Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/521 E. 2022/599 K. 05.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/521 Esas
KARAR NO : 2022/599
DAVA : Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/03/2021

KARAR TARİHİ : 05/07/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 19/08/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVADA:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; keşidecisi … Metal İş. Mak. İnş. San. Tic. Ltd. Şti. olan, davacı … Demir Makina ve Pres San. Ltd. Şti. lehine keşide edilen 16/07/1998 keşide tarihli 6.200,00 TL bedelli çekin, davacı tarafından davalı bankaya tahsil amacıyla verildiği, ancak davalı banka tarafından davacının olmayan borcu nedeniyle davacı aleyhine Ankara …İcra Müd. … E. sayılı dosyası üzerinden takibe konu edildiğini, bunun üzerine Ankara …Asliye Ticaret Mah. … E. sayılı dosyasından menfi tespit davası açtıklarını, Ankara …İcra Müd. … E. sayılı dosyasının dayanağı çek ve senetlerden dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, çek ve senetlerin davacı yönünden iptaline karar verildiğini, çekin hiçbir sözleşmenin teminatı olarak tevdi edilmediğini, çekin teminat olarak sunulmuş gibi takibe konulması nedeniyle zarara uğradıklarını, bildirerek Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas -…. kararı ile iptal edilen 16/07/1998 keşide tarihli ve 6.200,00 TL çekin bedel tutarı ile takipte istenilen %80 faiz karşılığı olan toplam 117.552,00 TL’nin işleyecek %80 faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; görevli mahkemenin ticaret mahkemeleri, yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu mahkemeleri olduğu, davanın haksız fiile dayalı olarak açıldığı, Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından ödeme emrinin borçlu şirkete en geç 31/12/1998 tarihinde tebliğ edildiği, mutalli olduğu zararın da 6.450,00 TL olduğu, dava zamanaşımının zarar ve zarar verenin öğrenildiği tarihten itibaren 2 yıl olduğu, buna göre zamanaşımının 31/12/2000 tarihinde sona ereceği, davanın esasa girilmeksizin zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiği, ancak kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacı şirketçe takibe konu çek bedelinin tahsili için keşideci şirkete müracaat edilip çek bedelinin tahsil edilemediği ortaya konulmadan çek bedelinin müvekkilinden talep edilmesinde dava tarihi itibariyle hukuki yararın bulunmadığı, müvekkili bankaca takibe konulan çekin tahsil kabiliyeti olmadığından davacı şirketin zarara uğradığı iddiasının hukuki dayanaktan yoksun olduğu, takibe konu çekin müvekkili bankaya tahsil edildiğinde bedeli borçlu şirket borçlarına mahsup edilmek üzere verildiğini, taraflar arasında akdedilen GKS maddelerine istinaden de müvekkili bankanın alacakları ödeninceye kadar çek üzerinde hapis hakkının bulunduğunu, talep edilen faizin fahiş düzeyde olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.
BİRLEŞEN DAVADA:
DAVA: Davacı şirket yetkilisinin dava dilekçesinde özetle; keşidecisi … Metal İş. Mak. İnş. San. Tic. Ltd. Şti. olan, davacı … Demir Makina ve Pres San. Ltd. Şti. lehine keşide edilen 16/06/1998 keşide tarihli 6.450,00 TL bedelli çekin, davacı tarafından davalı bankaya tahsil amacıyla verildiği, ancak davalı banka tarafından davacının olmayan borcu nedeniyle davacı aleyhine Ankara …İcra Müd. 1998/42054605 E. sayılı dosyası üzerinden takibe konu edildiğini, bunun üzerine Ankara …Asliye Ticaret Mah. … E. sayılı dosyasından menfi tespit davası açtıklarını, ancak söz konusu çekin Ankara …Asliye Ticaret Mah. … E. sayılı dosyasından verilen karar ile iptal edilen çekler arasında olmadığını, bu sebeple haksız takibin iptalini, neticesinde çek bedeli ve faiz tutarı olarak toplam 122.019,67 TL’nin ödenmesini talep ettiklerini, dava konu çekin ciro silsilesinin gerçeği yansıtmadığını, çekin davalı bankaya tevdi edildiğini, banka çalışanı … …’nın çeki … Bankası A.