Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/292 E. 2022/794 K. 15.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/292 Esas – 2022/794
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/292 Esas
KARAR NO : 2022/794
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/05/2021
KARAR TARİHİ : 15/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 04/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı …’nın 07/06/2019 tarihinde davalı şirkette 58988273 poliçe numaralı, 13/06/2018-13/06/2019 vadeli ZMMS poliçesiyle sigortalı … plakalı aracın karıştığı kaza neticesinde yaralandığını, … plakalı araç ile meydana gelen kazanın tek taraflı bir trafik kazası olduğunu, kazanın araç sürücüsü tarafından yapılan kural ihlali neticesinde meydana geldiğinin sabit olduğunu, davacının kaza nedeniyle uğramış olduğu maddi zararın ödenmesi için 08/03/2021 tarihinde davalı şirkete başvuruda bulunulduğunu, davalı şirket tarafından bu zarara ilişkin herhangi bir ödeme yapılmayıp taleplerinin reddedildiğini bildirerek; davanın kabulünü, davacı … için fazlaya ilişkin her türlü haklarının saklı kalması kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya ilişkin yetki itirazlarının dikkate alınması gerektiğini, davacı tarafınca davalı şirkete başvuruda zorunlu belgelerin sunulmaması sebebiyle davanın usulden reddinin gerektiğini, kaza anında davalı şirkete sigortalı … plakalı araç sürücüsünün davacı tarafın maluliyetinin meydana gelmesinde herhangi bir kusurunun olmadığını, mezkur kazada davacının müterafik kusurunun mevcut olduğunu, tazminat hesabından müterafik kusur indiriminin yapılmasının gerektiğini, maluliyetin tespiti için İstanbul ATK 3. İhtisas Kurulu’ndan rapor alınması gerektiğini, varsa sürekli sakatlık tazminatının genel şartlara göre belirlenmesi gerektiğini, davacının davasının ispatı halinde davalı şirketin öncelikle ferilerden sorumlu tutulmaması, olmaz ise asıl alacak, yargılama giderleri ve avukatlık ücreti açısından ayrı ayrı poliçe limiti ile sorumlu tutulmasını, faizin en erken dava tarihinden başlatılmasını taleple davanın reddini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Deliller toplanmış, davacının sosyal ekonomik durumuna ilişkin araştırma yaptırılmış, poliçe ve hasar dosyası, SGK kayıtları, trafik kazası tespit tutanakları, ilgili hastanelerden celbedilmiş tedavi evrakları dosya kapsamına alınmış olup incelenmelerinde; … plakalı aracın davalı sigorta şirketine 13/06/2018-2019 tarihlerini kapsar şekilde sigortalı araç olduğu, kaza tarihi itibariyle poliçe teminatının 360.000,00 TL olduğu, SGK tarafından davacılara herhangi bir gelir bağlanmadığı ve ödeme yapılmadığı anlaşılmıştır.
Davacının maluliyetinin bulunup bulunmadığı ve var ise geçici ve daimi iş göremez kalınan sürenin ve bakıcı ihtiyacının bulunup bulunmadığının tespitine dair 07/06/2019 kaza tarihinde yürürlükte bulunan “Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik” hükümlerine göre düzenlenen Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’nın 21/03/2022 tarihli raporunda özetle; “engel oranının %3 olduğu, 6 (altı) ay süre ile iş göremezlik halinde olduğu, 2 (iki) ay süresince başkasının yardımına ihtiyaç duyduğu” yönünde kanaat belirtilmiştir. Mezkur maluliyet raporunda kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümleri esas alınarak davacının maluliyet durumunun belirlendiği, rapordaki tespitlere göre kaza ile maluliyet durumu arasında illiyet bağının kurulabildiği ve raporun gerekçeli ve denetime elverişli olduğu anlaşılmakla alınan maluliyet raporunun hükme esas alınmasına karar verilmiştir.
Trafik kazası nedeniyle tarafların kusurlarının varlığı ile oranı bakımından; 18/04/2022 tarihli bilirkişi raporunda adli trafik uzmanı bilirkişi tarafından; “davalıya ZMMS poliçesi ile sigortalı traktörün dava dışı eks olan sürücüsü Galip Karatana’nın dava konusu yaralamalı, dava dışı kendisinin ve eks olan yolcuların hayatını kaybettiği tek taraflı dava dışı maddi hasarlı trafik kazasının oluşumunda tamamen %100 oranında kusurlu olduğu” yönünde kanaat bildirildiği görülmüştür. 6098 sayılı TBK’nın 74. maddesinde haksız eylemin “kusur” öğesi konusunda hukuk hakimine tanınan yetkiler iki bölüm olup, birincisi “kusur bulunup bulunmadığına”, öteki “kusurun derecesini ve zararın tutarını belirlemeye” ilişkindir. Maddenin ilk cümlesine göre “kusurun varlığını” araştırmada yetkileri sınırlı olan hukuk hakimi, maddenin ikinci cümlesine göre “kusurun derecesini ve zarar tutarını belirlemede” tam bağımsız kılınmıştır. 6100 sayılı HMK 266 madde hükmüne göre kusur oranlarının belirlenmesi teknik değil hukuki bir konudur. Eldeki teknik bulgulara göre hakim, kusur oranını kendisi belirleyebilir (Emsal: Yargıtay 17. HD.’nin 15/02/2021 tarih ve 2020/1185 Esas, 2021/1340 Karar sayılı ilamı). Bu açıklamalar ışığında; tüm dosya kapsamı, soruşturma dosyası, kaza tespit tutanağında yer alan tespitler ile bilirkişi raporu kapsamında dosyaya mübrez teknik bulgular, olayın örgüsü ile birlikte bir bütün halinde değerlendirildiğinde; davalıya sigortalı araç sürücüsünün tam (%100) kusurlu olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır. Müterafik kusur olgusu bakımından ise davacı yolcunun kendi can güvenliği açısından yolcu taşınmasına uygun oturma koltukları olmayan zirai araç olan traktör üzerinde yolculuk yapmasına bağlı olarak müterafik kusurunun bulunduğu sonuç ve kanaatine varılmış, tazminattan %20 müterafik kusur indiriminin yapılması uygun bulunmuştur.
