Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/366 E. 2022/203 K. 10.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/366 Esas – 2022/203
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARARIDIR

ESAS NO : 2021/366 Esas
KARAR NO : 2022/203

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/06/2021
KARAR TARİHİ : 10/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında N95 türü maske satışına ilişkin sözleşme yapıldığını, maskelerin teslim edildiğini, faturaların kesildiğini, faturaların her iki şirket ticari kayıtlarına işlendiğini, işbu fatura bedellerinin ödenmediğini belirterek Ankara …İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının davalı tarafından yapılan itirazın iptalini davalı yanın %20 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şirketin 663 sayılı kanun hükmünde kararnamenin ek 2. Maddesi uyarınca Sağlık Bakanlığı’nın ilgili kuruluşu olarak kurulduğunu, Covid-19 salgını mücadele kapsamında başta sağlık çalışanları olmak üzere diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından ihtiyaç duyulan cerrahi maske, FFP3/ FFP2/N95 maske ve koruyucu tulum ihtiyaçlarının Sağlık Bakanlığı’nın ilgili kuruluşu olarak davalı şirket tarafından tedarik edildiğini, davacı ile 25/03/2020 tarihinde sağlık çalışanları ve özellikle doktorların kullanacağı N95 maske mal alım sözleşmesi imzalandığını, sözleşme yürürlük süresi boyunca davacının teslim ettiği N95 maske ürünlerine yönelik sağlık çalışanları tarafından davalıya iletilen ihbar ve şikayetler dikkate alınarak 03/04/2020’de Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğüne test amacıyla numune gönderildiğini, 09/04/2020 tarihli test sonuçları konulu yazı ile davacının N95 maske markası olan … ürünlerine ilişkin ürünlerin filtre malzemesi nüfuziyeti ile solunum direnci deneylerine tabii tutulduğu, numunelerin beyan edilen koruma seviyelerini sağlamadığı ve güvenli olmadığı, ürünlerin yapısı dikkate alındığında güvenli hale getirilmesine de imkan bulunmadığı, nihai kullanıcıya ulaşmasının engellenmesi için depolarında bulunan ürünlerin bertaraf edilmesi dahil koruyucu tedbirlerin ivedilikle alınması hususunun kendilerine bildirildiğini, öte yandan numune gönderilen Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü Bulaşıcı Hastalıkları Daire Başkanlığı Muayene Komisyonu tarafından düzenlenen raporda Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü raporuna atıf yapıldığını, her iki sonucun 01/09/2020 tarihinde … Nolu işlemi ile davacıya gönderildiğini ve ayıplı olduğu tespit edilen ürünlere ilişkin fiyat farkı faturasının ticari defterlerine işlenmesinin talep edildiğini, davacı tarafın ihtarname ile faturayı kabul etmediğini bildirdiğini, 10/09/2020 tarihli cevabı ihtarname ile talebin yenilendiğini, davalı yetkilileri tarafından imzalanan herhangi bir mutabakat formu bulunmadığını, N95 maske vasfına haiz olmayan gizli ayıplı ürünlerin davalı deposunda muhafaza altına alındığını ve son olarak 15/01/2021 tarihinde davacıya ait 167.000 adet … marka maskenin imha edildiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Taraf delilleri toplanmış, Ankara …İcra müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası örneğinin temini ile incelenmesinde alacaklı … Medical İnş. Gıda Turz. Oto. San. Tic. Ltd. Şti. Tarafından borçlu … Uluslararası Sağlık Hiz. A.Ş. Hakkında faturalara istinaden 1.713.420,00 TL alacak talebi ile ilamsız takip başlatıldığı, borçlunun itirazı üzerine takibin durmuş olduğu anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı üzerinde mali müşavir medikal malzeme uzmanı ve nitelikli hesaplamalar bilirkişisi tarafından yapılan inceleme sonucu düzenlenen raporda özetle “davacı tarafından davalı adına tanzim edilen 3 adet 2.341.075,50 TL tutarındaki faturaların her iki taraf ticari defterlerinde kayıtlı olduğu 07/04/2020 tarihinde yapılan 627.655,50 TL tutarındaki ödemenin de her iki taraf ticari defterlerinde kayıtlı