Ş.’ye ibraz ettiğini, çekin karşılıksız çıkması üzerine davacıya iade edilmesi gerekirken … … aracılığıyla takibe konulduğunu, … … ile herhangibir ticari ilişkilerinin olmadığını, dava konusu çekin hiçbir sözleşmenin teminatı olarak tevdi edilmediğini, çekin teminat olarak sunulmuş gibi takibe konulması nedeniyle zarara uğradıklarını bildirerek, Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takip dosyasına dayanak çekin ve takibin iptal edilmesine, takibe konu çekin bedeli tutarı ile takipte istenilen faiz karşılığı olan toplam 122.019,67 TL’nin işleyecek %80 faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının adli yardım talebinin yerinde olmadığı, görevli mahkemenin ticaret mahkemeleri, yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu mahkemeleri olduğu, davanın haksız fiile dayalı olarak açıldığı, Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından ödeme emrinin borçlu şirkete 18/07/1998 tarihinde tebliğ edildiği, buna göre davacını davalı bankanın fiilinden 18/07/1998 tarihinde mütalli olunduğu, zararın da çek bedeli olan 6.200,00 TL olduğu, dava zamanaşımının zarar ve zarar verenin öğrenildiği tarihten itibaren 2 yıl olduğu, buna göre zamanaşımının 18/07/1998 tarihinde başlayıp 18/07/2008 tarihinde sona ereceği, davanın esasa girilmeksizin zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiği, ancak kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacı şirketçe takibe konu çek bedelinin tahsili için keşideci şirkete müracaat edilip çek bedelinin tahsil edilemediği ortaya konulmadan çek bedelinin müvekkilinden talep edilmesinde dava tarihi itibariyle hukuki yararın bulunmadığı, müvekkili bankaca takibe konulan çekin tahsil kabiliyeti olmadığından davacı şirketin zarara uğradığı iddiasının hukuki dayanaktan yoksun olduğu, takibe konu çekin müvekkili bankaya tahsil edildiğinde bedeli borçlu şirket borçlarına mahsup edilmek üzere verildiğini, taraflar arasında akdedilen GKS maddelerine istinaden de müvekkili bankanın alacakları ödeninceye kadar çek üzerinde hapis hakkının bulunduğunu, talep edilen faizin fahiş düzeyde olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Asıl ve birleşen dava, kesinleşen Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı kararına dayanılarak, davalı bankaya tahsil amacıyla verilmesine rağmen davacı aleyhine takibe konulan çek bedellerinin faizi ile birlikte tahsili istemine, birleşen dava ayrıca takibe konu çekin ve takibin iptali istemlerine ilişkin olup asıl ve birleşen davaların, Ankara …Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Karar sayılı görevsizlik kararı üzerine mahkememiz esasına kaydedildiği anlaşılmıştır.
Taraflarca dayanılan deliller toplanmış, davaya dayanak Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası, eldeki davaya konu Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … ve … sayılı takip dosyaları dahil tüm ekleri ile birlikte celp edilerek dosyamız arasına alınmış, davacı tarafından dayanılan İstanbul …İdare Mahkemesi’nin 2020/1765 Esas sayılı dosya sureti celp edilerek incelenmiş, celp edilen dosyalar kapsamında yapılan tahkikat ve alınan bilirkişi raporları ve davacının asıl ve birleşen davalardaki talepleri nazara alınarak dosya kapsamına göre uyuşmazlığın çözümünün yeniden teknik inceleme yapılmasını gerektirmediği değerlendirilmek suretiyle usul ekonomisi de gözetilerek yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmasına gerek duyulmamıştır.
Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasının, eldeki davaya konu uyuşmazlık ile sınırlı olarak yapılan incelemesinde özetle; davacı tarafından bu davada, diğer talepler yanında, davacı şirket tarafından tahsile verilen çeklerden (eldeki asıl ve birleşen davaya konu edilen) keşidecisi … Metal Ltd. Şti. olan 16/07/1998 tanzim tarihli olan 6.200.000.000 TL çekin karşılıksız çıktığını, bu çekin iade edilmesi gerekirken müvekkiline iade edilmeyerek Ankara …İcra Müdürlüğünün … takip sayılı dosyası ile takibe konulduğunu, … Metal Ltd. Şti. keşidecisi, lehdarı davacı şirket olan 16/06/1998 tanzim tarihli 6.450.000.000 TL meblağlı … Bankası çekinin de karşılıksız çıkarak yine müvekkiline iade edilmeyip Ankara …İcra Müdürlüğünün … sayılı dosya ile takibe konulduğunu, davalıya bu çekler nedeniyle borçlu olmadıklarını belirterek, Ankara …İcra Müdürlüğünün … – 4605 takip sayılı dosyaların müstenidi olan … Metal Ltd. Şti.’nin davacıya tanzim ederek verdiği, davacının da davalı bankaya tahsil amacıyla verdiği 16/07/1998 ileriye tanzim tarihli 6.200.000.000 TL çek ile 16/06/1998 tanzim tarihli 6.450.000.000 TL çeklerden dolayı borçlu olmadıklarını tespitine, takiplerin iptaline ve çeklerin davacıya iadesine karar verilmesini talep ve dava ettiği, mahkemece yapılan yargılama neticesinde, 06/09/2012 tarihli ek bilirkişi raporunun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olup daha önce alınan bir kısım raporlarla da paralellik arz ettiği gerekçesiyle hükme esas alındığı belirtilerek, dava dilekçesinin sonuç kısmının 3 nolu bendindeki (eldeki asıl ve birleşen davanın konusunu oluşturan takipleri konu edinen) menfi tespit talebine yönelik olarak, dava konusu icra takip dosyasının dayanağı çek ve senetlerden dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, davalı – alacaklı tarafça kötü niyetli takibe geçildiği hususu kanıtlanamadığından davacının yasal koşulları oluşmayan tazminat isteminin reddine karar verildiği belirtilmiş, hüküm fıkrasında da dava dilekçesinin sonuç kısmının 3 nolu bendindeki menfi tespit talebine yönelik davanın kabulü ile Ankara …İcra Müdürlüğünün 1998/4170, …, 1998/5223, 1988/7153, 1999/137 sayılı takip dosyalarının dayanağı çek ve senetlerden dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, çek ve senetlerin davacı yönünden iptaline, davacının tazminat talebinin reddine, denilerek hüküm tesis edildiği ve kararın, temyiz incelemesinden geçerek Yargıtay 19. HD.’nin 30/01/2020 tarih ve 2019-3292/177 sayılı ilamı ile mevcut haliyle kesinleştiği anlaşılmıştır.
Asıl davaya konu Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takibinin yapılan incelemesinde özetle; 02/07/1998 tarihinde davalı bankanın davacı şirket ile dava dışı … Metal İş. Mak. Ltd. Şti. aleyhine 6.200,00 TL asıl alacak, 9,50 TL ihtiyati haciz masrafı olmak üzere toplam 6.209,50 TL üzerinden takip başlatıldığı; takibin dayanağının Halkbankası’na ait, keşidecisi … Metal Ltd. Şti., lehtarı davacı şirket olan 16/07/1998 keşide tarihli, 6.200,00 TL miktarlı çek olduğu, mezkur çekin davacı şirket tarafından tarihsiz olarak davalı bankaya ciro edildiği, 29/06/1998 tarihinde ise karşılıksız işlemi yapıldığı; icra takip dosyasında en son 18/09/2003 tarihinde işlem yapılıp, dosyadan tahsilat yapılmadığı anlaşılmıştır.
Birleşen davaya konu Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takibinin yapılan incelemesinde özetle; 21/07/1998 tarihinde dava dışı … …’nın davacı şirket ile dava dışı … Metal İş. Mak. Ltd. Şti. aleyhine 6.450,00 TL asıl alacak, 322,50 TL çek tazminatı, 19,35 TL çek komisyonu, 494,15 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 7.286,00 TL üzerinden takip başlatıldığı; takibin dayanağının …’na ait, keşidecisi … Metal Ltd. Şti., lehdarı davacı şirket olan 16/06/1998 keşide tarihli, 6.450,00 TL miktarlı çek olduğu, mezkur çekin davacı şirket tarafından tarihsiz olarak dava dışı … …’ya ciro edildiği, 26/06/1998 tarihinde ise karşılıksız işlemi yapıldığı; icra takip dosyasında en son 23/02/1999 tarihinde işlem yapılıp, dosyadan tahsilat yapılmadığı anlaşılmıştır.
