Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/363 E. 2023/5 K. 10.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/363 Esas – 2023/5
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/363 Esas
KARAR NO : 2023/5

HAKİM :
KATİP :

DAVACI : … –
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Alacak (Ticari Niteliteki Kefalet Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 22/06/2021
KARAR TARİHİ : 10/01/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Niteliteki Kefalet Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı … Bil. Tekn. Sav. San. ve Tic. A.Ş.’nin …’ndan kredi çektiği, çekilen krediye davacı …’in, davalı …’un, dava dışı … Turizm İşletme ve Tic. A.Ş. ve …’ın müşterek ve müteselsil kefil olup borçtan eşit miktarda sorumlu olduğunu, söz konusu kredinin ödenmemesi üzerine alacaklı banka tarafından önce Ankara 7. İcra Müdürlüğü’nün 2017/755 sayılı dosyasından 11/01/2017 tarihinde … … ve … A.Ş aleyhine icra takibi başlatıldığını, akabinde ise tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla 10/01/2017 tarihinde Ankara 23. İcra Müdürlüğü’nün 2017/13066 sayılı dosyasından 10/11/2017 tarihinde … ve … aleyhine icra takibi başlatıldığını, devam eden süreçte davalının kefalet sorumluluğundan kaçmak için 16/03/2018 tarihli temlikname ile 51.500,00 TL ödeyerek dosyayı temlik aldığını, temliknameye istinaden 2017/13066 sayılı dosyaya kendisini alacaklı olarak eklettiğini, müvekkilinin alacaklı olduğu İstanbul 19. İcra Müd.’nün 2018/37809 sayılı dosyasına haciz koyup dosyadan 154.479,44-TL tahsil ettiğini, neticede ….’nin borcunun 51.500,00 TL’ye kapatıldığını, kredi borcunun 4 adet kefilinin bulunduğunu, davalının da bu kefillerden biri olduğunu, kefillerin sorumluluklarının eşit olduğunu, davacının kefil olarak sorumlu olduğu miktarın çok üstünde bir meblağı davalıya icrai yoldan ödemek zorunda kaldığını belirterek davalıdan şimdilik 5.000,00 TL alacaklarının yasal faizi ile tahsiline karar verilmini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı cevap dilekçesinden özetle; davanın alenen istirdat davası olduğunu, zamanaşımı dolayısıyla reddedilmesinin gerektiğini, banka ile imzalamış olduğu temlik sözleşmesinin, bankanın temlik tarihi itibarıyla ayakta olan alacak hakkını devralma niteliğinde olduğunu, bu alacak hakkının da bankanın alacak doğuran sözleşme hükümleri, kredi ana parası, birikmiş faizi, faiz uygulama modeli (adi, temerrüt vb.), icra dosyaları gibi her türlü hakları ile bir bütün olduğunu, dolayısıyla ödediği bedelin temlikname (alacak ve bağlı hakların tamamının) bedeli olduğunu, temliknamenin 2. sayfasındaki diğer hükümler başlığı altında, yapılan ödemenin kredi borçlusu için değil işbu temliğin karşılığı olarak tamamen Temlik Alan’ın kendi nam ve kendi hesabına yapılmış olduğu hususunun yazıya döküldüğünü, yani bankaya yapılan ödemenin, kredi borçlusu … adına kefaleten yapılmadığını, temlik eden bankanın da bunu kefaleten ödeme karşılığında değil 3. şahıs niteliğinde, TBK 183 ve devamı maddeleri uyarınca yapılan temlike karşılık aldığını, Ankara 23. icra müdürlüğü’nün 2017/13066 sayılı dosyasında hiçbir zaman borçlu sıfatının olmadığını belirterek davanın istirdat davası olması dolayısıyla zamanaşımı sebebiyle reddine, aksi durumda esasa ilişkin açıklamalar doğrultusunda davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, genel kredi sözleşmesi kapsamında müteselsil