Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/49 E. 2022/229 K. 18.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/49 Esas – 2022/229
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/49 Esas
KARAR NO : 2022/229

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/01/2021
KARAR TARİHİ : 18/03/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 11/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; TSE Destek Hizmetleri Daire Başkanlığı tarafından yurt genelinde bağlı birimlerinden gönderilecek olan kargoların taşınması hususunda düzenlenen ihalenin davacıya bağlı Ankara PTT Başmüdürlüğü uhdesinde kaldığını, davalı ile davacıya bağlı Ankara PTT Başmüdürlüğü arasında 01.01.2019 – 31.12.2019 tarih aralığında geçerli olmak üzere 1 yıllık kargo hizmet alımı işine ait sözleşme imzalandığını, 4735 Sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu çerçevesinde imzalanan sözleşmede, taşıma esnasında kargolarda meydana gelebilecek olan hasar ve kayıpta rayiç bedel üzerinden ödeme yapılacağı ve gönderilerin davacı tarafından öngörülen süreler içinde teslim edilmemesi durumunda her takvim günü için sözleşme bedeli üzerinden % 0,003 (onbinde üç) ceza kesileceği hükmünün bulunduğu gerekçesi ile davalı tarafından davacı aleyhine; 2019 yılında geçerli sözleşme ve teknik şartname kapsamında toplamda 64.311.78TL ceza, davalı tarafından uygulandığını ve davacının hak edişinden resen kesildiğini, davalı tarafından zamanında teslim edilmediği gerekçesi ile sözleşmenin ilgili hükmü uyarınca gecikme bedeli tahakkuk ettirilen bahse konu gönderilerin taraflar arasında imzalanan sözleşme kapsamındaki kargo gönderisi olmadığı, 6475 sayılı Posta Hizmetleri Kanunu’nda belirtilen posta tekeli kapsamındaki mektup ve zarf niteliğindeki gönderi olduğu, bu sebeple davalı tarafından hak edişin kesilmesinin haksız olduğunu. AP05375640127 barkod numarası ile haberleşme/APS kurye olarak kabul edilen gönderinin posta tekeli kapsamında olmadığını, yapılan sözleşme kapsamına girmemesi ve muhatap konumundaki alıcının beyanı doğrultusunda gönderiye işlem yapılmasına bağlı davacının doğrudan kusurlu olmadığını, davacının hakkedişinin ödenmesini teminen davacıya Ankara PTT Başmüdürlüğü tarafından davalıya yazılan 14.07.2020 tarih ve 29721 sayılı yazı ile davaya konu olay ile ilgili sulh yoluna gidilmesi teklif edildiğini, ancak davalı 21.07.2020 tarih ve 214129 sayılı cevabi yazıları ile davacının iyiniyetli teklifini geri çevirdiğini, davacının yaptığı hizmet bir kamu hizmeti olduğunu, Hak edişten kesilen ceza çok fahiş olduğunu, bu durum davalı yönünden haksız kazanç/zenginleşme, müvekkil Şirket yönünden ise görev tanımında yaptığı kamu hizmetinin karşılığını alamamasına, hatta menfi zarara sebep olduğunu, davalının hem tekel kapsamında kalan gönderileri sözleşme kapsamına dahil ederek gerçek fiyatından daha ucuza taşıtmakta, hem de tekel hakkını ihlal ettiği halde davacının hak edişinden usulüz ve haksız şekilde kesinti yaptığını, arabuluculuk sürecine başvurulduğunu, ancak bir sonuç alınamadığını belirterek davalı tarafından kesilen meblağın kesinti tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 550. maddesi ve 132 Sayılı Kanunla kurulmuş olan bir kamu kurumu olduğunu, Enstitü bünyesindeki birtakım hizmetlerin yürütülmesi maksadıyla ihale yoluyla hizmet alımı yapılmakta olduğunu, davacı … Anonim Şirketi ile de kargolarının taşınması maksadıyla 01/01/2019 – 31/12/2019 tarih aralığında geçerli olmak üzere kargo hizmet alımı işine ait olmak üzere, 28.12.2018 tarihinde sözleşme ve Teknik Şartname imzalandığını, davacı tarafından bazı gönderilerin süresinde teslim edilmediğini, davacı hakedişinden kesilen tutar sözleşme kapsamında hesaplandığını, davacının kendi mevzuatına göre gönderilerin kabul tarihindeki temel ücreti üzerinden ceza/tazminat ödemesi hesaplanması gerektiği yönündeki iddiası haksız olduğunu, ayrıca, dava konusu durum 2019 yılına ilişkin sözleşmeden kaynaklı olduğunu, davacı şirketin 2020 yılı için de aynı koşullarla herhangi bir itirazı olmaksızın davalı ile sözleşme imzaladığını, tüm bu nedenlerle davacının dava dilekçesinde iddia ettiği şekilde bir sebepsiz zenginleşme davalı bakımından gerçekleşmediğini, bu nedenle, haksız ve mesnetsiz olarak açılan işbu davanın reddi talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE;
Mahkememizce alınan 02/11/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “Mahkeme ara kararı ile verilen görev doğrultusunda yapılan inceleme neticesinde yapılan hesaplamalar uyarınca; davacıya iade edilebilecek tazminat tutarının 63.697,80TL olduğu hesaplanmıştır” şeklinde görüş bildirmişlerdir.