Tazminat hesabı yönünden dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, 26/04/2022 tarihli raporda özetle; “2022 yılı güncel asgari ücret verilerine göre yapılan hesaplama sonucunda davacı …’nın; Geçici iş göremezlikten kaynaklanan tazminat tutarının 9.700,37 TL olduğu, sürekli işgücü kaybından kaynaklanan tazminat tutarının 61.015,33 TL olduğu, geçici Bakıcı giderinden kaynaklanan tazminat tutarının ise 4.462,66 TL olduğu, olay tarihinde (07.06.2019) itibariyle ZMSS poliçesi ölüm-sakatlanma (klozu) limit tutarının 360.000,00 TL olduğu, mahkeme tarafından tazminata hükmedilmesi durumunda davacı tarafın; sigorta şirketine başvuru tarihinden 8 iş günü sonrası (başvuru/ihbar tebliğ tarihi dosyada mevcut olmadığından) temerrüde düşme tarihinden itibaren yasal faiz yürütülerek tazminat talebinde bulunabileceği” yönünde, %20 müterafik kusur indirimi de yapılmak suretiyle kanaat bildirilmiştir. Mezkur raporda bilirkişi tarafından TRH 2010 yaşam tablosu ile progresif rant sistemi esas alınarak hesaplama yapıldığı, yapılan hesaplamanın Yargıtay içtihatlarında öngörülen kriterlere uygun olduğu, gerekçeli ve denetime elverişli bulunduğu da anlaşılmakla hükme esas alınmasına karar verilmiştir.
Dava; davalı sigorta şirketine Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta poliçesi kapsamında sigortalı olan ve davacının yolcu olarak bulduğu aracın karıştığı tek taraflı trafik kazası neticesinde davacının yaralanması nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı, deliller, adli tıp ve bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde; 07/06/2019 tarihinde davalıya sigortalı olan ve davacının yolcu olarak bulunduğu aracın karıştığı tek taraflı trafik kazası neticesinde davacının yaralandığı, 26/04/2022 tarihli hesap bilirkişi raporunun da denetime elverişli ve hükme esas alınabilir olduğu kabul edilmek suretiyle davacının raporda tespit edildiği şekli ile kalıcı ve geçici iş göremezlik ile bakıcı gideri zararının bulunduğu kanaatine varılmıştır. Buna göre davacının dava ve talep artırım dilekçesi ile talep ettiği; 9.700,37 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 61.015,33 TL daimi iş göremezlik tazminatı, 4.462,66 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 75.178,36 TL maddi tazminat istemi yönünden davanın kabulüne dair karar vermek gerekmiştir. Temerrüt tarihinin, KTK’nın 99. maddesi uyarınca davalı sigorta şirketine başvuru tarihine göre 24/10/2019 tarihi olarak tespiti ile hükmolunan maddi tazminatın, belirlenen bu temerrüt tarihinden itibaren yasal faiz üzerinden davalıdan tahsiline yönelik olarak son tahlilde aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile; 9.700,37 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 61.015,33 TL daimi iş göremezlik tazminatı, 4.462,66 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 75.178,36 TL maddi tazminatın davalıdan 24/10/2019 temerrüt tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Alınması gereken 5.135,43 TL harçtan peşin alınan 170,78 TL, ıslah dilekçesi ile yatırılan 1.114,00 TL’nin toplamı olan 1.284,78‬ TL harcın mahsubu ile bakiye 3.850,65 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından başlangıçta yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 170,78 TL peşin harç, 1.114,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 1.344,08‬ TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 149 TL tebligat ve müzekkere gideri, 2.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.149,00 TL olan yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar yönünden karar tarihindeki AAÜT uyarınca 12.028,54 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereği Adalet Bakanlığı tarafından karşılanan ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk Ücret Tarifesinde belirtilen arabuluculuk ücreti karşılığı olan 1.320,00 TL arabulucu ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
7-Davalı tarafından sarfedilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Sarfedilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran taraflara iadesine,

Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 15/11/2022