Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/282 E. 2022/218 K. 15.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/282 Esas
KARAR NO : 2022/218

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/05/2021
KARAR TARİHİ : 15/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından 13/02/2020 tarihinde Ankara …İcra Dairesinde … esas sayılı dosyası üzerinden davacı aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, itiraz sonucunda takibin durdurulmasına karar verildiğini, Ankara …İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2021/157 Esas sayılı dosyasında 18/03/2021 tarihinde verilen karar ile de itirazın kesin olarak kaldırılmasına hükmedildiğini, davalının başlattığı icra takibinde borcun kaynağını 21/07/2015 düzenleme tarihli 9.180,00 TL bedelli alacaklısı … ve borçlusu … olan bono olarak gösterdiğini, icra takibinin dayanağı olan senedin ödeme tarihinin 11/05/2015 olarak belirtildiğini, davalıya 21/08/2015 tarihinde 1.250,00 TL, 21/09/2015 tarihinde 1.250,00 TL, 21/10/2015 tarihinde 1.250,00 TL, 21/11/2015 tarihinde 1.250,00 TL, 21/12/2015 tarihinde 1250,00 TL, 21/01/2016 tarihinde 1.250,00 TL, 21/02/2016 tarihinde 1.250,00 TL, 21/03/2016 tarihinde 450,00 TL olmak üzere toplamda 9.200,00 TL ödeme yapıldığını, senede göre davalıdan 20,00 TL alacaklı olduğunu, icra takibine dayanak gösterilen senedin vadesinin bulunduğunun ve geçerli olduğunun kabul edildiği takdirde dahi, bonoyu düzenleyen keşideciye karşı yapılacak takiplerde zamanlaşımına üç yıl olduğundan somut olayda icra takibinden önce bono her halükarda zaman aşımına uğradığını, davacı tarafından icra dosyasına yapılan itirazın haklı sebeplere dayandığından ve zamanaşımına uğramış senette yazılı bedelin davacı tarafından takip tarihinden önce 2015 ve 2016 yıllarında davalıya ödendiğinden davacının borçlu olmadığının tespitini ve dayanak senedin iptaline karar verilmesini, bu kapsamda dava sonuçlanıncaya kadar icra veznesine yatırılacak paranın davalıya ödenmemesi için teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini, haksız ve kötü niyetli olarak icra takibi başlatan davalının %20’den aşağı olmamak üzere tazminat ödemeye mahkum edilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
CEVAP: Davalının usulüne uygun olarak yapılan tebligata rağmen süresinde cevap dilekçesi sunmadığını anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava menfi tespit istemine ilişkindir.
Taraf delilleri toplanmış, davanın dayanağı olan Ankara …İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyası celp edilmiş, davanın tarafları bakımından tacir araştırması yaptırılmıştır.
Davaya dayanak takibe konu edilen ve 16/11/2021 tarihli celsede aslı üzerinde de inceleme yapılan bononun 21/07/2015 düzenleme tarihli, 11/15/2015 ödeme tarihli ve 9.180-TL miktarlı olduğu, keşidecisinin davacı …, lehdarının davalı … olduğu görülmüştür.
Bonoya dayalı taleplerde zamanaşımı, 6102 sayılı TTK’nın 778/1.h atfıyla 749. maddesinde düzenlenmiş olup bu hüküm gereğince bonoda düzenleyene karşı ileri sürülebilecek bonoya dayalı talep hakları, vadeden itibaren üç yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Davaya konu bononun vade tarihi, 11/15/2015 şeklinde takvimde olmayan bir tarih olarak yazılmış ise de tüm dosya kapsamı ile Yargıtay’ın yerleşik içtihatları da göz önüne alınarak, bonoda yer alan vadenin gerçekte 15/11/2015 olduğu, maddi hata sonucunda vade tarihinin 11/15/2015 şeklinde yazıldığı sonuç ve kanaatine varılmıştır (Emsal: Yargıtay 12 HD.’nin 18/02/2020 tarih ve 969/1428 ile 30/09/2004 tarih ve 16714/20577 sayılı ilamları, aynı yönde Mahmut Coşkun, Kıymetli Evrak Hukuku, Ankara 2021, s. 510 vd.). Bu kabule göre, yani vade tarihi 15/11/2015 olarak kabul edildiğinde, TTK’nın 749. maddesi hükmünce davaya konu bononun, 13/02/2020 takip tarihi itibariyle zamanaşımına uğraşmış bir bono olduğu anlaşılmıştır. Zamanaşımına uğramış bir bono kambiyo vasfını yitireceğinden, eldeki uyuşmazlığın da kambiyo senedinden kaynaklandığı kabul edilemeyecektir. Bu durumda davanın mutlak ticari nitelikte bulunmamasına ve davanın taraflarının da tacir sıfatını haiz olmadığından nispi ticari davanın varlığından bahsedilmesine de olanak bulunmamasına göre uyuşmazlığın, genel hükümler çerçevesinde asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak (Emsal: Yargıtay 13. HD.’nin 20/12/2018 tarih ve 2017-992/12429 sayılı ilamı, Yargıtay 20 HD.’nin 17/05/2018 tarih ve 2016-7303/3916 sayılı ilamı) mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava dilekçesinin HMK 114/1-c, 115/2 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı yokluğundan usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava dilekçesinin HMK 114/1-c,115/2 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı yokluğundan usulden reddine,
2-HMK 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal 2 haftalık sürede talep edilmesi halinde dosyanın görevli ANKARA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-HMK 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
4-Süresinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek yargılama giderlerinin hüküm altına alınmasına,
Dair davacı asilin ve taraf vekillerinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı 15/03/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