Dava hizmet sözleşmesinden kaynaklanmakta olup haksız kesilen cezai şart bedelinin davalıdan tahsiline ilişkindir.
Davacı taraflar arasında 01.01.2019-31.12.2019 tarihleri arasında geçerli olmak üzere 1 yıllık kargo hizmet sözleşmesi imzalandığını, sözleşmede taşıma esnasında kargolarda meydana gelebilecek olan hasar ve kayıpta rayiç bedel üzerinden ödeme yapılacağının öngörüldüğü, davalı tarafından davacı aleyhine 09.08.2019 tarihinde kabulü yapılan kargo nedeniyle 6.985,84 TL, 26.07.2019 tarihli gönderi nedeniyle 9.783,35 TL, 22.03.2019 tarihli gönderi nedeniyle 47.542,59 TL olmak üzere toplamda 64.311,78 TL cezai şart uygulanarak hakedişten kesinti yapıldığını, bahsi geçen gönderilerin haberleşme/APS kurye gönderisi olarak kabul edildiğini, gönderilerin 6475 sayılı Posta Hizmetleri Kanunu’nda belirtilen posta tekeli kapsamında mektup ve zarf niteliğindeki gönderi olduğunu ve sözleşme dışında kaldığını bu nedenle ancak davacının hakedişinden 613,98 TL kesinti yapılabileceğini beyanla davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini beyan etmiş, davalı hakedişten kesilen cezai şartın sözleşme ve eki teknik şartnameye uygun olduğunu beyanla davanın reddinin gerektiğini savunmuştur.
Taraflar arasında 28.12.2018 tarihli 1 Yıl Süreli Kargo Hizmet Alım İşi’ne dair sözleşme akdedildiği, sözleşmenin ekinde Hizmet İşleri Genel Şartnamesi ve Teknik Şartnamenin ek olduğu, sözleşmenin 16.1. Maddesinde cezalara ilişkin hususların teknik şartnamede belirtileceği, Teknik Şartname’nin 7. Maddesinde ise … Yükleniciye gecikilen her takvim günü için taşınacak gönderi başına toplam sözleşme bedeli üzerinden 0,003 gecikme cezası uygulanacağı belirtmiştir. Yine mahkememizce taraflar arasındaki hakedişlerin celbi yoluna gidilmiş, davaya konu cezai şartın 12 nolu hakedişte kesildiği ve davacı yüklenici tarafından hakedişin itirazsız olarak imzalandığı anlaşılmaktadır.
Sözleşmenin eki olan Hizmet İşleri Genel Şartnamesi 6100 sayılı HMK’nın 193. maddesine göre delil sözleşmesi niteliğinde olup mahkememizce resen gözetilmesi gerekmektedir. İlgili şartnamenin 42. maddesinde, yüklenicinin geçici hakedişlere itirazı olduğu takdirde, karşı görüşlerinin neler olduğunu ve dayandığı gerekçeleri, idareye vereceği ve bir örneğini de hakediş raporuna ekleyeceği dilekçesinde açıklaması ve hakediş raporunu “idareye verilen … tarihli dilekçemde yazılı ihtirâzi kayıtla.” cümlesini yazarak imzalaması gereklidir. Eğer yüklenicinin, hakediş raporunun imzalanmasından sonra tahakkuk işlemi yapılıncaya kadar, yetkililer tarafından hakediş raporunda yapılabilecek düzeltmelere bir itirazı olursa hakedişin kendisine ödendiği tarihten başlamak üzere en çok on gün içinde bu itirazını dilekçe ile idareye bildirmek zorunda olduğu, bu şekilde itiraz edilmediği takdirde hakedişi olduğu gibi kabul etmiş sayılacağı düzenlemesine yer verilmiştir. Bu nedenler dava konusu olan hakedişten cezai şart adı altında yapılan kesintilerin taraflar arasında düzenlenen 12 nolu hakedişte kesildiği ve davacı yüklenici tarafından ihtirazi kayıt dermayan etmeksizin imzalandığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Alınması gereken 80,70 TL harcın peşin alınan toplam 1.098,29 TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 1.017,59 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereği Adalet Bakanlığı tarafından karşılanan ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk Ücret Tarifesinde belirtilen arabuluculuk ücreti karşılığı olan 1.320,00 TL arabulucu ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT uyarınca 9.160,53 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 18/03/2022