Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/509 E. 2022/352 K. 22.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/509 Esas
KARAR NO : 2022/352

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/09/2021
KARAR TARİHİ : 22/04/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 17/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacıya ait olan … plakalı çekici tipi aracın davalı şirkete tarafından almış oldukları bir nakliye işinde kendi adlarına işletilmek üzere istenildiğini, davalı şirket yetkilileri tarafından şoförlü olarak söz konusu aracın işletimini davalıya aylık kirası ödenecek şekilde teslim edildiğini, 2021 yılı Şubat ayından itibaren davacıya ait aracın davalı şirkete bağlı olarak aktif şekilde nakliye işlerinde kullanıldığını, davacı şirket muhasebesi tarafından üç ayrı fatura kesilerek davalı şirkete iletildiğini, ancak fatura tarihinden bu yana ancak herhangi bir ödemenin yapılmadığını, davalının ödeme yapmaması üzerine Ankara …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile genel haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını, dosya kapsamında gönderilen ödeme emrine davalı yanın itiraz etmesi sonucu takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına, %20’den az olamamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı yana usulüne uygun yapılan tebligata rağmen, davalının cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Mahkememizce mali müşavir bilirkişiden alınan raporunda özetle; “takibe konu faturaların davacı şirket yasal defterlerine yasal sürelerinde usulüne uygun kayıt edildiği, davacı şirket yasal defter kayıtlarında ve dosya kapsamında takibe konu fatura bedellerinin tahsiline / davalı şirket ödemesine yönelik herhangi bir kayıt belge bulunmadığı, davalı şirket yasal defterleri üzerinde inceleme yapılamadığından dolayı taraf ticari defterlerinin birbirini doğrulayıp doğrulamadığı hususunda tespit yapılamadığı, hesaplamalar sadece davacı şirket şirket yasal defter kayıtları dikkate alınarak yapıldığını, sahibi lehine delil özelliğine haiz davacı şirket yasal defter kayıtlarında takip tarihinde davacı şirketin takibe konu faturalarından dolayı davalı şirketten 35.681,80 TL alacaklı olduğu” şeklinde kanaat bildirmiştir.
Mali Müşavir bilirkişiden alınan ek raporda özetle; “sahibi lehine delil özelliğine haiz davacı şirket yasal defter kayıt ve belgeleri üzerinde dosya kapsamı ile birlikte yapılan incelemelerde davacı şirket tarafından takibe konu edilen faturaların e-arşiv fatura olması, mail ekinde davalı şirket yetkilisine gönderilmesi, yine davalı şirket yetkilisi Cemal Ersoy tarafından Ferdi Yıldırım’a gönderilen mail eklerinde Şubat Mart Nisan tedarikçi hakediş kapsamında yer alan tutarlar ile davacı şirket tarafından davalı şirket adına tanzim edilen fatura tutarlarının birbiri ile uyumlu olduğu hususları hep birlikte değerlendirildiğinde davacı şirket tarafından davalı şirket adına tanzim edilen fatura ve fatura içeriği hizmetin davalı şirkete teslim edildiği, fatura bedellerinin ödendiğine/ tahsiline yönelik herhangi bir belge yada kayıt bulunmadığı hususları hep birlikte değerlendirildiğinde davacı şirketin takibe konu faturalarından dolayı takip tarihinde davalı şirketten 35.681,80 TL alacaklı olduğu” şeklinde görüş bildirmiştir.
Dava hizmet sözleşmesinden kaynaklanan faturaya dayalı alacağın tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptaline yöneliktir.
Davacı davacıya ait olan … plakalı çekici tipi aracı davalı şirket tarafından şöförlü olarak aylık kirası ödenecek şekilde teslim edildiğini davalıya tebliğ edilen 15.470,31 TL, 16.487,59 TL ve 3.723,90 TL bedelli faturalara ilişkin ödeme yapılmadığını beyanla itirazın iptalini ve %20 inkar tazminatının tahsilini talep etmiştir.
Takip dosyası getirtilmiş, davacı tarafından davalı aleyhine Ankara …İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyası ile 16.487,59 TL, 3.723,90 TL, 15.470,31 TL asıl alacak ve toplamda 1.093,91 TL işlemiş faiz toplamı 36.775,71 TL üzerinden faturaya dayalı ilamsız takip başlatıldığı süresi içerisinde takibe itiraz edildiği anlaşılmıştır.
