Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/493 E. 2022/740 K. 25.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA …ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
…ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/493 Esas
KARAR NO : 2022/740

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/09/2021
KARAR TARİHİ : 25/10/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 01/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; Davacı şirketin inşaat demiri alım satım işi ile ilgili faaliyet gösterdiğini, davacı şirket ile davalı şirket arasında da cari hesap ilişkisinin bulunduğunu, 13/08/2020 dönem sonu itibariyle 189.383,09 TL bakiye alacağın kaldığını, yıllık %13,75 oranı üzerinden de 12.485,01 TL işlemiş faiz alacağının bulunduğunu, sözü edilen alacağın tahsili amacıyla toplam 201.868,04 TL için cebri icra yoluna başvurmuş iseler de davalının haksız itirazı üzerine durduğunu belirterek, Ankara …İcra Müdürlğünün … E. Nolu takibine yapılan kötü niyetli itirazın iptaline, itiraza uğrayan tüm alacaklar yönünden takip tarihinden itibaren işleyecek olan yıllık %13,75 ticari temerrüt faizi işletilmek suretiyle icra takibinin kaldığı yerden devamına, davalı aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın davalıya teslim ile yükümlü olduğu malzemeleri yüklendiği şekli ile tam ve eksiksiz olarak teslim etmediğini, davalının bu nedenle iddia edilen bir borcu da bulunmadığını, davacı tarafın ilamsız icra takibinde talep ettiği işlemiş ve işleyecek faiz ile talep ettiği faiz oranlarına itiraz ettiklerini, davacı tarafından davalının temerrüde düşürülmeden işlemiş faizin talep edilmesinin kabul edilemez olduğunu, temerrüde düşmeyen davalı aleyhine işlemiş faiz talebinin reddinin gerektiğini, davacı tarafından talep edilen işlemiş ve işleyecek faiz oranlarının da fahiş olduğunu, kabulüne imkan bulunmadığını bildirerek, davacının davasının hukuki yarar yokluğundan reddine, davalı şirket aleyhine ikame edilen davanın reddine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Mahkememizce taraflarca dayanılan deliller dosyaya kazandırılmış, davanın dayanağı olan Ankara …İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyası celp edilmiş, uyuşmazlık dönemine ilişkin BA/BS formları celp edilmiş, dosya mahkememizce mali müşavir bilirkişiye tevdi edilerek taraflarca sunulan ticari defter ve kayıtlar ile tüm dosya kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Öncelikle davacının ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi bakımından Sivas Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne müzekkere yazılmış, mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen 10/03/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğu, zamanında onaylarının yapıldığı, ticari defterlerin sahibi lehine delil olma vasfının mümkün olduğu, davalı şirketin 189.383,03 TL borçlu gözüktüğü, tarafların BA ve BS formlarında mutabık oldukları” yönünde kanaat bildirdiği anlaşılmıştır. Takiben, mahkememizce davalının ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapmak üzere dosyanın mali müşavir bilirkişiye tevdiine karar verilmiş, düzenlenen raporda özetle; “dosya içeriğinde taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmamasına rağmen davalı şirket yasal defter kayıtları, davacı şirket tarafından tanzim edilen faturalar, davalı şirket ödemeleri ve tarafların beyanları neticesinde, taraflar arasında ticari bir ilişkinin var olduğu, ticari ilişkinin 2017 yılı öncesine dayanıp 15/06/2020 tarihinde sona erdiği, vergi dairesine bildirilen BA/BS formlarının fatura kapsamındaki malın teslim edildiğini gösterdiği, bu kapsamda 2020 yılında davacı şirketin BS formunda davalı şirkete 52 adet belge ile KDV hariç 10.358.872,00 TL tutarında mal/hizmet satışında bulunduğunu beyan ettiği, davalı şirketin de aynı tutarda mal/hizmet alımında bulunduğunu beyan ettiği, taraf beyanlarının birbirini doğruladığı, dosya içeriğinde fatura konusu emtianın teslim alınmadığı, eksik/kusurlu alındığına dair davalı şirketin şerh/ihtarname/bildirimine rastlanılmadığı, … taraf ticari defter kayıtlarının birbiri ile uyumlu olduğu ve kayıtlarda yer alan bakiye tutarların birbirini doğruladığı, davalı şirketin 2020 yılı içerisinde davacı şirketten toplam 13.611.088,38 TL tutarında fatura aldığı, 2020 yılından devir gelen borç ile birlikte davacı şirkete toplam 13.821.286,05 TL borçlandığı, fatura bedellerine karşılık 2020 yılı içerisinde toplam 13.631.903,11 TL ödeme yapıldığı, yapılan ödemelerin mahsubu sonrasında davalı şirketin 07/12/2020 takip tarihinde davacı şirkete 189.382,94 TL borçlu olduğu” yönünde kanaat bildirildiği anlaşılmıştır.
