Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/52 E. 2023/328 K. 09.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.

13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/52 Esas
KARAR NO : 2023/328

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
VEKİLLERİ : Av. … – …
Av. … – ….
Av. … –
Av. … –
Av. … – ….
DAVALI : … – … …

DAVA : Menfi Tespit (Alım Satım)
DAVA TARİHİ : 27/01/2021
KARAR TARİHİ : 09/05/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 09/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Alım Satım) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 600 adet alüminyum havlupan almak üzere davalı ile 08/10/2020 tarihinde toplam 120.000,00 TL bedelli şifahi sözleşme yaptığını ve bu kapsamda 20.000,00 TL bankadan havale şeklinde sipariş avansı gönderdiğini, bakiyesine ise … Bankası … Şubesi 03/02/2021 tarih … nolu 50.000,00 TL bedelli ve … Bankası … Şubesi 03/03/2021 tarih … nolu 50.000,00 TL bedelli çek olmak üzere iki adet çeki makbuz karşılığı verdiğini, malzemenin müvekkiline teslim edilmemesi nedeniyle davalıdan çekler ile peşin ödenen paranın iadesini istendiğini ancak tüm görüşmelere rağmen ne malzemelerin ne de çeklerin müvekkiline iade edildiğini belirterek, müvekkilinin çekler nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, sözleşme gereğince peşin ödenen 20.000,00 TL’nin 08/10/2020 tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte müvekkiline iadesine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
CEVAP: Davalıya usulüne uygun yapılan tebligata rağmen cevap dilekçesi sunmamıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE: Taraflarca dayanılan tüm deliller toplanmış, taraflar arasında düzenlendiği bildirilen fatura ve tediye makbuzları, senet suretleri getirtilmiş, tarafların ilgili … … formları celp edilmiş, davacının davaya konu uyuşmazlık bakımından şikayeti üzerine yürütülüp takipsizlik kararı ile sonuçlandığı anlaşılan …’nın … sayılı soruşturma dosyası sureti getirtilmiş, tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılması bakımından ticari defter ve kayıtlarını mahkememize sunmak üzere taraflara verilen süreyi takiben davacı tarafından gerekli bildirimler yapılmış ise de davalı tarafından bildirim yapılmamıştır. Buna göre; davalı tarafından ticari defter ve kayıtlarının ibrazından kaçınılmakla HMK’nın 222/3. maddesi gereği davacının usulüne uygun tutulan ticari defterlerindeki kayıtların davacı lehine delil teşkil edebileceği hukuki sonucuna ulaşılmıştır.
Mali müşavir bilirkişi tarafından sunulan bila tarih bilirkişi raporunda özetle; “2020-2021 dönem … form bildirimlerinde tarafların ilgili yıllarda birbirlerine mal/hizmet satışında veya mal/hizmet alımında bulunduğuna dair beyanlarına rastlanılmadığı, davacı şirket tarafından davalı şirket adına 16.10.2020 tarihinde … … no.lu dekont ile 20.000,00 TL havale, 10.10.2020 tarih …. no. lu ( … ..Ltd.Şti) tahsilat makbuzu ile … … Şube … no.lu 03.03.2021 günlü 50.000,00 TL değerinde ve … … Şube … no.Ju 03.02.2021 günlü 50.000,00 TL değerinde çek verildiği, menfi tespite konu … … şubesine ait … no.lu 03.03.2021 günlü 50.000,00 TL bedelli çekin dava tarihinden sonra davacı şirket aleyhine … Dairesi … E. sayılı dosyası üzerinden başlatılan takibe istinaden ödendiği, davacı şirketin bahse konu ödemeler karşılığı davalı şirketten mal/hizmet alımında bulunmadığı, diğer bir ifade ile davalı şirket tarafından 2020-2021 yıllarında davacı şirkete mal/hizmet tesliminde bulunulmadığı” yönünde tespitlerde bulunulduğu görülmüştür.
Uyuşmazlık, mal satımından kaynaklanmakta olup dava, mezkur mal satımına dayalı olarak yapıldığı bildirilen nakdi avansın iadesi ile çeklerden dolayı borçlu olmadığının tespitine ilişkindir.
Davacı özetle, davalı ile alüminyum havlupan alımı konusunda 120.000,00 TL karşılığı anlaştıklarını, düzenlenen 10/10/2020 tarihli proforma faturaya istinaden 20.000,00 TL nakit avans verdiklerini, yine ayrıca 50.000’er TL miktarlı iki ayrı çeki de makbuz karşılığı teslim ettiklerini, ne var ki davalı tarafından satım konusu malın teslim edilmediği gibi gerek nakdi gerek çek olarak verilen avansın da iade edilmediğini iddia ederek ödenen nakdi avansın davalıdan tahsilini, çekler dolayısıyla da borçlu olmadığının tespitini talep etmiş, davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.