kefillerden biri olan davacı tarafından icra dosyasına yapılan fazla ödemenin rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Taraflarca dayanılan tüm deliller toplanmış, genel kredi sözleşmesi ve ekleri dosyaya kazandırılmış, davaya konu Ankara 23. İcra Müdürlüğü’nün 2017/13066 sayılı, Ankara 7. icra Müdürlüğü’nün 2017/755 sayılı, İstanbul 19. İcra Müdürlüğü’nün 2018/38009 sayılı takip dosya örnekleri celp edilmiş, bankacılık uzmanı bilirkişiler marifetiyle davaya konu uyuşmazlık noktaları bakımından bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Davalı tarafından davacının eldeki davayı istirdat davası için öngörülen 1 yıllık hak düşürücü sürede açmadığı itirazında bulunulmuş ise de davacı tarafından 27/12/2019 tarihli tahsilatı takiben 24/01/2020 tarihinde Ankara 26. Asliye Hukuk Mah.’nin 2020/32 sayılı dosyasından ikame edilen davada verilen 19/11/2020 tarihli görevsizlik kararı nedeniyle yargılamanın Ankara 10. Asliye Ticaret Mah.’nin 2021/54 sayılı dosyasından devam ettiği ve mahkemece 20/04/2021 tarihinde davanın arabuluculuk dava şartı yerine getirilmediğinden usulden reddine karar verildiği, davacının TBK’nın 158. maddesinde öngörülen 60 günlük ek sürede, 20/04/2021 tarihinde arabulucuya başvurduğu ve sürecin 10/06/2021 tarihinde sona erdiği, 6325 sayılı Kanun’un 18/A.15 maddesi gereğince arabuluculuk süresince hak düşürücü sürelerin işlemeyeceği açık olup 22/06/2021 tarihinde ikame edilen davada hak düşürücü sürenin dolmadığı sabit olduğundan davalının itirazına itibar edilmesine olanak bulunmamıştır.
Bankacı ve nitelikli hesaplamalar uzmanı bilirkişilerce düzenlenen 04/07/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “Her ne kadar taraflar arasında ihtilaf konusu edilmemiş ise de GKS’nin aslı ya da tüm sayfalarını içerir onaylı bir suretinin dava dışı ….’ın Genel Müdürlüğü’nden sağlanması, davalı …’un dava dışı asıl borçlu … Bilişim Tek. Ve Sav. San. Tic. A.Ş’nin dava dışı bankaya olan borcunu 51.500,00-TL ödemekle sona erdirdiği, rücu edebileceği miktarın bu miktar üzerinden hesaplanması gerektiği, dava dışı asıl borçlu … Bilişim Tek. Ve Sav. San. Tic. A.Ş’nin müşterek borçlu ve müteselsil kefillerinin … ile davalı …, …….. Turizm İşletme ve Ticaret A.Ş olduğunun taraflarca kabul edildiği, kefalet hükümlerinin uygulanmasının karar verilmesi halinde, her bir kefilin borçtan eşit oranda sorumluluğunun bulunduğu, bu nedenle davalının davacıdan faizi ile birlikte 14.998,85 TL talep edebileceği, davalının 153.759,44 TL tahsil ettiği, davacının bakiye 138.760,59 TL iadesine talep edebileceği, davacının kanuni faiz talep edebileceği” yönünde kanaat bildirilmiştir.
Aynı bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 14/12/2022 tarihli ek bilirkişi raporunda ise özetle; “Rapora davacının itiraz etmediği, davalının itirazlarının da raporu değiştirecek mahiyette olmadığı, dosyaya kazandırılan belgelerin de kök raporu değiştirecek mahiyette olmadığı, söz konusu belgelerin, dava dışı banka ile asıl borçlu ve müşterek ve müteselsil kefil arasındaki ilişkileri düzenlendiği, davanın ise kefiller arasındaki ihtilafa ilişkin olduğu tespit edilmiş, dosya kapsamında yeni kazandırılan belgeler üzerinde de ayrıca yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde, gerek davalının itirazlarının gerek celp edilen belgelerin kök raporu değiştirecek mahiyette bulunmadığı” yönünde kanaat bildirilmiştir.

Davacı ile birlikte davalının, dava dışı asıl borçlu … Sist. Bil. Tek. ve Sav. San. Tic. A.Ş. ile … A.Ş. arasındaki 29/06/2016 tarihli, 2.000.000 TL limitli genel kredi sözleşmesinde dava dışı … İnş. Yat. Tur. İşl. ve Tic. A.Ş. ve … ile birlikte 2.000.000 TL limitli olarak müteselsil kefil sıfatıyla taraf oldukları, bilahare davalı ….’un dava dışı Banka ile imzalamış olduğu Ankara 18. Noterliği’nin 8582 yev. nolu Temlik Sözleşmesi ile kredi alacağını 51.500,00 TL karşılığında temlik aldığı sabittir.
Dava dışı … A.Ş.’nin, celp olunan Ankara 7. İcra Müdürlüğü’nün 2017/755 sayılı dosyasının incelenmesinden davalı, asıl borçlu … Sist. Bil. Tek. ve Sav. San. Tic. A.Ş. ve diğer kefil … İnş. Yat. Tur. İşl. ve Tic. A.Ş. aleyhine takip başlatıldığı, davacının taraf olduğu Ankara 23. İcra Müdürlüğü’nün 2017/13066 sayılı takip dosyasının yapılan incelemesinde ise davacı ile dava dışı kefil … aleyhine tahsilde tekerrür olmamak üzere 25.000,00 TL asıl alacak, 8.493,15 TL işlemiş faiz, 424,66 TL BSMV, 22.946,18 TL asıl alacak, 2.357,33 TL işlemiş faiz, 117,87 TL BSMV, 391,31 TL kat öncesi işlemiş faiz, 19,57 TL kat öncesi işlemiş faiz olmak üzere toplam 59.750,06 TL üzerinden ilamsız takip başlatıldığı ve takibin dava dışı …’ın itirazı üzerine takibin adı geçen yönünden durduğu, davalının Ankara 18. Noterliği’nin 8582 yev. nolu Temlik Sözleşmesi ile kredi alacağını 51.500,00 TL karşılığında temlik aldığını bildirdiği ve bu dosyada alacaklı sıfatını kazandığı, davacıdan 153.759,44 TL tahsil edildiği ve böylece dosya alacağının ödendiği görülmüştür.
6098 sayılı TBK’nın 587. maddesine göre, aksine anlaşmalar saklı kalmak kaydıyla, borcu ödeyen kefil, kendi paylarını daha önce ödememiş olmaları ölçüsünde, diğer kefillere karşı rücu hakkına sahip olup TBK’nın 167. maddesi gereğince de aksi kararlaştırılmadıkça veya borçlular arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça, borçlulardan her biri, alacaklıya yapılan ifadan, birbirine karşı eşit paylarda sorumludur. Buna göre, en yalın ifadesiyle, davaya konu 29/06/2016 tarihli GKS’de kefalet limitleri birbirine eşit 4 kefil bulunduğundan, kefillerin iç ilişkideki sorumluluklarının da 1/4 oranında olacağının kabulü gerekmektedir (Emsal: Yargıtay 19. HD.’nin 20/12/2016 tarih, 14491/16034 sayılı ve 13/10/2015 tarih, 7112/12623 sayılı ilamı). Bunun yanında müteselsil kefillerden davalının dava dışı bankadan kredi alacağını devralması ile davalının şahsında alacaklı ve borçlu sıfatları da somut olayda birleşmiştir. Alacağı devralan borçlunun şahsında alacaklı ve borçlu sıfatlarının birleşmesi halinde diğer borçluların alacağı devralan borçluya iç ilişkide rücu hakları devam etmektedir. Somut olarak, iç ilişkide davalının davacıya geri vereceği miktarı davacının ödeyeceği borçtan düşmesi mümkün olup davacı, bu oran nispetinde fazla ödediği miktarı da isteyebilir (Bu hususta bkz. Fikret Eren, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Ankara, 2020, s. 1347).
