Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/321 E. 2022/840 K. 29.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/321 Esas – 2022/840
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/321 Esas
KARAR NO : 2022/840

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 03/06/2021
KARAR TARİHİ : 29/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 25/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 13/06/2018 tarihinde …’un da içerisinde yolcu olarak bulunduğu dava dışı sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı sayılı araç ile Turgutlu ilçesi istikatinden İzmir ili istikametine seyir halinde iken meydana gelen trafik kazası neticesinde müvekkilinin ağır bir şekilde yaralandığını, yolcu olarak bulunan müvekkilinin hiçbir kusuru olmadığını, maddi zararının tazmini için gerekli bilgi ve belgelerle birlikte davalı … Sigorta A.Ş.’ye başvuruda bulunulduğunu, sigorta şirketi tarafından ödeme yapılmış ise de yapılan ödemenin zararı karşılamaktan uzak olduğunu belirterek kalıcı iş göremezlik bedeli olarak şimdilik 5.000 TL, geçici iş göremezlik bedeli olarak şimdilik 500 TL, bakıcı gideri tazminatı olarak şimdilik 500 TL olmak üzere toplam 6.000,00 TL bakiye maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalı … Sigortalı A.Ş.’den tahsili ile davacıya ödenmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; zamanaşımı itirazlarının bulunduğunu, davacıya 25/04/2019 tarihinde 126.783,00 TL tazminat ödemesi yaptıklarını, müvekkilinin sorumluluğunun son bulduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla sorumluluğunun bakiye poliçe teminatı ile sınırlı olduğunu, kusur oranlarının tespiti için dosyanın ATK Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderilmesi gerektiğini, maluliyet oranının tespiti için de ATK 3. İhtisas Kurulu’ndan rapor alınması gerektiğini, geçici iş göremezlik tazminatının teminat dışı olduğunu, hesaplamada TRH 2010 mortalite tablosu ile 1,8 teknik faizin uygulanması gerektiğini, SGK’dan da iş kazası olup olmadığı, ödeme yapılıp yapılmadığı hususlarının sorulması gerektiğini, davacının sigortalının kusurunu, kusur ile maluliyet arasındaki illiyet bağını ispat etmesi gerektiğini, bakıcı giderinin teminat kapsamı dışında olduğunu, faizin de kabul anlamında olmamak üzere ancak dava tarihinden yasal faiz olabileceği belirtilerek davanın reddini talep ettiği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Deliller toplanmış, davacının sosyal ekonomik durumuna ilişkin araştırma yaptırılmış, poliçe ve hasar dosyası, SGK kayıtları, trafik kazası tespit tutanakları, ilgili hastanelerden celbedilmiş tedavi evrakları dosya kapsamına alınmış olup incelenmelerinde; … plakalı aracın davalı sigorta şirketine 20/02/2018-2019 tarihlerini kapsar şekilde sigortalı araç olduğu, kaza tarihi itibariyle poliçe teminatının 360.000,00 TL olduğu, SGK tarafından davacıya herhangi bir gelir bağlanmadığı ve ödeme yapılmadığı anlaşılmıştır.
Davacının maluliyetinin bulunup bulunmadığı ve var ise geçici ve daimi iş göremez kalınan sürenin ve bakıcı ihtiyacının bulunup bulunmadığının tespitine dair 02/01/2019 kaza tarihinde yürürlükte bulunan “Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” hükümlerine göre düzenlenen Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’nın 28/06/2022 tarihli raporunda özetle; “engel oranının %27 olduğu, geçici iş göremezlik süresinin 270 gün olduğu, 30 gün bakıcıya ihtiyaç duyulduğu” yönünde kanaat belirtilmiştir. Mezkur maluliyet raporunda kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümleri esas alınarak davacının maluliyet durumunun belirlendiği, rapordaki tespitlere göre kaza ile maluliyet durumu arasında illiyet bağının kurulabildiği ve raporun gerekçeli ve denetime elverişli olduğu anlaşılmakla alınan maluliyet raporunun hükme esas alınmasına karar verilmiştir.
