Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/301 E. 2023/60 K. 30.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARARIDIR

ESAS NO : 2021/301 Esas
KARAR NO : 2023/60

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 30/12/2015
KARAR TARİHİ : 30/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacıya, davalı banka nezdinde şahsen ve şirketleri aracılığıyla vadeli/vadesiz hesapların sahibi olduğunu, davacı hesaplarının bulunduğu … Bankası/Tandoğan/Ankara Şubesi Müdürü …’nin hayali hesaplar ve davacı hesaplarını kullanarak yolsuzluk yapıldığının anlaşılması üzerine yapılan teftiş neticesi müfettiş raporunun 440. sayfasında tespit edilen banka zararının tamamına yakınının nihai olarak anılan şirketlere ait hesaplara aktarıldığı, bu hesaplarda çek ödemelerinde kullanıldığı, bunun sonucunda anılan şirketlere haksız menfaat sağlandığı, … ile davacının birinci derecede müştereken ve müteselsilen 1.203.153,43 TL’den sorumlu oldukları raporuna istinaden davacının tüm hesaplarına bloke konulduğunu ve parası üzerindeki tasarruf imkanının engellendiğini, davacı hakkında ceza ve hukuk davaları açıldığını, ceza davalarının zamanaşımı nedeniyle düştüğünü ancak müvekkiline ait olan paranın kendisine ödenmediğini, oysa yine teftiş raporuyla saptanan hesap durumuna göre açılıp kapanan hesaplar neticesi 03/07/2000 tarihi itibariyle davacı hesabından 821.743,99 TL’nin çekilerek hesabında bakiye 132.256,11 TL bakiye kaldığını, ödenen miktarın nerede olduğunun açıklanmadığını, vadeli hesap açıklamasıyla 01/11/1999 tarihinde 282.988,00 TL’nin, 04/01/2000 tarihinde 100.800,00 TL’nin, 03/07/2000 tarihinde hesap kapama açıklamasıyla çekilen 821.743,99 TL olmak üzere toplam 1.205.531,99 TL’nin banka tarafından kime ödendiğinin belirlenmesi gerektiğinin belirlendiğini, davacının şahsi hesabında bulunan paralardan davacının imzası ve talimatı olmadan 01/11/1999 tarihinde 282.988,00 TL, 04/01/2000 tarihinde 100.800,00 TL ve 03/07/2000 tarihinde 821.843,00 TL olmak üzere 1.205.531,00 TL’nin çekildiğini, davalı bankanın bu miktarları uhtesinde bloke ederek davacıya ödenmesini engellediğini, oysa bu miktarların davacının alacağını oluşturduğunu, davalı banka müdiresinin müfettiş raporuna göre toplam 1.203.153,00 TL usulsüzlük yaparak zimmetine para geçirdiğini, bunun bir tesadüf olmayıp aksine davacının tutuklanarak aynı miktar zimmetten sorumlu tutulduğunu, oysa zarar gören mağdur olanın kendisi olduğunu, bankanın bu miktar parayı aksine davacıya vermesi gerektiğini, bu nedenlerle üçüncü kişilere verilen teminat mektupları karşılığında bankada bloke edilen teminat alacağının ödenmemiş olmakla, şimdilik 5.000,00 TL’sinin ödenmesini talep ettiğini, buna göre fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla vadeli hesaplarında bulunan ve usulsüz işlem tarihleri nazara alınıp bu tarihlerden itibaren işletilecek en yüksek vadeli mevduat faizi hesaplanmak suretiyle bulunacak miktarın şimdilik 30.000,00 TL’sinin dava tarihinden itibaren Merkez Bankası’nca belirlenen avans faiziyle birlikte tahsiline iade edilmeyen teminat mektubu karşılıklarından ise şimdilik 5.000,00 TL teminat mektubu bedelinin mektubun iade edildiği tarihten itibaren işletilecek avans faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı banka nezdinde davalının şahsen ve şirketleri aracılığı ile vadeli ve vadesiz hesapları bulunduğu ve yapılan yolsuzluklar neticesi mağdur edildiğini bildiren davacının taleplerinin haksız ve hukuki dayanaktan yoksun bulunduğunu, davanın dava dilekçesindeki usule ilişkin koşulların yetersizliği nedeniyle reddi gerektiğini ve davanın kısmi açılamayacağı nedeniyle usulden reddini, kaldı ki dava harcının tamamlattırılmasını, aksi halde davanın yine usulden reddine karar verilmesini talep etmiş, esas yönden ise; davacının bankadan taleplerinin kötüniyetli ve sebepsiz zenginleşmeye yönelik olup bankadan hiçbir alacağının bulunmadığını, o dönem müdürü olan …….i ile davacının bizzat çalıştığını, ağır cezalık mevatlar çerçevesinde yargılandıklarını, dava dışı … hakkında da soruşturmalar açılıp bu kişi ile davacı … ile ilişkili bulunduğunu, ceza dosyalarının dosyamıza getirtilmesi gerektiğini, davacının alacak talebine konu iddia ve taleplerinin tamamen haksız kazanç elde etmeye yönelik bulunduğunu belirterek davanın esastan ve usülden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Taraf delilleri toplanmış, davalı bankanın teminat mektuplarına ilişkin cevabi yazısı dosya kapsamına alınmış, Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünden …-… Ticaret, … Turizm … Ltd.Şti, … İnşaat … Ltd,Şti, … İnş … Ltd.Şti sicil kayıtları temin edilmiştir.