Davalıya ticari defterlerinin ibrazı için meşruhatlı tebliğe rağmen davalı tarafından ticari defterlerin sunulmadığı anlaşılmıştır.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi’nin 2018/1712 Esas, 2022/628 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; “…Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 28.03.2012 tarih ve 2011/11-862 E., 2012/51 K. sayılı ilamında da belirtildiği üzere; 1086 sayılı HUMK’nın 326. maddesine göre (6100 sayılı HMK’nın m. 219) her iki taraf kendi ellerindeki vesikaları (belgeleri) mahkemeye ibraz etmek zorundadır. Bir davada ispat yükü kendisine ait olan tarafın, başka delillerle birlikte karşı tarafın ticari defterlerine de dayandığı, diğer anlatımla, delillerini karşı tarafın ticari defterlerine hasretmediği, dolayısıyla da, uyuşmazlığa 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK)’nın 83/2. maddesindeki (6100 sayılı HMK’nın m. 222/5.) özel hükmün uygulanamayacağı durumlarda; karşı tarafın kendi defterlerini mahkemeye ibraz etmesi ya da bundan kaçınmasına bağlanması gereken hukuksal sonuçlar, HUMK’nın 330 ve ardından gelen maddelerindeki (HMK’nın m. 220.) konuya ilişkin genel düzenlemelere tabidir. HUMK’nın 332. maddesi (HMK’nın m. 220.), bir tarafın, mahkemece kendisine verilen süre içerisinde ilgili belgeyi ibraz etmemesi halinde, mahkemenin, o tarafın maksadını gözeterek, diğer tarafın o belgeye ilişkin açıklamasını kabul edebileceğini öngörmektedir. Önemle vurgulanmalıdır ki; HUMK’nın 332. maddesindeki (HMK’nın m. 220.) bu hüküm, taraflardan birinin delillerini salt karşı tarafın ticari defterlerine hasretmediği hallerde, ticari defterlerin mahkemeye sunulması bakımından da uygulanır. Diğer anlatımla, belirtilen bu durumda ticari defterler de, HUAnkara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi’nin 2018/1712 Esas, 2022/628 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; “…Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 28.03.2012 tarih ve 2011/11-862 E., 2012/51 K. sayılı ilamında da belirtildiği üzere; 1086 sayılı HUMK’nın 326. maddesine göre (6100 sayılı HMK’nın m. 219) her iki taraf kendi ellerindeki vesikaları (belgeleri) mahkemeye ibraz etmek zorundadır. Bir davada ispat yükü kendisine ait olan tarafın, başka delillerle birlikte karşı tarafın ticari defterlerine de dayandığı, diğer anlatımla, delillerini karşı tarafın ticari defterlerine hasretmediği, dolayısıyla da, uyuşmazlığa 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK)’nın 83/2. maddesindeki (6100 sayılı HMK’nın m. 222/5.) özel hükmün uygulanamayacağı durumlarda; karşı tarafın kendi defterlerini mahkemeye ibraz etmesi ya da bundan kaçınmasına bağlanması gereken hukuksal sonuçlar, HUMK’nın 330 ve ardından gelen maddelerindeki (HMK’nın m. 220.) konuya ilişkin genel düzenlemelere tabidir. HUMK’nın 332. maddesi (HMK’nın m. 220.), bir tarafın, mahkemece kendisine verilen süre içerisinde ilgili belgeyi ibraz etmemesi halinde, mahkemenin, o tarafın maksadını gözeterek, diğer tarafın o belgeye ilişkin açıklamasını kabul edebileceğini öngörmektedir. Önemle vurgulanmalıdır ki; HUMK’nın 332. maddesindeki (HMK’nın m. 220.) bu hüküm, taraflardan birinin delillerini salt karşı tarafın ticari defterlerine hasretmediği hallerde, ticari defterlerin mahkemeye sunulması bakımından da uygulanır. Diğer anlatımla, belirtilen bu durumda ticari defterler de, HUMK’nın 330 ve sonraki maddeleri (HMK’nın m. 220.) anlamında “vesika” niteliğindedir. Öte yandan, ticari defterlerin ispat kuvvetini düzenleyen 6762 sayılı TTK’nın 82. maddesindeki (HMK’nın m. 222.) hüküm, “I -Kati delil” şeklindeki kenar başlığı ile birlikte değerlendirildiğinde ve aynı Kanun’un 1474. maddesi uyarınca kenar başlıklarının metne dahil bulunduğu da gözetildiğinde; ticari işlerden dolayı tacirler arasında çıkan uyuşmazlıklarda ticari defterlerin (maddede gösterilen koşulların mevcut olması kaydıyla), kesin delil niteliğinde bulunduğunu öngörmektedir. 6762 sayılı TTK’nın 69. vd. maddeleri (6102 sayılı TTK’nın m. 64.) uyarınca da defterlerini yöntemince tasdik ettirmeyen tacirin bu gibi defterleri lehine delil olamaz. Ancak kanuna uygun olarak veya olmayarak tutulmuş olan ticari defterlerin münderecatı, sahibi ve halefleri aleyhinde delil sayılır (HMK m. 222/4)….” şeklindedir.
Tüm dosya kapsamının incelenmesinde; taraflar arasındaki hizmet akdi bulunduğu, usulüne uygun tutulan davalı defterleri ile de alacağın ispatlandığı, davalı yana defter ibrazı için gönderilen tebliğe rağmen defter ibrazından kaçındığı ve davacı yanın alacağını kendi ticari defterleri ile ibraz ettiği anlaşıldığından, dava öncesinde davalının temerrüte düşürülmediği ve faizin takip tarihi itibariyle başlayacağı kabul olunarak fatura bedelleri üzerinden davanın kabulüne karar verilmiş, alacağın likit olduğu kabul olunarak inkar tazminatına hükmolunarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile Ankara …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasının davalı tarafından yapılan itirazın 35.681,80 TL üzerinden iptali ile takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-7.136,36 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Alınması gereken 2.437,43 TL harçtan peşin alınan 628,04 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.809,39 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereği Adalet Bakanlığı tarafından karşılanan ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk Ücret Tarifesinde belirtilen arabuluculuk ücreti karşılığı olan 1.320,00 TL arabulucu ücretinin kabul ve red oranına göre 1.280,80 TL’sinin davalıdan 39,20 TL’sinin de davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından başlangıçta yatırılan 59,30 TL başvurma harcı ve 628,04 TL peşin harç olmak üzere toplam 687,34 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 122,00 TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.122,00 TL olan yargılama giderinden davanın kabul ve red oranlarına göre 1.088,68 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar yönünden karar tarihindeki AAÜT uyarınca 5.352,27 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
8-Davalı tarafından sarfedilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
9-Sarfedilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran taraflara iadesine,
Dair e-duruşma sistemi üzerinden davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 22/04/2022

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.