Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/431 E. 2022/191 K. 08.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/431 Esas
KARAR NO : 2022/191

DAVA : Tazminat (Kooperatif Üyeliğinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/07/2021
KARAR TARİHİ : 08/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Kooperatif Üyeliğinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı …’ın 2013 yılında piyasaya olan icra borçları ve SSK borcu nedeniyle bu borçlarda haciz işlemi uygulanmaması için bu borçları ödeyene kadar ve borçlar ödendikten sonra kendisine tekrar iade edilmek üzere …. parselde bulunan Sınırlı Sorumlu … Konut Yapı Kooperatifindeki 1 adet üyeliğini halasının oğlu da olması nedeniyle güvendiği davalı … üzerine devir yaptığını, davalı üzerine devir etmiş olduğu Sınırlı Sorumlu … Konut Yapı Kooperatifinde bulunan 1 adet üyeliğini davalıdan sözlü olarak iadesini geri isteyince davalı …’in üyeliği iadeye yanaşmadığını ve türlü bahanelerle davacıyı oyaladığını, sözleşmeye konu edimlerin yerine getirilmesi amacıyla 24.02.2020 tarihinde …yevmiye nolu ihtarnamesiyle ihtar gönderildiğini, takiben sözlü uyarıda da bulunduklarını, ne var ki sonuç alınamadığını bildirerek, …. parselde bulunan Sınırlı Sorumlu … Konut Yapı Kooperatifindeki 1 adet üyeliğin iptali ile davacıya iadesine, aksi halde üyelik bedelinin tespiti ile iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı ile davacı arasındaki devir ilişkisi davacının iddiasındaki gibi muvazaalı olmadığı, gerçek bir devir ilişkisi olduğunu, taraflar arasındaki devir ilişkisi ne inanç sözleşmesine ne de muvazaaya dayanmadığını, davacının aksini yazılı delil ile ispatlaması gerektiğini, davalının dava konusu kooperatif hissesini 2013 yılında davacıdan almış olduğunu, aradan geçen zaman zarfında bu hisseyi 3. kişiye devrettiğini, davacının aradan geçen bunca yıldan sonra böyle bir iddia ile dava açmış olması kötüniyetli olduğunu gösterdiğini, kabul etmemekle beraber davacının iddia ettiği beyanlarında muvazaalı işlemin tarafı olduğunu ve kural olarak hiç kimsenin kendi muvazaasına dayanarak bir hak talep edemeyeceğini, bildirerek davanın reddini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı kooperatif hisse devir sözleşmesi nedeniyle kooperatif üyeliğinin davacıya iadesi, olmazsa üyelik bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 99. maddesinde “Bu kanunda düzenlenen hususlardan doğan hukuk davaları tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın ticari dava sayılır. Bu davalarda basit muhakeme usûlu uygulanır.” hükmü yer almaktadır.
Somut olayda; davacı vekili, müvekkili ile halasının oğlu olan davalı arasında müvekkilinin piyasaya borçlarını ödedikten sonra iade edilmek üzere SS. … Konut Yapı Kooperatifinde yer alan üyeliğini devrettiğini, sonradan iadesini talep ettiğinde davalının iade etmeye yanaşmadığını bildirerek üyeliğinin iadesini, olmazda bedelini talep etmiş, davalı ise taraflar arasında gerçek bir devir ilişkisi olduğunu, 2013 yılında devraldığı hisseyi dava dışı üçüncü bir kişiye devrettiğini, TMK’nın 2. maddesi gereğince de kimsenin kendi muvazaasına dayanarak talepte bulunamayacağını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Davada kooperatifin taraf olmadığı, davaya konu edilen konut yapı kooperatifi niteliğindeki kooperatife ait hissenin dava dışı üçüncü bir kişi adına kayıtlı olduğu, dava sebebinin taraflar arasında var olduğu savunulan inançlı işlem hukuki nedenine dayalı olarak devredilen kooperatif hissesinin iadesi istemine dayandırıldığı ve uyuşmazlığın Kooperatifler Kanunu’ndan veya Türk Ticaret Kanunu’nun 3 vd. hükümleri kapsamında ticari işten kaynaklanmadığı anlaşıldığından mahkememizin görevli olmadığı, davanın 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi hükmünce genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak, mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava dilekçesinin HMK 114/1-c, 115/2 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı yokluğundan usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava dilekçesinin HMK 114/1-c, 115/2 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı yokluğundan usulden reddine,
2-HMK 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal 2 haftalık sürede talep edilmesi halinde dosyanın görevli ANKARA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-HMK 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
4-Süresinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek yargılama giderlerinin hüküm altına alınmasına,
Dair davacı asilin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 08/03/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