Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/491 E. 2022/743 K. 25.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/491 Esas – 2022/743
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/491 Esas
KARAR NO : 2022/743

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 03/09/2021
KARAR TARİHİ : 25/10/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 25/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; 03/04/2019 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde davacılar … … ile … …’in çocukları, davalı … … …’in ise kardeşi olan … …’in vefat ettiği, kazanın davalı araç sürücüsü … … …’nın kusuru ile meydana gelip müteveffa … …’in kusurunun bulunmadığını, davalı … …’nın araç maliki, diğer davalı sigorta şirketinin ise ilgili aracın ZMMS sigortacısı olduğunu bildirerek, fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere davacı anne … … için 1.000,00 TL, baba … … için 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı, cenaze masrafları için 500,00 TL olmak üzere 2.500,00 TL’nin davalılardan avans faizi ile birlikte tahsili ile, anne … … için 150.000,00 TL, baba … … için 150.000,00 TL, kızkardeş … … … için 100.000,00 TL manevi tazminatın sigorta şirketi dışındaki davalılardan yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; kusur oranının tespiti bakımından dosyanın ATK Trafik İhtisas Dairesi’ne tevdii edilmesi gerektiğini, müvekkillerinin ancak kaza tarihindeki poliçe teminat limiti ile sorumlu olduğunu, müvekkili tarafından zararın ödenmesi teklif edilmişse de kabul edilmediğini, müteveffanın gelirinin resmi belgelerle kanıtlanması gerektiğini, aksi halde asgari ücretin esas alınması gerektiğini, sigortalının kusuru ile illiyet bağının ispat edilmesi gerektiğini, davacıların kaza nedeniyle elde ettikleri gelir ve tazminatın mahsubunun gerektiğini, cenaze ve defin giderleri için somut belge ve delil gerektiğini, müvekkilinin ancak poliçe teminat limiti ile sorumlu olduğunu ve ancak dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilebileceğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
Diğer davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; ceza yargılaması sırasında alınan bilirkişi raporunda davacıların murisinin asli kusurlu olduğunun belirtildiğini, kazanın oluşumuna davacıların murisinin hareketinin neden olduğunu, müvekkili … …’ın tamamen kusursuz olduğunu, davacı anne ve babanın destek zararını ispat etmeleri gerektiğini, davacıların her ikisi de öğretmen olup müteveffanın ise çalışmadığını, destekten yoksun kalma tazminatı istemlerinin reddi gerektiğini, müvekkillerinin ancak gerçek defin gideri ve zararından sorumlu olabileceğini, talep edilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, 03/04/2019 tarihli trafik kazası sonucunda davacıların murisinin vefatı dolayısıyla tüm davalılardan destekten yoksun kalma tazminatı ile davalılar … plakalı araç maliki … … ile sürücü … … …’dan manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
Mahkememizce taraflarca dayanılan tüm deliller toplanmış, davacılar ile davalılar bakımından SED araştırması yaptırılmış, davalı sigorta şirketinden poliçe ve hasar dosyası getirtilmiş, davaya konu kazaya ilişkin Ankara Batı … Asliye Ceza Mah.’nin … Esas sayılı dosya sureti celp edilmiş, dava konu trafik kazasında tarafların kusur durumlarının tespiti bakımından Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nden rapor alınmış, davacıların maddi tazminat istemleri bakımından aktüer hesap bilirkişisinden rapor alınmıştır.
Davacıların destekten yoksun kalma tazminatı istemleri yönünden; davacılar vekili tarafından sunulan 02/09/2022 tarihli dilekçe ve 25/10/2022 tarihli duruşmadaki sözlü beyanları ile, davacıların destekten yoksun kalma zararlarının davalı sigorta şirketi tarafından karşılandığı ve maddi tazminat istemlerinin konusuz kaldığı bildirildiğinden, davacıların konusu kalmayan maddi tazminat istemleri yönünden hüküm kurulmasına yer olmadığında karar vermek gerekmiştir.
