Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/520 E. 2022/91 K. 10.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/520 Esas – 2022/91
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/520 Esas
KARAR NO : 2022/91

DAVA : Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/09/2021
KARAR TARİHİ : 08/02/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 04/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Eğitim Yapıları güçlendirme ve Onarım İnşaatı Sözleşme işine dair ihaleyi … Grup … A.Ş.’nin aldığını, … Grup … A.Ş.’nin de üstlendiği işlerinin bir kısmını yaptırmak için aldığı işi alt işveren … Grup … A.Ş.’ne verdiğini, … Grup … A.Ş. ile müvekkili arasında 24/10/2020 tarihinde yüklenici taşeron sözleşmesi imzalandığını ve “mekanik işlerinin” malzeme, devreye alma, mühendislik, süpervizyon ve işçilik hizmetleri ile ilgili işleri her türlü teçhizat, makine, donanım/ekipman, malzeme, yardımcı malzeme kullanılarak yapılması, koordinasyon içinde ve birlikte uyumlu çalışılması, şantiye içi ve dışı yatay ve düşey taşıma, nakliye, işçilik, montaj ve benzer işlerin 530.000 TL götürü bedel metoduyla yüklenici müvekkiline yaptırıldığının, davacı müvekilinin sözleşme kapsamındaki işler yanında ilave işler de yaptığını, davalının hakediş alacaklarını ödemediği gibi …. yevmiye numaralı ihtarname ile fesih ihbarında bulunduğunu ve müvekkili şirketten cezai şartı öne sürerek para istediğini, müvekkili şirket tarafından da … yevmiye numaralı ihtarnameyle eser sözleşmesinin feshedildiğini ve tüm hak ve alacaklarının ödenmesi hususunda davalıların temerrüde düşürüldüğünü, davacı müvekkilinin alacaklarından diğer davalıların davalı … Grup … A.Ş. ile birlikte TBK md. 61 gereği sorumlu olduğunu bildirerek, davalı … Grup … A.Ş. tarafından müvekkili şirkete gönderilen ihtarnamede fesih ihbarının haksız sebebe dayanmadan yapıldığının ve müvekkili şirketin cezai şartı ödemekle yükümlü olmadığının tespitine, müvekkili davacı şirketin 24/10/2020 tarihli yüklenici taşeronluk sözleşmesini haklı sebeple feshettiğinin tespitine, davacının şantiyedeki malzemelerinin, işi biten tüm sıhhi tesisat, pvc malzemeleri ve işi biten tüm çelik borularının ve bunlar gibi tüm malzemelerin ek parçalarıyla birlikte davacı tarafa iade edilmesine, bunlarla ilgili masraflarının ve zararlarının hesaplanarak 3095 sayılı kanuna göre işletilecek avans faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen davalılar tarafından karşılanmasına, aksi halde malların karşılığına denk gelen rayiç bedellerinin müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak davacıya verilmesine, tamamlanan işlerden dolayı, hem asıl işlerle ilgili hem de ilave işlerle ilgili şimdilik 10.000 TL’nin davalıların temerrüde düşürüldüğü tarih olan 27/05/2021 tarihinden itibaren 3095 sayılı kanuna göre işletilecek avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, müvekkili tarafından davalı … Grup … A.Ş.’ye verilen 53.000 TL tutarındaki teminat senedinin müvekkili şirkete iade edilmesine, aksi halde senedin iptal edilerek yerine geçen rayiç parasal değerin müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
CEVAP : Davalı … Grup … A.Ş. Vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki yüklenici taşeron sözleşmesinin 29. maddesi gereğince anlaşmazlıkların İstanbul mahkeme ve icra dairelerinde çözüleceğinin kararlaştırıldığını, davanın öncelikle yetkisizlik nedeniyle reddi gerektiğini, davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasının mümkün olmadığını, zamanaşımı itirazlarının bulunduğunu, esas yönünden de davacının edimlerini sözleşmeye uygun yerine getirmediğinden sözleşmenin müvekkili tarafından haklı nedenle feshedildiğini, eksiklerin müvekkili tarafından giderildiğini, davacının