Trafik kazası nedeniyle tarafların kusurlarının varlığı ile oranı bakımından; adli trafik uzmanı bilirkişi tarafından düzenlenen 19/09/2021 tarihli raporda özetle; “…davacı ….’un kaza sırasında koruyucu emniyet kemerinin takılı olup olmadığına dair bir tespitin olmaması yanında kaza sırasında bulunduğu araç içinden araç dışına fırladığına ilişkin bir tespitin de olmaması nedeniyle müterafik kusur izafesi yapılamayacağı, dava dışı sürücü …’un davalıya sigortalı …. plakalı aracı orta refüjde bölünmüş tek yönlü iki şeritli yolun sol şeridini takiben seyrine devamı sırasında kazanın oluş şekli göz önüne alındığında seyir hızını KTK’nın 52/1.b, Yönetmeliğin 101/b ve kendisine ayrılan şeridi izlemeden seyrine bağlı aynı kanunun 56/1.a ve 84/f-j maddelerine riayetsizliği nedeniyle asli, tamamen, %100 kusurlu olduğu…” yönünde kanaat bildirildiği görülmüştür. 6098 sayılı TBK’nın 74. maddesinde haksız eylemin “kusur” öğesi konusunda hukuk hakimine tanınan yetkiler iki bölüm olup, birincisi “kusur bulunup bulunmadığına”, öteki “kusurun derecesini ve zararın tutarını belirlemeye” ilişkindir. Maddenin ilk cümlesine göre “kusurun varlığını” araştırmada yetkileri sınırlı olan hukuk hakimi, maddenin ikinci cümlesine göre “kusurun derecesini ve zarar tutarını belirlemede” tam bağımsız kılınmıştır. 6100 sayılı HMK 266 madde hükmüne göre kusur oranlarının belirlenmesi teknik değil hukuki bir konudur. Eldeki teknik bulgulara göre hakim, kusur oranını kendisi belirleyebilir (Emsal: Yargıtay 17. HD.’nin 15/02/2021 tarih ve 2020/1185 Esas, 2021/1340 Karar sayılı ilamı). Bu açıklamalar ışığında; tüm dosya kapsamı, soruşturma dosyası, kaza tespit tutanağında yer alan tespitler ile bilirkişi raporu kapsamında dosyaya mübrez teknik bulgular, olayın örgüsü ile birlikte bir bütün halinde değerlendirildiğinde; davalıya sigortalı araç sürücüsünün tam (%100) kusurlu olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır. Davacının müterafik kusur olgusunun varlığına dair ise dosya kapsamından mahkememizde kanaat oluşmamış olup bilirkişi raporundaki tespitlere itibar edilmesi uygun bulunmuştur.
Tazminat hesabı yönünden dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, 26/09/2022 tarihli raporda özetle; “sigorta şirketinin 25/04/2019 harici ödeme tarihi itibariyle davacının maddi zararı 169.421,18-TL olup, sigorta şirketi tarafından bu zararın 126.783,00-TL’lik kısmının karşılandığı, 25/04/2019 tarihi itibariyle davacının 42.638,18-TL bakiye alacağının bulunduğu, sigorta şirketinin 126.783,00-TL harici ödemesi güncellenerek 2022 verilerine göre hesaplanan tazminattan düşüldüğü, 2022 verilerine göre davacının zararının, 13.978,26 TL geçici iş göremezlik tazminatı (+) 435.416,33 TL sürekli iş göremezlik tazminatı (-) 165.863,86 TL sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin güncellenmiş tutarı (=) 283.530,73-TL olup harici ödeme sonrasında kalan poliçe limitinin 233.217,00-TL olduğu, bakım giderinin ise 3.044,25-TL olduğu” yönünde kanaat bildirilmiştir. Mezkur raporda bilirkişi tarafından TRH 2010 yaşam tablosu ile progresif rant sistemi esas alınarak hesaplama yapıldığı, yapılan hesaplamanın Yargıtay içtihatlarında öngörülen kriterlere uygun olduğu, gerekçeli ve denetime elverişli bulunduğu da anlaşılmakla hükme esas alınmasına karar verilmiştir.