Davacının dekontlar üzerinde atılı imzaların kendisine ait olmadığı iddiası kapsamda imza örnekleri temin edilmiş, 04/01/2000 ,03/07/2000 ve 01/11/1999 tarihli dekont asıllarının ibrazına ilişkin davalı vekilince sunulan beyan dilekçesinde dekont fotokopilerinin şubede bulunduğu, belge asıllarına ulaşılamadığı ifade edildiğinden grafolojik inceleme yapılamamıştır.
Tüm dosya kapsamı üzerinde 3 kişilik bilirkişi heyeti tarafından yapılan inceleme sonucu düzenlenen 09/03/2018 tarihli bilirkişi heyeti raporunda özetle; davalı …’ün sahip olduğu firma ve şirketlerin …-… Ticaret … İnşaat … Ltd,Şti … … Ltd.Şti, … İnş … Ltd.Şti olduğu, … Bankasının bildirimine göre teminat mektubu riski bulunmadığını, davacı adına açılmış 22 adet vadeli hesabın çeşitli tarihlerde kapatıldığı, sadece bir hesabın açık olarak devam ettiği, davacı ile davalı bankanın Tandoğan şubesi arasında 24.04.1998 tarihinde sermaye piyasası araçlarının alım satımına ilişkin aracılık sözleşmesi imzalandığı, T.C. … Bankası teftiş kurulu raporunda şube müdür yardımcısı ve müdür vekilinin toplam 1.242.654.125.681,00 TL’yi zimmetine geçirdiği ayrıca toplam 1.465.049.312.418,00 TL tutarındaki banka kaynağını sanık …’e belirli sürelerde kullandırttığı/istismar ettirdiği, daha sonra …’e ait hesaplardan ilgili hesaplara iade ederek tasfiye ettiği tespitinin yer aldığı, dekont asıllarının temin edilememesi nedeniyle bilirkişiye tevdiine karar verilen dosyada eski 620207 yeni ….. nolu hesabın bakiyesinin 22/09/2010 tarihinden bu yana hareketsiz (0) TL bakiyesi olduğu, davacıya ait 620207 hesaptan karşılığı bloke edilerek verildiği iddia edilen teminat mektuplarından bankanın riskinin kalmadığını ve teminat mektuplarının süreleri bittiği için kayıtlardan çıkışı yapıldığını, bu hesaptaki hesap kartonlarının incelendiği ve blokaj işlemine rastlanılmadığını ve blokajda bekleyen herhangi bir paranın mevcut olmadığını, davacının bankada depozitolar hesabında bekleyen bir tutarının olmadığını, teminat mektubu riski karşılığı vadeli mevduatı veya nakit blokajı bulunmadığı, davacının hesaplarından ödenen ve mahsup fişleriyle ilgili işlemlere ilişkin yapılan incelemede; tespit edilen hesap mevcudunun 1.205.531,00 TL olduğunun görüldüğünü, bu alacak talebi hakkındaki incelemede özetle; davacının talebinin bu paranın iadesi istemi olup yanlar arasındaki hukuki ilişkinin mevduat sözleşmesine dayalı bulunduğunu, davalı bankanın mevduatın mudinin bilgisi ve onayı dahilinde davacının kendisine ödendiğini ve hesap hareketlerinden mudinin haberdar edildiğine dair savunmasını bankanın ispat yükümlülüğünde bulunduğunu, ancak hesaptan virman yolu ile 04.01.2000 tarihli 100.800.000.000 TL’sinin davacının oğluna … adına kayıtlı bir hesaba havale edildiği, 03/07/2000 tarihli 821.743.986.140 TL’nin virman yapıldığı hesabın ise davacının müdürü olduğu … İnş. Ltd Şti’ne ait olduğu dikkate alındığında davacının hesabında oğluna ve müdürü olduğu şirket hesabına yapılan bu iki havale işleminin davacı rıza ve muvafakati ile yapıldığı havale tutarının hesap sahibinin kendi yararı ve menfaatine kullandığı sonuca varıldığından bu havale işlemlerine ilişkin davacının taleplerinin yerinde olmadığı, davalı bankaca mudinin kendisine ödendiği ve mevduatın bilgisi dışında üçüncü bir kişiye ödendiği ve mevduatın mudinin bilgisinin ve onayı dahilinde üçüncü bir kişiye ödendiği ispat edilemeyen 282.988,00 TL’lik kısmının ise davacıya ödenmesi gerektiği sonucuna varıldığı bu tutarın kasada nakit ödeme işlemini gösteren dekont üzerinde davacı imzasının bulunduğu” ifade edilmiştir.
Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1436 esas sayılı dosyasına ilişkin bilirkişi raporu örneği uyap sisteminden temin edilmiş, Ankara 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/875 esas 2008/353 karar sayılı dosya örneğinin temini ile tarafların kök rapora yönelik itirazlarının değerlendirilmesi bakımından düzenlenen bilirkişi heyeti 16.01.2019 tarihli ek raporunda özetle; Ankara 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/875 esas ve 2008/353 karar sayılı kesin hüküm niteliğindeki karar, belge, doküman, delil ve bilirkişi kurulu raporlarına göre T.C. … Bankası Tandoğan şubesi nezdinde ki kurumlar adına yapılmış havalelerin davacını sahip olduğu … Ltd.şti hesabına aktarıldığı aktarılan bu paraların …’ün çek ve diğer ödemelerinde kullanıldığı ve keza şubenin farklı müşterilerine ait hesaplarından çekilerek aracı hesaplara aktarılan ve daha sonra davalı …’ün kızı … ve oğlu … ve hayali hesaplara aktarıldıktan sonra davacının hesaplarına devredildiği ve ayrıca şube müşterilerine ait hesaplardan çekilerek davacı …’e doğrudan ödendiği veya sahibi olduğu … Pazarlamaya aktarıldığı anlaşıldığından Yargıtay’ca onanmış mahkeme kararının birlikte değerlendirilmesiyle davacı …’ün davalı banka nezdindeki hesabında artı bakiye olarak görülen banka kayıtlarının usülsüz ve hukuki dayanaktan yoksun oluşturulduğunun kesin delil olarak mahkeme kararı ile tespit edildiği, gerçek dışı olduğu tespit edilen bu alacak kayıtlarına dayanılarak davalı bankadan herhangi bir alacak talep edilemeyeceği” ifade edilmiştir.
Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2013/168 esas 2014/370 karar sayılı dosya ve ekleri bu dosya kapsamına alınmış, davanın değeri itibari ile tek hakim tarafından yargılaması yürütülen işbu davada “davanın taraflarını bağlar kesin hüküm niteliğindeki ilam ve ceza mahkemelerine ait maddi olgular yönünden kesin delil niteliğinde kabul edilecek eylemlerine dayalı mahkememizin iş bu davasında mevduat yönünden davacının davanın reddine, ayrıca teminata dönüşen miktar yönünden ise bilirkişi raporunda açıklanan nedenler ve bu teminat içeriği ve aktarımına dair olguların ortadan kalktığı gibi haklı ve istenebilir meşru yolla oluşturulmuş alacağa dayalı bir teminat olmadığı kanaati ile davanın reddi” yönünde verilen kararın istinaf edilmesi üzerine Ankara BAM 21. H.D 2019/1134 esas 2021/471 karar sayılı 31.03.2021 tarihli ilamı ile “işbu dava davacının davalı bankada mevduat hesabında 1.205.531,00 TL ile teminat mektupları karşılığı bloke edilen paranın kendisine iade edilmediği iddiasıyla fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak mevduat hesabında bulunan paradan dolayı şimdilik 30.000,00 TL teminat karşılığı bloke edilen paradan dolayı ise 5.000,00 TL talep edilerek toplam 35.000 TL harca esas değer gösterilmek suretiyle anılan miktar üzerinden harç yatırılarak açılmış ise de dava dilekçesindeki talep davacının davalı bankadan1.205.531,00 TL ile teminat mektupları karşılığı 168.420,74 TL nin tahsili istemiyle açılmıştır. Somut olayda, dava dilekçesinde harca esas değer 35.000 TL olarak gösterilip bu bedel üzerinden harç yatırılmış ise de, dava dilekçesinin içeriğinden davacının davalıdan 1.205.531,00 TL ve teminat mektupları karşılığı 168.420,74 TLnin tahsilini talep ettiğinin anlaşılması karşısında dava değeri 500.000,00 TL’nin üzerindedir.