Davacı tarafından dayanılan taraflar arasında imzalı 10/10/2020 tarihli proforma faturanın yapılan incelemesinde; taraflar arasında “600/1200 11 dilim parlak alm. havlupan” alımı konusunda 120.000,05 TL bedel karşılığı anlaşma sağlandığı, teslim süresinin 35 gün, ödemenin 16/10/2020 tarihinde 20.000 TL nakit ve 50.000’er TL miktarlı çeklerle yapılacağının kararlaştırıldığı; aynı gün davacı tarafından 10/10/2020 tarihli tediye makbuzları ile 50.000’er TL miktarlı davaya konu çeklerin davalıya teslim edildiği, 16/10/2020 tarihinde de 20.000,00 TL’nin ödendiği dosyaya mübrez bilgi ve belgelerden anlaşılmıştır.
Davalının davaya cevap vermemiş olduğu nazara alınarak davacı tarafından iddianın ileri sürülüş şekline göre davalının taraflar arasında imzalı 10/10/2020 tarihli proforma fatura ile tediye makbuzlarının isticvap mahiyetinde davalıya tebliğ sağlanmış ise de davalı tarafından usulüne uygun tebligata rağmen beyanda bulunulmamıştır.
Yargılama devam ederken, davacı tarafından 08/09/2021 tarihli dilekçe ile, menfi tespite konu … nolu 03/02/2021 tarihli 50.000,00 TL bedeli çek için 50.000,00 TL’nin, … nolu 03/03/2021 tarihli 50.000,00 TL miktarlı çek için de … …’nün … sayılı dosyasına 69.141,01 TL’nin ödenmiş olması sebebiyle menfi tespit talebinin istirdat talebine dönüştüğü bildirilmiş, davalı şirketin %20’den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesi talep edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, kayıt ve belgeler ile alınan bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde; kural olarak havalenin mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla yapıldığına, çekin de ödeme vasıtası olup mevcut bir borcun tediyesine yönelik olarak verildiğine dair mevcut yasal karinenin aksini ispat yükü davacı olup bu bağlamda davacı tarafından dayanılıp davaya konu nakdi ödeme ile verilen çeklerin avans mahiyetinde olduğunu gösterir proforma fatura ile tediye makbuzları yönünden davalıya yapılan isticvap mahiyetindeki tebligata davalı tarafından itibar edilmemesiyle itiraz edilmediğinin kabulü gerekmiş, bilirkişi raporu ile de ortaya konulduğu üzere mahkememizce HMK’nın 222/3. madde hükmü gereğince davacı lehine kesin delil mahiyetindeki ticari defter kayıtları ile tarafların … formlarına göre davalı tarafından davacıya mal tesliminde bulunulmadığı anlaşılmış olup mevcut hukuki durum karşısında davacının davaya konu gerek 20.000,00 TL miktarlı nakdi avansın gerek avans olarak verilen çekler nedeniyle yapılan toplam 119.141,01 TL(50.000,00 TL + 69.141,01 TL)’nin iadesini talep etmekte haklı olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır. Bu nedenle davanın kabulü ile; davacının alacak istemi yönünden 20.000,00 TL’nin, davalının davadan önce miktar ve ödeme talebi içerir bir ihtarla usulüne uygun olarak temerrüde düşürüldüğü ispat olunmadığından, dava tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine; davacının istirdat davasına dönüşen menfi tespit istemi yönünden; davacının 08/09/2021 tarihli dilekçesinde istirdatı talep edilen çek bedellerine faiz yürütülmesine dair talebi bulunmadığından faize hükmedilmesine yer olmadığı değerlendirilmiş (Benzer yönde: …. .’nin 09/03/2017 tarih ve …. sayılı ilamı), 119.141,01 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, İİK md. 72/5. bağlamında takibe konu edilen çek bakımından takip haksız ise de davalının kötü niyetinin varlığı kanıtlanamadığından, kötü niyet tazminatı isteminin de reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜ ile;
1-Davacının alacak istemi yönünden 20.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-a)Davacının istirdat davasına dönüşen menfi tespit istemi yönünden; 119.141,01 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
b) Kötü niyet tazminatı isteminin reddine,
2-Alınması gereken 9.504,72 TL harçtan peşin alınan 2,049,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 7.455,42‬ TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacılar tarafından başlangıçta yatırılan 2,049,30 TL peşin harcı ile 59,30 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 2.108,60 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 175 TL tebligat ve müzekkere gideri, 750,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 925 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereği … tarafından karşılanan ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk Ücret Tarifesinde belirtilen arabuluculuk ücreti karşılığı olan 1.320,00 TL arabulucu ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT uyarınca 21.871,15 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı tarafından sarfedilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
9-Sarfedilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıranlara iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile … Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 09/05/2023

Katip …
¸

Hakim …
¸