Kural olarak bir hakkı dava etme yetkisi o hakkın sahibine ait olup, buna aktif husumet denilir. Bir hakkın kendisinden istenebilecek durumunda olan yani hakka uymakla yükümlü kişi ise borçlu kişi olup, buna da pasif husumet denilir. Bir davada gerek aktif ve gerekse pasif husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığı mahkemece öncelikle ve re’sen gözetilecek hususlardandır ve şayet husumet ehliyeti yok ise, dava bu sebep ile reddedilir. Asıl davada tarafların husumet ehliyeti bakımından tereddüt bulunmamaktadır. Birleşen davaya konu Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takibinin alacaklısı ve takibe konu çek hamili dava dışı ciranta … … ise de, davacı tarafından davanın davalı bankaya tahsil amacıyla verilen çekin, davalı banka çalışanı … … tarafından ibrazı üzerine karşılıksız çıkmasına rağmen iade edilmeyerek davalı banka tarafından … … aracılığıyla takibe konulduğu sebebine, diğer bir ifadeyle davalı bankanın haksız fiiline dayanıldığı ve bu sebebe dayalı olarak, takibe konu edilen çek bedeli ile işlemiş faizinden teşekkül maddi tazminat isteminde bulunduğu, davalı banka tarafından ise birleşen davaya konu çekin davalı bankaya verildiğinin kabul edildiği ve dosyanın tetkikinden çekin davalı bankaya 13/05/1998 tarihli çek tevdi bordrosu ile teslim edildiğinin anlaşıldığı, ancak davalı bankaca, ilgili çekin davacı şirket tarafından tahsil amacıyla değil, borçlarına mahsup edilmek üzere tevdi edildiği, takibin de davacı şirketin davalı bankaya bakiye borçları nedeniyle başlatıldığının savunulduğu hususları nazara alındığında, davalı bankanın haksız fiiline dayalı birleşen davaya konu maddi tazminat taleplerinin davalı bankaya karşı ileri sürülebileceği ve dolayısıyla birleşen davaya konu maddi tazminat istemleri bakımından davalı bankanın pasif husumet ehliyetinin bulunduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Asıl ve birleşen davalara konu maddi tazminat istemleri yönünden davalı banka vekilince cevap dilekçesinde zamanaşımı definde bulunulmuş olup asıl ve birleşen davaya konu taleplerin zamanaşımı yönünden de ayrıca incelenmesi gerekmiştir. Davacı tarafından davalı bankaya tahsil amacıyla verilen çeklerin karşılıksız çıkması üzerine müvekkiline iade edilmesi gerekirken iade edilmeyip davacı aleyhine takibe konulduğu iddiasına dayanılarak çek bedellerinin tahsili ile birleşen davada ayrıca takibin ve çekin iptali istemlerinde bulunulmuş olup asıl ve birleşen davada iddianın ileri sürülüş şeklinde göre davacının talepleri, davalı bankanın varlığı iddia olunan haksız fiiline dayanmaktadır. Asıl ve birleşen davalara konu edilen haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte bulunan 818 sayılı BK’nın 41. maddesinde haksız fiil tanımlanmış, 60. maddesinde de haksız fiilden zarar görenin bundan kaynaklanan zararının tazmini istemiyle açacağı davaların zararı ve faili öğrendiği tarihten itibaren 1 yıl ve herhalde haksız fiil tarihinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu belirtilmiştir. Asıl davaya konu çekin Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden 02/07/1998 tarihinde takibe konu edildiği, ödeme emrinin davacıya 17/07/1998 tarihinde tebliğ edildiği; birleşen davaya konu çekin Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden 21/07/1998 tarihinde davacı aleyhine takibe konu edildiği, ödeme emrinin davacıya 13/11/1998 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Buna göre asıl ve birleşen davalarda davacının en geç ödeme emrinin tebliğ edildiği tarihte failden ve eldeki davalara konu çek bedeline dair iddia olunan zarardan haberdar olduğu, buna göre zamanaşımının asıl davada 17/07/1998 tarihinden, birleşen davada 13/11/1998 tarihinden itibaren işlemeye başladığı, diğer bir anlatımla sözü edilen tarihlerde eldeki asıl ve birleşen davalara konu çek bedellerinin tahsiline dair maddi tazminat taleplerinin dava edilebilir olduğu anlaşılmıştır. Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasından görülüp karara bağlanarak 30/01/2020 tarihinde kesinleşen davada, davacı tarafından dava edilebilir durumda olmasına rağmen davacının çek bedellerinin tahsiline yönelik maddi tazminat isteminin bulunmadığı, talebinin menfi tespit istemi ile çekin ve takibin iptaline yönelik olduğu, 818 sayılı BK’nın 133/2. madde hükmünce davanın veya takibin zamanaşımını yalnız kendi konusu için keseceğinin tabi bulunduğu, buna göre; gerek asıl gerek birleşen davalar bakımından davacının Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasından görülüp karara bağlanarak 30/01/2020 tarihinde kesinleşen davanın eldeki asıl ve birleşen davaya konu talepler yönünden zamanaşımını kesici etkisinin söz konusu olmadığı; somut olayda zamaşımını kesen veya durduran başka sebeplerin de bulunmadığı anlaşılmıştır. Sonuç olarak asıl dava yönünden 18/03/2021, birleşen dava yönünden 23/03/2021 olan dava tarihleri nazara alındığında, haksız fiile dayalı olarak ikame edilen asıl ve birleşen davalara konu talepler yönünden zamanaşımının çoktan dolduğu anlaşılmıştır. Buna göre davacının zamanaşımına uğrayan asıl ve birleşen davalara konu maddi tazminat istemlerinin kabulüne olanak bulunmayıp bu nedenle asıl ve birleşen davaya konu maddi tazminat istemlerinin reddi gerekmiştir. Bununla beraber zamanaşımı hususu bir kenara bırakıldığında dahi; asıl ve birleşen davalarda takibe konu çeklerin tahsil amacıyla davalı bankaya teslim edilmesine rağmen davalı bankaca davacı aleyhine takibe konu edildiği kabul edilse dahi davacının çek bedeline yönelik zararın varlığını ispat ile yükümlü olduğuna da tereddüt bulunmamakta olup; yukarıda da belirtildiği gibi davalı banka tarafından, takibe konu çeklerin tek lehdarı olan davacı şirket ile birlikte keşideci … Metal Ltd. Şti. aleyhine de başlatılan, asıl davaya konu Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında en son 18/09/2003 tarihinde, birleşen davaya konu Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında ise en son 23/02/1999 tarihinde işlem yapıldığı, yapılan tüm takip işlemlerine rağmen her iki takip dosyasından da davacıdan veya davacının borçlusu keşideci dava dışı … Metal İş. Mak. Ltd. Şti.’den takibe konu çek bedellerine yönelik herhangi bir tahsilat yapılamadığı gibi davacı tarafından da çek keşidecisi dava dışı … Metal İş. Mak. Ltd. Şti.’den çek bedelinin tahsili için yasal yollara başvurmasına rağmen alacağın tahsil edilemediğinin de iddia veya ispat olunmadığı anlaşılmakla, dosya kapsamından dava tarihi itibariyle çek bedellerine yönelik zararın varlığının da ispat olunamadığı kanaatine varılmıştır.
