Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/361 E. 2022/631 K. 13.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/361 Esas
KARAR NO : 2022/631

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/04/2015
KARAR TARİHİ : 13/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 13/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı borçlu şirketin A.Ü’ne İbni Sina Hastanesi B blok ve C blok onarım işi ile bir kısım imalatlar için ilgili fiyat teklifi istediğini ve sonrasında yapılan anlaşmaya göre 24/02/2014 tarihinde sözleşme imzalandığını sözleşmeye uygun işin tamamlandığını ayrıca sözleşme ve teklif mektubu haricinde iki adet daha kapı yapım ve montajının gerçekleştirildiğini, fatura kesilmesine rağmen faturanın kesilmemesini davacının ısrarla istediğini ve faturayı da iade ettiğini ayrıca fatura bedelini de ödemeye yanaşmadığını, bildirmiş toplam KDV dahil 16.992,00 TL ödemenin aksatılması nedeni ile Ankara …İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasında takibe geçildiğini, takibe itirazın haksız olduğunu, bu nedenle davalı aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesine ve itirazın iptalini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; sözleşmedeki imzaların müvekkili şirkete ait olmadığını şirket yetkilisinin imzalarıyla sözleşmedeki imzaların tamamen farklı olduğunu, müvekkili aleyhinde başlatılan takibin tamemen haksız olduğunun düzenlenen 16.992,00TL ‘lik faturanın müvekkilince kabul edilmeyerek iade edildiğini, vergi usül yasası gereğince bu faturanın hukuki bir geçerliliğinin olmadığının malzemenin montajı sırasında talep edilmesi gereken miktarların müvekkilinden istenmediğini bu nedenle sözleşme harici ilişkilerden sorumluluklarının bulunmadığını, kaldı ki davacı yanın bunların yapıldığına dair hiçbir belge sunamadığını haksız ve dayanaktan yoksun davanın reddine başlatılan takibin iptaline, davacı aleyhine tazminata karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, eser sözleşmesinden kaynaklı faturalandırılan alacağın tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptali isteğine ilişkindir.
Ankara …İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyası getirtilmiş ve incelenmiştir. 11/02/2015 tarihinde 24/02/2014 tarihli sözleşmenin dayanak yapıldığı takip talebinde davacı alacaklı şirket tarafından davalı borçlu şirket aleyhine 16.992,00 TL asıl alacak ve 1.414,19 TL işlemiş faiz olmak üzere 18.406,19 TL’nin tahsilinin ilamsız icra yoluyla istenildiği ödeme emrinin davalı borçluya 19/02/2015 tarihinde tebliğ edildiği borçlu şirket vekili tarafından yasal süresinde tüm alacak ve tebliğlerine itiraz edilerek takibin durdurulduğu bu itirazda herhangi bir imza itirazının da ileri sürülmediği görülmüştür.
İİK’nun 67/1. Madde hükmü uyarınca eldeki davanın yasal bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı görülmekle işin esasına geçilmiştir.
Tarafların tüm kanıtları ve ticari kayıt ve belgeleriyle faturalandırılmış alacaktan kaynaklı takip dayanağı belgenin yanların BA ve BS kayıtlarında yer alıp almadığı hususu da özellikle araştırılmıştır.
Konusunda uzman bir mali müşavir ve diğer teknik bilirkişiler aracılığıyla yerinde incelemeye dayalı rapor alınmıştır.
10/10/2016 tarihli bilirkişi raporunda özetle; yanlar arasında eser sözleşmesinden kaynaklı alt yüklenicilik ilişkisinin bulunduğu uyuşmazlığın konusunu oluşturan compact kapı imalatının gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği hususunun mevcut bilgi ve belgelerden anlaşılamadığı bunun öncelikli olarak keşif artışı veya imalat değişikliği yapılarak imalata dahil edilip edilmediğinin mahallinde görülmesi gereği açıklanmıştır.
Dosyamıza söz konusu bakım ve onarım işlerine ait keşif artışı, imalat değişikliği ve tüm diğer kayıt ve belgeler getirtilerek dosyaya eklenmiş dosya bilirkişilere mahallinde inceleme yapılmak üzere yetki de verilerek ek rapora tevdi edilmiştir.
20/03/2017 tarihli ek kurul raporunda özetle; sözleşmede adet başına birim fiyat belirlenmediği ancak sözleşmenin birim fiyat usulü anahtar teslimi şeklinde tarif edilerek toplam imalatın 14.400,00 TL +KDV olarak belirlendiği B ve C blok compact imalatının 175,68 metre kare olarak sonuçlandırıldığı imal edilen ve yapılan metrajlara göre toplamda davacının söz konusu imalatlara ilişkili KDV dahil makul ve piyasa şartlarnıa uygun üretiminin 16.097,80 TL olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde, 25/12/2018 tarih ve 2015/918 Esas, 2018/943 Karar sayılı karar ile, “Davanın kısmen kabulü ile, davalının Ankara 32.İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasında itirazının 16.097,80 TL asıl alacak için iptaline takibin bu miktar üzerinden devamına, alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, kabul edilen alacağın %20’si oranında hesaplanan 3.219,56TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalının tazminat talebinin reddine,” dair verilen verilen hükmün, davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine Ankara BAM 27. Hukuk Dairesi’nin 17/05/2021 tarih ve 2019/618 Esas, 2021/467 Karar sayılı ilamı ile, “Somut olayda, davacının dayandığı sözleşme fotokopi olup, aslı ibraz edilemediği ve davalı tarafından akdi ilişkinin inkar edildiği gibi, mahkemenin kabulünün aksine davacı tarafından düzenlenen faturanın davalının ticari defterinde kayıtlı olmadığı ve BA formunda bildirilmediği anlaşılmakla taraflar arasında olduğu iddia edilen akdî ilişkinin varlığı yazılı delille kanıtlanamamış olup, davacı tarafça sunulan belgeler yazılı delil başlangıcı niteliğinde olmadığından akdi ilişkinin tanıkla kanıtlanabilmesi de mümkün değildir. Davacı taşeronun, dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanmış olduğu anlaşıldığından mahkemece, davacıya akdi ilişkinin varlığıyla ilgili davalıya yemin yöneltme hakkının bulunduğu hatırlatılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yemin hususu nazara alınmaksızın eksik inceleme ve değerlendirmeyle yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne hüküm kurulması doğru olmamıştır.” denilmek suretiyle mahkememiz kararı kaldırılmıştır.
Kaldırma ilamı sonrasında icra edilen 05/04/2022 tarihli duruşmada davacı vekiline akdi ilişkinin varlığına yönelik yemin yöneltme hakkının bulunduğu hatırlatılmış, davacı vekilince de yemin deliline dayandıkları bildirilerek, 13/04/2022 tarihli yemin metnini sunmuştur.
Takiben mahkememizce, Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden davalı şirket yetkililerinin bilgileri sorulmuş; gelen 07/04/2022 tarihli tarihli yazı cevabına göre davacı şirket yetkilisinin, 08/01/2018 tarihli karara göre 10 yıl süre ile … olduğu anlaşılmıştır. Mahkememizce TTSG kayıtlarında yapılan incelemede …’in uyuşmazlığa konu 2014 döneminde de şirketi temsil yetkisini haiz olduğu görülmüştür. Bu çerçevede; 6102 sayılı HMK’nın 232/2. maddesi gereğince tüzel kişiler adına yemin, şirketi temsile yetkili kişi tarafından eda olunacağından, davacı vekilince sunulan yemin metnine göre meşruhatlı yemin davetiyesinin, davalı şirket yetkilisi olan …’e çıkarılmasına karar verilmiş (Emsal: Yargıtay 19. HD.’nin 28/03/2011 tarih ve 2010-8833/3970 sayılı ilamı ile 01/03/2016 tarih ve 524/3598 sayılı ilamları); çıkarılan yemin davetiyesinin, adı geçenin davalı şirkete ilişkin TTSG’de ilan edilen son adresi ile de uyumlu olduğu anlaşılan mernis adresine TK’nın 21/1. maddesine uygun olarak tebliğ edildiği anlaşılmış, davalı yetkilisince yeminin icrası için 13/09/2022 tarihli duruşmada hazır bulunulmadığı görülmüştür. Mevcut hukuki durum karşısında; HMK’nın 229/1. maddesi hükmünce davalının yeminin icrasından kaçınmakla, yemin konusu vakıaları ikrar ettiği ve böylece somut olarak davacının, akdi ilişkinin varlığını ispat ettiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Sonuç olarak; tüm dosya kapsamı, kayıt ve belgeler, gerekçeli ve denetime elverişli olmakla hükme esas alınması uygun bulunan ek bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafından imal edilen işe karşılık 16.097,80 TL iş bedelini davalıdan talep etmekte haklı olduğu sonuç ve kanaatine varılmış, kaldırma ilamına ve istinaf sebeplerine göre taraflar yönünden oluşan usuli kazanılmış haklar da gözetilerek, davanın kısmen kabulü ile, davalının Ankara …İcra Müdürlüğünün … sayılı takibe itirazının 16.097,80 TL asıl alacak için iptaline, likit mahiyetteki hükmolunan alacağın %20’si oranında hesaplanan 3.219,56 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, koşulları oluşmayan davalının kötü niyet tazminatı isteminin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulması uygun bulunmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile davalının Ankara …İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasında itirazının 16.097,80 TL asıl alacak için iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, alacağa takip tarihinden itibaren avans faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine.
2-Kabul edilen alacağın %20’si oranında hesaplanan 3.219,56 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davalının tazminat talebinin reddine,
4-Alınması gereken 1.099.64 TL harçtan peşin alınan 314,34 TL’nin mahsubu ile bakiye 785,3‬0 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından başlangıçta yatırılan 314,34 TL başvurma harcı, 27,70 TL peşin harç olmak üzere toplam 342,04‬ TL’nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 324,23 TL tebligat ve müzekkere gideri,1.500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.824,23 TL’nin davanın kabul red oranına göre 1.595,45 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar yönünden AAÜT uyarınca 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar yönünden karar tarihindeki AAÜT uyarınca 2.308,33‬ TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Davalı tarafından sarfedilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
10-Sarfedilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıranlara iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.
13/09/2022

Katip …
E-imzalı

Hakim …
E-imzalı