Dava; davalı sigorta şirketine Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta poliçesi kapsamında sigortalı olan ve davacının yolcu olarak bulduğu aracın karıştığı tek taraflı trafik kazası neticesinde davacının yaralanması nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı, deliller, adli tıp ve bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde; 13/06/2018 tarihinde davalıya sigortalı olan ve davacının yolcu olarak bulunduğu aracın karıştığı trafik kazası neticesinde davacının yaralandığı, 26/09/2022 tarihli hesap bilirkişi raporunun da denetime elverişli ve hükme esas alınabilir olduğu kabul edilmek suretiyle davacının raporda tespit edildiği şekli ile 435.416,33 TL kalıcı iş göremezlik, 13.978,26 TL geçici iş göremezlik ile 3.044,25 TL bakıcı gideri zararının bulunup davacı zararının davalı sigorta şirketi tarafından 25/04/2019 tarihinde yapılan 126.783,00 TL miktarlı ödemenin rapor tarihine göre güncellenmiş tutarı olan 165.863,86 TL’lik kısmının karşılandığı, kaza tarihi itibariyle sakatlık poliçe teminat limitinin 360.000,00 TL olup bakiye poliçe limitinin 233.217,00 TL olduğu, davacı tarafından talep artırım dilekçesi ile talep edilen 233.217,00 TL kalıcı iş göremezlik tazminatı talebinin kabulü gerekip bu kabul ile birlikte poliçe teminat limiti tükendiğinden, 13.978,26 TL miktarlı geçici iş göremezlik tazminatı talebi yönünden davalı sigorta şirketinin sorumluluğu kalmayıp bu talep yönünden davanın reddi gerektiği, kaza tarihinde sağlık giderleri teminatı 360.000,00 TL olup davacının karşılanmayan 3.044,25 TL geçici bakıcı gideri isteminde de haklı olduğu sonuç ve kanaatine varılarak davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir. Davalı vekilince zamanaşımı itirazında bulunulmuş ise de bir kişininin yaralanması (TCK md. 89/1, KTK md. 109/2) ile sonuçlanan dava konusu trafik kazasının 13/06/2018 olan tarihi ile davalı tarafından yapılan 25/04/2019 kısmi ödeme tarihi (TBK md. 154/1) nazara alındığında dava tarihi itibariyle zamanaşımının dolmadığı anlaşıldığından reddi gerekmiştir. Temerrüt tarihinin, KTK’nın 99. maddesi uyarınca davalı sigorta şirketine başvuru tarihine göre 15/03/2019 tarihi olarak tespiti ile hükmolunan maddi tazminatın, belirlenen bu temerrüt tarihinden itibaren yasal faiz üzerinden davalıdan tahsiline yönelik olarak son tahlilde aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile; 233.217,00 TL daimi iş göremezlik tazminatı, 3.044,25-TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 236.261,25 TL maddi tazminatın 15/03/2019 temerrüt tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Fazlaya dair istemin reddine,
3-Alınması gereken 17.093,86 TL harçtan peşin, başvurma harcı 59,30 TL, ıslah dilekçesi ile yatırılan 834,20 TL’nin toplamı olan 893,5 TL harcın mahsubu ile bakiye 16.200,36‬ TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından başlangıçta yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 59,30 TL peşin harç, 834,20 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 952,8‬0 TL’nin kabul ve ret oranına göre 899,57 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
5- 6325 sayılı yasanın 18/A maddesi ve Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi gereğince belirlenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin kabul ve red oranlarına göre 1.246,26 TL’sinin davalıdan, 73,74 TL’sinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,

6-Davacı tarafından yapılan 123,6 TL tebligat ve müzekkere gideri, 2.000,00 TL bilirkişi ücreti, 1.500,00 TL adli tıp rapor ücreti olmak üzere toplam 3.623,6 TL olan yargılama giderinin, kabul ve ret oranına göre 3.421,18 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar yönünden karar tarihindeki AAÜT uyarınca 36.076,58 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT’ne göre 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Davalı tarafından sarfedilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
10-Sarfedilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran taraflara iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.
29/11/2022