sorumluluklarını yerine getirmediğini, müvekkilinin zarara uğratıldığını, davacının tüm taleplerinin reddi gerektiğini bildirmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davada yetkili mahkemenin İstanbul mahkemeleri olduğunu, davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasının mümkün olmadığını, davacı ile müvekkili arasında sözleşme ilişkisi bulunmadığını, yerleşik Yargıtay içtihatları gereği pasif husumetlerinin bulunmadığını, davacının tüm taleplerinin reddi gerektiğini bildirmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Uyuşmazlık, 6100 sayılı HMK’nın yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonra akdedilmiş olan 22.10.2020 tarihli eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup, davacı alt taşeron, davalı … Grup … Ltd. Şti. taşeron, davalı … Grup … A.Ş. yüklenici, davalı … ise iş sahibi olup, dava ise özetle feshin haklı olup olmadığı ile davacının cezai şart ödemekle yükümlü olup olmadığının tespiti, malzemelerin davacıya iadesi, bakiye iş bedeli alacağının tahsili ile teminat senedinin iadesi istemlerine ilişkin olup HMK’nın yürürlüğe girmesinden sonra, 15.09.2021 tarihinde açılmıştır. Davanın açıldığı tarih itibariyle yetkili mahkemenin HMK hükümlerine göre belirlenmesi gerekir.
Eser sözleşmesinden kaynaklanan davalar, HMK’nın 6. maddesine göre davalının davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesinde (genel yetkili mahkeme) açılabileceği gibi HMK’nın 10. maddesi uyarınca sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de (özel yetkili mahkemede) açılabilir. Taraflar arasında geçerli olarak yapılmış yetki sözleşmesi varsa ve bu sözleşmede davanın sözleşmeyle kararlaştırılan yer dışında genel ve özel yetkili başka bir mahkemede de açılabileceğine dair aksine bir düzenleme yoksa, dava yalnızca sözleşmede kararlaştırılan yer mahkemesinde açılabilir (HMK. md. 17).
Somut olayda: davacı ile davalı … Grup … Ltd. Şti. arasındaki 22.10.2020 tarihli sözleşmenin 29. maddesi ile de İstanbul Mahkemeleri ve İcra Daireleri yetkili kılınmıştır. Taraflar arasındaki iş bu yetki sözleşmesi, taraflarının tacir olması, yazılı şekilde yapılması, uyuşmazlığın ve yetkili mahkemenin belirli olması nedenleriyle HMK’nın 17. ve 18. maddeleri uyarınca geçerlidir. Eldeki dava ise Ankara’da açılmış; davalı … Grup … A.Ş. tarafından da yetki sözleşmesine dayanılarak süresinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunulmuş; İstanbul mahkemelerinin yetkili olduğu bildirilmiştir. Benzer şekilde davalılardan … vekili tarafından da İstanbul mahkemelerinin yetkili olduğu gerekçesiyle yetki itirazında bulunulduğu anlaşılmıştır. Davadaki talebin niteliğine göre tüm davalılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunmakla birlikte, davaya dayanak sözleşme kapsamında her bir davalı yönünden talepler arasındaki hukuki ve fiili bağlantı gözetildiğinde, taleplerin birlikte değerlendirilmesinde fayda olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle, davalar tefrik edilmemiş ve tüm davalılar yönünden yetkisizlik kararı verilmesi gerekmiş ve son tahlilde aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalının yetki itirazının kabulü ile mahkememizin yetkisizliği nedeniyle dava dilekçesinin usulden reddine,
2-HMK 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal 2 haftalık sürede talep edilmesi halinde dosyanın yetkili İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin yetkili mahkemece hüküm altına alınmasına,
4-Süresinde dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde ve talep halinde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek yargılama giderlerinin hüküm altına alınmasına,
Dair davacı ve davalı … vekillerinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 08/02/2022