Hal böyle olunca, dava değerinin 500.000,00 TL’nin üzerinde olduğu, davanın asliye ticaret mahkemesinde bir başkan ve iki üye ile toplanacak heyetçe yürütülüp sonuçlandırılacak işler kapsamında kaldığı, davanın heyetçe görülmesi gerektiği gözetilerek dosyanın heyete tevdi gerekirken tek hakim tarafından değerlendirilme yapılarak karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememize açılan iş bu davada dava dilekçesinde şimdilik 35.000,00 TL’nin faizi ile tahsili talep edilmiş, 14.01.2016 tarihli tensip tutanağında dava değerini açıklayarak eksik peşin harcı ikmal etmeleri yönünde verilen süreye ilişkin davacı vekilinin sunmuş olduğu 02.02.2016 tarihli dilekçede davalarını kısmi alacak talepli açtıklarını beyan ederek harç ikmali yapılmadığı anlaşılmış ise de Ankara BAM 22. Hukuk Dairesinin mahkememiz kararını kaldırılmasına ilişkin ilam içeriği gereğince eksik peşin harcın ikmali yönünde davacı yana verilen kesin sürede adli yardım talebinde bulunulduğundan bu yönde yapılan araştırma neticesinde 03.02.2022 tarihli duruşma 2 nolu ara kararla adli yardım talebi kabul edilerek HMK 335 maddesi uyarınca ileride haksız çıkacak tarafa yüklenmek üzere şimdilik davacının yargı harcından muaf tutulmasına karar verilmiştir.
Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2013/168 esas 2014/370 karar sayılı dosyasının tetkikinde katılanı T.C. … Bankası A.Ş olan 14.12.2001 suç tarihli davada sanık … hakkında sanık …’nin bankacılık zimmetine iştirak ettiği iddiası ile açılan kamu davasında sanık … hakkında verilen beraat kararının Yargıtay 7. Dairesi tarafından sanığın zimmet eylemine iştirak ettiğine dair delillerin mevcut olduğunu belirterek zimmet miktarının belirlenerek bu değer üzerinden sorumlu tutulması gerektiğinden bahisle bozulması üzerine yapılan yargılama sonucunda sanık … hakkında bankacılık zimmetine iştirak suçundan açılan kamu davasının zaman aşımı nedeniyle düşürülmesine karar verildiği, kararın Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 15.02.2016 tarihli 2015/24907 esas2016/1730 karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Ankara 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/875 esas 2008/353 karar sayılı dosya örneğinin tetkikinde davacı … tarafından davalılar …, … İnş. … Ltd.Şti ve …-… Ticaret hakkında açılan davanın yargılaması sonucunda “kurumlar adına yapılan havalelerin davalı …’ün sahip olduğu … Ltd.Şti hesabına akatırldığı aktarılan bu paraların …’ün çek ve diğer ödemelerinde kullanıldığı ve keza şubenin farklı müşterilerine ait hesaplarından çekilerek aracı hesaplara aktarılan ve daha sonra davalı …’ün hesabına geçirilen paraların şube müşterilerinin hesaplarından çekilerek …’ün kızı …, oğlu … ve hayali hesaplara aktarıldıktan sonra davalıların hesaplarına devredildiği ve ayrıca şube müşterilerine ait hesaplardan çekilerek davalı …’e doğrudan ödendiği veya sahibi olduğu … Pazarlama’ya aktarıldığı, aktarılan ve ayrıca şubenin 610 nolu mevduat hesabına verilen faizler hesabından davalı …’e paraların ödendiği anlaşıldığından davacı bankanın haksız fiil nedeniyle oluşan zararını davalılardan talep etmekte haklı olduğu” gerekçesi ile davanın kabulü ıslah talebinin kısmen kabulü ile 1.203.153,43 YTL alacağın dava tarihinden itibaren avans faizi ile ve 878.136,18 YTL faizin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine karar verildiği, kararın Yargıtay 11. Hukuk Dairesi tarafından düzeltilmiş şekli ile onanmasına karar verilerek 05.09.2011 tarihinde kesinleşmiş olduğu görülmüştür.