Dava, cari hesap bakiyesine dayalı alacağın tahsili için girişilen icra takibine yönelik 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesine dayalı itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dosya kapsamından taraflar arasında yazılı bir sözleşmenin bulunmadığı, ancak dosyanın tetkikinden taraflar arasında ticari satıma dayalı ve 2017 öncesinden 2020 yılına kadar devam eden bir ticari ilişkinin olduğu, davacının da bu ticari ilişki çerçevesinde oluştuğu belirtilen cari hesap bakiyesine dayalı olarak 189.383,03 TL asıl alacak, 12.485,01 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 201.868,04 TL üzerinden Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasında 07/12/2020 tarihinde davalı aleyhine ilamsız icra takibine giriştiği ve 15/12/2020 tarihinde davalı şirketin itiraz ederek takibi durdurduğu ve yasal sürede eldeki itirazın iptali istemli davayı ikame ettiği anlaşılmıştır.
Davacı tarafından inşaat malzemesi satımına dayalı ödenmeyen 189.383,03 TL asıl alacak yönünden cari hesap bakiyesinin bulunduğu iddia edilmiş, davalı tarafından ise borcun bulunmadığı savunularak teslim olgusuna itiraz edilmiştir.
Kanunda aksine bir düzenleme olmadıkça; taraflardan her birinin, hakkın dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü olması (TMK 6), diğer bir ifadeyle, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafın ispat yükü altında olması (HMK 190) nedeniyle teslim olgusundan lehine hak çıkaracak taraf olan davacı taraf; akdi ilişkinin varlığı ile teslim olgusunu kanıtlama yükümü altındadır.
Somut olayda; dosyaya mübrez bilirkişi raporları ile de ortaya konulduğu üzere davacı tarafından takibe konu edilen cari hesap bakiyesinin dayanağı olan faturaların, davalı tarafından kendi ticari defter ve kayıtlarına işlendiği gibi BA formu ile de davalı tarafından vergi dairesine bildirilmiş olup söz konusu faturalara konu malın davacı tarafından teslim edildiğinin kabulü gerekmektedir (Emsal: Yargıtay 19. HD’nin, 23/03/2017 tarih ve 2016-12244/2368 sayılı ilamı). Mevcut hukuki durum karşısında davacı, teslim olgusunu kanıtlamıştır. HMK’nın 222/3. maddesi hükmünce kesin delil niteliğini haiz ve tarafların birbiri ile uyumlu ticari defter ve kayıtlarına göre de davacının cari hesap bakiyesi dolayısıyla davalıdan takip tarihi itibariyle 189.382,94 TL alacağının bulunduğu ve davalı tarafından ödenmediği anlaşılmıştır. Sonuç olarak; tüm dosya kapsamı, kayıt ve belgeler ile usul ve yasaya uygun olarak alınan denetlenebilir bilirkişi raporları birlikte değerlendirilerek; davalının Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasında takibe itirazının haklı olmadığı anlaşılmakla, takibin, 189.382,14 TL asıl alacak yönünden iptali ile, davacının davalıyı takipten önce usulüne uygun olarak temerrüde düşürdüğü kanıtlanamadığından, takibin bu miktar üzerinden takip tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte devamına karar vermek gerekmiştir. Davacının icra inkar tazminatı istemine gelince; itirazın iptâli davasında İİK’nın 67/2. maddesi hükmünce borçlunun icra inkâr tazminatı ile sorumlu tutulabilmesi için alacağın likit ve borçlunun itirazının da haksız olması gerekir. Mevcut hukuki durum karşısında davalının takibe itirazının haklı olmadığı ve takibe konu alacağın muayyen ve likit nitelikte bulunduğu değerlendirilmekle davacı lehine asıl alacağın %20’si üzerinden hesaplanan 37.876,43 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak, son tahlilde davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile; Davalının Ankara …İcra Dairesinin … Esas sayılı takibe itirazının 189.382,14 TL asıl alacak yönünden iptali ile takibin bu miktar üzerinden takip tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte devamına, fazlaya dair istemin reddine,
2-Hükmolunan alacağın %20’si olan 37.876,43 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Alınması gereken 12.936,69 TL harçtan peşin alınan 2.438,07 TL’nin mahsubu ile bakiye 10.498,62 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından başlangıçta yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 2.438,07 TL peşin harç olmak üzere toplam 2.497,37‬ TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 124,1‬0 TL tebligat ve müzekkere gideri, 2.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.124,10 TL’nin davanın kabul red oranına göre 1.992,72 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar yönünden AAÜT uyarınca 29.407,32 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar yönünden karar tarihindeki AAÜT uyarınca 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davalı tarafından sarfedilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
9-Sarfedilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıranlara iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 25/10/2022

Katip …
E-imzalı

Hakim …
E-imzalı