olduğu davalı tarafından davacı adına tanzim edilen 31/08/2020 tarihli 1.713.420,00 TL fiyat farkı faturasının davalı yasal defterlerinde kayıtlı iken davacı defterlerinde kayıtlı olmadığı fiyat farkı faturasının davalı tarafından 06/04/2017 tarihli ihtarname ekinde davacıya gönderildiği, davacı tarafından 04/09/2020 tarihli ihtarname ekinde iade edildiği, son olarak davalı tarafından 06/04/2017 tarihli ihtarname ekinde davacıya gönderildiği, mahsubu sonrasında davalının davacıya borç ya da alacağının bulunmadığının kayıtlı olduğu, Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğünün Sağlık Bakanlığına yazdığı 09/04/2020 tarihli yazı içeriğinde maske numunelerinin FFP3/ FFP2/N95 maske vasfına haiz olmadığı, gerekli koruma seviyelerini sağlamadığı, bu hali ile ürünlerin güvenli olmadığı ve ayrıca ürünlerin yapısı gereği de güvenli hale getirilemeyeceği tespitinin yapıldığını, buna göre teslimin aliud teslim olduğunu, sözleşmenin 4.4 maddesinde davacının sattığı ürünlerin testlerinin her aşamada yapılacağı ve davacının test sonuçlarından sorumlu olacağı denildiği, davalının bu maddeye göre talepte bulunmadığı 22/04/2020 tarihli yazısı ile sözleşmenin 9.1 maddesine göre sözleşmeyi tek yanlı feshettiğini, teslimin aliud olduğu kanısına varılır ise davalının sözleşmeyi feshinde haklı neden bulunduğu, davacının bu malın bedeli olan 1.713.420,00 TL’yi davalıdan talep edemeyeceği” ifade edilmiştir.
Dava, satımı yapılan ürün bedelinin tahsili yönünde başlatılan ilamsız takibe itirazın iptali talebine ilişkindir.
Davacı yan, davalıya 25/03/2020 tarihli sözleşme gereğince N95 türünde maske teslim ettiklerini, ürün bedeline ilişkin düzenlenen faturaya dayalı alacaklarının ödenmediğini iddia etmiş, davalıyan ise sözleşme kapsamında davacı tarafından teslim edilen ürünlerin kamu sağlığını tehlikeye düşürecek nitelikte gizli ayıplı olduğunu, test raporları sonucunda Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü Muayene Komisyonu yazısı üzerine davacıya ait 167.000 adet gizli ayıplı ürünlerin imha edildiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Toplanan deliller ve yapılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapor içeriği tüm dosya kapsamı ile birlikte değerlendirildiğinde; Taraflar arasında imzalanan 23/03/2020 tarihli sözleşme gereğince davacı tarafından davalıya N95 maske satımının kararlaştırıldığı, sözleşme gereğince teslim edilen maske numuneleri üzerinde Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü tarafından yapılan testler sonucunda 09/04/2020 tarihli yazı ile ürünlerin koruma seviyelerini sağlamadığı ve güvenli olmadığı, “ürünlerin yapısı dikkate alındığında güvenli hale getirilmesine de imkan bulunmadığı, bu doğrultuda 4703 sayılı kanunun …maddesinde gösterilen tedbirlerin göz önünde bulundurulması gerektiğinin davacıya bildirildiği Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğünün 04.05.2022 tarihli yazısında aralarında davacının da bulunduğu sözleşme imzalanan şirketlerden alınan numunelerin incelenerek ürünlerin başta sağlık çalışanları ve çeşitli kamu kurum ve kuruluşlarına teslimi halinde son kullanıcılar açısından geri dönülemez sonuçların doğması riskine binaen FFP3/FFP2/N95 maske koruma seviyelerini sağlamayan ve bu hali ile güvenli olmayan ürünlerin sağlık tesislerinin kullanımına sunulmadığı ve geri iade edilmekte olduğu ifadelerinin yer aldığı ve nihayet 15/01/2021 tarihli tutanak ile davacı tarafından davalıya teslim edilen 167.000 adet N95 maske vasfına haiz olmayan ayıplı koruyucu ekipman da dahil olmak üzere davalı deposunda bulunan ilgili ürünlerin imha edildiğine dair tutanak tutulduğu anlaşılmış olup davalı tarafından davacıya gönderilen 22/04/2020 tarihli yazı ile sözleşmenin feshedildiği, davalının 01/09/2020 tarihli ihtarnamesi ile fiyat farkı faturasının davacıya gönderildiği, davacı tarafından faturanın kabul edilmeyerek iade edilmiş olduğu hususları dosya kapsamı ile sabittir.