Ankara 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/70 esas 2005/481 karar sayılı gerekçeli karar örneğinin temini ile incelenmesinde davacı … A.Ş Genel Müdürlüğü tarafından davalı … (Çetinkaya) hakkında davalının Tandoğan şubesi müdürlüğüne vekaleti sırasında 20.12.2001 tarihinden 24.01.2022 dava tarihine kadar tespit edilen usulsüz işlemlerin nedeniyle banka zararının tahsili talebiyle açılan davada dava ve ıslah talebinin kabulü yönünde karar verilmiş olduğu, kararın 16.03.2006 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Dava; davacının, davalı bankanın Tandoğan şubesinde bulunan mevduat hesabından bilgisi ve onayı dışında usulsüz çekildiği iddia edilen paranın ve bloke konulduğu iddia edilen teminat bedelinin iadesi talebine ilişkindir.
Davacı yan, davalı bankanın Tandoğan şubesindeki yatırım hesabından 01.11.1999 tarihinde 282.988,00 TL’nin 04.01.2000 tarihinde 100.800,00 TL’nin ve 03.07.2000 tarihinde 821.743,00 TL’nin imzası ve talimatı olmadan çekilmiş olduğu iddiası ile alacak talebinde bulunmuş olup yapılan bilirkişi incelemesinde davacı ile davalı bankanın Tandoğan şubesi arasında 24.04.1998 tarihli sermaye piyasası araçlarının alım satımına ilişkin aracılık sözleşmesi ve aynı tarihli menkul kıymetlerin alım satımı çerçeve sözleşmesi imzalanarak davacı adına 22 adet vadeli hesap açıldığı bir hesap dışında diğer hesapların kapatılmış olduğu, dava konusu edilen 04.01.2000 tarihli 100.800.000.000 TL hesaptan virman işleminin davacının oğlu … adına kayıtlı bir hesaba havale edildiği, yine dava konusu edilen 03.07.2000 tarihli 821.743.986.140 TL havalenin yapıldığı hesabın davacının yetkilisi olduğu … İnş. … Ltd.Şti’ne ait olduğu tespit edilmekle davacının belirtilen havale işlemlerinin bilgisi ve onayı dışında usulsüz yapıldığı iddiasının yerinde olmadığı mahkememizce kabul edilmiştir.
Bloke edilen teminat mektubu bedeline yönelik davacı talebine ilişkin bilirkişi heyetince yapılan incelemede karşılığı bloke edilerek verildiği iddia edilen teminat mektuplarından bir kısmının riskinin kalmadığı muhatapların iade olunduğu, iade olunmayan teminat mektuplarının da süreleri bittiğinden banka kayıtlarından çıkışının yapıldığı, bu kapsamda teminat mektubu nedeniyle blokojda bekleyen herhangi bir paranın mevcut olmadığı tespit edildiğinden iade edilmeyen teminat mektubu bedeline ilişkin davacı talebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Dava konusu bir diğer işlem olan 01.11.1999 tarihli 282.988.000.000,00 TL bedelli kasadan nakit ödemeye ilişkin yapılan değerlendirmede her ne kadar dekont aslı davalı banka tarafından ibraz edilememiş ise de 5411 sayılı Bankacılık Kanunun 42. maddesine göre belge aslının saklanma süresi 10 yıl olduğundan ve işbu davanın belgenin düzenlendiği tarihten 16 yıl sonra açılmış olması nedeniyle dekont aslının sunulamamasının davalı banka aleyhine hukuki sonuç yaratmayacağı, davacı tarafından incelenmesi talep edilen Ankara 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/70 esas 2005/481 karar sayılı karar içeriğinde davalı gösterilen şube müdür vekili hakkında 20.11.2001 tarihi ile 24.01.2002 tarihi arasında tespit edilen usulsüz işlemler nedeniyle davacı banka zararının tahsiline yönelik açılmış olmakla işbu davaya konu edilen işlem tarihlerini kapsamadığı, 1999 tarihli dekonttaki imzaya yönelik itiraza dayalı alacak talebinin 16 yıl sonra 2015 tarihinde yapılmış olmasının TMK 2. maddesine de aykırılık teşkil ettiği sonuç ve kanaatine varıldığından kanıtlanamayan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Alınması gereken 179,90 TL harcın peşin alınan 597,72 TL harçtan mahsubu ile 417,82‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden 157.916,14 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 50,00 TL yagılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,

6-Sarfedilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,

Dair davacı ve vekilinin, davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.

26/01/2023
Gerekçeli kararın yazıldığı tarih: 13.02.2023

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …