddia ve ispat olunmamıştır. Mevcut hukuki durum karşısında; icra takibine konu bonoda yer alan imza davacıyı bağlamamakta olup davacının bunu herkese ve dolayısıyla tüm davalılara karşı hükümsüzlük defi olarak olarak ileri sürebilmesi mümkündür (Bu hususta: Ülgen/Helvacı/Kendigelen/Kaya, Kıymetli Evrak Hukuku, İstanbul, 2013, s.151). Bu itibarla davacının menfi tespit isteminin kabulü ile, davacının Ankara …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasına konu edilen 11/04/2018 tanzim, 30/12/2018 vade tarihli, 250.000,00 TL bedelli bono nedeniyle davalılara borçlu olmadığının tespitine karar vermek gerekmiştir. Davacının takibin ve senedin iptaline yönelik istemlerine gelince; 6102 sayılı TTK’nın imzaların bağımsızlığına dair 677/1. maddesi hükmünce, imzası kendisini bağlamayan kişi bunu herkese karşı ileri sürebilir ise de geçerli imzaların sahipleri geçersiz imzaların (sahiplerini bağlamayan imzaların) mevcudiyeti dolayısıyla bono sorumluluğundan kurtulamayacağından, diğer bir anlatımla davaya konu bonoda olduğu gibi üçüncü kişilere ciro edilen senette yer alan keşideci imzasının sahibini bağlamaması hali senedin hükümsüzlüğü sonucunu doğurmayacağından, gerek TTK’nın 667/1. gerek İİK’nın 72/5. madde hükümleri birlikte değerlendirildiğinde davacının takibin ve bononun iptaline dair istemlerinin reddine karar vermek gerekmiştir (Benzer yönde: Mahmut Coşkun, Hukuki ve Cezai Yönleriyle Kıymetli Evrak Hukuku, Ankara 2021, s. 1332; Yargıtay 3. HD.’nin, 28/03/2012 tarih ve 3694/8410 sayılı kararı). Davacı vekilince kötü niyet tazminatı isteminde de bulunulmuş ise de; davalı …’in yetkisiz temsile dayalı olarak davacı adına atmış bulunduğu imzayı içeren bononun davalı ciranta … tarafından takibe konulmasının tek başına kötü niyetin varlığına delil teşkil etmeyeceği, davacı tarafından da bunun dışında kötü niyetin varlığının ispat olunamadığı sonuç ve kanaatine varılarak, İİK 72/5. madde hükmünce şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın kısmen kabulü ile;
1-Davacının Ankara …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasını konu edilen 11/04/2018 tanzim, 30/12/2018 vade tarihli, 250.000,00 TL bedelli bono nedeniyle davalılara borçlu olmadığının tespitine,
2-Davacının bononun ve takibin iptaline yönelik fazlaya dair istemin reddine,
3-Davacının şartları oluşmayan kötü niyet tazminatının istemin reddine,
4-Alınması gereken 17.077,5‬ TL harçtan peşin alınan 4.269,38 TL’nin mahsubu ile bakiye 12.808,12‬ TL harcın davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından başlangıçta yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 4.269,38 TL peşin harç olmak üzere toplam 4.328,68‬ TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT uyarınca 25.950,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalılar tarafından sarfedilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Sarfedilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıranlara iadesine,

Dair davacı vekilinin ve Davalı … … Ltd Şti ve … .. Ltd Şti yetkilisi …’in yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 07/06/2022