Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/411 E. 2022/290 K. 05.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/411 Esas – 2022/290
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/411 Esas
KARAR NO : 2022/290

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/07/2021
KARAR TARİHİ : 05/04/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; davacı ile dava dışı 3. kişi ile arasında tanzim edilen …yevmiye numaralı alacağın devri anlaşması uyarınca, temliknameye konu alacakları davalının ödememesi üzerine 04.12.2020 tarihinde davalı aleyhine Ankara …İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalının 11.12.2020 tarihli itirazı üzerine takibin durdurulması kararı verildiğini, davalının itirazı haksız ve kötü niyetli olup alacağın varlığının, alacağı devreden … Makine İml. Müh. Maden İnş. San. Elek. Taah. İth. İhr. Tic. Ltd. Şti.’nin ticari defter ve kayıtlar üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesi yapılması halinde de anlaşılacağını bildirerek, davalının Ankara …İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyasına yapılan haksız ve kötü niyetli itirazının iptaline, takibin devamına ve davalı aleyhine %20 ‘den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatının hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
CEVAP: Davalı vekilinin mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle: dava konusu fatura alacağının, eser sözleşmesinden kaynaklandığını ve TBK’nın 147/6. maddesinde öngörülen 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi bulunmadığı, faturaya dayalı alacakların zamanaşımına uğradığını ve dava edebilme niteliğini kaybettiğini, müvekkil şirketin davacı yana karşı herhangi bir borcu bulunmadığı gibi aksine alacaklı konumunda olduğunu, müvekkili şirkete karşı tamamen haksız mesnetsiz açılan işbu davanın kötü niyetli olduğunu, icra takibinin kötü niyetli olarak başlatıldığını, bu nedenle icra inkarında haklı olan müvekkil şirkete karşı icra inkar tazminatını hükmedilmemesi gerektiğini, davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ettiği görülmüştür.

DELİLLER VE GEREKÇE: Dava alacağın temliki sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptaline ilişkindir.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nın 5/1.maddesi uyarınca, ticari davalara bakmak görevi, Asliye Ticaret Mahkemesine aittir. Ticari davalar, mutlak ve nispi ticari davalar olarak ikiye ayrılmaktadır. Nispi ticari davalar, TTK’nın 4/1.maddesinin ilk cümlesinde tarif edilmiş olup, her iki tarafın da “Ticari işletmesiyle ilgili hususlardan kaynaklanan” hukuk davalarıdır. Mutlak ticari davalar ise tarafların tacir olup olmadıklarına ve uyuşmazlığın tarafların ticari işletmeleri ile ilgili bulunup bulunmadığına bakılmaksızın yasa gereği ticari dava sayılan uyuşmazlıklardır. TTK’nın 4/1-a ve devamı bentlerinde yazılan uyuşmazlıklar ile diğer kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen uyuşmazlıklar, mutlak ticari davalardır.
Somut olayda; davacı vekili, davalı borçlu hakkında Ankara …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında, …yevmiye numaralı alacağın devri sözleşmesinden kaynaklanan alacak ile ilgili olarak 90.170,76 TL asıl alacak, 14.863,82 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 105.034,58 TL üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalı borçlu şirketin süresinde yaptığı itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak amacıyla eldeki itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmakta ise de dosya kapsamından ve özellikle mahkememizce yapılan tacir araştırması neticesinde dosyaya kazandırılan Ankara Kızılbey Vergi Dairesi’nin 17.12.2021 tarih ve 440208 sayılı, Ankara Ticaret Odası’nın 14.01.2022 tarih ve 36521 sayılı yazılarından davacının tacir olmaması nedeniyle davanın nispi ticari dava niteliğinde olmadığı, temlik sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsilinin talep edilmesi nedeniyle mutlak ticari dava niteliğinde de bulunmayan uyuşmazlığın HMK’nın 2. maddesi gereğince asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği anlaşıldığından mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava dilekçesinin HMK 114/1-c,115/2 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı yokluğundan usulden reddine, dosyanın talep halinde genel görevli asliye hukuk mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir (Emsal: Ankara BAM 13. HD., 03.02.2022 tarih ve 121/135 sayılı ilamı).
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava dilekçesinin HMK 114/1-c,115/2 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı yokluğundan usulden reddine,
2-HMK 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal 2 haftalık sürede talep edilmesi halinde dosyanın görevli ANKARA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-HMK 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
4-Süresinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek yargılama giderlerinin hüküm altına alınmasına,
Dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 05/04/2022