Davacı tarafından maddi tazminat istemi ile birlikte birleşen davaya konu edilen Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takibin ve takibe konu çekin iptaline dair istemleri yönünden; yukarıda da ifade edildiği üzere davacı tarafından Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında da ileri sürüldüğü, mahkemece yapılan yargılama neticesinde Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takibin veya takibe konu çekin iptaline dair hüküm tesis edilmediği, davacı tarafından diğer sebepler yanında bu husus da temyiz sebebi yapılarak hükme karşı temyiz kanun yoluna başvurulması üzerine hükmün mevcut haliyle kesinleştiği anlaşılmıştır. Mevcut hukuki durum karşısında 6100 sayılı HMK’nın 303/2. madde hükmünce eldeki birleşen davaya konu edilen çekin ve takibin iptaline dair talebi bakımından kesin hükmün varlığından bahsetmeye olanak bulunmamaktadır. Ne var ki, davacının takibin ve ona dayanak çekin iptaline yönelik istemlerinin, takibin alacaklısı konumundaki dava dışı … …’ya karşı ikame edilecek bir davada ele alınabileceği de şüphesizdir. Bununla birlikte; iddianın ileri sürülüş şekline göre davacının isteminin takibe konu senet yönünden davalı bankaya yönelik bir menfi tespit istemi olarak nitelendirilerek değerlendirme yapıldığında (benzer yönde, Yargıtay 11. HD.’nin 01/02/2012 tarih, 2010-9660/1130 sayılı ilamı); davacı tarafından eldeki davaya dayanak edilen, Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin kesinleşen … Esas sayılı dosyasında hükme esas alınan 06/09/2012 tarihli ek bilirkişi raporunda, Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının dayanağı çekin davalı bankaya tahsil amacıyla verildiğine dair bir tespite yer verilmemiş olup 23/11/2012 tarihli kök raporda ise sözü edilen takibe konu çekin, davalı bankaya davacı şirketin borçlarının teminatı için verildiği, davacı şirketin davalı bankaya borcunun devam ettiği, takibin ve çekin iptali isteminin yerinde olmadığı yönünde kanaat bildirildiği, yargılama sırasında alınan 10/03/2003 ve 02/02/2007 tarihli bilirkişi raporlarının da aynı doğrultuda olduğu anlaşılmıştır. Sahiden; birleşen davaya konu çekin, davalı bankaya 13/05/1998 tarihli çek tevdi bordrosu ile teslim edildiği, davacının da çek tevdi bordrosunda açıkça, teslim edilen çekin bedellerinin tahsilinde, davalı bankanın davacı şirketin dilediği borcuna mahsup edilmek üzere ciro ve teslim edildiği bildirilmiştir. Bu kapsamda sözü edilen bilirkişi raporlarındaki tespitlere itibar edilmesi uygun bulunmuş, tüm dosya kapsamı ile birlikte değerlendirildiğinde, birleşen davaya konu çekin davalı bankaya, davacı şirketin borçlarından mahsup edilmek üzere verildiği kanaatine varılmıştır. Bu kabule göre davacının takip tarihi itibariyle davalıya borçlu olup olmadığı bakımından ise; Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin kesinleşen … Esas sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporları ile birleşen davalar bakımından tesis edilen hükümler nazara alındığında, davalı bankanın da takip tarihi itibariyle davacıdan alacaklı olduğu anlaşılmış olup davacı tarafından iddianın ileri sürülüş şekline göre tüm dosya kapsamından koşulları oluşmadığı anlaşılan mezkur istemleri bakımından da davanın reddine karar vermek gerekmişir.
Sonuç olarak; tüm dosya kapsamı, kayıt ve belgeler bir bütün halinde değerlendirildiğinde; davacının asıl ve birleşen davaya konu tüm talepleri yönünden asıl ve birleşen davaların ayrı ayrı reddine karar verilerek son tahlilde aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl ve birleşen davaların ayrı ayrı reddine;
2-Asıl ve birleşen davalarda adli yardım nedeniyle harç alınmadığından; asıl dava bakımından 54,40 TL başvuru harcı ve bu karar nedeniyle alınması gerekli 80,70 TL harç toplamı 135,1‬0 TL’nin, birleşen dava bakımından 54,40 TL başvuru harcı ve bu karar nedeniyle alınması gerekli 80,70 TL harç toplamı 135,1‬0 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Asıl ve birleşen davalarda adli yardım ile yapılan yargılama gideri toplam 205,00 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Asıl davada davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT’ne göre hesaplanan 15.117,44 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Birleşen davada davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT’ne göre hesaplanan 15.541,87 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereği Adalet Bakanlığı tarafından karşılanan ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk Ücret Tarifesinde belirtilen arabuluculuk ücreti karşılığı olan asıl davada 1.320,00 TL, birleşen davada 1.320,00 TL olmak üzere toplam 2.640,00 TL arabulucu ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
7-Asıl ve birleşen davada davalı tarafından sarfedilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 05/07/2022

Katip …
E-imzalı

Hakim …
E-imzalı