Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/45 E. 2021/590 K. 10.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/4 Esas – 2021/543
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/4 Esas
KARAR NO : 2021/543

DAVA : Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/01/2021
KARAR TARİHİ : 20/10/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 04/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;

DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Ankara … Müdürlüğü nezdinde … Esas numarasıyla başlatılan icra takibinde borçlu …’nin 27.07.2020 tarihinde vefat ettiğini, … yevmiye numaralı, 07.08.2020 tarihli mirasçılık belgesinden anlaşılacağı üzere geriye mirasçıları olarak davacıların kaldığını, muris …’nin vefatı ile davalı bankanın talebi üzerine takibe davacılar üzerinden devam edildiğini, davacılara 41.188,65 TL borç miktarı içeren muhtıra tebliğ edildiğini, borcun sebebi olarak Kredi Taahhütnamesi/Sözleşmesi, hesap özeti gösterildiğini, muris …’nin davalı banka nezdinde herhangi bir kredi taahhütnamesi, sözleşmesi bulunmadığını, dolayısıyla bir borcu da bulunmadığını belirterek davalarının kabulüne, borca dayanak Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesindeki imzanın muris …’ye ait olmadığının bilirkişi marifetiyle tespiti ile muris adına borç doğurmadığının tespitine, dolayısıyla davacı mirasçıların da borçtan sorumlu tutulamayacağının tespitine ve takibin mirasçı davacılar yönünden iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; genel kredi sözleşmesi müteselsil kefil sıfatıyla borçlu-müteveffa tarafından imzalandığını, borçlu-müteveffanın müteselsil kefaleti kanunun aradığı şartları taşımakta olup borçtan sorumlu olduğunu, Türk Borçlar Kanununun 584. Maddesinin 1. Fıkrası gereğince borçlu-müteveffa …’nin eş muvafakati de olduğunu, atılan imza ile borçluya ait diğer imza örnekleri arasında basit bir karşılaştırma yapıldığında dahi gözle görülür bir farklılık bulunmadığını, müteselsil kefil hakkında icra takibine başlanabilmesi için asıl borçluya gönderilen ihtarın sonuçsuz kalmasının yeterli olduğunu, kefalet borcu, kefilin vefat etmesiyle sona ermeyeceğini, mirasçılar kefalet borcundan müteselsilen sorumlu olacağını belirterek davanın reddini istemiştir.
GEREKÇE:
Dava; icra takibine konu Genel Kredi sözleşmesindeki imzanın murislerine ait olmadığının ve takipten dolayı borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptali talebine ilişkindir.
Davacı vekili, Ankara … Müdürlüğünün 2019/ 10261 sayılı dosyasında takibe dayanak yapılan Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesindeki imzanın murisleri …’ye ait olmadığının ve borçlu olmadıklarının tespiti ile takibin … yönünden iptali için eldeki davayı açmıştır. Davalı vekili; takibe dayanak yapılan Genel Kredi Sözleşmesinde asıl borçlunun …, müşterek- müteselsil kefilin … olup,yasal koşullara uygun olarak kefaletin alındığını , … … eşinin muvafakatının da bulunduğunu ve o imzaya bir itirazın olmadığını, kefilin vefatı nedeniyle mişrasçıları tarafından itiraz edildiğini savunarak davanın reddini dilemişlerdir. Ankara … Müdürlüğünün … sayılı dosyası celp edilmiş;banka tarafından … ve … aleyhine Kredi sözleşmesi, taahhütnamesine dayanılarak 38.340,96 TL asıl alacak ve ferileri için takip yapıldığı, … mirasçılarının veraset ilamını sunarak imzaya ve takibe itiraz ettikleri görülmüştür. Dayanak ıslak imzalı 5.2.2016 tarihli Genel Kredi sözleşmesi ile murisin sözleşme tarihi gözetilerek ıslak imzalı belge asılları celp edilmiş, konusunda uzman grafoloji bilirkişiden rapor alınmış , sözleşmedeki imzanın murisin eli ürünü olmadığı tespit edilmiştir. Kredi sözleşmesinde asıl borçlunun murisin oğlu olduğu , muris eşinin kefalet yönünden eş sıfatı ile imzasının bulunduğu ve bu imzalara itirazın olmadığı gözetildiğinde murisin imzasının kendisine ait olmamasının hukuki sonuçları eldeki davada değerlendirilecek mahiyette olmadığından imzanın murise ait olmamamsı nedeniyle muris ve mirasçıları yönünden hukuki sorumluluğun bulunmadığı gözetilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
Davanın kabulüne, Ankara … Müd.’nün … dosyasında dayanak olan 05.02.2016 tarihli genel kredi sözleşmesinde müteselsil kefil konumunda bulunan … altındaki imzanın …’ye ait olmadığı tespit edildiğinden … mirasçıları yönünden takibin iptaline, 05.02.2016 tarihli genel kredi sözleşmesi kefili … yönünden mirasçılar yönünden borçlu olmadıklarının tespitine,
Alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 703,40 TL harçtan mahsubu ile fazla kalan 644,10 TL harcın davacıya iadesine,
Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvurma harcının davacı üzerinde bırakılmasına,
6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereği Adalet Bakanlığı tarafından karşılanan ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk Ücret Tarifesinde belirtilen iki taraf için iki saatlik ücret tutarı karşılığı olan 1.320,00-TL arabulucu ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacılar taraf kendisini vekille temsil ettiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince belirlenen 6.154,52 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
Davacılar tarafından yapılan toplam 780,60 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Talep halinde artan avansın iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu usulen tefhim kılındı. 20/10/2021