Taraflar arasındaki satım sözleşmesine konu 167.000 adet N95 maskenin Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü tarafından TS EN 149:2001+A1:2009 standardına göre filtre malzemesi nüfuziyeti ile solunum direnci deneylerine tabii tutularak ürünlerin koruma seviyelerini sağlamadığı, güvenli olmadığı ve güvenli hale getirilmesine de imkan bulunmadığı yapılan testler sonucunda tespit edilmiş Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğünce de ürünlerin başta sağlık çalışanları ve kamu kurumlarına teslimi halinde son kullanıcılar açısından geri dönülmez sonuçlar doğması riskine binaen N95 maske koruma seviyesini sağlamayan ve bu hali ile gevenli olmayan ürünler olduğunun tespiti ile sağlık çalışanları kullanımına sunulmayarak iade edilmiş olması karşısında alım satıma konu ürünlerin gizli ayıplı olduğu anlaşılmıştır.
Her ne kadar davacı tarafça gizli ayıbın öğrenilmesi ile birlikte TTK 23 ve TBK 225/2 maddesi kapsamında süresi içinde ayıp ihbarında bulunulmadığı düşünülebilir ise de söz konusu ürünlerin 4703 sayılı yasanın …Maddesi kapsamında imha edilmiş olması karşısında covid-19 salgın hastalığı döneminde Sağlık Bakanlığı’nın ilgili kuruluşu olarak davalı şirket tarafından sağlık çalışanları ve diğer kamu kuruluşlarında ihtiyaç duyulan maske temini yönünde davacıdan satın alınan ancak N95 maskenin sağlaması gereken koruyuculuğu sağlamadığı ve güvenli hale getirilmesinin de mümkün olmadığı tespit edilerek imha edilen ürünlere ilişkin TBK 225. maddede düzenlenen “satıcının ağır kusuru” nun sonuçlarının uygulama yeri bulacağı mahkememizce kabul edilmiştir. TBK 225. maddesinde “ağır kusuru olan satıcı, satılandaki ayıbın kendisine süresinde bildirilmemiş olduğunu ileri sürerek, sorumluluktan kısmen de olsa kurtulamaz. Satıcılığı meslek edinmiş kişilerin bilmesi gereken ayıplar bakımından da aynı hüküm geçerlidir.” düzenlemesi bulunmakta olup ağır kusur (iğfal) halinde alıcı, ticari satımdaki ayıp ihbar sürelerine uyulmaksızın, kanundan doğan haklarını kullanabilir.
Somut uyuşmazlıkta yanlar arasındaki sözleşmenin 4.4 ve 9. Maddeleri kapsamında davacının ağır kusuru ile gizli ayıplı olarak teslim edilen ürünlerin güvenli hale getirilmesi imkanı bulunmadığından toplum sağlığı bakımından imhası yoluna gidilmesi karşısında davalının sözleşmeyi haklı nedenle feshettiği ve davacının ürün bedelinin ödenmesi talebinin yerinde olmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır. Davalı yanın cevap dilekçesinde kötü niyet tazminatı talebinin bulunmadığı, ikinci cevap dilekçesinde yapılan kötü niyet tazminatı talebinin ise savunmanın genişletilmesi mahiyetinde olduğundan HMK’nun 141/2 maddesine göre savunmanın genişletilmesi için ya diğer tarafın açık muvafakati bulunmalı veya ıslah yoluyla tazminat talep edilmesi gerekmekte olup davalı yanın bu yönde ıslah talebi olmadığı gibi ikinci cevap dilekçesinde yapılan talebe davacı yanın acık muvafakati de bulunmadığından davalı yanın usulüne uygun olarak getirilmiş kötü niyet tazminatı talebi bulunmadığı hususu nazara alınarak hüküm fıkrasında davalı talebi olarak değerlendirilmemiş , neticede kanıtlanamayan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Alınması gereken 80,70 TL harcın peşin alınan 20.693,84 TL’dan mahsubu ile bakiye 20.613,14‬ TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-6325 sayılı yasanın 18/A maddesi ve Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi gereğince belirlenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden 92.769,70 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.

10/03/2022
Gerekçeli kararın yazıldığı tarih: 05.04.2022