Tüm bu açıklamalar ışığında, somut olayda kefilin kefile rücuunda sözleşmede aksine hüküm bulunmadığından kefillerin eşit oranda sorumlu olacaklarından, öncelikle davacının hissesine düşen miktar hesaplanarak bunu aşan ödeme miktarının davalının hissesi oranında rücu edebileceği gözetilmek suretiyle değerlendirme yapılması gerekmiş ve neticeten davacının, 153.759,44 TL ödemeden kefil sayısına göre hissesine düşen miktarın 38.439,86 TL kadar olduğu, bunu aşan miktardan davalının hissesine düşen 38.439,86 TL’nin tahsilini davalından talep etmekte davacının haklı olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır. Bu arada, davalı tarafından Ankara 18. Noterliği’nin 8582 yev. nolu Temlik Sözleşmesi’ne istinaden dava dışı Banka’ya 51.500,00 TL ödeme yapıldığı anlaşılmış ise de davalı tarafından yapılan ödeme kredi borçlusunun borcuna mahsuben değil temlikin karşılığı olarak yapıldığından iç ilişkide davalının payına etki etmeyeceği sonucuna varılmış, mahsup edilmesi uygun bulunmamıştır. Davalı tarafından bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesinde kefillerden … İnş. Yat. Tur. İşl. ve Tic. A.Ş.’nin iflasına karar verildiği bildirilerek itirazda bulunulmuş ise de İİK md. 202. maddesi hükmü de nazara alınarak iflasın, rücu payına etkili olmadığı; kefillerden dava dışı …’ın da kefaletinin geçerli olmadığından bahisle borca itiraz ettiği anlaşılmakta ise de, adı geçenin kefaletinin maddi anlamda geçerli olup olmadığı veya geçersizliğin ileri sürülmesinin hakkın kötüye kullanılması mahiyetinde olup olmadığı hususlarının ancak onun da taraf olduğu bir davada değerlendirilebileceği ve seçimlik hakkı gereği davalıya rücu etmeyi tercih eden davacının diğer kefillere de dava açmaya zorlanamayacağı değerlendirilmiş, eldeki dava yönünden davalının rücu payının şeklen kefalet taahhüdünde bulunan kefil sayısına göre belirlenmesi uygun bulunmuştur. Neticeten; davacı tarafından, dava dışı diğer kefillerden talepte bulunulmasının davacının muhtariyetinde olmakla birlikte, davalıya rücu edilebilecek miktarın 38.439,86 TL kadar olduğu sonuç ve kanaatine varılmış, yukarıda açıklanan nedenlerle dosya kapsamına uygun olmayan bilirkişi raporlarındaki tespitlere itibar edilmesi uygun bulunmamıştır. Yine davacı tarafından eldeki dava belirsiz alacak davası olarak nitelendirilmiş ise de dava konusu alacağın miktarının dava tarihinde belirlenebilir olduğu değerlendirilmekle koşulları oluştuğundan kısmi dava olarak görülmüş (Emsal: Yargıtay HGK’nın 16/05/2019 tarih ve 2016/22-1166 E., 2019/576 K. sayılı ilamı) ve son tahlilde davadan önce davalının usulüne uygun olarak temerrüde düşürüldüğünün kanıtlanamadığı nazara alınarak hükmolunan toplam 38.439,86 TL’den, dava dilekçesinde talep edilen 5.000,00 TL’nin dava, 33.439,86 TL’nin ise 21/12/2022 ıslah tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; 5.000,00 TL’nin dava, 33.439,86 TL’nin 21/12/2022 ıslah tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Fazlaya dair istemin reddine,
3-Alınması gereken 2.625,82 TL harcın peşin alınan 85,39 TL, ıslah dilekçesi ile yatırılan 2.285 TL harcın toplamı olan 2.370,39‬ TL’nin mahsubu ile bakiye 255,43 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından başlangıçta yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 85,39TL peşin harç ve 2.285,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 2.429,69 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereği Adalet Bakanlığı tarafından karşılanan ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk Ücret Tarifesinde belirtilen arabuluculuk ücreti karşılığı olan 1.320,00 TL arabulucu ücretinin kabul ret oranına göre 365,68 TL’sinin davalıdan, 954,32 TL’sinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-Davacı tarafından yapılan 87,25 TL tebligat ve müzekkere gideri, 2.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.087,25 TL’nin davanın kabul red oranına göre 578,21 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar yönünden 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar yönünden 16.048,11 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Davalı tarafından sarfedilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
10-Sarfedilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıranlara iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.
10/01/2023

Katip
¸

Hakim
¸