Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/408 E. 2022/232 K. 18.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/408 Esas – 2022/232
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/408 Esas
KARAR NO : 2022/232

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 12/07/2021
KARAR TARİHİ : 18/03/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 11/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacı sigorta şirketi nezdinde sigortalı….Yenimahalle/ ANKARA adresindeki iş yeri 11/10/2020 tarihinde davalıya ait bitişik nizam konumundaki …. isimli iş yerinde meydana gelen yangının sigortalı iş yerine sirayet etmesi sonucu maddi hasara uğradığını, yangın raporu ve ekspertiz raporuna göre yangın hadisenin davalının iş yerinde kaynak yapması sırasında meydana geldiğini, çevredeki 5 iş yerine yayıldığını, davalının hasara kusuru ile sebebiyet verdiğinin anlaşıldığını, alınan eksper raporuna göre sigortalı iş yerinde 103.275,00 TL hasar tespit edildiğini, bu bedelin tamamının davacı tarafından sigortalısına 02/12/2020 tarihinde ödendiğini, TTK 1472 maddesi gereğince davacının hasar bedelini ödemekle sigortalısının haklarına halef olduğunu, bu nedenle davalı aleyhine Ankara …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi yapılarak kusur ve hasara dair tahsilin istenildiğini, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, dava öncesi arabuluculuğa başvurulduğunu ancak anlaşamama tutanağı düzenlendiğini belirterek itirazın iptali ile takibin devamına toplam 106.686,61 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; iş yerlerinin tamamında eski ve kazalı arabalardan yedek parça çıkartıp satma işini yaptıklarını, iş yerlerinin tamamı otomobil sökümü parça çıkarması işi yaptıkları için yangına karşı hassas yerler olduğunu, iş yerlerinin altyapısı bu duruma uygun olmayan çoğu baraka şeklinde elektrik tesisatları yasal koşullara uygun olmayan nitelikte olduğunu, sürekli yangın riskini taşıdığını, olay günü davalının oğlunun iş yerinde oturmakta iken dükkanın arka tarafından duman gelmesi üzerine hızla itfaiye aradığını, yangın ihbarında bulunduğunu, ihbarda bulunurken alevlerin yükseldiğini dükkanı alevlerin sardığını, davalının itfaiyenin düzenlediği yangın raporunu gördüğünde tespit ve değerlendirmelerin hatalı olduğunu, kendisini kusurlu duruma düşürecek hatalı tespitler yapıldığını gördüğünü, bu nedenle yangının başlangıç noktasının ve sebebinin tespiti için Ankara …Sulh Hukuk Mahkemesinde … D. İş sayılı tespit yaptırıldığını, tespit raporunun itfaiye raporundan çok farklı bir sonuç ortaya çıkardığını, yangın sonrasında davalının birikim ve sermayesinin tamamen yok olduğunu, davalıya göre yangının davalının iş yerinin tam arkasında davacı iş yerinin bitişiğinde olan Cuma Ünverdi’ye ait iş yerinde başladığını ve davalının iş yeri ile diğer iş yerlerine sıçradığını, Jandarmanın olay yeri tespiti bulunduğunu, jandarma tespiti itfaiye tespiti mahkeme tespiti ve tanık beyanları değerlendirildiğinde sorumluluğun davalıya ait olmadığının anlaşılacağını belirterek davanın reddini talep etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava TTK 1472. Maddeden kaynaklı rücuen alacak talebine ilişkin başlatılan takibe vaki itirazın iptaline yöneliktir.
6100 sayılı HMK’nın 2. Maddesinde asliye hukuk mahkemelerinin genel yetkili mahkeme olduğu belirtilmiş olup, 6102 sayılı TTK’nin 4/1. maddesinde “her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı” düzenlemesine; TTK’nın 16/1. maddesinde “ticari şirketlerin tacir kabul edildiği” hükmüne, yer verilmiştir. Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece kendiliğinden (re’sen) dikkate alınmalıdır.
Sigortacının TTK 1472. Maddesi gereğince halefiyete dayalı olarak açacağı rücuen tazminat davasında, görevli mahkemenin belirlenmesi konusunda; 22.03.1944 tarih, 37 Esas, 9 Karar sayılı (03.07.1944 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan) Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında “sigortacının halefiyete dayalı açtığı davanın aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” ilkesi benimsenmiştir. Buna göre; sigortacının halefiyete dayalı olarak açtığı davada, davanın nitelendirmesi yapılırken, davacının sigortalısı ile zarara neden olduğu iddia edilen arasındaki hukuki ilişkiye bakılması gerekir.
Mahkememizce davalı hakkında Yenimahalle Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne yazılan yazı cevabında davalının işletme hesabına göre defter tuttuğu, Ankara Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanlığı yazı cevabında ise davalının esnaf kaydı olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle eldeki rücuya ilişkin açılacak olan davada davacı sigorta şirketinin ödediği tazminat bedelini cüzi halef sıfatıyla davalıdan ancak görevli mahkemede talep edebileceği, haksız fiil temelindeki iş bu davanın tacirler arası olmayıp görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu anlaşılmakla mahkememizce davanın usulden reddine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniye dava dilekçesinin HMK 114/1-c,115/2 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı yokluğundan usulden reddine,
2-HMK 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal 2 haftalık sürede talep edilmesi halinde dosyanın görevli ANKARA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-HMK 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
4-Süresinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek yargılama giderlerinin hüküm altına alınmasına,
Dair e-duruşma sistemi üzerinden davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 18/03/2022