Davacıların manevi tazminat istemleri yönünden ise;
6100 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/2. madde hükmünde, ağır bedensel zarar veya ölüm halinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebileceği düzenlenmiştir. Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre manevi tazminatın değerlendirilmesine, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davalıların sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir (Emsal: Yargıtay 17. HD., 02/05/2017 tarih ve 2014-25479/4871 sayılı ilamı). Bu ilkeler ışığında; mahkememizce öncelikle tarafların sosyal ve ekonomik durumlarının araştırılması bakımından ilgili ilçe emniyet müdürlüklerine müzekkere yazılarak dosyamıza kazandırılmıştır. Manevi tazminat miktarının belirlenmesi bakımından tarafların kusur durumlarının da değerlendirilmesi gerektiği tabii bulunduğundan, davaya konu trafik kazasına ilişkin Ankara Batı … Asliye Ceza Mah.’nin … esas sayılı dosyasından, soruşturma aşamasında alınan 21/04/2019 tarihli davacıların murisinin asli kusurlu, davalı araç sürücüsünün tali kusurlu olduğu yönündeki tespiti içerir rapor ile kovuşturma aşamasında alınan 05/07/2019 tarihli ve ayrık görüş içermekle birlikte davacıların murisinin asli kusurlu, davalı araç sürücüsünün tali kusurlu olduğu yönündeki tespiti içerir üçlü heyet raporu dosyaya kazandırılmıştır. Mahkememizce de dosya, Ankara Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi’ne sevk edilmiş, düzenlenen 27/05/2022 tarihli raporda da davalı sürücü … … … sevk ve idaresindeki otomobil ile mahal için belirlenmiş hız sınırının üzerindeki seyri sırasında geldiği olay mahallinde seyrine göre yolun solundaki refüjden yola girip karşıya geçmek isteyen yayaya çarpması sonucu meydana gelen olayda %15 oranında, müteveffa yaya … …’in ise gece vakti hız sınırının yüksek olduğu bölünmüş yolda yakın mesafedeki yaya üst geçidini kullanarak karşıya geçmeye özen göstermeyip can güvenliğini tehlikeye atacak şekilde geçiş hakkını haiz gelen araçların seyir durumunu gözetmeden kontrolsüzce yola girip ilk geçiş hakkını vermediği davalı sürücünün kullandığı aracın sadmesine maruz kaldığı olayda %85 oranında kusurlu olduğuna dair görüş bildirildiği anlaşılmıştır. Kusura ilişkin olarak sözü edilen raporlar olayın oluşuna göre hüküm tesisine yeterli sayılmış olup mahkememizce de benimsenerek hükme esas alınması uygun bulunmuştur.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olaya gelince; her ne kadar alınan bilirkişi raporlarına göre davacıların murisinin davaya konusu trafik kazasının meydana gelmesinde asli kusurlu olduğu anlaşılmakta ise de, davacıların murisinin asli kusurlu olmasının manevi tazminatın verilmesine engel olmayıp, hükmedilecek miktarı etkileyecek bir unsur olduğunun kabulü ile (Emsal: Yargıtay 4. HD.’nin, 01/07/2004 tarih ve 1754/8644 sayılı ilamı) davacıların manevi tazminat istemleri değerlendirildiğinde; her ne kadar davalı araç sürücüsünün tali kusurlu olarak kazaya sebebiyet verdiği anlaşılmakta ise de netice olarak davalı araç sürücüsünün gerekli dikkat ve özeni göstermeyerek hız sınırının üzerindeki seyrine dayalı kusuru ile oluşuma katkı sağladığı trafik kazasının davacıların evlatları ile kardeşi olan müteveffanın hayatını kaybetmesine neden olduğundan, tarafların kusur durumu ile sosyal ve ekonomik durumları da göz önüne alınarak davacıların evlatları ile kardeşi olan müteveffanın hayatını kaybetmesi nedeniyle giderilmesi mümkün olmayan ancak duydukları acı ve ızdırabın derinliğini hafifletebilmek amacıyla davacıları da zenginleştirmeyecek şekilde tespit edilen davacı baba … … için 50.000,00 TL, davacı anne … … için 50.000,00 TL, davacı kardeş … … … için 35.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği kanaati hasıl olmuş, oluşan zarardan davalı araç maliki ile sürücüsünün müteselsil sorumlu olduğu ve zararın da kaza tarihi itibariyle gerçekleştiği nazara alınarak, her bir davalı yönünden hükmedilen manevi tazminatın 03/04/2019 kaza tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalılar … … … ile … …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacıların konusu kalmayan maddi tazminat istemleri yönünden hüküm kurulmasına yer olmadığında,
2-Davacıların manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile;
-Davacı … … için 50.000,00 TL,
-Davacı … … için 50.000,00 TL,
-Davacı … … … için 35.000,00 TL manevi tazminatın 03/04/2019 kaza tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalılar … … … ile … …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine,
3-Fazlaya dair istemin reddine,
4-Maddi tazminat yönünden alınması gereken 80,70 TL harcın peşin alınan 1.374,74 TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 1.294,04 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Maddi tazminat yönünden davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
6-Maddi tazminat yönünden, taraflar leh ve aleyhine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Manevi tazminat yönünden alınması gereken 9.221,85 TL harçtan peşin alınan 1.374,74 TL’nin mahsubu ile bakiye 7.847,11‬ TL harcın davalılar … … … ile … …’dan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
8-Manevi tazminat yönünden davacı tarafından başlangıçta yatırılan 59,30 TL başvurma harcı ve 102,47 TL peşin harç olmak üzere toplam 161,77 TL’nin davalılar … … … ile … …’dan alınarak davacılara verilmesine,
8- Manevi tazminat yönünden davacı tarafından yapılan 286,40 TL tebligat ve müzekkere giderinden teşekkül yargılama giderinden davanın kabul ve red oranlarına göre 96,66 TL’sinin davalılar … … … ile … …’dan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
9-Manevi tazminat yönünden, davacılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT md. 10 gereğince ihtiyari dava arkadaşı olan davacılar lehine ayrı ayrı 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılar … … … ile … …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara ödenmesine,
10-Manevi tazminat yönünden, davalılar … … … ile … … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT md. 3/2 ve 10 gereğince 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davalılar … … … ile … …’ya verilmesine,
11-6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereği Adalet Bakanlığı tarafından karşılanan ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk Ücret Tarifesinde belirtilen arabuluculuk ücreti karşılığı olan 1.360,00 TL arabulucu ücretinin 456,15 TL’sinin davalılar … … … ile … …’dan, 903,85‬ TL’sinin davacılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
12-Davalılar tarafından sarfedilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
13-Sarfedilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran taraflara iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 25/10/2022