Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/473 E. 2022/649 K. 20.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/473 Esas – 2022/649
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/473 Esas
KARAR NO : 2022/649

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/08/2021
KARAR TARİHİ : 20/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 01/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkilİ şirketin çeşitli markaların distribütörü olarak kombi satışı yaptığını, tarafların 2020 yılından itibaren sürdükleri ticari faaliyetlere dayalı cari hesap bakiyesi olarak 9.126,18 TL’nin ödenmesinin davalı taraftan defaatle talep edilmiş olmasına rağmen kombisinde arıza olduğu iddiasıyla ödemekten imtina ettiğini, 05/04/2021 tarihinde başlatılan icra takibi akabinde davalı tarafından 22/04/2021 tarihinde müvekkil şirket hesaplarına 4.300,00 TL ödeme yapıldığını, ancak dosya borcu ödenmediğinden işbu davanın açılması zorunluluğunun doğduğunu bildirerek Ankara …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin iptaline, takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı asilin cevap dilekçesinde özetle; davacının kendilerine iki adet arızalı ürün (ferroli marka kombi) teslim ettiğini, bu durumum servis raporu ile sabit olduğunu, bir tanesinin servis tarafından değiştirildiğini, diğerinin ise arıza giderildiğinde ödeneceğinin bildirildiğini, alacaklı olduğunu iddia tarafa gönderdiği takip kadar borcunun bulunmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; taraflar arasındaki ticari satıma dayalı cari hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflarca dayanılan tüm deliller toplanmış, davaya dayanak Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosya sureti getirtilerek dosyamız arasına alınmış, bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Mali müşavir ve nitelikli hesaplamalar uzmanı bilirkişiler tarafından düzenlenen bila tarih bilirkişi raporunda özetle; “taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacı tarafından, davalı şirket adına 10 adet ve toplam 39.851,18 TL tutarında fatura tanzim edildiği, bahse konu faturaların her iki taraf ticari defterlerinde de kayıtlı olduğu, kayıtların birbiri ile uyumlu olduğu ve birbirini doğruladığı, fatura bedellerine karşılık davalı şirket tarafından davacı şirkete 30.725,00 TL ödeme yapıldığı, yapılan ödemelerin mahsubu sonrasında davacı şirketin 05.04.2021 takip tarihinde davalı şirketten (39.851,18 — 30.725,00) 9.126,18 TL alacaklı olduğu, davalı şirket tarafından takip tarihinden sonra 22.04.2021 tarihinde davacı şirkete 4.300,00 TL ödeme yapıldığı, yapılan ödemelerin mahsubu sonrasında dava tarihinde davacı şirketin davalı şirketten 4.826,18 TL alacaklı olduğu, davacının takibini “cari hesap”a dayandırdığı, ancak davacının davalıya daha önceden yapılmış cari hesabın kat edildiğine ilişkin bir ihtarnamesinin bulunmadığı, davacının takip tarihi 05/04/2021 tarihi itibariyle 9.126,18 TL alacağı bulunduğu, davalının ödeme emrinin tebliğinden önce 4.300,00 TL’nin 22/04/2021 tarihinde ödediği, bu miktarın davacının ticari kayıtlarına göre anaparadan düşülmüş olarak kaydedilmesi sebebiyle borcun ferilerinden mahsup edilemeyeceği, davacının işin ticari nitelikte bulunması sebebi ile 3095 sayılı kanununun 2/2 maddesi gereğince yıllık %15,75 oranında faiz talep edebileceği” yönünde kanaat bildirmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) ticari satış ve mal değişimi başlıklı 23. maddesinde, bu maddedeki özel hükümler saklı kalmak şartıyla satış ve mal değişimlerinde 6098 Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) ilgili hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır. TBK’nın 219. maddesinde, “…satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur. Satıcı, bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur.” denilerek ayıbın tanımı yapılmış olup TTK’nın 23/1.c bendinde ise, “Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.” denilmek suretiyle tacirler arasındaki satım sözleşmelerinde muayene ve ihbar külfetine ilişkin özel hükümler getirilmiştir. TBK’nın 227. maddesinde ise kanun koyucu tarafından, satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hallerde alıcının kullanabileceği seçimlik haklar düzenleme altına alınmıştır.
Tüm bu açıklamalar ışığında davaya konu uyuşmazlık değerlendirildiğinde; taraflar arasında 11/01/2020-22/04/2021 tarihleri arasında ticari satıma dayalı sürekli bir ilişkin bulunduğu, davaya konu takibin iki adet kombi satışına ilişkin alacak bakiyesinden doğduğu ve her iki tarafın ticari defterlerinde karşılığı faturaların kayıtlı olduğu da anlaşılan satım konusu kombilerin davalıya teslim edildiği konusunda uyuşmazlık bulunmamakta olup uyuşmazlık, davacı tarafından teslim edilen kombinin ayıplı olup olmadığı, davacının taraflar arasındaki ticari satımdan kaynaklı olarak bakiye alacağının bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır. Davacı, satım konusu malın teslimini kanıtladığına göre ayıbın varlığı ile TTK’nın yukarıda sözü edilen hükümlerine göre hak düşürücü süreler içerisinde usulüne uygun olarak davacıya bildirildiğini ispat yükü davalı alıcıdadır. Ne var ki, davalı tarafından varlığı iddia olunan ayıbın usulüne uygun olarak (TTK md. 18/3, 21/1.c) davacıya bildirildiği kanıtlanamamıştır. Buna göre; yukarıdaki açıklamalar ışığında satım konusu malların davalıya ayıpsız olarak teslim edildiğinin kabulü gerekmiş, her iki tarafın ticari defter ve kayıtlarının bir bütün olarak incelenmesi sonucunda, davalı tarafından takipten sonra yapılan ödemelerin mahsubu sonrasında davacının dava tarihi itibariyle davalıdan 4.826,18 TL bakiye alacağının bulunduğu anlaşılmakla davanın kısmen kabulü ile davalının Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takibe itirazının 4.826,18 TL üzerinden iptali ile takibin aynı koşullarda devamına; takibin haksız, alacağın da likit mahiyette olduğu nazara alınarak koşulları oluştuğundan, hükmolunan alacağın %20’si olan 965 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile; Davalının Ankara …İcra Müdürlüğünün … sayılı takibe itirazının 4.826,18 TL üzerinden iptali ile takibin aynı koşullarda devamına,
2-Hükmolunan alacağın %20’si olan 965 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Alınması gereken 329,67 TL harçtan peşin, başvurma harcı 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 270,37 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından başlangıçta yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 59,30 TL peşin harç olmak üzere toplam 118,6‬ TL’nin kabul ve ret oranına göre 102,95 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafından yapılan 210 TL tebligat ve müzekkere gideri, 2.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.210,00 TL olan yargılama giderinin, kabul ve ret oranına göre 1.918,55 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar yönünden karar tarihindeki AAÜT uyarınca 4.826,18 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereği Adalet Bakanlığı tarafından karşılanan ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk Ücret Tarifesinde belirtilen arabuluculuk ücreti karşılığı olan 1.320,00 TL arabulucu ücretinin, 1.145,92 TL’sinin davalıdan, 174,08 TL’sinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
8-Davalı tarafından sarfedilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
9-Sarfedilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran taraflara iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 20/09/2022